beyaz kuğu
  Ölürsem kabrime gelme, istemem
 

Ölürsem kabrime gelme, istemem

İDRİS ÖZYOL

İpimi çekene selam olsun! Selam ol­sun üstümüze yürüyen kurşuna! it gibi kıstırıldım buralarda. Bir hayta, bir hergele, bir serseri, bir isyankar oldu ruhum. Vurdum bedenimi şehre, lüküs semtleri tekmeledim, beyaz kolonileri yaktım ve bıçakladım züppeleri sebep­siz. İşe girdim, atıldım. "Yitirdim bütün evlerimi" ve gönlümü düşürdüğüm kız­ları benzincinin oğluna verdiler, market sahibine ve fındık kralına. Bıçağı öğrendim, alnımdan yaralanma­yı ve vurulmayı sırtımdan. Çeliğin bü­tün halleriyle direndim ve yenildim barettaların gevezeliğine. Niye bu kadar geveze oluyor ölüm ve niye bu kadar üşüyorum ben? Çöplükten ceset toplu­yor polis ve tutup sürüklüyorlar ayakla­rımdan öldüğüm an'ı.

Çok acımasız olduğumu biliyorum, sınırsız gaddar ve alabildiğine barbar. Çek-senet, haraç ve koruma ücreti gibi şeylerin dünyasında gittikçe solan bir güldü hislerim. Bir işçi kızıyla evlenip, bir fabrikada işe başlamak ve çoluk ço­cuğa karışmak vardı hayatta. Lakin ol­madı, lakin hayat başka türlü yürüyor kenar mahallede, lakin ayaklarını doğ­ru dürüst basmazsan çamurlu yollara, seni bitirirler ve bütün bu lakinlerin için­de bir ip sallanır. İp bir kez sallanır. Ya tutup sıyrılırsın herşeyin arasından ya da boğazına geçiverir ölüm.

Sevdiğin o liseli kızı alırlar elinden, girdiğin işlerden kovulursun ve yürüme­yi bilmezsen çelme yersin hep. Sonra "biri" girer hayatına, hep girer, durma­dan ve fütursuzca çeler aklını. Görüp görebileceğin en büyük iktidarı cebinde taşıyan biri, usulca çıkartarak cebindeki revolveri masanın üzerine bırakır. Tam filmlerdeki gibi olur herşey. O an büyük bir sessizlik vardır şehirde ve odada ve masada. Masadaki ince çizgiler çocuk­luğuna kadar uzanıp, herşeyi ama her-şeyi, masum, yarı masum, biraz kirli bi­raz temiz herşeyi bir çırpıda kaplayıverir. Uzanır alırsın soğuk iktidarı. Ellerin üşür. Ruhun üşür. Beynin üşür. Bir va­kitler sevdiğin kız üşür. O kızı yitirdiğin an üşür. Ne varsa biriktirdiğin hepsi üşür. Sürekli üşüyen ve üşüdükçe teti­ğe basan biri olursun artık. Ardına dü­şülen, izi sürülen ve kıstırıldığı sokak dibinde it gibi öldürülen biri olursun.

Hayat bu! Kim yargılayabilir beni hakkımı yemeden ve eksiksiz ve şaş­maz ve milim yanılmayan bir kararı kim verebilir? Katillerin de sevdiğini ve par­maklarına iğne batsa canlarının yandı­ğını, bir çocuk görseler içlerinin titrediği­ni, ağladıklarını kim bilebilir? Cellatların bir evi olduğunu, çocuklarına ekmek ta­şıdıklarını ve geceleri kabus görüp ya­taklarından fırladıklarını düşündünüz mü hiç? Düşündünüz mü ipini çektikleri adamların ardından ağladıklarını? Cel­lat ve kurban, aynı çaresizliği yaşamadı mı acaba, pırıltılı vitrinlerin önünden ge­çerken ve bir çocuğa üç tekerlekli bisik­let götürmek için ellerini ceplerine attık­larında aynı yıkımı yaşamadılar mı ve dahası acaba cellat kim, kurban kim? Düşününce hem cellat, hem kurban oluyor ruhum. Hergele, hayta, serseri, isyankar ve çaresiz.. Hepsi bu!.

 

 

 
  Bugün 216 ziyaretçi (536 klik) buradaydı

beyaz kuğu Selam Dünya !.. Selam Türkiye !.. Sitemize Hoş Geldiniz !.. ( beyaz kuğu ) bir aile sitesidir !.. Lütfen bizi takip ve dostlarınıza tavsiye ediniz !. Bu çorbada tuzu olsun isteyenlerin, tenkit ve tavsiyeleri için ( mim.sait@hotmail.com )veya ( alt1946@windowslive.com ) adreslerine mail göndermelerini bekliyoruz !.. Sitemizde "bir hoş sada" menüsü altında yer alan "beyaz kuğu", "teferruat", "derviş hüseyine mektuplar" ve "hem nalına hem mıhına" bölümleri orjinal olup, bunların hiç bir hakkı mahfuz değildir, kaynak gösterilerek veya gösterilmeksizin kullanılabilir. Diğer dökümanlar ise; çeşitli sitelerden alınmış, bazılarında değişiklik yapılmıştır.İlgililerin talebi halinde derhal kaldırılacaktır!..Bilgilerinize sunulur !.. *** beyaz kuğu***Ailenizin Sitesi***











* * * * *


 
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol