beyaz kuğu
  Avluda Oturan Şizofrenler
 

Avluda Oturan Şizofrenler

 

 Cahit Koytak:

 I

 

Bir daha giymemek üzre
Devirip taçlarını
Şuuraltında,
Karanlıkta oturuyor küskün krallar
 
 * * * * * * * * *  
 
Bunların ruhlarına ne olmuş?
Kartallar delip göğüslerini
Yedi kat göğe mi çıkarmış?
 
  * * * * * * * * *
 
Burada ayaklarına keçe
bağlamış Şimdiki Zaman
Ki uyuyan Geçmiş uyanmasın:
suyun başındaki dev,
bin başlı ejderha,
kapıyı tutan gardiyan.
Kiremitler birbirine nasıl
aktarırsa yağmur suyunu
Onlar da öyle aktarıyor
-kendilerinden bir şey katmadan-
Yüzlerine, içlerine yağan
ve artık onların olmayan hüznü:
 
 * * * * * * * * *  
 
Kimseyle konuşulmayacak kadar,
Tanrı’yla konuşulmayacak kadar dipte,
derinde kalan şeylerin hüznü.
 
  * * * * * * * * *
 
Kaderin çöküp tortulandığı,
Meleklerin, şeytanların dolaşmadığı,
Işığın ve düşüncenin ulaşmadığı yerler…
Usun ve ruhun dibi
Serin ve tozlu bilinmezlik:
 
  * * * * * * * * *
 
Bazen boğulmuş bir çığlık,
Çözülüp gitmiş bir maske,
Bazen bir hançer
(kötü huylu bir yarada paslanan
Ya da bir kemik
(vicdanın eritemediği
Salına salına iniyor aşağı,
Tozutarak
(dipte uyuyan Zaman’ı
 Sonra herşeyi,
herşeyi yeniden örtüyor balçık.
 
 
 
II
 
 
 
Bu vadinin Mesihleri de yorgun
Uykuda geziniyor
çöl vurgunu yalvaçlar
Üryan haberciler
Tanrı’nın açtığı kuyuları
-susuz yolcuların önünde-
Taşla dolduruyor ifritler
 
  * * * * * * * * *
 
Ve yutuyorlar sivri burunlarıyla
Sükuna ermek için aklın
katettiği mesafeleri.
Düşüncelerle dolu
kederle dolu başını
Kaldırıp yakarıyor
Hurcuna belalı ganimetler
devşiren yolcu:
 Yarab, kanımda dolaşan iğne
Ruha dayandı!
Eti geçip,
Uluyan aklı geçip…
 Tutku elimde kırık
(bir kılıç gibi işe yaramaz oldu
Ama fırlatıp atamıyorum onu:
Elime yapışık
kalbime yapışık!
Ve koynumda serin
(bir su kırbası gibi
Gezdirdiğim imanım
Delinmiş bir post şimdi;
Bir köşede, gelip solucanların
yuva kurmasını bekliyor.
 
 
 
III
 
 
 
Kimse fark etmedi
gıcırdayarak, birden
kapandığını büyük kapının.
 
  * * * * * * * * *

 
Ve köprü de kaldırıldı. Her şey
hesaplı kitaplı
Kuş uçurulmuyor.
 
 * * * * * * * * *
 
-Surların dışında
sıcacık evlerimizi
ve tüyden ve dumandan çocukluk günlerimizi
oyuncaklarımızı, bineklerimizi
bıraktığımız bahçe
yanıyor şimdi
yanıyor güzelim tarlalar ve asmalar
ve sularında, sevgilinin
beyaz topuklarını
yıkadığımız pınar.

 

 

Cahit Koytak

 

 
  Bugün 64 ziyaretçi (226 klik) buradaydı

beyaz kuğu Selam Dünya !.. Selam Türkiye !.. Sitemize Hoş Geldiniz !.. ( beyaz kuğu ) bir aile sitesidir !.. Lütfen bizi takip ve dostlarınıza tavsiye ediniz !. Bu çorbada tuzu olsun isteyenlerin, tenkit ve tavsiyeleri için ( mim.sait@hotmail.com )veya ( alt1946@windowslive.com ) adreslerine mail göndermelerini bekliyoruz !.. Sitemizde "bir hoş sada" menüsü altında yer alan "beyaz kuğu", "teferruat", "derviş hüseyine mektuplar" ve "hem nalına hem mıhına" bölümleri orjinal olup, bunların hiç bir hakkı mahfuz değildir, kaynak gösterilerek veya gösterilmeksizin kullanılabilir. Diğer dökümanlar ise; çeşitli sitelerden alınmış, bazılarında değişiklik yapılmıştır.İlgililerin talebi halinde derhal kaldırılacaktır!..Bilgilerinize sunulur !.. *** beyaz kuğu***Ailenizin Sitesi***











* * * * *


 
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol