beyaz kuğu
  sabrımızı zillete yorma derviş hüseyin -yakupluğumuz tevekkül
 


"sabrımızı zillete yorma"
derviş hüseyin

-"yakupluğumuz tevekkül" diyorsam da

karşımızda kırgın kırgın durma sabrımızı zillete yorma derviş hüseyin yakupluğumuz tevekkül -mademki çölde ya kuyu ya kurt kervanda insan tacirleri mısırda cilveli züleyha ya da süresiz zindanlar sarayda firavun ve ülkede yokluk var - ülkem gibi -hatta ülkede herkes -insanlarımız gibi - hatta bütün firavunlar korkulu düşlere mahkum bilesin ağlama yusufluğumuza bizler birer sultanız - unutursak hatırlat ağlama kanlı gömleğimize bakıp yeterince yusuf kokmuyorsa sars bizi derviş hüseyin çeçenyadaki binlerce şehit bir kırbaçtır bize derviş hüseyin her kahpe kurşunla duyulan "ah" bir sesleniştir yer ehlinden gök ehline bilallerin ağzındaki her "Allahüekber" bir vuruştur iki yüz yıllık paslı prangalara nasıl bağlandığımızı unutursak eğer hatırlat bize derviş hüseyin bin yıllık yurdumuzda –yeniden olimposuna kurulan şu gördüğün nuhun dördüncü oğlu -ebter nefsinin peşinde dağa tırmanan -rasyonalist- akılcı ve şeytana asker- enver paşanın akıldışı düşleri ve ihtirası -yangın üstüne körük iki alman savaş gemisiyle sivastopolda vurulan rus değil bizdik – bu ne körlük itildiğimiz harb-i umumi tufanından- o neredeydi nasıl kurtuldu –aklımız hiç yatmadı savaşın bittiğine ve cudiye ulaştığımıza inandığımız zaman bu nuh gemisini kim batırdı –hangi iblis ulan bize kimse anlatmadı sende anlatmadın pısırık tarihçi dedin ki " bu asil türk milleti sahile vuran cesetler arasından son bir gayretle dirilen bir mesihin elleriyle mayasını ruhundan kardığı ondokuzuncu devletini kurdu yeniden" buraya kadar tamam da ya sonrası "bir avuç iman artığı bizlerin kim peşine düştü dipçik dipçik niye arkamızda candarma başını duman almış dağlar niye ayaklarımızda pranga niye anlatmıyorsun be adam" niye terk etti bizi nuh –nasıl battı bu gemi ağzında bakla mı var derviş hüseyin şimdi çıkarmanın tam demi tövbeler peşine düşmeye niyetlendiğimiz ilk gecenin sabahında yine eski hatalarda sürçüyor diye ayaklarımız vurma başımızı derviş hüseyin yolma harunluğumuzun sakalından kalan üç beş teli de sen musalığına güvenip bak beri şu gördüğün insanların -sus iftira -deme her biri bir samiri apislerden mülhem buzağılar yerine anıtlar dikiliyorsa her bir meydana her kente her beldeye her köye elektriği suyu yolu olmayan mezralara bile ulaşmışsa kirli ayakları böğürüyorsa kartaloz karılar "artık zina kadın hakkıdır kahrolsun irtica yıkacağız cümle tabuları aydınlık sabahlara koşacağız her günü bayram sayıp her sabah on yıl olmazsa yüzyıl sonra muasır mısıra ulaşacağız" kabilinden marşlar söyleyerek anırıyorsa aklındaki karpuz kabuğu kazığını koparıp semerini çiğneyerek karunluk bekliyorsa firavundan artık harunu kim dinler derviş hüseyin firavunum çok yaşa mısıra çok köle gerek bildiğimiz alaca karanlık hikayeleri -put yıkanların başlarında niye yok ibrahim niye aralarında haç çakanların –mesih bildiğimiz isa devletin başına yuvalananların niye her biri takılmış nefsinin peşine –ve niye önünde sürü gibi biz ekmek ve su belasına niye odun taşırız cumhursuz cumhuriyetin bizi ısıtmayan ateşine niye deriz "giden kahya gelen paşam" niye her eşkıyaya eyvallah ederiz anlat derviş hüseyin "bir musa gelse bile" diyorsun "bir musa gelse ve bize yol verse bile kızıldeniz -bundan böyle kan kadar yusuf kokmuyor bu gömlek korkunun çöreklendiği yüreklerimiz salihin devesine bile yükse korkularımız umutlarımızdan çokça büyükse ebrehenin fillerine ne gerek bize yıktıracaklar bütün kabeleri" -biliyoruz yarın yollarımıza yeni çalılar ekerek ite dalanmaya mahkum etme bizi yada huzurunda boynumuzu bükerek sahibinden merhamet dilenmeye yollama bizi derviş hüseyin -sus- devesi boğazlanmış diyorlar salihin avuçlarında sakladığın ne niye ceplerinde ellerin senin sakladığın boşa –biz biliyoruz kabe abdülmuttalibe kalmış -kalsın -develeri de olsun -olimpos bize yeter baba zeus-çok yaşa haykırışlarını sen de duydun niye "la" demedin derviş hüseyin korkudan dilin mi tutuldu iblis hatırı mı saydın tamam da – diyelim ki doğru haber denizde boğuldu nuh ateşte yandı ibrahim balık karnında öldü yunus -tamam da diyelim ki hepsi esatir-i evvel ama hani biz bu yusuf kervanıyla mısıra gidecektik derviş hüseyin züleyhlalar hiç birimizi beğenmese bile en kötünün kötüsü ihtimal ile en azından karnımız tok sırtımız pek hamana tuğla pişirecek karuna deve güdecektik bizi köleliğe mahkum etmişti ya ihanet buraya kadarını iyi anladık tamam da sabır üzerine şükürde dengelenmişken terazi hepimiz razıyken harunluğa durup dururken niye değişti arzular bir babil büyücüsü mü döktü üstümüze bu marazı niye karunluğa arzuluyuz bu kadar kim dedi ki dünya mısırdan ibaret derviş hüseyin ve hamanın gözdeliği şeref-şan vezir olarak mı çıkacak sanıyorsun çocuklarımız ekmek su ve yusuf hatırına köle olarak kapılandığımız bu kapılardan diyelim ki yutkunduk yakupluğumuzu "farz-ı ayn" dedik "firavuna ibadet mısırın tek ilahı olduğuna inanan için" tamam da -bunu da anladık diyelim tamam da derviş hüseyin niye tetiklerde bünyamin elleri "kurt" diye "kuyu" diye "zindan" diye bu namlular alınlarımıza niye dayalı niye yusuf masalıyla korkutuluyoruz niye yakup yürekler korkulardan mayalı işte bunu anlayamadık mazi ile istikbalin haram ile helalin izmihlalle istiklalin savaştığı bu sokakta romalı askerler dolaşır imanla inkar arasında bocalayan on üçüncü havarinin bir türlü kıvam tutmayan düşünde çarmıhını çakmakta isa -kahırlı -niyeti göklere çıkmak biz topraktan geldik toprağa döneceğiz derviş hüseyin bize gökler kapalı ey idris nebi -cennetler bize çok ırak amma -velakin şu kadar ki-ancak- kulağımıza deymiyorsa da sedası bilalin Rahman-ı Rahiym-i Aziymüşşan-ı Zül Celalin son ordusuyuz biz çok şeyi unuttuk ama bunu unutmadık derviş hüseyin tamam da başımız düşü gasbedilmiş yastıklara dayalı bir sersem bir şaşkın bir uykuluyuz her uyanır gibi olduğumuzda yeniden mil çekilir gözlerimize kulaklarımıza yeniden kurşun dökülür bir toplum mühendisinin iblisten ödünç elleriyle yeniden formatlanırız hasan sabbahın cennetinden muasır medeniyetlere kanatlanırız ne zaman ki şarhoşluğu geçer şarabın ayılır gibi olduğumuzda nasuhlar çalar kapımızı tövbe eder adam olmak için umutlanırız tamamda burada büyüsü bozulur serabın dışarda bir tellal bağırır "bu deveyi gütmeyip bu diyardan gitmeyene ya kırk katır ya kırk satır" burada işte tam burada tut ellerimizden derviş hüseyin bizi Muhammedimize götür -ey örtüsüne bürünen -bu karanlık anadolu gökleri altında can çekişen yıldız ve hilal hürmetine kalk ve bir daha uyar bizi yetmiş milyon bilal hürmetine zeytin dağındaysa isa etekte roma askeri elleri tetikte tur dağındaysa musa karabasanlar basmıştır firavunu hira dağındaysa ahmet niye ahmet kokmuyor güllerimiz niye buradayız biz işte bunu sorduğumuz bu sahi derviş hüseyin biz kimiz anlatıver bir zahmet derviş hüseyin ibrahim mancınıktaysa gül bahçesine yakın taif dönüşündeyse ahmet bedeni yaralı -yüreği kanıyor isa romalı askerler arasında haç çakacak bir havari aranıyor ve tih çölündeyse musa tur dağının misafiri birazdan dalgalı denizdeyse yunus ulaşır karaya yüze yüze sabahın bu kutlu saatlerinde aklımızın almadığı biz olimposta ne arıyoruz derviş hüseyin -yeniden anlat bize
* * *

* * *
27.12.2004 22:19:05

"sabrımızı zillete yorma"
derviş hüseyin



"yakupluğumuz tevekkül" diyorsam da
 
  Bugün 223 ziyaretçi (641 klik) buradaydı

beyaz kuğu Selam Dünya !.. Selam Türkiye !.. Sitemize Hoş Geldiniz !.. ( beyaz kuğu ) bir aile sitesidir !.. Lütfen bizi takip ve dostlarınıza tavsiye ediniz !. Bu çorbada tuzu olsun isteyenlerin, tenkit ve tavsiyeleri için ( mim.sait@hotmail.com )veya ( alt1946@windowslive.com ) adreslerine mail göndermelerini bekliyoruz !.. Sitemizde "bir hoş sada" menüsü altında yer alan "beyaz kuğu", "teferruat", "derviş hüseyine mektuplar" ve "hem nalına hem mıhına" bölümleri orjinal olup, bunların hiç bir hakkı mahfuz değildir, kaynak gösterilerek veya gösterilmeksizin kullanılabilir. Diğer dökümanlar ise; çeşitli sitelerden alınmış, bazılarında değişiklik yapılmıştır.İlgililerin talebi halinde derhal kaldırılacaktır!..Bilgilerinize sunulur !.. *** beyaz kuğu***Ailenizin Sitesi***











* * * * *


 
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol