diyorsun ki yunus
“bencilliğin azgın sularına kapılmasın insan
dalaletin girdabında dönerde döner
şeytanın kucağında büyür harisin hırsı
ve cehennemin gayya kuyusunda söner”
gayya kuyusu bir sonsuz karabasan
bir uyanılmaz kabus
“tutuşturulmuş odun değil ki yanan
haris bile olsa yazıktır
neticede insan” deme
sakın acıma yunus 
  

* * *

bugün köşeyi dönmekten dört köşe olanların
cennetlerinde canlarına tahtlar kurarken
görüyorsun mutlulukları tarifsiz
yarın başlarına yumruk yumruk vururken
"ne ettim de şeytana uydum" demeleri 
bir arsızlık ki kökten tutarsız ve yersiz
ve  iblise ağız dolusu sövmeleri 
sanki bu zavallıyı gasbetti de durup dururken
bu melanetleri zor altında işledi -çaresiz  
pes doğrusu 
gör ki bu işin ölçüsü endazesi kaçtı
bir kasvet çöküyor içime
aha şurama geliyor yakası açılmadık küfürler
kimse demiyor ki “çıkar baklayı ağzından
bu demde susmak da neyin nesi”
üstüne üstlük diyorlar ki 
-iblisi kayırmak sana mı düştü
 aman sus"
tamam da
iftira üstüne dayalı
yüzsüzlüğün de böylesi
çıldırtıyor beni yunus