beyaz kuğu
  Akaid
 

                        AKAİD

 

Yazar : Ömer NESEFİ
Yayınevi : Otağ -
Baskı : İstanbul / 1971 / 196 shf.

 

1-BÖLÜM:
İSLAMIN VARLIK TELAKKİSİ:

A) İslam'a göre eşyanın varlığı bir realitedir, ilim de bu eşya realitesine göre nüfuz eder. İslam'ın tavsiye ettiği iman; kainat varlığının tetkiki ve müşahedesi neticesinde fertte hasıl olan imandır. Maddenin ve canlı varlığın uyduğu ilk kanun; yaratılma, devam etme ve yok olmadır. Kainatta seyyarelerin hareketi, canlı varlığa dönüşmesi, kainatın büyük bir nizam ve intizam içinde hareket ettiğini gösterir.

B) Eşyanın realitesinin inkar Yunan felsefesinde temellerini bulur. Eşyanın var olduğunu veya mevcut olmadığını anlayamayız diyenler septiklerdir. Kainatı, rasyonel izahın ilk denemeleri de Yunan da başlamıştır. Buradan Hint, İran ve Mısır'a geçmiştir. Yunan felsefesinde kainatın izahı, bir ilk sebebe irca düşüncesi ile ortaya çıkmış, ide, madde, irade gibi mefhumlar kainatın ilk sebebi olarak anlaşılmış, materyalizm ve ruhçuluk arasında asırlardır süren farklılıklar buradan neşet etmiştir. Ruhçu görüş, kainatın maddi varlığını bir hayal olarak kabul etmiş ve görülen ve var olan kainatı, ide'nin gölgesi olarak tanımlanmıştır. Bu görüş daha sonra yeni Eflatunculuk olarak Farabi, İbn-i Sina ve İbn-i Rüşd'ü etkilemiştir. Daha sonra buna alternatif olarak materyalizm ortaya çıkmış ve kuvvetlenmiştir. Avrupa’da Hiristiyanlığın zayıflaması ile materyalizm hakim hale gelmiştir.

C) İslam'a göre kainat yoktan var edilmiştir ve zamanı gelince yok olacaktır. O ne subjektif ide (ferdin hayali) ve ne de objektif ide(insandan önce mevcut olan ideler alemi) değildir. İnsan beyninin icat ettiği bir varlık olmadığı gibi, insandan evvel ve ondan müstakil olarak vardır. Alem-kainat ayan ve arazdır.


2.BÖLÜM:
İslam'da Bilgi Telakkisi:

 

Yaratıklar için ilmin kaynakları hiss-i selim, akıl, doğru haberdir.

A) Akıl ile ilk bakışta hasıl olan bilgi zaruri bilgidir. Bir şeyin tamamının parçasından büyük olduğunu bilmek gibi. İstidlalen sabit olan ilim iktisabidir. Akıl, islam alimlerine göre bir nurdur. Bazılarına göre ise bir kuvvedir. mahalli için ise, bazıları dimağda, bazıları kalpte demişlerdir. Hz Ali'nin görüşü (yeri kalptir, ziyası ise dimağdır.) şeklindedir. Doğrusu da budur.

B) Aklın güzeli ve çirkini bilip bilemeyeceği ise çok tartışmalara sebep olmuş, akaid ilminin mühim meselelerindendir.

Mutezileye göre;.

-İyilik ve kötülüğe hakim olan akıldır. Bunun için nakle yani, kitap ve sünnet gibi dini delillere ihtiyaç yoktur.

-Dini deliller farz veya haram olan şeyleri bildirmeseler bile akıl ile bunlara hükmedilebilir.

-Aklın idrak edemediği, hakkında iyi veya kötü hükmü veremediği konularda, dini delillerin hüküm vermesi kabul edilemez. Ahirette Allah (cc)'nın görülmesi gibi.

-Mutezile günah veya küfür gibi şeylerin Allah'a izafesi caiz değildir, çirkindir.

-Mutezile' ye göre akıllı olan kim olursa olsun iman etmesi farzdır.

EŞARİLERE GÖRE;

Eşyanın farz veya haram kılınmasının mucip sebebi sadece şer'i delillerdir, akıl değildir. Eşyanın Güzel, veya kötü olduğunu dinin delilleri ile bilinir. Bir kavme peygamber gönderilmeden azap edilmeyecektir.

MATURİDİLERİN GÖRÛŞÜ;

Akıl iyi-kötü, haram-helali bilmek için vasıtadır: Eşyayı güzel-çirkin, fiilleri farz veya haram kılan Allah’tır akıl olmadan dinin emirleri anlaşılamaz. Allah'ı bilme hususunda akıl muteberdir. Akıllı küçük bir çocuk, sadece aklı sebebiyle dinin emir ve yasaklarına uymak zorunda değildir. Aynı çocuk İslam' a veya küfre inansa, bu inancı muteber ve sahih olur. Akıl ile nakil çatıştığında akıl esas alınır, nakil tevil olunur sözü nakil müteşabihat-ı zanniyeden olduğu zamandır aksi halde, akıl, nakil üzerine tercih edilemez.

C) Tevatürün şartları üçtür; sağlam bir hisse dayanmak, nakledenlerin arasında ittifak bulunması, kat'i naslara aykırı olmamasıdır. Bu şartlar muvazenesinde yalan üzerine ittifaklan düşünülmeyen bir topluluğun naklettiği haber bilgi kaynaklarındandır. 

D)İslam'a göre ilham bir şeyin sıhhatinin bilme sebeplerinden değildir Mutasavvıflar, ve Rafiziler ilhamı bir ilim kaynağı kabul ederler.

 

3. BÖLÜM:
İman ve imanın şartları:

 

l. Kısım:
  İman

A) İman, Allah'a indinden gelen şeyleri kalp ile tasdik, dil ile ikrardır. Birşeyi sadece bilmek yani marifet, iman için kafi değildir. Bilgi ile yetinmeyerek onu kalben tasdik etmek şarttır.

İmanın en özü Hz. Allah'a ve resulüne (SAV) inanmaktır. Kerramiye sadece dil ile ikrarı iman için yeterli görürlerken Havaric ve mutezile ikrar ve tasdikten başka amel etme şartını getirmişlerdir. Mutezile sadece farz ve vacip amelleri, Havaric ise nafile amelleri de sorumluluk olarak yetinmişlerdir. Mutezile namaz kılma imandan bir cüz addeder.

Ekseri muhakkikun görüşü ise imanın asıl rüknü, inanılması lazım gelen şeyleri kalben tasdik etmekten ibarettir, dil ile ikrar şart değildir. İkrar sadece o şahsa dünya hükümlerini tatbik içindir. Bir kimse hiçbir mazereti olmadan ikrarda bulunmazsa günahkar olur, kafir olmaz.

B) Ehli sünnete göre ameller imanın bir cüz' ü değildir. Ameller artar ama iman ne artar ne de eksilir, veya zayıf olabilir. İmanın, sahih ve makbul olabilmesi için ümitsizlik halinde kabul edilmiş olmaması, mü’minin inkar ve tekzib alameti olan şeyleri yapmaması ve dini hükümlerin sebebinin Allah'ın hikmeti icabı olduğunun kabul edilmesi gerekir. İnanan kimse imanı hakkında, ben muhakkak mü’minin dememeli, inşallah müminim Bir kimse said iken şaki, şaki iken said olabilir Bu Allah'ın kudretindedir.

2. KISIM:
Allah'a İman

A) Allah'ın ezeliyle ve zatıyla kaim sıfatları vardır. Bu sıfatlar, zatının aynıda değildir, gayrı da değildir. Allah kelam sıfatı ile konuşur. Kelam, harf ve sesler cinsinden olmayıp Allah’ın ezeli bir sıfatıdır Allah-u Tealanın kelamı olan kur'an mahluk değildir ancak harf ve seslerden ibaret bir kitapta toplanan Kur'an mahluktur.

B) Allah-u tealayı görmek aklen caiz, naklen vaciptir. Allah-u Teala görülür, fakat bu bir mekanda, bir yönde, bir ışık yardımıyla değildir. Görenle Allah arasında da bir mesafe bahis mevzu değildir. ,

Mutezile görülmeyeceğine, Kerramiye ve Müşşebbihe ise cisim olarak görüleceğine inanırlar.

Allah-u Teala Cennet'te baş gözüyle mekandan münezzeh olarak görülecektir. Rüyada görülmesi ise ihtilaflı olup, İmam-ı Azamın görülebileceği, İmam-ı Maturidinin ise görülmeyeceği şeklinde izahatı vardır. Recep Efendi ise “bu hususta susmak en güzeldir. demiştir. Miraçta efendimizin Allah-u tealayı gördüğü nakledilir. Hz. Ayşe bunun olmadığını söyler. 

C) Allah-u Teala kullarının iman, küfür, isyan ve ibadet olan bütün fiillerinin ve hareketlerinin yaratıcısı değildir. Cebriyenin, zamanımız fatalistlerin Allah herşeyin halıkı olduğuna göre kul fiilleri yapmağa mecburdur, dolayısıyla ceza görmemelidir, anlayışı yanlıştır. Kulun kendi fiilleriyle alakalı sapık mezhepler, kulun kudretini Allah'ın yarattığını, fiillerin ise; kulun kendi isteği ile olduğunu söylemişlerdir. Bazı alimler ise iki kudretin ikisi de asıl fiilde müessirdir derken, bazıları da kulun kudretinin sadece fiilin vasfında müessir olduğunu söylemişlerdir. Bu görüşlerden bizim kabul ettiğimiz kulun fiilinde iki kudretinde beraberce bulunmasıdır. Fiilin Allah'ın kudreti ile olduğu cebirdir, kulun kudreti olduğu inancı ise tevfiz yani fiillik kula bırakılmalıdır. Böylece selefler nakledilen Cebr-ü Mutavazsıt görüşü ortaya çıkar ki Maturidilerin kabul ettiği görüş budur. Eşarilar ise; kullar fiillerinde muhtar, ihtiyarlarında umtardır, yani hür değildir, mecburdurlar. Çünkü onlar iradei cüziyyenin mahluk olduğuna kaildirler. Onlara göre fiilin vukuu ızdıraridir. Kulun fiili yapmak veya terk etmek hususlarından birisini tercih etmek kudreti yoktur. Bunun için Eşarilere Cebr-ü Mahz denir. 

D) İstitaat: (Fiillerin Yapılmasında Gerekli Güç)

Kulun gücü ferdin fiili ile başlar ve fiilin bitmesi ile sona erer. Kula verilen bu güç, fiili yapan kudretin kendisidir. İstitaat sebeplerin, aletlerin, azaların salim olmasıyla mümkündür.:Allah, kulun gücünün yetmeyeceği şeyi teklif etmez.

E:) Büyük ve küçük günahları helal sayan kafir olur. Haram edilmiş şeylerde rızıktır.

 

3. KISIM ve 4. KISIM:
Meleklere- Kitaplara İman:

Melekler Allah'ın kulları olup, Allah'ın emri ile hareket ederler. Erkeklik ve dişilik vasfı yoktur. AlIah, kullarına inzal ettiği kitaplarda emrini, nehyini, mükafatını, azabını beyan edip açıklamıştır.


5. KISIM ve 6. KISIM:
Peygamberlere-Ahiret Gününe İman:

 

A-Cenab-ı Hak peygamberlerini tabiat kanunlarını, yırtan mucizelerle teyid etmiştir. Peygamberlerin sayılarının ne olduğu konusunda münakaşa etmemelidir. Peygamberlerin en efdali Efendimizdir Peygamberlerin ve hayırlı kimselerin, büyük günah işleyenlere de şefaat edecekleri ayet ve hadislerle sabittir. Kul, kendisinden emir ve yasaklamaların kalkacağı bir duruma ulaşamaz. Beşerin resülleri, meleklerin resüllerinden daha faziletlidirler. İnsanların en faziletlileri, peygamberlerden (SAV)'in cennetle müjdelediği aşere-i mübeşşere'nin cennete gireceğine şehadet edilir 

B-Öldürülen bir kimse eceli ile ölmüştür.: Hz. Muhammed'in (SAV) kıyamet alametlerinden olarak Deccalin Dabbe-i Arz'ın, Ye'cüc ve Me'cüc'ün çıkması; Hz. İsa'nın nüzulu, güneşin batıdan doğması hakkında verdiği haber haktır. Kabir azabı, kabirde nimetlenme, kabir suali kitap ve sünnet ile sabittir. Öldükten sonra dirilme, kevser havuzu, sırat köprüsü, Cennet ve Cehennem haktır. Cennet ve Cehennem sonsuzdur, günahkar mü'min Cehennemde ebedi kalmaz. Dirilerin ölülere dua etmelerinden ve onlar için sadaka vermelerinden ölülere fayda vardır.

7. KISIM:
Kaza ve Kadere İman:

Kaza ve Kader meselesindeki ihtilaf; kulların kendi fillerini yaratma meselesindeki ihtilaftan doğmuştur.

Maturidilere göre Kader, Allah-u teala'nın ezeli olan ilim ve irade sıfatına; Kaza da tekvin sıfatına racidir. Kader Kaza haline gelmedikçe Allah tarafından değiştirilmesi umulur. Kazaya rıza ise vaciptir.

   4. BÖLÜM:
Velayet ve Keramet:

Geçmişteki ümmetlere olduğu gibi, Muhammed (SAV) ümmetinde de Allah'ın (CC) veli kulları vardır. Evliyaullah'ı kabul etmemek küfürdür. Velilerin en önemli özellikleri, çok sağlam bir imanları olması takva sahibi olmaları ve Allah'ın Kulları ile güzel geçinmeleridir. Hadislerde velilik; görüldüğü zaman Allah'ı hatırlatan yüzlerinde, secde izinden nişanları olan insanlar olarak anlatılıyor Velilerin kerameti de haktır. Bir insanda meydana gelen fevkalade haller onun veli olduğunu göstermez. Deccal harikuladeliklerin en göz alıcılarını gösterecektir Fakat o kafirdir. Ehl-i sünnetin ekserisi kerametin vukuunu ve caiz olduğunu kabul etmişlerdir. Bazılarını ise Mutezile kabul etmemiştir. Kuran-ı Kerim'de Hz. Meryem'in, Ashab-ı Kehf ‘in, Hz. Süleymanın katibi ve veziri Asaf İbnü Berhiya'nın kerametleri anlatılmaktadır.

-Kul ile Allah (CC) arasındaki karşılıklı muhabbetler, ayetlerle sabit olunca, denilebilir ki; Bir kul Allah (CC) `ın emrettiği ve razı olduğu şeylerin hepsini yaparsa (fakat ihlasla) taatın en yüksek derecesine erişebilir. Böylece Allah'ın (CC) yasak kıldığı küçük ve büyük şeylerin hepsini de terkedince, Rahim ve Kerim olan Allah'ın (CC), kuluna istediği birşeyi vermesi, imkansız değildir.

-Bir hadis-i kudside de Allah-u Teala”kulum bana nafılelerle yaklaşır” diyor. Bu haber gösteriyor ki ; kulların, kulaklarında, gözlerinde, dillerinde ve diğer azalarında, Allah'ın (CC) gayrısı için nasip yoktur.

HARİKALAR
6 KISIMIDIR;

I) Mucize

2) Keramet

3) İrhasat

4) Meunet 

S) İstidrac

-Ümmetinden biri için zahir olan keramet, o ümmetin peygamberinin mucizesi sayılır. Bu kerametle o mü'minin veli olduğu ortaya çıkar.

-Velinin velayet iddiasında bulunması, yani “Ben veliyim demesi caiz değildir. Keramet sahibi olan kimse bu kerametle gururlanmaz ve kerametini iftihar vesilesi yapmaz. İstidrac sahibi ise kendisine izhar edilen harika ile gurur duyar. Kibri artar, kendisini Allah'ın gazabından emin bilir. 

-Velilerin kendilerinin veli olduğunu bilip bilmemeleri ihtilaflıdır. Çoğu zaman keşfı, kerameti zuhur etmeyen veliler, bu haller kendilerinden zuhur edenlerden daha üstündürler. Hatta kendilerinden keramet zuhur eden bazı veliler bu kerametlerinden nedamet etmişlerdir. Meşhur olan görüş velayet sahibinin kendi veliliğini bilmesi şart değildir.

-Evliyanın islam prensiplerine bağlı kalması şarttır. Ebu Süleyman Eddarani derki çoğu zaman feyz yoluyla kalabilme birtakım sırlar ve tecelliler vahiy olurdu. Fakat ben bunları kitap ve sünnetden iki adil şahit olmadan kabul etmezdim.

5. BÖLÜM:
Hilafet ve İmamet:

Seyyid Şerif Cürcaniye göre imamet bahsi dinin ve akaidin asıl meselelerinden değil, tali derecelerindendir. Sa'd-ı Taftazani'ye göre de imamet ameli hükümlerdendir. Müslümanların bir imam seçmeleri şarttır. Bu bazılarına göre aklen, bazılarına göre şer'an vaciptir. Taftazani'ye göre farzı kifayedir. İmam seçmenin; kitap, sünnet, icma ve kıyastan delilleri vardır.

İmam seçmeye herkesin iştirak etmesi doğru değildir. Mü’minlerin tasvibini ve güvenini kazanan ve imam seçebilmeye ehil olan kimselerin seçmesiyle imam seçilir. Seçeceklerin kaç kişi olacakları ihtilaflıdır. Bir kısım alimler her belde de çoğunluğun bulunmasının şart olduğunu ileri sürerler. Bazıları da en az beş kişi olmalı demişlerdir. Eğer fitneyi asileri ve düşmanları önlemeye ihtiyaç varsa ; şecaat ve cesaret sahibi olanı seçmek şarttır. Memlekette sükunetin devam ettiği bir zaman ise alim olanı seçmek lazımdır. Şayet iki imama biat edilmişse birinin katli vaciptir.

A) İmamın bazı özellikleri:

l) İmam kureyşten olmalıdır, ancak imamlık haşim ve ali oğullarına mahsııs değildir.

2) İmamın zamanın en faziletlisi olması şart değildir. 

3) İmam zamanın siyaset, ilim ve sanatını biliyor olmalıdır.

4) Erkek olmalıdır.

5) Hükmünü geçirmeye emrinden çıkana gücü yeter olmalıdır.

B) İmamın bazı vazifeleri:

1) Hadleri ikame, askeri teşhis, sadakaları toplamak.

2) Cuma ve bayram namazlarını kıldırmak.

3) İnsanlar arasındaki ihtilafları kaldırmak.

4) Velisi olmayan insanları evlendirmek.

5) Ganimeti taksim etmek.

C) İmamın azl edilmesi:

Hanefi ve şafi mezheplerinde muhtar olan kavle göre; imam fasıklığı sebebiyle azledilemez. İmam Maverdiye göre; itikadında meydana gelen şüpheden dolayı, bedeninde noksanlık arız olmasından dolayı azl edilir. Tasarrufla meydana gelen noksanlıktan dolayı ise azli duruma göre olur. Mesela Hıcır ve kahır halleri gibi.

6. BÖLÜM:
İNSANI KÜFRE GÖTÜREN HALLER

 

7. BÖLÜM:
MİRAC

 

A) MİRAC HADİSESİ mü'minler için bir imtihan olmuştur imanı sağlam olanlar ortaya çıkmıştır. Mirac ile cennetin mükafatlarının büyüklüğü cehennemin ise ateşinin pek şiddetli olduğu anlaşılmıştır. Resulullahın mirac gecesi peygamberleri ve melekleri müşahedesi hem kendisinin hem de onların yükselmelerinin sebebidir. Peygamberimiz, semavatı arş ve kürsü ahvalini müşahede edince bu alemin ahvali ve korkuları onun gözünde küçülür. Allah yoluna daveti ve islam davasına çalışması kalbinde daha kuvvetlenir.

B) Peygamberimizin, ruhani olarak birçok kere cismani olarak vuku bulmuştur.

C) Miracın Mekke'den Mescidi Aksaya olan kısmı kitap da sabittir. Bunu inkar eden kafir olur. Mescidi Aksadan semaya kadar ki kısmı meşhur hadislerle sabittir. Bunu inkar eden Bid'atçı olur fıska girer. Semadan Cennete, arşa ve maverayı aleme çıkış ise Haber-i ahad ile sabittir. Bunu inkar eden ise hata etmiş olur.

   8. BÖLÜM
İÇTİHAT VE TAKLİT:

 

 

 

Müçtehit bazen hata bazen de isabet eder. İçtihat, tecezzi kabul etmez. Bir müçtehidin bazı yerlerde müçtehit, bazı yerlerde mukallit olması yanlıştır. Kendisi içtihat edebilecekken başkasını taklit edemez. Müçtehit derecesinde olmayan insanlar ise bir müçtehidi taklit etmelidirler. Bu ameli hükümlerdendir. Hadimiye göre “halk geçmiş devirlerde yaşayan alimlerden işittikleri sözlerle kendi zamanlarında bulunan güvenilir sözleri ile amel etmeyi tercih etmelidir.” der. İtikatta mukallit Mutezileye göre Mü'min olamaz. Cennete giremez. Eş'ari'ye göre imanı sahih olmaz. Maturidiye göre ise ; günahkardır.

 

 





ANAHATLARIYLA İSLAM AKAİDİ VE KELAM'A GİRİŞ

Yazar : Yrd. Doç. Dr. Saim KILAVUZ

Yayınevi : Ensar Neşriyat

 

SEM’iYYÂT BAHİSLERİ

Ehl-i sünnet kelâmcıları meleklere imanı genellikle nübüvvet bahisleri içinde ele almışlardır. Zira meleklerin varlığını bize peygamber haber verir. Biz, melek inancı konusunda yegane bilgi vasıtamızın-ahirete iman olduğu gibi -vahiy(nakil ve sem’) olmasını göz önünde bulundurarak, bu konuyu, sem’iyyat bahisleri içinde ele almayı daha uygun gördük.

 

1.MELEKLERE İMAN

Meleklere iman, İslam da iman esasları arasında önemli yer tutar. Kur’an-ı Kerim’de meleklere inanmanın farz olduğunu gösteren ayetler vardır.

“O peygamber de kendisine Rabb’inden indirilene iman etti, müminler de. (Onlardan) her biri, Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberle-rine inandı.”(Bakara 2/285)

“Fakat iyi amel (bir), Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere iman edenleri (iyi ameli)dir.” (Bakara 2/177)

Meleklere inanmayan kimse, bahsettiğimiz ayet-i kerimelerin hükmünü inkar ettiği için kâfir olur. Allah Taâlâ şu ayetlerde:

“Kim Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, Cebraile, Mikaile düşman olursa, muhakkak ki Allah’ta o kâfirlerin düşmanıdır.” (Bakara 2/98)

Melekler duyu organlarımızla idrak edilemeyen nurani ve ruhani varlıklardır.

Kur’an-ı Kerim’den anladığımıza göre melekler insandan önce yaratılmışlardır:

“Rabbin meleklere ‘ben yeryüzünde bir halife var edeceğim demişti. Melekler de:

‘orada bozgunculuk yapacak, kanlar akıtacak birini mi var edeceksin? Oysa biz seni överek yüceltiyor ve seni devamlı takdis ediyoruz.’ Dediler. Allah ‘ben şüphesiz sizin bilmediklerinizi bilirim’ dedi.” (Bakara 2/30)

A. Meleklerin Özellikleri

Melekler nurdan yaratılmış ruhani varlıklardır, yemek, içmek, erkeklik, dişilik, uyumak, yorulmak gibi insana ait özellikleri yoktur. Melekler gözle görünmezler. Görünmeyişleri yok olduklarından değil, bizim gözlerimizin onları görebilecek kabiliyet ve yapıda yaratılmamış olduklarındandır. Melekler peygamberler tarafından aslî şekilleriyle görülebilir. Ancak aslî şekilden çıkıp, bir başka maddî şekle girerse diğer insanlar tarafından da görülebilirler Cibril hadisesi diye bilinen, imanın, ihsanın ve islâmın tariflerinin yapıldığı hadiste belirtildiği gibi Cebraîl (A.S) insan şeklinde görülmüştür.

B. Meleklerin Sayıları Ve Çeşitleri

Melekler bulundukları yer yönünden, arzî, semavî, ve arşî kısımlarına ayrılır. Arzî melekler, yeryüzü melekleridir. Semavî melekler, gökte bulunan meleklerdir. Arşi melekler ise arşta bulunurlar. Melekler görev yönünden şöyle sıralanabilir:

1-Cebrail: Büyük meleklerden vahiy getirmekle sorumlu olan melektir. Şu ayet-i kerîme bize O’nun Allah katında büyük bir makamı olduğun anlatır:

“Muhakkak ki bu Kur’an (Allah katında) kerim olan bir elçinin getirdiği kelâmdır. Bir elçi ki pek kuvvetlidir. Arşın sahibi (Allah) katında yüksek bir mevki sahibidir.”(Tekvîr 81/19-20).

2.Mîkâîl: Dört büyük melekten biri olan Mîkâîl (A.S),kainattaki olayları idare etmekle görevlidir.

3.İsrâfil: Görevi sûra üfürmektir.

 

4.Azrâil: Görevi ölüm sırasında canlıların ruhunu almaktır.

5.Kirâmen Kâtibin: Bunlar iki melektir. Kur’an bunlardan şu şekilde bahse-der:

“And olsunki insanı biz yarattık. Nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. (Çünkü) biz ona şah damarından daha yakınız. Hatırla ki (insanın)hem sağında, hem solunda oturan, onun amellerini tespit etmekte olan iki de (melek) vardır. O, bir söz atmaya dursun, mutlak yanında hazır bir gözcü vardır.” (Kâf 50/16-18)

6. Münker Ve Nekir: Ölümden sonra kabirde sorgu ile görevli iki me-lektir.

7.Hamele-İ Arş: Bunlar arşı taşıyan meleklerdir. Kur’an-ı Kerim kıyamet günü arşı taşıyan meleklerin sayısının sekiz olacağından bahseder:

“O gün Rabb’inin arşını(göğün bucaklarındaki meleklerin) üstlerinde bulunan sekiz melek yüklenir. ” (Hâkka 69/17).

 

8.Hazene-İ Cennet Ve Cehennem: Cennet ve cehennemdeki işleri yürütmekle görevli meleklerdir.

9.Mukarrebun Melekleri: Allah’a en yakın bulunan son derece şerefli meleklerdir.

10.İnsanın kalbine doğruyu ve gerçeği ilham ederler. (Bir kısmı)

11.Müminler için dua ederler. (Bir kısmı)

12.Namaz kılanlar fatihayı bitirince onlarla birlikte amin derler. (Bir kısmı)

13.Sabah ve ikindi namazlarında müminlerle birlikte olurlar. (Bir kısmı)

14.Kur’an okunurken yeryüzüne inerler.(Bir kısmı)

15.Sokakları, yolları dolaşıp zikir meclislerini bulurlar. (Bir kısmı)

16.Müminlere rahmet okurlar. (Bir kısmı)

17.Müminlere sebat ilham ederler. (Bir kısmı)

18.Melekler müminleri cennetle müjdelerken, kâfirlere tadın cehennem azabını derler.

 

C .İnsanlarla Melekler Arasındaki Farklar

1-İnsanlar arasından seçilen peygamberler meleklerin peygamberlerinden üstündür.

2.Meleklerin peygamberleri ise peygamber olmayan diğer tüm Müslümanlardan üstündür.

 

D. Cin Ve Şeytan

1.Cin:

Arapça’da örttü, gizledi, gölgeledi manasına gelen “cenne” kelimesinden gelen bir cins ismi olan cin kelimesi, duyu organlarıyla idrak edilemeyen, hislerden gizlenmiş latif ve ruhani varlıklara verilen isimdir. Cinler ateşten yaratılmış olup, onların yaratılışı insanlardan öncedir.“Cânnı (cinlerin atasını) yalın, saf bir ateşten yarattı. ” (Rahman 55/15)

 

2-Şeytan:

Şeytan, azmış ve isyan ederek sapıklığa düşmüş cinlerdendir. (Kehf 18/50) “Meleklere Âdem’e secde edin demiştik. İblis müstesna hepsi ettiler, o ise kaçındı, büyüklük tasladı ve inkar edenlerden oldu. ”Şeytan ateşten yaratılmıştır.

 

2-AHİRETE İMAN

A.Ahiret Günü Ve Ahirete İman

Ahiret sözü, Arapça’da son ve sonra olan, son gün anlamında bir kelime olup, bu dünyanın sonuna, bu dünyadan başka ölümle başlayan yeni ve sonsuz hayata denir.“Allah’a ve ahiret gününe iman edip salih amel işleyenlerin Rableri katında büyük ecirler vardır. Onlar için korku yoktur. Onlar mahzunda olmazlar.” (Bakara2/62)

 

B.Ahiret Hayatının Devreleri

1-Kabir(Berzah) Hayatı

Ölümden sonra tekrar diriltmeye kadar olan devreye kabir(berzah) hayatı denir.

 

2-Kıyamet Ve Kıyamet Alametleri

A.Küçük Alâmetler:

  • Peygamber efendimizin gönderilmesi.
  • İlmin kalkması.
  • Kadın nüfusunun erkeklere göre artması.
  • Adam öldürme olaylarının artması.

 

B.Büyük Alâmetler:

  • Duman (Duhân)
  • Deccal
  • Dabbetü’l Arz
  • Güneşin Batıdan Doğması
  • Ye’cuc Ve Me’cuc
  • Hz. İsa’nın Gökten İnişi
  • Yer Batması
  • Hicaz ve Yemen taraflarından büyük bir ateşin çıkarak her tarafı aydınlatması.

 

3.Sûr Ve Sûra Üfürülüş

Sûr lügatte boru, üfürülünce ses çıkaran boynuz ve seslenmek anlamlarına gelir.

Istılahta ise İsrafil(as.) tarafından öttürülen borudur.

4-Ba’s(Yeniden Diriltme) Ve Ahiret Halleri

A)Ba’s: İnsanlar sûra ikinci defa üflenmesiyle yeniden diriltilecektirler.

 

B)Haşr Ve Mahşer: Haşr lügatte toplanmak, bir arya gelmek mana sına gelir. Allah’ın ikinci dirilişten sonra insanları toplaması demektir. Toplanılan yere ise mahşer veya arasat denir.

 

C)Defterlerin Dağıtılması: İnsanlar, hesaplarını yapılması için toplandıktan sonra amel defterleri dağıtılır.

D)Hesap: Allah Taâla kemal sıfatlarıyla muttasıftır. O yaratıklarına zulüm etmeyen adl-i mutlaktır.

E)Mizan: Lügatte terazi anlamına gelen mizan, ahirette hesaptan sonra herkesin amellerini tartmaya mahsus ilahi adalet ölçüsüdür. Mahiyyeti ve içyüzü bizce bilinememektedir.

 

F)Havz: Her peygamber kıyamet bir havuzu olacaktır. Oradan kendisi ve ümmeti olacaktır.

 

G)Sırat: Sırat cehennemin üzerine kurulmuş bir yoldur. Herkes buradan geçecektir.

 

H)Şefâat: Ahiret gününde bütün peygamberler Allah’ın izniyle şefaat edeceklerdir.

 

İ)Cehennem: Cehennem, ahirette kafir, müşrik ve münafıkların sürekli kalacakları azap yeridir.

J)Cennet: Müminlerin sürekli kalacakları ahiret yurdudur. Cennet hayatı sonsuzdur.

K)Ru'yetullah: Ehl-i sünnete göre ahirette müminlerin Allah’ı

görmeleri aklen caiz naklen vaciptir.

KELÂMA GİRİŞ

Kelam İlminin Tarifi: Kelam islam dininin itikadi kısmıyla ilgilene kısmıdır.

A.Akaid: Bu kelime akide kelimesinin çoğulu olup akd kökünden türetilmiştir. Akd düğüm bağlamak, düğüm manalarına gelir. İman kelimesinin eşanlamlısı olan itikad kelimesi de aynı kökten türetilmiştir.

B.Usûluddün: İslam dininin temel prensiplerini yani iman esaslarını konu alan ilimdir.

 

C.Tevhid Ve Sıfat İlmi: Tevhit lügatte birlemek, bir şeyin bir olduğuna hükmetmek demektir. Istılahta ise, Allah Taâlanın zatını, akılların tasavvur edebileceği, zihinlerin ve fikirlerin canlandırabileceği her şeyden uzak tutmaktır.

 

Kelamın Konusu: Kelamın konusunu teşkil eden malûm, iki ana unsurdan meydana gelir. Doğrudan doğruya dini akideleri teşkil eden hususlara mesail ve makasıd, bunları isbata yarayan bilgilere mebadi ve vesail adı verilir.

 

Kelam İlminin Gayesi: En büyük gayesi kişinin imanını taklidden kurtarıp tahkiki ve sarsılmaz imana yükseltmektir.

Mertebesi Ve Önemi: Müteahhirin kelamcıları bu ilmin, ilimlerin en şereflisi olduğunu söylemişlerdir.

 

TARİHÇE VE ESERLER

A.Asr-ı Saadetteki Durum: Peygamber efendimizin döneminde iman esaslarından bahseden bir ilimden bahsedilemez.

 

B.İtikadi Meselelerin Doğuş Sebepleri Ve İlk Fikri Hareketler: Peygamber efendimizden sonra ortaya çıkan ilk itikadi ihtilafların sebepleri kısaca şöyledir:

-Hilafet tartışmaları

-Müslümanlar arasında ortaya çıkan iç savaşlar

-Müslümanların çeşitli din ve mezheplere mensub insanlarla ilişkiye girmeleri

-İslamın insanlara tanıdığı fikir ve vicdan hürriyeti

ESERLER:

1.Akaid Kitapları:

a)Ebû Hanife: el-Fıkhu’l-ekber, el-fıkhu’l-ebsat, er-risale.

 

b)İbn Kudame: Risaletü lüm’at’l-i’tikad.

 

c)Beyhaki: el-i‘tikad.

 

2.Mütekaddimin Kelam Dönemi Eserleri:

a)Eş’ari: el-İbane an usuli’d-diyane, el-Luma’ fi’r-redd ala ehli’z-zeyğ ve’l-bida’.

b)Maturidi: Te’vilatul-Kur’an, Kitabu’t-tevhid.

c)İsferayini: et-Tebsir fi’d-din.

Eserlerde Göze Çarpan Muhteva Unsurları:

1.Selef Dönemi: Allah Taala’nın zatı, tevhidi ve fiili sıfatları, iman-küfür meseleleri.

 

2.Mütekaddimin Önemi: Varlık ve bilgi, ilahiyat, nübüvvet, imamet.

3.Müteahhirin Dönemi: Kelamın önemi, hükmü ve deliller, Allah’ın zatı sıfatları.

 

4.Yeni İlm-i Kelam Dönemi: Diğer dönemlerin muhteva özelliklerinden fazla farklılık göstermezler.

 

Önemli İtikadi Mezhepler

A.Ehl-i Sünnet: Kuran’ı ve peygamber efendimizi takip edenlerdir. Üçe ayrılırlar:

  • Selefiyye
  • Matüridiyye
  • Eş’ariyye

 

B.Ehl-İ Bid’at: Ehl-I bidat bid’ate düşenlere denir. Altı gurupta incelenebilir.

  • Mutezile
  • Şiâ
  • Hariciyye
  • Mürcie
  • Müşebbihe ve Mücessime
  • Cebriyye

 

Hükümler, Deliller, Metodlar

A.Hükümler

Hüküm, bir şeyi tasdik veya inkar etmek, iki fikir, iki şey arasında olumlu veya olumsuz olarak bağlantı kurmak anlamına gelir. iki çeşit hüküm vardır:

  1. Dini hükümler: Naaslardan çıkarılan hükümlerdir.
  • İtikadi hükümler
  • Ameli hükümler
  • Ahlaki hükümler
  1. Akli hükümler: Akıl, varoluş mefhumu ile ilgili olarak üç türlü hüküm vardır:
  • Vücub
  • İmkan
  • İmtina

 

B.Deliller

Delilin bizi götüreceği sonuç ilimdir.

  1. İlim: İlim lügatte bilim, biliş, bilgi manalarına gelir. İlim kadim ve hadis olmak üzere ikiye ayrılır.
  1. Delil: Lügatte mürşid, rehber manasına gelen delil, doğru incelendiğinde, insanın gaye olan neticeye ulaşmasını sağlayan şeydir.
  1. İstidlal Ve Çeşitleri: Lügatte delil getirmek manasına gelen istidlal”medlülü isbat etmek için delil getirmek” manasına gelir.

 

C.Metodlar

Kelamcıların method manasına kullandıkları tarik kelimesi, doğru bir nazarla istenilen neticeye varmaktır. Method konusunda söyleneler dört gurupta toplanabilir:

  1. Selefiyye: Bunlar itikadi konularda ayet ve hadislerdekilerle yetinip teşbih ve tecsime düşmeden tevil yapmadan nassda nasıl varid olmuşsa öylece inanırlar.
  1. Kelamcılar: Bunlara göre bilgiyi elde etmenin yolları üçtür:
  • Sağlam duyular
  • Doğru haber
  • Akıl
  1. Sûfiyye: Bunlara göre akıl ve nakil belli ölçülerde dini bilgilerin kaynağı olmakla beraber dini bilgiler keşf ve ilhamla elde edilir.
  1. Felsefeciler: Bunlar peygamberlerin tebliğ ettiği dini hakikatlerle İslam filozoflarının aynı konudaki görüşleri arasında uygunluk olduğuna inanan kişilerdir.

 





 
 
  Bugün 118 ziyaretçi (155 klik) buradaydı

beyaz kuğu Selam Dünya !.. Selam Türkiye !.. Sitemize Hoş Geldiniz !.. ( beyaz kuğu ) bir aile sitesidir !.. Lütfen bizi takip ve dostlarınıza tavsiye ediniz !. Bu çorbada tuzu olsun isteyenlerin, tenkit ve tavsiyeleri için ( mim.sait@hotmail.com )veya ( alt1946@windowslive.com ) adreslerine mail göndermelerini bekliyoruz !.. Sitemizde "bir hoş sada" menüsü altında yer alan "beyaz kuğu", "teferruat", "derviş hüseyine mektuplar" ve "hem nalına hem mıhına" bölümleri orjinal olup, bunların hiç bir hakkı mahfuz değildir, kaynak gösterilerek veya gösterilmeksizin kullanılabilir. Diğer dökümanlar ise; çeşitli sitelerden alınmış, bazılarında değişiklik yapılmıştır.İlgililerin talebi halinde derhal kaldırılacaktır!..Bilgilerinize sunulur !.. *** beyaz kuğu***Ailenizin Sitesi***











* * * * *


 
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol