beyaz kuğu
  09-1.SAMUEL -
 

1.SAMUEL

 

Samuel'in Doğumu

 

BÖLÜM 1

 

1.Sa.1: 1 Efrayim dağlık bölgesindeki Ramatayim Kasabası'nda yaşayan, Efrayim oymağının Suf boyundan Yeroham oğlu Elihu oğlu Tohu oğlu Suf oğlu Elkana adında bir adam vardı.

 

1.Sa.1: 2 Elkana'nın Hanna ve Peninna adında iki karısı vardı. Peninna'nın çocukları olduğu halde, Hanna'nın çocuğu olmuyordu.

 

1.Sa.1: 3 Elkana Her Şeye Egemen RAB'be tapınıp kurban sunmak üzere her yıl kendi kentinden Şilo'ya giderdi. Eli'nin RAB'bin kâhinleri* olan Hofni ve Pinehas adındaki iki oğlu da oradaydı.

 

1.Sa.1: 4 Elkana kurban sunduğu gün karısı Peninna'ya ve oğullarıyla kızlarına etten birer pay verirken,

 

1.Sa.1: 5 Hanna'ya iki pay verirdi. Çünkü RAB Hanna'nın rahmini kapamasına karşın, Elkana onu severdi.

 

1.Sa.1: 6 Ama RAB Hanna'nın rahmini kapadığından, kuması Peninna Hanna'yı öfkelendirmek için ona sürekli sataşırdı.

 

1.Sa.1: 7 Bu yıllarca böyle sürdü. Hanna RAB'bin Tapınağı'na her gittiğinde kuması ona sataşırdı. Böylece Hanna ağlar, yemek yemezdi.

 

1.Sa.1: 8 Kocası Elkana, "Hanna, neden ağlıyorsun, neden yemek yemiyorsun?" derdi, "Neden bu kadar üzgünsün? Ben senin için on oğuldan daha iyi değil miyim?"

 

1.Sa.1: 9 Bir gün onlar Şilo'da yiyip içtikten sonra, Hanna kalktı. Kâhin Eli RAB'bin Tapınağı'nın kapı sövesi yanındaki sandalyede oturuyordu.

 

1.Sa.1: 10 Hanna, gönlü buruk, acı acı ağlayarak RAB'be yakardı

 

1.Sa.1: 11 ve şu adağı adadı: "Ey Her Şeye Egemen RAB, kulunun üzüntüsüne gerçekten bakıp beni anımsar, kulunu unutmayıp bana bir erkek çocuk verirsen, yaşamı boyunca onu sana adayacağım. Onun başına hiç ustura değmeyecek*fa*."

D Not 1:11 Eski Antlaşma'da saçın kesilmemesi, Tanrı'ya adanmış kişinin belirtisiydi (bkz. Say.6:5).

 

1.Sa.1: 12 Hanna RAB'be yakarışını sürdürürken, Eli onun dudaklarını

gözetliyordu.

 

1.Sa.1: 13 Hanna içinden yakarıyor, yalnız dudakları kımıldıyor, sesi

duyulmuyordu. Bu yüzden Eli, Hanna'yı sarhoş sanarak,

 

1.Sa.1: 14 "Sarhoşluğunu ne zamana dek sürdüreceksin? Artık şarabı

bırak" dedi.

 

1.Sa.1: 15 Hanna, "Ah, öyle değil efendim!" diye yanıtladı, "Ben

yüreği acılarla dolu bir kadınım. Ne şarap içtim, ne de başka bir

içki. Sadece yüreğimi RAB'be döküyordum.

 

1.Sa.1: 16 Kulunu kötü bir kadın sanma. Yakarışımı şimdiye dek

sürdürmemin nedeni çok kaygılı, üzüntülü olmamdır."

 

1.Sa.1: 17 Eli, "Öyleyse esenlikle git" dedi, "İsrail'in Tanrısı dileğini yerine getirsin."

 

1.Sa.1: 18 Hanna, "Senin gözünde lütuf bulayım" deyip yoluna gitti.

Sonra yemek yedi. Artık üzgün değildi.

 

1.Sa.1: 19 Ertesi sabah erkenden kalkıp RAB'be tapındılar. Ondan sonra Rama'daki evlerine döndüler. Elkana karısı Hanna'yla birleşti ve RAB Hanna'yı anımsadı.

 

1.Sa.1: 20 Zamanı gelince Hanna gebe kaldı ve bir erkek çocuk doğurdu.

"Onu RAB'den diledim" diyerek adını Samuel*fb* koydu.

D Not 1:20 "Samuel": "Tanrı duyar" anlamına gelir. Hanna Samuel'i Tanrı'ya Adıyor

 

1.Sa.1: 21 Elkana RAB'be yıllık kurbanını ve adağını sunmak üzere ev

halkıyla birlikte Şilo'ya gitti.

 

1.Sa.1: 22 Ama Hanna gitmedi. Kocasına, "Çocuk sütten kesildikten

sonra onu RAB'bin hizmetinde bulunmak üzere götüreceğim. Yaşamı

boyunca orada kalacak" dedi.

 

1.Sa.1: 23 Kocası Elkana, "Nasıl istersen öyle yap" diye karşılık verdi, "Çocuk sütten kesilinceye dek burada kal. RAB sözünü yerine getirsin." Böylece Hanna oğlu sütten kesilinceye dek evde kalıp onu emzirdi.

 

1.Sa.1: 24 Küçük çocuk sütten kesildikten sonra Hanna üç yaşında bir boğa*fc*, bir efa*fç* un ve bir tulum şarap alarak onu kendisiyle birlikte RAB'bin Şilo'daki tapınağına götürdü.

D Not 1:24 Septuaginta, Kumran, Süryanice "Üç yaşında bir boğa", Masoretik metin "Üç boğa".

1:24 "Bir efa": Yaklaşık 13.2 kg.

 

1.Sa.1: 25 Boğayı kestikten sonra çocuğu Eli'ye getirdiler.

 

1.Sa.1: 26 Hanna, "Ey efendim, yaşamın hakkı için derim ki, burada yanında durup RAB'be yakaran kadınım ben" dedi,

 

1.Sa.1: 27 "Bu çocuk için yakarmıştım; RAB dileğimi yerine getirdi.

 

1.Sa.1: 28 Ben de onu RAB'be adıyorum. Yaşamı boyunca RAB'be adanmış

kalacaktır." Sonra çocuk orada RAB'be tapındı.

 

Hanna'nın Duası

 

BÖLÜM 2

 

1.Sa.2: 1 Hanna şöyle dua etti:

"Yüreğim RAB'de bulduğum sevinçle coşuyor;

Gücümü*fd* yükselten RAB'dir.

Düşmanlarımın karşısında övünüyor,

Kurtarışınla seviniyorum!

D Not 2:1 "Gücümü": İbranice "Boynuzumu".

 

1.Sa.2: 2 Kutsallıkta RAB'bin benzeri yok,

Evet, senin gibisi yok, ya RAB!

Tanrımız gibi dayanak yok.

 

1.Sa.2: 3 Artık büyük konuşmayın,

Ağzınızdan küstahça sözler çıkmasın.

Çünkü RAB her şeyi bilen Tanrı'dır;

O'dur davranışları tartan.

 

1.Sa.2: 4 Güçlülerin yayları kırılır;

Güçsüzlerse güçle donatılır.

 

1.Sa.2: 5 Toklar yiyecek uğruna gündelikçi olur,

Açlar doyurulur.

Kısır kadın yedi çocuk doğururken,

Çok çocuklu kadın kimsesiz kalır.

 

1.Sa.2: 6 RAB öldürür de diriltir de,

Ölüler diyarına indirir ve çıkarır.

 

1.Sa.2: 7 O kimini yoksul, kimini varsıl kılar;

Kimini alçaltır, kimini yükseltir.

 

1.Sa.2: 8 Düşkünü yerden kaldırır,

Yoksulu çöplükten çıkarır;

Soylularla oturtsun

Ve kendilerine onur tahtını miras olarak bağışlasın diye.

Çünkü yeryüzünün temelleri RAB'bindir,

O dünyayı onların üzerine kurmuştur.

 

1.Sa.2: 9 RAB sadık kullarının adımlarını korur,

Ama kötüler karanlıkta susturulur.

Çünkü güçle zafere ulaşamaz insan.

 

1.Sa.2: 10 RAB'be karşı gelenler paramparça olacak,

RAB onlara karşı gökleri gürletecek,

Bütün dünyayı yargılayacak,

Kralını güçle donatacak,

Meshettiği* kralın gücünü yükseltecek."

 

1.Sa.2: 11 Sonra Elkana Rama'ya, evine döndü. Küçük Samuel ise Kâhin

Eli'nin gözetiminde RAB'bin hizmetinde kaldı.

Eli'nin Oğullarının Yaptığı Kötülükler

 

1.Sa.2: 12-13 Eli'nin oğulları değersiz kişilerdi. RAB'bi ve

kâhinlerin halkla ilgili kurallarını önemsemiyorlardı. Biri

sunduğu kurbanın etini haşlarken, kâhinin hizmetkârı elinde üç

dişli büyük bir çatalla gelir,

 

1.Sa.2: 14 çatalı kap, tencere, tava ya da kazana daldırırdı. Çatalla

çıkarılan her şey kâhin için ayırılırdı. Şilo'ya gelen

İsrailliler'in hepsine böyle davranırlardı.

 

1.Sa.2: 15 Üstelik kurbanın yağları yakılmadan önce, kâhinin

hizmetkârı gelip kurban sunan adama, "Kâhine kızartmalık et ver.

Senden haşlanmış et değil, çiğ et alacak" derdi.

 

1.Sa.2: 16 Kurban sunan, "Önce hayvanın yağları yakılmalı, sonra

dilediğin kadar al" diyecek olsa, hizmetkâr, "Hayır, şimdi

vereceksin, yoksa zorla alırım" diye karşılık verirdi.

 

1.Sa.2: 17 Gençlerin RAB'be karşı işledikleri günah çok büyüktü; çünkü

RAB'be sunulan sunuları küçümsüyorlardı.

 

1.Sa.2: 18 Bu arada genç Samuel, keten efod* giymiş, RAB'bin önünde

hizmet ediyordu.

 

1.Sa.2: 19 Yıllık kurbanı sunmak için annesi her yıl kocasıyla

birlikte oraya gider, diktiği cüppeyi oğluna getirirdi.

 

1.Sa.2: 20 Kâhin Eli de, Elkana ile karısına iyi dilekte bulunarak,

"Dilediği ve RAB'be adadığı çocuğun yerine RAB sana bu kadından

başka çocuklar versin" derdi. Bundan sonra evlerine dönerlerdi.

 

1.Sa.2: 21 RAB'bin lütfuna eren Hanna gebe kalıp üç erkek, iki kız

daha doğurdu. Küçük Samuel ise RAB'bin hizmetinde büyüdü.

 

1.Sa.2: 22 Eli artık çok yaşlanmıştı. Oğullarının İsrailliler'e bütün

yaptıklarını, Buluşma Çadırı'nın girişinde görevli kadınlarla

düşüp kalktıklarını duymuştu.

 

1.Sa.2: 23 Onlara, "Neden böyle şeyler yapıyorsunuz?" dedi,

"Yaptığınız kötülükleri herkesten işitiyorum.

 

1.Sa.2: 24 Olmaz bu, oğullarım! RAB'bin halkı arasında yayıldığını

duyduğum haber iyi değil.

 

1.Sa.2: 25 İnsan insana karşı günah işlerse, Tanrı onun için aracılık

yapar. Ama RAB'be karşı günah işleyeni kim savunacak?" Ne var ki,

onlar babalarının sözünü dinlemediler. Çünkü RAB onları öldürmek istiyordu.

 

1.Sa.2: 26 Bu arada giderek büyüyen genç Samuel RAB'bin de halkın da

beğenisini kazanmaktaydı.

 

Eli'nin Oğullarına Karşı Peygamberlik Sözü

 

1.Sa.2: 27 O sıralarda bir Tanrı adamı Eli'ye gelip şöyle dedi: "RAB

diyor ki, 'Atan ve soyu Mısır'da firavunun halkına kölelik

ederken kendimi onlara açıkça göstermedim mi?

 

1.Sa.2: 28 Sunağıma çıkması, buhur yakıp önümde efod* giymesi için

bütün İsrail oymakları arasından yalnız atanı kendime kâhin seçtim. Üstelik İsrailliler'in yakılan bütün sunularını da atanın soyuna verdim.

 

1.Sa.2: 29 Öyleyse neden konutum için buyurduğum kurbanı ve sunuyu

küçümsüyorsunuz? Halkım İsrail'in sunduğu bütün sunuların en iyi kısımlarıyla kendinizi semirterek neden oğullarını benden daha çok sayıyorsun?

 

1.Sa.2: 30 "Bu nedenle İsrail'in Tanrısı RAB şöyle diyor: 'Gerçekten,

ailen ve atanın soyu sonsuza dek bana hizmet edecekler demiştim. Ama şimdi RAB şöyle buyuruyor: 'Bu benden uzak olsun! Beni onurlandıranı ben de onurlandırırım. Ama beni saymayan küçük düşürülecek.

 

1.Sa.2: 31 Soyundan hiç kimsenin yaşlanacak kadar yaşamaması için

senin ve atanın soyunun gücünü kıracağım günler yaklaşıyor.

 

1.Sa.2: 32 İsrail'e yapılacak bütün iyiliğe karşın, sen konutumda

sıkıntı göreceksin. Artık soyundan hiç kimse yaşlanacak kadar yaşamayacak.

 

1.Sa.2: 33 Sunağımdan bütün soyunu yok edeceğim, yalnız bir kişiyi esirgeyeceğim. Gözleri ağlamaktan kör olacak, yüreği yanacak*fe*. Ama soyundan gelenlerin hepsi kılıçla*ff* ölecekler.

D Not 2:33 Septuaginta, Kumran "Sunağımdan bütün soyunu yok

edeceğim, yalnız bir kişiyi esirgeyeceğim. Gözleri ağlamaktan kör

olacak, yüreği yanacak", Masoretik metin "Gözlerini körleştirmek

ve sana sıkıntı vermek için sunağımdan bütün soyunu yok

etmeyeceğim, yalnız birini esirgeyeceğim".

2:33 Septuaginta, Kumran "Kılıçla", Masoretik metin "Adamlar

olarak".

 

1.Sa.2: 34 İki oğlun Hofni ile Pinehas'ın başına gelecek olay senin

için bir belirti olacak: İkisi de aynı gün ölecek.

 

1.Sa.2: 35 İsteklerimi ve amaçlarımı yerine getirecek güvenilir bir

kâhin çıkaracağım kendime. Onun soyunu sürdüreceğim; o da

meshettiğim* kişinin önünde sürekli hizmet edecek.

 

1.Sa.2: 36 Ailenden sağ kalan herkes bir parça gümüş ve bir somun

ekmek için gelip ona boyun eğecek ve, Ne olur, karın tokluğuna

beni herhangi bir kâhinlik görevine ata! diye yalvaracak."

 

Tanrı'nın Samuel'e Seslenişi

 

BÖLÜM 3

 

1.Sa.3: 1 Genç Samuel Eli'nin yönetimi altında RAB'be hizmet ediyordu.

O günlerde RAB'bin sözü seyrek geliyordu; görümler de azalmıştı.

 

1.Sa.3: 2 Bir gece Eli yatağında uyuyordu. Gözleri öyle zayıflamıştı

ki, güçlükle görebiliyordu.

 

1.Sa.3: 3 Samuel ise RAB'bin Tapınağı'nda, Tanrı'nın Sandığı'nın

bulunduğu yerde uyuyordu. Tanrı'nın kandili daha sönmemişti.

 

1.Sa.3: 4 RAB Samuel'e seslendi. Samuel, "Buradayım" diye karşılık

verdi.

 

1.Sa.3: 5 Ardından Eli'ye koşup, "Beni çağırdın, işte buradayım" dedi.

Ama Eli, "Ben çağırmadım, dön yat" diye karşılık verdi. Samuel de dönüp yattı.

 

1.Sa.3: 6 RAB yine, "Samuel!" diye seslendi. Samuel kalkıp Eli'ye gitti ve, "İşte, buradayım, beni çağırdın" dedi. Eli, "Çağırmadım, oğlum" diye karşılık verdi, "Dön yat."

 

1.Sa.3: 7 Samuel RAB'bi daha tanımıyordu; RAB'bin sözü henüz ona

açıklanmamıştı.

 

1.Sa.3: 8 RAB yine üçüncü kez Samuel'e seslendi. Samuel kalkıp Eli'ye gitti. "İşte buradayım, beni çağırdın" dedi. O zaman Eli genç Samuel'e RAB'bin seslendiğini anladı.

 

1.Sa.3: 9 Bunun üzerine Samuel'e, "Git yat" dedi, "Sana yine seslenirse, 'Konuş, ya RAB, kulun dinliyor dersin." Samuel gidip yerine yattı.

 

1.Sa.3: 10 RAB gelip orada durdu ve önceki gibi, "Samuel, Samuel!" diye seslendi.

Samuel, "Konuş, kulun dinliyor" diye yanıtladı.

 

1.Sa.3: 11 RAB Samuel'e şöyle dedi: "Ben İsrail'de her duyanı şaşkına çevirecek bir şey yapmak üzereyim.

 

1.Sa.3: 12 O gün Eli'nin ailesine karşı söylediğim her şeyi baştan sona dek yerine getireceğim.

 

1.Sa.3: 13 Çünkü farkında olduğu günahtan ötürü ailesini sonsuza dek yargılayacağımı Eli'ye bildirdim. Oğulları Tanrı'ya saygısızlık ettiler*fg*. Eli de onlara engel olmadı.

D Not 3:13 Septuaginta ve bazı eski İbrani din bilginlerine göre "Tanrı'ya saygısızlık ettiler", Masoretik metin "Başlarına lanet getirdiler".

 

1.Sa.3: 14 Bu nedenle, 'Eli'nin ailesinin günahı hiçbir zaman kurban ya da sunuyla bile bağışlanmayacaktır diyerek Eli'nin ailesi hakkında ant içtim."

 

1.Sa.3: 15 Samuel sabaha kadar yattı, sonra RAB'bin Tapınağı'nın

kapılarını açtı. Gördüğü görümü Eli'ye söylemekten çekiniyordu.

 

1.Sa.3: 16 Ama Eli ona, "Oğlum Samuel!" diye seslendi.

Samuel, "İşte buradayım" diye yanıtladı.

 

1.Sa.3: 17 Eli, "RAB sana neler söyledi?" diye sordu, "Lütfen benden

gizleme. Sana söylediklerinden birini bile benden gizlersen,

Tanrı sana aynısını, hatta daha kötüsünü yapsın!"

 

1.Sa.3: 18 Bunun üzerine Samuel hiçbir şey gizlemeden ona her şeyi

anlattı. Eli de, "O RAB'dir, gözünde iyi olanı yapsın" dedi.

 

1.Sa.3: 19 Samuel büyürken RAB onunla birlikteydi. RAB ona verdiği

sözlerin hiçbirinin boşa çıkmasına izin vermedi.

 

1.Sa.3: 20 Samuel'in RAB'bin bir peygamberi olarak onaylandığını

Dan'dan Beer-Şeva'ya kadar bütün İsrail anladı.

 

1.Sa.3: 21 RAB Şilo'da görünmeyi sürdürdü. Orada sözü aracılığıyla

kendisini Samuel'e tanıttı.

 

 

BÖLÜM 4

 

1.Sa.4: 1 Samuel'in sözü bütün İsrail'de yayıldı*fh*.

D Not 4:1 Masoretik metin "Samuel'in sözü bütün İsrail'de yayıldı", Septuaginta "O günlerde Filistliler İsrailliler'le savaşmak üzere toplandılar".

 

 

Antlaşma Sandığı Ele Geçiriliyor

 

İsrailliler Filistliler'le savaşmak üzere yola çıktılar.

İsrailliler Even-Ezer'de, Filistliler de Afek'te ordugah kurdu.

 

1.Sa.4: 2 Filistliler İsrail'e karşı savaş düzenine girdiler. Savaş her yere yayılınca, Filistliler İsrailliler'i bozguna uğrattı. Savaş alanında dört bine yakın İsrailli'yi öldürdüler.

 

1.Sa.4: 3 Askerler ordugaha dönünce, İsrail'in ileri gelenleri, "Neden bugün RAB bizi Filistliler'in önünde bozguna uğrattı?" diye sordular, "RAB'bin Antlaşma Sandığı'nı* Şilo'dan buraya getirelim ki, aramıza geldiğinde bizi düşmanlarımızın elinden kurtarsın."

 

1.Sa.4: 4 Halk Şilo'ya adamlar gönderdi. Keruvlar* arasında taht kurmuş, Her Şeye Egemen RAB'bin Antlaşma Sandığı'nı oradan getirdiler. Eli'nin iki oğlu, Hofni ile Pinehas da Tanrı'nın Antlaşma Sandığı'nın yanındaydılar.

 

1.Sa.4: 5 RAB'bin Antlaşma Sandığı ordugaha varınca, bütün İsrailliler

öyle yüksek sesle bağırdılar ki, yer yerinden oynadı.

 

1.Sa.4: 6 Filistliler bağrışmaları duyunca, "İbraniler'in

ordugahındaki bu yüksek bağrışmaların anlamı ne?" diye sordular.

RAB'bin Sandığı'nın ordugaha getirildiğini öğrenince,

 

1.Sa.4: 7 korkarak, "Tanrılar ordugaha gelmiş" dediler, "Vay başımıza!

Daha önce buna benzer bir olay olmamıştı.

 

1.Sa.4: 8 Vay başımıza! Bu güçlü tanrıların elinden bizi kim

kurtarabilir? Çölde Mısırlılar'ı her tür belaya çarptıran tanrılar bunlar.

 

1.Sa.4: 9 Güçlü olun, ey Filistliler! Yiğitçe davranın! Yoksa,

İbraniler size nasıl boyun eğdiyse, siz de onlara öyle boyun

eğeceksiniz. Bu yüzden yiğitçe davranın ve savaşın!"

 

1.Sa.4: 10 Böylece Filistliler savaşıp İsrailliler'i bozguna

uğrattılar. İsrailliler'in hepsi evlerine kaçtı. Yenilgi öyle

büyüktü ki, İsrailliler otuz bin yaya asker yitirdi,

 

1.Sa.4: 11 Tanrı'nın Sandığı alındı, Eli'nin iki oğlu, Hofni ile Pinehas öldü.

 

Eli'nin Ölümü

 

1.Sa.4: 12 Benyaminli bir adam savaş alanından koşarak aynı gün

Şilo'ya ulaştı. Giysileri yırtılmış, başı toz toprak içindeydi.

 

1.Sa.4: 13 Adam Şilo'ya vardığında, Tanrı'nın Sandığı için yüreği titreyen Eli, yol kenarında bir sandalyeye oturmuş, kaygıyla bekliyordu. Adam kente girip olup bitenleri anlatınca, kenttekilerin tümü haykırdı.

 

1.Sa.4: 14 Eli haykırışları duyunca, "Bu gürültünün anlamı ne?" diye

sordu. Adam olanları Eli'ye bildirmek için hemen onun yanına geldi.

 

1.Sa.4: 15 O sırada Eli doksan sekiz yaşındaydı. Gözleri zayıflamış,

göremiyordu.

 

1.Sa.4: 16 Adam Eli'ye, "Ben savaş alanından geliyorum" dedi, "Savaş

alanından bugün kaçtım." Eli, "Ne oldu, oğlum?" diye sordu.

 

1.Sa.4: 17 Haber getiren adam şöyle yanıtladı: "İsrailliler Filistliler'in önünden kaçtı. Askerler büyük bir yenilgiye uğradı. İki oğlun, Hofni'yle Pinehas öldü. Tanrı'nın Sandığı da ele geçirildi."

 

1.Sa.4: 18 Adam Tanrı'nın Sandığı'ndan söz edince, Eli sandalyeden

geriye, kapının yanına düştü. Yaşlı ve şişman olduğundan boynu

kırılıp öldü. İsrail halkını kırk yıl süreyle yönetmişti.

 

1.Sa.4: 19 Eli'nin gelini -Pinehas'ın karısı- gebeydi, doğurmak

üzereydi. Tanrı'nın Sandığı'nın ele geçirildiğini, kayınbabasıyla

kocasının öldüğünü duyunca birden sancıları tuttu, yere çömelip doğurdu.

 

1.Sa.4: 20 Ölmek üzereyken ona yardım eden kadınlar, "Korkma, bir

oğlun oldu" dediler. Ama o aldırmadı, karşılık da vermedi.

 

1.Sa.4: 21 Tanrı'nın Sandığı ele geçirilmiş, kayınbabasıyla kocası ölmüştü. Bu yüzden, "Yücelik İsrail'den ayrıldı!" diyerek çocuğa İkavot*fı* adını verdi.

D Not 4:21 "İkavot": "Yücelik yok" anlamına gelir.

 

1.Sa.4: 22 "Yücelik İsrail'den ayrıldı!" dedi, "Çünkü Tanrı'nın Sandığı ele geçirildi."

 

 

Antlaşma Sandığı Aşdot'a ve Ekron'a Taşınıyor

 

BÖLÜM 5

 

1.Sa.5: 1 Filistliler, Tanrı'nın Sandığı'nı ele geçirdikten sonra, onu

Even-Ezer'den Aşdot'a götürdüler.

 

1.Sa.5: 2 Tanrı'nın Sandığı'nı Dagon Tapınağı'na taşıyıp Dagon

heykelinin yanına yerleştirdiler.

 

1.Sa.5: 3 Ertesi gün erkenden kalkan Aşdotlular, Dagon'u RAB'bin

Sandığı'nın önünde yüzüstü yere düşmüş buldular. Dagon'u alıp yerine koydular.

 

1.Sa.5: 4 Ama ertesi sabah erkenden kalktıklarında, Dagon'u yine RAB'bin Sandığı'nın önünde yüzüstü yere düşmüş buldular. Bu kez Dagon'un başıyla iki eli kırılmış, eşiğin üzerinde duruyordu; yalnızca gövdesi kalmıştı.

 

1.Sa.5: 5 Dagon kâhinleri de, Aşdot'taki Dagon Tapınağı'na bütün

gelenler de bu yüzden bugün de tapınağın eşiğine basmıyorlar.

 

1.Sa.5: 6 RAB Aşdotlular'ı ve çevrelerindeki halkı ağır biçimde

cezalandırdı; onları urlarla cezalandırıp sıkıntıya soktu*fi*.

D Not 5:6 Masoretik metin "Soktu", Septuaginta "Soktu. ... Ülkelerinde fareler göründü. Kentin her yanına ölüm saçmaya başladı."

 

1.Sa.5: 7 Aşdotlular olup bitenleri görünce, "İsrail Tanrısı'nın

Sandığı yanımızda kalmamalı; çünkü O bizi de, ilahımız Dagon'u

da ağır bir biçimde cezalandırıyor" dediler.

 

1.Sa.5: 8 Bunun üzerine ulaklar gönderip bütün Filist beylerini

çağırttılar ve, "İsrail Tanrısı'nın Sandığı'nı ne yapalım?" diye

sordular. Filist beyleri, "İsrail Tanrısı'nın Sandığı Gat'a götürülsün"

dediler. Böylece İsrail Tanrısı'nın Sandığı'nı Gat'a götürdüler.

 

1.Sa.5: 9 Ama sandık oraya götürüldükten sonra, RAB o kenti de

cezalandırdı. Kenti çok büyük bir korku sardı. RAB kent halkını,

büyük küçük herkesi urlarla cezalandırdı.

 

1.Sa.5: 10 Bu yüzden Tanrı'nın Sandığı'nı Ekron'a gönderdiler.

Tanrı'nın Sandığı kente girer girmez Ekronlular, "Bizi ve halkımızı yok etmek için İsrail Tanrısı'nın Sandığı'nı bize getirdiler!" diye bağırdılar.

 

1.Sa.5: 11 Bütün Filist beylerini toplayarak, "İsrail Tanrısı'nın

Sandığı'nı buradan uzaklaştırın" dediler, "Sandık yerine geri

gönderilsin; öyle ki, bizi de halkımızı da yok etmesin." Çünkü

kentin her yanını ölüm korkusu sarmıştı. Tanrı'nın onlara verdiği ceza çok ağırdı.

 

1.Sa.5: 12 Sağ kalanlarda urlar çıktı. Kent halkının haykırışı göklere yükseldi.

 

Antlaşma Sandığı'nın İsrail'e Geri Verilişi

 

BÖLÜM 6

 

1.Sa.6: 1 RAB'bin Sandığı Filist ülkesinde yedi ay kaldıktan sonra,

 

1.Sa.6: 2 Filistliler kâhinlerle falcıları çağırtıp, "RAB'bin Sandığı'nı ne yapalım? Onu nasıl yerine göndereceğimizi bize bildirin" dediler.

 

1.Sa.6: 3 Kâhinlerle falcılar, "İsrail Tanrısı'nın Sandığı'nı geri

gönderecekseniz, boş göndermeyin" diye yanıtladılar, "O'na bir

suç sunusu* sunmalısınız. O zaman iyileşecek ve O'nun sizi neden

sürekli cezalandırdığını anlayacaksınız."

 

1.Sa.6: 4 Filistliler, "Ona suç sunusu olarak ne göndermeliyiz?" diye sordular. Kâhinlerle falcılar, "Suç sununuz Filist beylerinin sayısına göre beş altın ur ve beş altın fare olsun" diye yanıtladılar, "Çünkü aynı bela hepinizin de, beylerinizin de üzerindedir.

 

1.Sa.6: 5 Onun için, urların ve ülkeyi yıkan farelerin benzerlerini

yapın. Böylelikle İsrail'in Tanrısı'nı onurlandırın. Belki sizin,

ilahlarınızın ve ülkenizin üzerindeki cezayı hafifletir.

 

1.Sa.6: 6 Neden Mısırlılar'ın ve firavunun yaptığı gibi inat

ediyorsunuz? Tanrı Mısırlılar'ı alaya aldıktan sonra, İsrail

halkının Mısır'dan çıkması için onları serbest bırakmadılar mı?

 

1.Sa.6: 7 "Şimdi yeni bir arabayla boyunduruk vurulmamış, süt veren iki inek hazırlayın. İnekleri arabaya koşun; buzağılarını artlarından ayırıp ahıra götürün.

 

1.Sa.6: 8 RAB'bin Sandığı'nı alıp arabaya koyun; suç sunusu olarak

O'na göndereceğiniz altın eşyaları da bir kutuya koyup yanına

yerleştirin. Sonra bırakın arabayı yoluna gitsin.

 

1.Sa.6: 9 Ama ardından gözetleyin. Eğer kendi ülkesine, Beytşemeş'e

giden yoldan ilerlerse, demek ki, üzerimize bu büyük yıkımı

getiren O'dur. Yoksa bu yıkımın O'ndan gelmediğini, bize bir

rastlantı olduğunu anlayacağız."

 

1.Sa.6: 10 Adamlar denileni yaptılar. Süt veren iki inek getirip

arabaya koştular, buzağılarını da ahıra kapadılar.

 

1.Sa.6: 11 İçinde farelerle urların altın benzerlerinin bulunduğu

kutuyu RAB'bin Sandığı'yla birlikte arabaya koydular.

 

1.Sa.6: 12 İnekler dosdoğru Beytşemeş yolundan gittiler. Sağa sola

sapmadan, böğüre böğüre ana yoldan ilerlediler. Filist beyleri

onları Beytşemeş sınırına dek izledi.

 

1.Sa.6: 13 O sırada Beytşemeşliler vadide buğday biçiyorlardı.

Gözlerini kaldırıp sandığı görünce sevindiler.

 

1.Sa.6: 14 Beytşemeşli Yeşu'nun tarlasına giren araba oradaki büyük

bir taşın yanında durdu. Beytşemeşliler arabanın odununu

yardılar, inekleri de RAB'be yakmalık sunu* olarak sundular.

 

1.Sa.6: 15 Levililer RAB'bin Sandığı'nı ve içinde altın eşyaların bulunduğu yanındaki kutuyu indirip büyük taşın üzerine koymuşlardı. O gün Beytşemeşliler RAB'be yakmalık sunular sunup kurbanlar kestiler.

 

1.Sa.6: 16 Filistliler'in beş beyi olup bitenleri gördükten sonra aynı

gün Ekron'a döndüler.

 

1.Sa.6: 17 Filistliler Aşdot, Gazze, Aşkelon, Gat ve Ekron kentleri

için RAB'be suç sunusu olarak ur biçiminde birer altın gönderdiler.

 

1.Sa.6: 18 Altın farelerse, surlu kentlerle çevre köyler dahil beş

Filistli beye ait kentlerin sayısı kadardı. Beytşemeşli Yeşu'nun

tarlasında RAB'bin Antlaşma Sandığı'nın* üzerine konduğu büyük

taş tanık olarak bugün de duruyor.

 

1.Sa.6: 19 RAB'bin Antlaşma Sandığı'nın içine baktıkları için, RAB

Beytşemeşliler'den bazılarını cezalandırıp yetmiş kişiyi*fj* yok

etti. Halk RAB'bin başlarına getirdiği bu büyük yıkımdan dolayı yas tuttu.

D Not 6:19 Bazı İbranice elyazmaları "Yetmiş kişi", çoğu İbranice elyazmaları "Yetmiş kişi, elli bin kişi".

 

1.Sa.6: 20 Beytşemeşliler, "Bu kutsal Tanrı'nın, RAB'bin önünde kim

durabilir? Bizden sonra kime gidecek?" diyorlardı.

 

1.Sa.6: 21 Sonunda Kiryat-Yearim'de oturanlara ulaklar göndererek,

"Filistliler RAB'bin Sandığı'nı geri getirdiler; gelin, onu alıp götürün" dediler.

 

 

BÖLÜM 7

 

1.Sa.7: 1 Bunun üzerine Kiryat-Yearim halkı varıp RAB'bin Sandığı'nı aldı. Onu Avinadav'ın tepedeki evine götürdüler. RAB'bin Antlaşma Sandığı'na bakması için Avinadav oğlu Elazar'ı görevlendirdiler.

 

Samuel İsrail'e Önderlik Ediyor

 

1.Sa.7: 2 Sandık uzun bir süre, yirmi yıl boyunca Kiryat-Yearim'de

kaldı. Bu arada bütün İsrail halkı RAB'bin özlemini çekti.

 

1.Sa.7: 3 Samuel İsrail halkına şöyle dedi: "Eğer bütün yüreğinizle

RAB'be dönmeye istekliyseniz, yabancı ilahları ve Aştoret'in*

putlarını aranızdan kaldırın. Kendinizi RAB'be adayıp yalnız O'na

kulluk edin. RAB de sizi Filistliler'in elinden kurtaracaktır."

 

1.Sa.7: 4 Bunun üzerine İsrailliler Baal'ın* ve Aştoret'in putlarını

atıp yalnızca RAB'be kulluk etmeye başladılar.

 

1.Sa.7: 5 O zaman Samuel, "Bütün İsrail halkını Mispa'da toplayın, ben

de sizin için RAB'be yakaracağım" dedi.

 

1.Sa.7: 6 Mispa'da toplanan İsrailliler kuyudan su çekip RAB'bin önüne

döktüler. O gün oruç* tuttular ve, "RAB'be karşı günah işledik"

dediler. Samuel Mispa'da İsrail halkına önderlik etti.

 

1.Sa.7: 7 Filistliler İsrail halkının Mispa'da toplandığını duydular.

Filist beyleri İsrailliler'e karşı savaşmaya çıktılar.

İsrailliler bunu duyunca Filistliler'den korktular.

 

1.Sa.7: 8 Samuel'e, "Bizi Filistliler'in elinden kurtarması için

Tanrımız RAB'be yakarmayı bırakma" dediler.

 

1.Sa.7: 9 Bunun üzerine Samuel bir süt kuzusu alıp RAB'be tümüyle yakmalık sunu* olarak sundu ve İsrailliler adına RAB'be yakardı. RAB de ona karşılık verdi.

 

1.Sa.7: 10 Samuel yakmalık sunuyu sunarken, Filistliler, İsrailliler'e saldırmak üzere yaklaşmışlardı. Ama RAB o an korkunç bir sesle gürleyerek Filistliler'i öyle şaşkına çevirdi ki, İsrailliler'in önünde bozguna uğradılar.

 

1.Sa.7: 11 Mispa'dan çıkan İsrailliler Filistliler'i Beytkar'ın altına

kadar kovalayıp öldürdüler.

 

1.Sa.7: 12 Samuel bir taş alıp Mispa ile Şen arasına dikti. "RAB

buraya kadar bize yardım etmiştir" diyerek taşa Even-Ezer*fk* adını verdi.

D Not 7:12 "Even-Ezer": "Yardım taşı" anlamına gelir.

 

1.Sa.7: 13 Yenilgiye uğrayan Filistliler bir daha İsrail topraklarına saldırmadılar. Samuel yaşadığı sürece RAB Filistliler'in saldırmasını engelledi.

 

1.Sa.7: 14 Ekron'dan Gat'a kadar Filistliler'in ele geçirdiği kentler İsrail'e geri verildi. Bunun yanısıra İsrail'in sınır toprakları da Filistliler'in elinden kurtarıldı. İsrailliler'le Amorlular arasında ise barış vardı.

 

1.Sa.7: 15 Samuel yaşadığı sürece İsrail'e önderlik yaptı.

 

1.Sa.7: 16 Her yıl gidip Beytel'i, Gilgal'ı, Mispa'yı dolaşır, bu kentlerden İsrail'i yönetirdi.

 

1.Sa.7: 17 Sonra Rama'daki evine döner, İsrail'i oradan yönetirdi.

Orada RAB'be bir sunak yaptı.

 

İsrail Halkı Bir Kral İstiyor

 

BÖLÜM 8

 

1.Sa.8: 1 Samuel yaşlanınca oğullarını İsrail'e önder atadı.

 

1.Sa.8: 2 Beer-Şeva'da görev yapan ilk oğlunun adı Yoel, ikinci

oğlunun adıysa Aviya'ydı.

 

1.Sa.8: 3 Ama oğulları onun yolunda yürümediler. Tersine, haksız

kazanca yönelip rüşvet alır, yargıda yan tutarlardı.

 

1.Sa.8: 4 Bu yüzden İsrail'in bütün ileri gelenleri toplanıp Rama'ya,

Samuel'in yanına vardılar.

 

1.Sa.8: 5 Ona, "Bak, sen yaşlandın" dediler, "Oğulların da senin yolunda yürümüyor. Şimdi, öteki uluslarda olduğu gibi, bizi yönetecek bir kral ata."

 

1.Sa.8: 6 Ne var ki, "Bizi yönetecek bir kral ata" demeleri Samuel'in

hoşuna gitmedi. Samuel RAB'be yakardı.

 

1.Sa.8: 7 RAB, Samuel'e şu karşılığı verdi: "Halkın sana bütün söylediklerini dinle. Çünkü reddettikleri sen değilsin; kralları olarak beni reddettiler.

 

1.Sa.8: 8 Onları Mısır'dan çıkardığım günden bu yana bütün yaptıklarının aynısını sana da yapıyorlar. Beni bırakıp başka ilahlara kulluk ettiler.

 

1.Sa.8: 9 Şimdi onları dinle. Ancak onları açıkça uyar ve kendilerine

krallık yapacak kişinin onları nasıl yöneteceğini söyle."

 

1.Sa.8: 10 Samuel kendisinden kral isteyen halka RAB'bin bütün

söylediklerini bildirdi:

 

1.Sa.8: 11 "Size krallık yapacak kişinin yönetimi şöyle olacak:

Oğullarınızı alıp savaş arabalarında ve atlı birliklerinde

görevlendirecek. Onun savaş arabalarının önünde koşacaklar.

 

1.Sa.8: 12 Bazılarını biner, bazılarını ellişer kişilik birliklere

komutan atayacak. Kimisini toprağını sürüp ekinini biçmek,

kimisini de silahların ve savaş arabalarının donatımını yapmak

için görevlendirecek.

 

1.Sa.8: 13 Kızlarınızı ıtriyatçı, aşçı, fırıncı olmak üzere alacak.

 

1.Sa.8: 14 Seçkin tarlalarınızı, bağlarınızı, zeytinliklerinizi alıp

hizmetkârlarına verecek.

 

1.Sa.8: 15 Tahıllarınızın, üzümlerinizin ondalığını alıp saray

görevlileriyle öbür hizmetkârlarına dağıtacak.

 

1.Sa.8: 16 Kadın erkek kölelerinizi, seçkin boğalarınızı*fl*,

eşeklerinizi alıp kendi işinde çalıştıracak.

D Not 8:16 Septuaginta "Boğalarınızı", Masoretik metin "Gençlerinizi".

 

1.Sa.8: 17 Sürülerinizin de ondalığını alacak. Sizler ise onun köleleri olacaksınız.

 

1.Sa.8: 18 Bunlar gerçekleştiğinde, seçtiğiniz kral yüzünden feryat

edeceksiniz. Ama RAB o gün size karşılık vermeyecek."

 

1.Sa.8: 19 Ne var ki, halk Samuel'in sözünü dinlemek istemedi. "Hayır,

bizi yönetecek bir kral olsun" dediler,

 

1.Sa.8: 20 "Böylece biz de bütün uluslar gibi olacağız. Kralımız bizi

yönetecek, önümüzden gidip savaşlarımızı sürdürecek."

 

1.Sa.8: 21 Halkın bütün söylediklerini dinleyen Samuel, bunları RAB'be

aktardı.

 

1.Sa.8: 22 RAB Samuel'e, "Onların sözünü dinle ve başlarına bir kral ata" diye buyurdu. Bunun üzerine Samuel İsrailliler'e, "Herkes kendi kentine dönsün" dedi.

 

Saul'un Kral Atanması

 

BÖLÜM 9

 

1.Sa.9: 1 Benyamin oymağından Afiyah oğlu Bekorat oğlu Seror oğlu

Aviel oğlu Kiş adında bir adam vardı. Benyaminli Kiş sözü geçen biriydi.

 

1.Sa.9: 2 Saul adında genç, yakışıklı bir oğlu vardı. İsrail halkı

arasında ondan daha yakışıklısı yoktu. Boyu herkesten bir baş daha uzundu.

 

1.Sa.9: 3 Bir gün Saul'un babası Kiş'in eşekleri kayboldu. Kiş, oğlu

Saul'a, "Hizmetkârlardan birini yanına al da git, eşekleri ara" dedi.

 

1.Sa.9: 4 Saul Efrayim dağlık bölgesinden geçip Şalişa topraklarını dolaştı. Ama eşekleri bulamadılar. Şaalim bölgesine geçtiler. Eşekler orada da yoktu. Sonra Benyamin bölgesinden geçtilerse de, hayvanları bulamadılar.

 

1.Sa.9: 5 Suf bölgesine varınca, Saul yanındaki hizmetkârına, "Haydi

dönelim! Yoksa babam eşekleri düşünmekten vazgeçip bizim için

kaygılanmaya başlar" dedi.

 

1.Sa.9: 6 Hizmetkâr, "Bak, bu kentte saygın bir Tanrı adamı vardır"

diye karşılık verdi, "Bütün söyledikleri bir bir yerine geliyor.

Şimdi ona gidelim. Belki gideceğimiz yolu o bize gösterir."

 

1.Sa.9: 7 Saul, "Gidersek, adama ne götüreceğiz?" dedi,

"Torbalarımızdaki ekmek tükendi. Tanrı adamına götürecek bir

armağanımız yok. Neyimiz kaldı ki?"

 

1.Sa.9: 8 Hizmetkâr, "Bak, bende çeyrek şekel*fm* gümüş var" diye

karşılık verdi, "Gideceğimiz yolu bize göstermesi için bunu Tanrı

adamına vereceğim."

D Not 9:8 "Çeyrek şekel": Yaklaşık 3 gr.

 

1.Sa.9: 9 -Eskiden İsrail'de biri Tanrı'ya bir şey sormak istediğinde,

"Haydi, biliciye* gidelim" derdi. Çünkü bugün peygamber denilene

o zaman bilici denirdi.-

 

1.Sa.9: 10 Saul hizmetkârına, "İyi, haydi gidelim" dedi. Böylece Tanrı

adamının yaşadığı kente gittiler.

 

1.Sa.9: 11 Yokuştan kente doğru çıkarlarken, kuyudan su çekmeye giden

kızlarla karşılaştılar. Onlara, "Bilici burada mı?" diye sordular.

 

1.Sa.9: 12 Kızlar, "Evet, ilerde" diye karşılık verdiler, "Şimdi çabuk

davranın. Kentimize bugün geldi. Çünkü halk bugün tapınma yerinde

bir kurban sunacak.

 

1.Sa.9: 13 Kente girer girmez, yemek için tapınma yerine çıkmadan önce onu bulacaksınız. Kurbanı o kutsayacağı için, kendisi gelmeden halk yemek yemez. Çağrılı olanlar o geldikten sonra yemeye başlar. Şimdi gidin, onu hemen ulursunuz."

 

1.Sa.9: 14 Saul'la hizmetkârı kente gittiler. Kente girdiklerinde,

tapınma yerine çıkmaya hazırlanan Samuel onlara doğru ilerliyordu.

 

1.Sa.9: 15 Saul gelmeden bir gün önce RAB Samuel'e şunu açıklamıştı:

 

1.Sa.9: 16 "Yarın bu saatlerde sana Benyamin bölgesinden birini

göndereceğim. Onu halkım İsrail'in önderi olarak meshedeceksin*.

Halkımı Filistliler'in elinden o kurtaracak. Halkımın durumuna

baktım; çünkü haykırışları bana ulaştı."

 

1.Sa.9: 17 Samuel Saul'u görünce, RAB, "İşte sana sözünü ettiğim

adam!" dedi, "Halkıma o önderlik edecek."

 

1.Sa.9: 18 Saul kent kapısında duran Samuel'e yaklaştı. "Bilicinin evi

nerede, lütfen söyler misin?" dedi.

 

1.Sa.9: 19 Samuel, "Bilici benim" diye yanıtladı, "Önümden tapınma

yerine çıkın. Bugün benimle birlikte yemek yiyeceksiniz. Yarın

sabah düşündüğün her şeyi sana bildirip seni geri gönderirim.

 

1.Sa.9: 20 Üç gün önce kaybolan eşeklerin için kaygılanma. Onlar

bulundu. İsrail'in özlemi kime yönelik? Sana ve babanın ailesine değil mi?"

 

1.Sa.9: 21 Saul şu karşılığı verdi: "Ben İsrail oymaklarının en küçüğü

olan Benyamin oymağından değil miyim? Ait olduğum boy da Benyamin

oymağına bağlı bütün boyların en küçüğü değil mi? Bana neden

böyle şeyler söylüyorsun?"

 

1.Sa.9: 22 Samuel Saul ile hizmetkârını alıp yemek odasına götürdü;

yaklaşık otuz çağrılı arasında ilk sırayı onlara verdi.

 

1.Sa.9: 23 Sonra aşçıya, "Sana verdiğim ve bir kenara ayırmanı

söylediğim payı getir" dedi.

 

1.Sa.9: 24 Aşçı budu getirip Saul'un önüne koydu. Samuel, "İşte senin

için ayrılan parça, buyur ye!" dedi, "Çünkü bunu belirtilen gün çağırdığım halkla birlikte yemen için sakladım." O gün Saul Samuel'le yemek yedi.

 

1.Sa.9: 25 Tapınma yerinden kente indikten sonra Samuel evinin damında

Saul'la konuştu*fn*.

D Not 9:25 Masoretik metin "Samuel evinin damında Saul'la konuştu", Septuaginta "Saul için damda bir döşek serildi, o da orada yattı."

 

1.Sa.9: 26 Sabah erkenden, şafak sökerken kalktılar. Samuel, damdan Saul'u çağırıp, "Hazırlan, seni göndereceğim" dedi. Saul kalktı. Samuel'le birlikte dışarı çıktılar.

 

1.Sa.9: 27 Kentin sınırına yaklaşırken Samuel Saul'a, "Hizmetkâra

önümüzden gitmesini söyle" dedi. Hizmetkâr öne geçince, Samuel,

"Ama sen dur" diye ekledi, "Sana Tanrı'nın sözünü bildireceğim."

 

 

BÖLÜM 10

 

1.Sa.10: 1 Sonra Samuel yağ kabını alıp yağı Saul'un başına döktü. Onu

öpüp şöyle dedi: "RAB seni kendi halkına önder olarak meshetti.

 

1.Sa.10: 2 Bugün benden ayrıldıktan sonra Benyamin sınırında,

Selsah'taki Rahel'in mezarı yanında iki kişiyle karşılaşacaksın.

Sana, 'Aramaya çıktığın eşekler bulundu diyecekler, 'Baban

eşekleri düşünmekten vazgeçti, oğlum için ne yapsam diye sizin

için kaygılanmaya başladı.

 

1.Sa.10: 3 Oradan daha ilerleyip Tavor'daki meşe ağacına varacaksın.

Orada biri üç oğlak, biri üç somun ekmek, öbürü de bir tulum

şarapla Tanrı'nın huzuruna, Beytel'e çıkan üç adamla karşılaşacaksın.

 

1.Sa.10: 4 Seni selamlayıp iki somun ekmek verecekler. Sen de kabul

edeceksin.

 

1.Sa.10: 5 Sonra Filist ordugahının bulunduğu Givat-Elohim'e

varacaksın. Kente girince, önlerinde çenk, tef, kaval ve lir

çalanlarla birlikte peygamberlik ederek tapınma yerinden inen bir

peygamber topluluğuyla karşılaşacaksın.

 

1.Sa.10: 6 RAB'bin Ruhu senin üzerine güçlü bir biçimde inecek. Onlarla

birlikte peygamberlikte bulunacak ve başka bir kişiliğe bürüneceksin.

 

1.Sa.10: 7 Bu belirtiler gerçekleştiğinde, duruma göre gerekeni yap.

Çünkü Tanrı seninledir.

 

1.Sa.10: 8 Şimdi benden önce Gilgal'a git. Yakmalık sunuları* sunmak

ve esenlik kurbanlarını kesmek için ben de yanına geleceğim. Ancak, ben yanına gelip ne yapacağını bildirene dek yedi gün beklemen gerekecek."

 

1.Sa.10: 9 Saul, Samuel'in yanından ayrılmak üzere ona sırtını döner

dönmez, Tanrı ona başka bir kişilik verdi. O gün bütün bu belirtiler gerçekleşti.

 

1.Sa.10: 10 Giva'ya varınca, Saul'u bir peygamber topluluğu karşıladı. Tanrı'nın Ruhu güçlü bir biçimde üzerine indi ve Saul onlarla birlikte peygamberlikte bulunmaya başladı.

 

1.Sa.10: 11 Onu önceden tanıyanların hepsi, peygamberlerle birlikte

peygamberlikte bulunduğunu görünce, birbirlerine, "Ne oldu Kiş

oğluna? Saul da mı peygamber oldu?" diye sordular.

 

1.Sa.10: 12 Orada oturanlardan biri, "Ya onların babası kim?" dedi.

İşte, "Saul da mı peygamber oldu?" sözü buradan gelir.

 

1.Sa.10: 13 Saul peygamberlikte bulunduktan sonra tapınma yerine çıktı.

 

1.Sa.10: 14 Amcası, Saul ile hizmetkârına, "Nerede kaldınız?" diye sordu. Saul, "Eşekleri arıyorduk" diye karşılık verdi, "Onları bulamayınca, Samuel'e gittik."

 

1.Sa.10: 15 Amcası, "Samuel sana neler söyledi, lütfen bana da anlat" dedi.

 

1.Sa.10: 16 Saul, "Eşeklerin bulunduğunu bize açıkça bildirdi" diye

yanıtladı. Ama Samuel'in krallıkla ilgili sözlerini amcasına açıklamadı.

 

1.Sa.10: 17-18 Sonra Samuel, İsrail halkını Mispa'da RAB için bir araya

getirip şöyle dedi: "İsrail'in Tanrısı RAB diyor ki, 'Ben

İsrailliler'i Mısır'dan çıkardım. Mısırlılar'ın ve size baskı

yapan bütün krallıkların elinden sizi kurtardım.

 

1.Sa.10: 19 Ama siz bugün bütün zorluk ve sıkıntılarınızdan sizi

kurtaran Tanrınız'a sırt çevirdiniz ve, 'Hayır, bize bir kral

ata dediniz. Şimdi RAB'bin önünde oymak oymak, boy boy dizilin."

 

1.Sa.10: 20 Samuel bütün İsrail oymaklarını bir bir öne çıkardı.

Bunlardan Benyamin oymağı kurayla seçildi.

 

1.Sa.10: 21 Sonra Benyamin oymağını boy boy öne çağırdı. Matri'nin boyu

seçildi. En sonunda da Matri boyundan Kiş oğlu Saul seçildi. Onu

aradılarsa da bulamadılar.

 

1.Sa.10: 22 Yine RAB'be, "O daha buraya gelmedi mi?" diye sordular.

RAB de, "O burada, eşyaların arasında saklanıyor" dedi.

 

1.Sa.10: 23 Bunun üzerine koşup Saul'u oradan getirdiler. Saul halkın

arasına geldi. Boyu hepsinden bir baş uzundu.

 

1.Sa.10: 24 Samuel halka, "RAB'bin seçtiği adamı görüyor musunuz?"

dedi, "Bütün halkın arasında bir benzeri yok."

Bunun üzerine halk, "Yaşasın kral!" diye bağırdı.

 

1.Sa.10: 25 Samuel krallığın ilkelerini halka açıkladı. Bunları kitap

haline getirip RAB'bin önüne koydu. Sonra herkesi evine gönderdi.

 

1.Sa.10: 26 Saul da Giva'ya, kendi evine döndü. Tanrı'nın

isteklendirdiği yiğitler ona eşlik ettiler.

 

1.Sa.10: 27 Ama bazı kötü kişiler, "O bizi nasıl kurtarabilir?" diyerek

Saul'u küçümsediler ve ona armağan vermediler. Saul ise buna aldırmadı.

 

Saul Ammonlular'ı Bozguna Uğratıyor

 

BÖLÜM 11

 

1.Sa.11: 1 Ammon Kralı Nahaş Yaveş-Gilat üzerine yürüyüp kenti kuşattı.

Bütün Yaveşliler, Nahaş'a, "Bizimle bir antlaşma yap, sana kulluk ederiz" dediler.

 

1.Sa.11: 2 Ama Ammonlu Nahaş, "Ancak bir koşulla sizinle antlaşma

yaparım" diye karşılık verdi, "Bütün İsrail halkını küçük

düşürmek için her birinizin sağ gözünü oyup çıkaracağım."

 

1.Sa.11: 3 Yaveş Kenti'nin ileri gelenleri ona, "İsrail'in her

bölgesine ulaklar göndermemiz için bize yedi günlük bir süre

tanı" dediler, "Eğer bizi kurtaracak kimse çıkmazsa o zaman sana

teslim oluruz."

 

1.Sa.11: 4 Ulaklar Saul'un yaşadığı Giva Kenti'ne gelip olanları halka

bildirince, herkes hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

 

1.Sa.11: 5 Tam o sırada Saul, öküzlerinin ardında, tarladan dönüyordu.

"Halka ne oldu? Neden böyle ağlıyorlar?" diye sordu.

Yaveşliler'in söylediklerini ona anlattılar.

 

1.Sa.11: 6 Saul bu sözleri duyunca, Tanrı'nın Ruhu güçlü bir biçimde

onun üzerine indi. Saul çok öfkelendi.

 

1.Sa.11: 7 Bir çift öküz alıp parçaladı. Ulaklar aracılığıyla İsrail'in

her bölgesine bu parçaları gönderip şöyle dedi: "Saul ile

Samuel'in ardınca gelmeyen herkesin öküzlerine de aynı şey

yapılacaktır." Halk RAB korkusuyla sarsıldı ve tek beden halinde yola çıktı.

 

1.Sa.11: 8 Saul onları Bezek'te topladı. İsrail halkı üç yüz bin,

Yahudalılar ise otuz bin kişiydi.

 

1.Sa.11: 9 Oraya gelen Yaveşli ulaklara şöyle dediler: "Yaveş-Gilat

halkına, 'Yarın öğleye doğru kurtarılacaksınız deyin."

Ulaklar gidip bu haberi iletince Yaveşliler sevindi.

 

1.Sa.11: 10 Ammonlular'a, "Yarın size teslim olacağız" dediler, "Bize

ne dilerseniz yapın."

 

1.Sa.11: 11 Ertesi gün Saul adamlarını üç bölüğe ayırdı. Adamlar sabah

nöbetinde Ammonlular'ın ordugahına girdi. Kırım günün en sıcak

zamanına dek sürdü. Sağ kalanlar dağıldı; iki kişi bile bir arada kalmadı.

 

1.Sa.11: 12 Bundan sonra halk Samuel'e, "'Saul mu bize krallık

yapacak? diyenler kimdi? Getirin onları, öldürelim" dedi.

 

1.Sa.11: 13 Ama Saul, "Bugün hiç kimse öldürülmeyecek" diye yanıtladı,

"Çünkü RAB bugün İsrail halkına kurtuluş verdi."

 

1.Sa.11: 14 Samuel halka, "Haydi, Gilgal'a gidip orada krallığı yeniden

onaylayalım" dedi.

 

1.Sa.11: 15 Böylece bütün halk Gilgal'a gidip RAB'bin önünde Saul'un

kral olduğunu onayladı. Orada, RAB'bin önünde esenlik kurbanları

kestiler; Saul da bütün İsrailliler de büyük bir sevinç yaşadılar.

 

Samuel'in Söylevi

 

BÖLÜM 12

 

1.Sa.12: 1 Bundan sonra Samuel İsrail halkına şöyle dedi: "Bana

söylediğiniz her şeye kulak verdim: Size bir kral atadım.

 

1.Sa.12: 2 Şimdi size önderlik yapan bir kralınız var. Bense yaşlandım, saçım ağardı. Oğullarım da sizlerle birlikte. Gençliğimden bu güne dek size önderlik yaptım.

 

1.Sa.12: 3 İşte karşınızda duruyorum. Hanginizin öküzünü aldım? Kimin

eşeğine el koydum? Kimi dolandırdım? Kime baskı yaptım? Göz

yummak için kimden rüşvet aldım? RAB'bin ve O'nun meshettiğinin*

önünde bana karşı tanıklık edin de size karşılığını vereyim."

 

1.Sa.12: 4 Halk, "Bizi dolandırmadın" diye karşılık verdi, "Bize baskı

da yapmadın. Kimsenin elinden hiçbir şey almadın."

 

1.Sa.12: 5 Samuel, "Bana karşı bir şey bulamadığınıza bugün hem RAB,

hem de O'nun meshettiği kral tanıktır" dedi. "Evet, tanıktır" dediler.

 

1.Sa.12: 6 Samuel konuşmasını şöyle sürdürdü: "Musa ile Harun'u

görevlendiren, atalarınızı Mısır'dan çıkaran RAB'dir.

 

1.Sa.12: 7 Şimdi burada durun, RAB'bin önünde, O'nun sizi ve

atalarınızı tekrar tekrar nasıl kurtardığına dair kanıtlar göstereyim size.

 

1.Sa.12: 8 "Yakup Mısır'a gittikten sonra, atalarınız RAB'be yakardı. O da atalarınızı Mısır'dan çıkarıp burada yerleşmelerini sağlayan Musa ile Harun'u gönderdi.

 

1.Sa.12: 9 Ama atalarınız Tanrıları RAB'bi unuttular. Bu yüzden RAB

onları Hasor ordusunun komutanı Sisera'nın, Filistliler'in ve Moav Kralı'nın eline teslim etti. Bunlar atalarınıza karşı savaştılar.

 

1.Sa.12: 10 Atalarınız RAB'be, 'Günah işledik; RAB'bi bırakıp Baal'ın*

ve Aştoret'in* putlarına kulluk ettik. Ama şimdi bizi düşmanlarımızın elinden kurtar, sana kulluk edeceğiz diye seslendiler.

 

1.Sa.12: 11 RAB de Yerubbaal'ı*fo*, Bedan'ı*fö*, Yiftah'ı ve ben

Samuel'i*fp* gönderdi. Güvenlik içinde yaşamanız için sizi saran

düşmanlarınızın elinden kurtardı.

D Not 12:11 "Yerubbaal", yani "Gidyon".

12:11 Masoretik metin "Bedan", Septuaginta, Süryanice "Barak".

12:11 Masoretik metin "Ben Samuel'i", Septuaginta "Şimşon'u".

 

1.Sa.12: 12 "Ama siz Ammon Kralı Nahaş'ın üzerinize yürüdüğünü görünce,

Tanrınız RAB kralınız olduğu halde bana, 'Hayır, bize bir kral

önderlik yapacak dediniz.

 

1.Sa.12: 13 İşte seçtiğiniz, dilediğiniz kral! Evet, RAB size bir kral verdi.

 

1.Sa.12: 14 Eğer RAB'den korkar, O'na kulluk ederseniz, O'nun sözünü

dinleyip buyruklarına karşı gelmezseniz, hem siz hem de önderiniz

olacak kral Tanrınız RAB'bin ardınca giderseniz, ne âlâ!

 

1.Sa.12: 15 Ama RAB'bin sözünü dinlemez, buyruklarına karşı gelirseniz,

RAB kralınızı*fr* cezalandırdığı gibi sizi de cezalandıracaktır.

D Not 12:15 Septuaginta "Kralınızı", Masoretik metin "Atalarınızı".

 

1.Sa.12: 16 "Şimdi olduğunuz yerde durun ve RAB'bin gözlerinizin önünde

yapacağı şu olağanüstü olayı görün.

 

1.Sa.12: 17 Bugün buğday biçme zamanı değil mi? Göğü gürletsin, yağmur

yağdırsın diye RAB'be yalvaracağım. Böylece bir kral istemekle yaptığınız kötülüğün RAB'bin gözünde ne denli büyük olduğunu iyice anlayacaksınız."

 

1.Sa.12: 18 Samuel RAB'be yalvardı ve RAB o gün göğü gürletti, yağmur

yağdırdı. Halk RAB'den de Samuel'den de çok korktu.

 

1.Sa.12: 19 Bunun üzerine Samuel'e, "Yok olmayalım diye, biz kulların

için Tanrın RAB'be yakar" dediler, "Çünkü bütün günahlarımıza

kendimize bir kral istemek kötülüğünü de ekledik."

 

1.Sa.12: 20 Samuel halka, "Korkmayın" dedi, "Siz bu büyük kötülüğü

yaptınız, ama yine de RAB'bin ardınca gitmekten vazgeçmeyin;

tersine, bütün yüreğinizle RAB'be kulluk edin.

 

1.Sa.12: 21 Kimseyi kurtaramayan yararsız putların ardınca gitmeyin;

çünkü onlar değersizdir.

 

1.Sa.12: 22 RAB görkemli adının hatırına halkını bırakmayacak. Çünkü

sizi kendi halkı kılmaktan hoşnut kaldı.

 

1.Sa.12: 23 Bana gelince, sizin için RAB'be yalvarmaktan vazgeçip O'na

karşı günah işlemek benden uzak olsun! Ancak size iyi ve doğru

yolu öğreteceğim.

 

1.Sa.12: 24 Yalnız RAB'den korkun, O'na bağlılıkla ve bütün yüreğinizle

kulluk edin. O'nun sizler için ne görkemli işler yaptığını bir düşünün!

 

1.Sa.12: 25 Ama kötülük yapmayı sürdürürseniz, hem siz yok olacaksınız,

hem de kralınız."

 

Samuel Saul'u Paylıyor

 

BÖLÜM 13

 

1.Sa.13: 1 Saul*fs* İsrail'de iki yıl krallık yaptıktan sonra

D Not 13:1 "Saul": Masoretik metinde "... yaşında kral olan Saul" cümlesindeki rakamın düştüğü sanılıyor.

 

1.Sa.13: 2 halktan üç bin kişi seçti. Bunlardan iki binini Mikmas ve Beytel'in dağlık bölgesinde yanına aldı. Binini de Benyamin oymağına ait Giva Kenti'nde Yonatan'ın yanına bıraktı. Halktan geri kalanları evlerine gönderdi.

 

1.Sa.13: 3 Yonatan Giva'daki Filist birliğini yendi. Filistliler bunu duydular. Saul, bütün ülkede boru çaldırarak, "İbraniler bu haberi duysun" dedi.

 

1.Sa.13: 4 Böylece İsrailliler'in hepsi Saul'un Filist birliğini

yendiğini ve Filistliler'in İsrailliler'den iğrendiğini duydu.

Bunun üzerine halk Gilgal'da Saul'un çevresinde toplandı.

 

1.Sa.13: 5 Filistliler İsrailliler'le savaşmak üzere toplandılar. Otuz

bin*fş* savaş arabası, altı bin atlı asker ve kıyılardaki kum

kadar kalabalık bir orduya sahiptiler. Gidip Beytaven'in

doğusundaki Mikmas'ta ordugah kurdular.

D Not 13:5 Masoretik metin "Otuz bin", Süryanice "Üç bin".

 

1.Sa.13: 6 Durumlarının tehlikeli olduğunu ve askerlerinin

sıkıştırıldığını gören İsrailliler, mağaralarda, çalılıklarda,

kayalıklarda, çukurlarda, sarnıçlarda gizlendiler.

 

1.Sa.13: 7 Bazı İbraniler de Şeria Irmağı'ndan Gad ve Gilat bölgesine

geçti. Ama Saul daha Gilgal'daydı. Bütün askerler onu titreyerek izliyordu.

 

1.Sa.13: 8 Saul, Samuel tarafından belirlenen süreye uyarak, yedi gün

bekledi. Ama Samuel Gilgal'a gelmeyince, halk Saul'un yanından dağılmaya başladı.

 

1.Sa.13: 9 Saul, "Yakmalık sunuları* ve esenlik sunularını* bana

getirin" dedi. Sonra yakmalık sunuyu sundu.

 

1.Sa.13: 10 Saul yakmalık sununun sunulmasını bitirir bitirmez Samuel

geldi. Saul selamlamak için onu karşılamaya çıktı.

 

1.Sa.13: 11 Samuel, "Ne yaptın?" diye sordu. Saul, "Halk yanımdan dağılıyordu" diye karşılık verdi, "Sen de belirlenen gün gelmedin. Üstelik Filistliler Mikmas'ta

toplandılar. Bunları görünce,

 

1.Sa.13: 12 'Şimdi Filistliler Gilgal'da üzerime yürüyecek; oysa ben

RAB'bin yardımını dilememiştim diye düşündüm. Bu nedenle,

yakmalık sunuyu sunma gerekliliğini duydum."

 

1.Sa.13: 13 Samuel, "Akılsızca davrandın" dedi, "Tanrın RAB'bin sana

verdiği buyruğa uymadın; yoksa, RAB İsrail üzerinde senin

krallığının sonsuza dek sürmesini sağlayacaktı.

 

1.Sa.13: 14 Ama artık krallığın sürmeyecek. RAB kendi gönlüne uygun

birini arayıp onu kendi halkına önder olarak atamaya kararlı.

Çünkü sen RAB'bin buyruğunu tutmadın."

 

1.Sa.13: 15 Bundan sonra Samuel Gilgal'dan ayrılarak Benyaminoğulları'nın Giva Kenti'ne gitti*ft*. Saul yanında kalan halkı saydı; yaklaşık altı yüz kişiydi.

D Not 13:15 Masoretik metin "Benyaminoğulları'nın Giva Kenti'ne gitti", Septuaginta "Yoluna gitti. Halkın kalan kısmı ise orduya katılmak üzere Saul'u izledi. Gilgal'dan ayrılıp Benyaminoğulları'nın Giva Kenti'ne gittiler."

 

1.Sa.13: 16 Saul, oğlu Yonatan ve yanlarındaki halk

Benyaminoğulları'nın bölgesindeki Giva'da kalıyorlardı.

Filistliler ise Mikmas'ta ordugah kurmuşlardı.

 

1.Sa.13: 17 Akıncılar üç koldan Filistliler'in ordugahından çıktılar.

Kollardan biri Şual bölgesindeki Ofra'ya,

 

1.Sa.13: 18 biri Beythoron'a, öbürü ise çöle, Sevoyim Vadisi'ne bakan

sınıra doğru ilerledi.

 

1.Sa.13: 19 Bütün İsrail ülkesinde bir tek demirci yoktu. Filistliler,

"İbraniler kılıç, mızrak yapmasın" demişlerdi.

 

1.Sa.13: 20 Bu nedenle bütün İsrailliler saban demirlerini, kazma,

balta ve oraklarını*fu* biletmek için Filistliler'e gitmek zorundaydılar.

D Not 13:20 Septuaginta "Oraklarını", Masoretik metin "Saban demirlerini".

 

1.Sa.13: 21 Saban demiriyle kazmanın bileme fiyatı, şekelin üçte ikisi*fü* kadardı. Beller, baltalar, üvendireler için istenilen fiyat ise şekelin üçte biriydi*fv*.

D Not 13:21 "Şekelin üçte ikisi": Yaklaşık 8 gr.

13:21 "Şekelin üçte biri": Yaklaşık 4 gr.

 

1.Sa.13: 22 İşte bu yüzden, savaş sırasında Saul ile Yonatan dışında,

yanlarındaki hiç kimsenin elinde kılıç, mızrak yoktu.

 

Filistliler'e Karşı Savaş

 

1.Sa.13: 23 O sırada Filistliler'in bir kolu Mikmas Geçidi'ne çıkmıştı.

 

 

BÖLÜM 14

 

1.Sa.14: 1 Bir gün Saul oğlu Yonatan, silahını taşıyan genç hizmetkârına, "Gel, karşı taraftaki Filist ordugahına geçelim" dedi. Ama bunu babasına haber vermedi.

 

1.Sa.14: 2 Saul, Giva Kenti yakınındaki Migron'da bir nar ağacının

altında oturmaktaydı. Yanında altı yüz kadar asker vardı.

 

1.Sa.14: 3 Efod* giymiş olan Ahiya da aralarındaydı. Ahiya Şilo'da

RAB'bin kâhini olan Eli oğlu Pinehas oğlu İkavot'un erkek kardeşi

Ahituv'un oğluydu. Halk Yonatan'ın gittiğini farketmemişti.

 

1.Sa.14: 4 Yonatan'ın Filist ordugahına ulaşmak için geçmeyi

tasarladığı geçidin her iki yanında iki sivri kaya vardı; birine

Boses, öbürüne Sene denirdi.

 

1.Sa.14: 5 Kayalardan biri kuzeyde Mikmas'a, öbürü güneyde Giva'ya

bakardı.

 

1.Sa.14: 6 Yonatan silahını taşıyan genç hizmetkârına, "Gel, şu

sünnetsizlerin* ordugahına gidelim" dedi, "Belki RAB bizim için

bir şeyler yapar. Çünkü gerek çoklukta, gerekse azlıkta RAB'bin

zafere ulaştırmasına engel yoktur."

 

1.Sa.14: 7 Silahını taşıyan genç, "Ne düşünüyorsan öyle yap" diye

yanıtladı, "Haydi yürü! Düşündüğün her şeyde seninleyim."

 

1.Sa.14: 8 Yonatan, "Bu adamlara gidelim, bizi görsünler" dedi,

 

1.Sa.14: 9 "Eğer bize, 'Yanınıza gelene dek bekleyin derlerse,

olduğumuz yerde kalırız, gitmeyiz.

 

1.Sa.14: 10 Ama, 'Yanımıza gelin derlerse, gideriz. Çünkü bu, RAB'bin

Filistliler'i elimize teslim ettiğine ilişkin bir belirti olacak bizim için."

 

1.Sa.14: 11 Böylece ikisi de Filistliler'in askerlerine göründüler.

Filistliler, "Bakın! İbraniler gizlendikleri çukurlardan çıkmaya başlıyor!" dediler.

 

1.Sa.14: 12 Sonra Yonatan'la silahını taşıyan gence, "Buraya, yanımıza

gelin, size bir şey söyleyeceğiz" diye seslendiler. Bunun üzerine Yonatan silahını taşıyana, "Ardımdan gel" dedi, "RAB onları İsrailliler'in eline teslim etti."

 

1.Sa.14: 13 Yonatan elleriyle ayaklarını kullanarak yukarıya tırmandı;

silahını taşıyan genç de onu izledi. Yonatan Filistliler'i yenilgiye uğrattı. Silahını taşıyan genç de onu izliyor ve Filistliler'i öldürüyordu.

 

1.Sa.14: 14 Yonatan'la silahını taşıyan genç bu ilk saldırıda iki

dönümlük*fy* bir alanda yirmi kadar asker öldürdüler.

D Not 14:14 "İki dönüm": İbranice "Yarım semet".

 

1.Sa.14: 15 Ordugahta ve kırsal alanda bütün Filist halkı arasında

dehşet hüküm sürüyordu. Askerlerle akıncılar bile titriyordu.

Derken yer sarsıldı; sanki Tanrı'dan gelen bir titremeydi bu.

 

1.Sa.14: 16 Benyamin topraklarındaki Giva Kenti'nde Saul'un nöbetçileri

büyük bir kalabalığın oraya buraya dağıldığını gördüler.

 

1.Sa.14: 17 Bunun üzerine Saul yanındaki adamlara, "Yoklama yapın da

aramızdan kimin ayrıldığını görün" dedi. Yoklama yapılınca

Yonatan'la silahını taşıyan gencin orada olmadığını anladılar.

 

1.Sa.14: 18 Saul Ahiya'ya, "Tanrı'nın Sandığı'nı*fz* getir" dedi. O

sırada Tanrı'nın Sandığı*fz* İsrail halkındaydı.

D Not 14:18 Masoretik metin "Tanrı'nın Sandığı", Septuaginta "Efod".

 

1.Sa.14: 19 Saul kâhinle konuşurken, Filistliler'in ordugahındaki

kargaşa da giderek artmaktaydı. Bunun üzerine Saul kâhine, "Elini çek" dedi.

 

1.Sa.14: 20 Saul'la yanındaki askerlerin tümü toplanıp savaş alanına

gittiler. Orada büyük bir kargaşa vardı. Herkes birbirine kılıç çekiyordu.

 

1.Sa.14: 21 Daha önce Filistliler'in yanında yer alıp onların

ordugahına katılan İbraniler bile saf değiştirerek Saul'la

Yonatan'ın yanındaki İsrail birliklerine katıldılar.

 

1.Sa.14: 22 Efrayim dağlık bölgesinde gizlenen İsrailliler de Filistliler'in kaçtığını duyunca onları savaş alanında kovalamaya başladılar.

 

1.Sa.14: 23 Böylece RAB İsrail'i o gün zafere ulaştırdı. Savaş

Beytaven'in ötesine dek yayıldı.

 

1.Sa.14: 24 O gün İsrailliler bitkindi. Çünkü Saul, "Ben düşmanlarımdan

öç alıncaya kadar, akşama dek kim yemek yerse lanetli olsun!"

diye halka ant içirmişti. Bu yüzden de kimse bir şey yememişti.

 

1.Sa.14: 25-26 Derken, her yanı bal dolu bir ormana vardılar. Askerler

ormana girince, toprakta akan balları gördüler. Ne var ki,

içtikleri anttan korktukları için hiçbiri bala dokunmadı.

 

1.Sa.14: 27 Yonatan babasının halka ant içirdiğini duymamıştı. Elindeki

değneği uzatıp ucunu bal gümecine batırdı. Biraz bal tadar tatmaz gözleri parladı.

 

1.Sa.14: 28 Bunun üzerine oradakilerden biri Yonatan'a, "Baban

askerlere, 'Bugün kim yemek yerse lanetli olsun diye ant içirdi"

dedi, "Askerlerin bitkin düşmesi de bundan."

 

1.Sa.14: 29 Yonatan, "Babam halka sıkıntı verdi" diye yanıtladı,

"Bakın, bu baldan biraz tadınca gözlerim nasıl da parladı!

 

1.Sa.14: 30 Bugün halk düşmanlarından yağmaladığı yiyeceklerden özgürce

yeseydi, çok daha iyi olurdu! O zaman Filistliler'in yenilgisi de daha ağır olmaz mıydı?"

 

1.Sa.14: 31 O gün İsrailliler, Filistliler'i Mikmas'tan Ayalon'a kadar

yenilgiye uğrattılar. Ama İsrail askerleri o kadar bitkindi ki,

 

1.Sa.14: 32 yağmaladıkları mallara saldırdılar; davarları, sığırları,

buzağıları yakaladıkları gibi hemen oracıkta kesip kanını akıtmadan yediler.

 

1.Sa.14: 33 Durumu Saul'a bildirerek, "Bak, askerlerin kanlı eti yemekle RAB'be karşı günah işliyor!" dediler. Bunun üzerine Saul, "Hainlik ettiniz!" dedi, "Hemen büyük bir taş yuvarlayın bana."

 

1.Sa.14: 34 Sonra ekledi: "Halkın arasına varıp herkesin öküzünü,

koyununu bana getirmesini söyleyin. Onları burada kesip yesinler.

Eti kanıyla birlikte yiyerek RAB'be karşı günah işlemeyin." O

gece herkes öküzünü getirip orada kesti.

 

1.Sa.14: 35 O sırada Saul RAB'be bir sunak yaptı. RAB'be yaptığı ilk

sunaktı bu.

 

1.Sa.14: 36 Saul adamlarına, "Haydi, bu gece Filistliler'e saldıralım" dedi, "Tan ağarıncaya dek mallarını yağmalayalım, onlardan bir tekini bile sağ bırakmayalım." Adamlar, "Sence uygun olan neyse onu yap" diye karşılık verdiler. Ama kâhin, "Burada Tanrı'ya danışalım" dedi.

 

1.Sa.14: 37 Bunun üzerine Saul Tanrı'ya, "Filistliler'e saldırmaya

gideyim mi? Onları İsrailliler'in eline teslim edecek misin?"

diye sordu. Ama Tanrı o gün yanıt vermedi.

 

1.Sa.14: 38 Bunun için Saul, "Ey halkın önderleri! Buraya yaklaşın da

bugün işlenen bu günahın nasıl işlendiğini ortaya çıkaralım" dedi,

 

1.Sa.14: 39 "İsrail'i kurtaran yaşayan RAB'bin adıyla derim ki, bu günaha yol açan oğlum Yonatan bile olsa kesinlikle öldürülecektir." Ama kimse bir şey söylemedi.

 

1.Sa.14: 40 Bunun üzerine Saul halka, "Siz bir yanda durun, oğlum Yonatan'la ben öbür yanda duracağız" dedi. Halk, "Sence uygun olan neyse onu yap" diye karşılık verdi.

 

1.Sa.14: 41 Saul İsrail'in Tanrısı RAB'be, "Bana doğru yanıtı ver"

dedi*fa*. Kura Yonatan'la Saul'a düştü, halk aklandı.

D Not 14:41 Masoretik metin "Saul İsrail'in Tanrısı RAB'be, 'Bana doğru yanıtı ver dedi.", Septuaginta "Saul, 'Ey İsrail'in Tanrısı RAB, bugün neden kuluna yanıt vermedin? Suç bende ya da oğlum Yonatan'daysa, ey İsrail Tanrısı RAB, Urim'i* ver. Yok eğer suç halkın İsrail'deyse Tummim'i ver dedi." Yonatan, "Ben yalnızca elimdeki değneğin ucuyla biraz bal alıp tattım. Şimdi ölmem mi gerek?" diye karşılık verdi.

 

1.Sa.14: 42 Saul bu kez, "Benimle oğlum Yonatan arasında kura çekin"

dedi. Kura Yonatan'a düştü.

 

1.Sa.14: 43 Bunun üzerine Saul Yonatan'a, "Söyle bana, ne yaptın?" diye

sordu.

 

1.Sa.14: 44 Saul, "Yonatan, eğer seni öldürtmezsem, Tanrı bana

aynısını, hatta daha kötüsünü yapsın!" dedi.

 

1.Sa.14: 45 Ama halk Saul'a, "İsrail'i bu büyük zafere ulaştıran

Yonatan'ı mı öldürteceksin?" dedi, "Asla! Yaşayan RAB'bin adıyla

deriz ki, saçının bir teline bile zarar gelmeyecektir. Çünkü

bugün o ne yaptıysa Tanrı'nın yardımıyla yapmıştır." Böylece halk

Yonatan'ı öldürülmekten kurtardı.

 

1.Sa.14: 46 Bundan sonra Saul Filistliler'i kovalamaktan vazgeçti.

Filistliler de yerlerine döndüler.

 

1.Sa.14: 47 Saul İsrail'e kral atandıktan sonra, her yandaki

düşmanlarına -Moav, Ammon, Edom halkları, Sova kralları ve

Filistliler'e- karşı savaştı. Gittiği her yerde zafer kazandı*fb*.

D Not 14:47 Septuaginta "Zafer kazandı", Masoretik metin "Zarar verdi".

 

1.Sa.14: 48 Yiğitçe savaşarak Amalekliler'i yenilgiye uğrattı,

İsrailliler'i düşmanın yağmasından kurtardı.

 

1.Sa.14: 49 Saul'un oğulları Yonatan, Yişvi ve Malkişua idi. İki

kızından büyüğünün adı Merav, küçüğünün adı Mikal'dı.

 

1.Sa.14: 50 Karısı, Ahimaas'ın kızı Ahinoam'dı. Ordusunun başkomutanı

amcası Ner oğlu Avner'di.

 

1.Sa.14: 51 Saul'un babası Kiş'le Avner'in babası Ner, Aviel'in oğullarıydı.

 

1.Sa.14: 52 Saul yaşamı boyunca Filistliler'le kıyasıya savaştı. Nerede

yiğit, güçlü birini görse kendi ordusuna kattı.

 

Saul'un Kral Olarak Reddedilmesi

 

BÖLÜM 15

 

1.Sa.15: 1 Samuel Saul'a şöyle dedi: "RAB seni kendi halkı İsrail'in

Kralı olarak meshetmek* için beni gönderdi. Şimdi RAB'bin sözlerine kulak ver.

 

1.Sa.15: 2 Her Şeye Egemen RAB diyor ki, 'İsrailliler'e yaptıkları

kötülükten ötürü Amalekliler'i cezalandıracağım. Çünkü Mısır'dan

çıkan İsrailliler'e karşı koydular.

 

1.Sa.15: 3 Şimdi git, Amalekliler'e saldır. Onlara ait her şeyi tümüyle

yok et*fc*, hiçbir şeyi esirgeme. Kadın erkek, çoluk çocuk, öküz,

koyun, deve, eşek hepsini öldür."

D Not 15:3 İbranice "Tümüyle yok etmek" fiili insanları, malları bir daha alınmamak üzere RAB'be adamak anlamını içerir. İbranice'de aynı ifade 8. ve 21. ayetlerde de geçer.

 

1.Sa.15: 4 Bunun üzerine Saul askerlerini toplayıp Telaim Kenti'nde

saydı. İki yüz bin yaya askerin yanısıra Yahudalılar'dan da on bin kişi vardı.

 

1.Sa.15: 5 Saul Amalek Kenti'ne varıp vadide pusu kurdu.

 

1.Sa.15: 6 Sonra Kenliler'e şu uyarıyı gönderdi: "Haydi gidin,

Amalekliler'i bırakın; öyle ki, sizi de onlarla birlikte yok

etmeyeyim. Çünkü siz Mısır'dan çıkan İsrail halkına iyilik

ettiniz." Bunun üzerine Kenliler Amalekliler'den ayrıldılar.

 

1.Sa.15: 7 Saul Havila'dan Mısır'ın doğusundaki Şur'a dek Amalekliler'i

yenilgiye uğrattı.

 

1.Sa.15: 8 Amalek Kralı Agak'ı sağ olarak yakaladı. Halkının tümünü de

kılıçtan geçirdi.

 

1.Sa.15: 9 Ne var ki, Saul ile adamları Agak'ı ve en iyi koyunları,

sığırları, besili danaları, kuzuları -iyi olan ne varsa hepsini-

esirgediler. Bunları tümüyle yok etmek istemediler. Ancak

değersiz ve zayıf ne varsa hepsini yok ettiler.

 

1.Sa.15: 10 RAB Samuel'e şöyle seslendi:

 

1.Sa.15: 11 "Saul'u kral yaptığıma pişmanım. Beni izlemekten vazgeçti.

Buyruklarımı yerine getirmedi." Samuel öfkelendi ve bütün geceyi

RAB'be yakarmakla geçirdi.

 

1.Sa.15: 12 Ertesi sabah Samuel Saul'la görüşmek için erkenden kalktı.

Saul'un Karmel Kenti'ne gittiğini, orada kendisine bir anıt

diktikten sonra aşağı inip Gilgal'a döndüğünü öğrendi.

 

1.Sa.15: 13 Saul kendisine gelen Samuel'e, "RAB seni kutsasın! Ben

RAB'bin buyruğunu yerine getirdim" dedi.

 

1.Sa.15: 14 Samuel, "Öyleyse nedir kulağıma gelen bu koyun melemesi?

Nedir bu duyduğum sığır böğürmesi?" diye sordu.

 

1.Sa.15: 15 Saul şöyle yanıtladı: "Halk bunları Amalekliler'den

getirdi. Tanrın RAB'be kurban sunmak üzere davarların, sığırların

en iyilerini esirgediler. Ama geri kalanları tümüyle yok ettik."

 

1.Sa.15: 16 Samuel, "Dur da bu gece RAB'bin bana neler söylediğini sana

bildireyim" dedi. Saul, "Söyle" diye karşılık verdi.

 

1.Sa.15: 17 Samuel konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kendini önemsiz

saydığın halde, sen İsrail oymaklarının önderi olmadın mı? RAB

seni İsrail'e kral meshetti.

 

1.Sa.15: 18 RAB seni bir göreve gönderip, 'Git, o günahlı Amalekliler'i

tümüyle yok et; hepsini ortadan kaldırıncaya dek onlarla savaş dedi.

 

1.Sa.15: 19 Öyleyse neden RAB'bin sözüne kulak asmadın? Neden

yağmalanan mallara saldırarak RAB'bin gözünde kötü olanı yaptın?"

 

1.Sa.15: 20 Saul, "Ama ben RAB'bin sözüne kulak verdim!" diye

yanıtladı, "RAB'bin beni gönderdiği yere gittim. Amalekliler'i

tümüyle yok ettim, Amalek Kralı Agak'ı da buraya getirdim.

 

1.Sa.15: 21 Ne var ki askerler, Gilgal'da Tanrın RAB'be kurban sunmak üzere yağmalanmış bazı malları, yok edilmeye adanmış en iyi davarlarla sığırları aldılar."

 

1.Sa.15: 22 Samuel şöyle karşılık verdi:

"RAB kendi sözünün dinlenmesinden hoşlandığı kadar

Yakmalık sunulardan*, kurbanlardan hoşlanır mı?

İşte söz dinlemek kurbandan, Sözü önemsemek de koçların yağlarından daha iyidir.

 

1.Sa.15: 23 Çünkü başkaldırma, falcılık kadar günahtır

Ve dikbaşlılık, putperestlik*fç* kadar kötüdür.

Sen RAB'bin buyruğunu reddettiğin için,

RAB de senin kral olmanı reddetti."

D Not 15:23 "Putperestlik": İbranice "Özel aile putlarına danışmak".

 

1.Sa.15: 24 Bunun üzerine Saul, "Günah işledim! Evet, RAB'bin buyruğunu

da, senin sözlerini de çiğnedim" dedi, "Halktan korktuğum için onların sözünü dinledim.

 

1.Sa.15: 25 Ama şimdi yalvarırım, günahımı bağışla ve benimle birlikte

dön ki, RAB'be tapınayım."

 

1.Sa.15: 26 Samuel, "Seninle dönmem" dedi, "Çünkü sen RAB'bin buyruğunu

reddettin, RAB de İsrail Kralı olmanı reddetti!"

 

1.Sa.15: 27 Samuel dönüp gitmeye davranınca, Saul onun cüppesinin

eteğini tuttu. Cüppe yırtıldı.

 

1.Sa.15: 28 Samuel, "Bugün RAB İsrail Krallığı'nı elinden aldı ve

senden daha iyi birine verdi" dedi,

 

1.Sa.15: 29 "İsrail'in yüce Tanrısı yalan söylemez, düşüncesini de

değiştirmez. Çünkü O insan değil ki, düşüncesini değiştirsin."

 

1.Sa.15: 30 Saul, "Günah işledim!" dedi, "Ama ne olur halkımın ileri gelenleri ve İsrailliler karşısında beni onurlandır. Tanrın RAB'be tapınmam için benimle dön."

 

1.Sa.15: 31 Böylece Samuel Saul'la birlikte geri döndü ve Saul RAB'be tapındı.

 

1.Sa.15: 32 Samuel, "Amalek Kralı Agak'ı bana getirin" diye buyurdu. Agak güvenle geldi. Çünkü, "Ölüm tehlikesi kesinlikle geçti" diye düşünüyordu.

 

1.Sa.15: 33 Ama Samuel,

"Kılıcın kadınları nasıl çocuksuz bıraktıysa

Senin annen de kadınlar arasında

Çocuksuz bırakılacak"

diyerek Agak'ı Gilgal'da RAB'bin önünde kılıçla parçaladı.

 

1.Sa.15: 34 Samuel Rama'ya, Saul da Giva'daki*fd* evine gitti.

D Not 15:34 Septuaginta "Giva'daki", Masoretik metin "Saul Givası'ndaki".

 

1.Sa.15: 35 Samuel ölümüne dek Saul'u bir daha görmediyse de, onun için

üzüldü. RAB de Saul'u İsrail Kralı yaptığına pişmandı.

 

Davut Kral Olarak Meshediliyor

 

BÖLÜM 16

 

1.Sa.16: 1 RAB Samuel'e, "Ben Saul'un İsrail Kralı olmasını reddettim

diye sen daha ne zamana dek onun için üzüleceksin?" dedi, "Yağ

boynuzunu yağla doldurup yola çık. Seni Beytlehemli İşay'ın evine

gönderiyorum. Çünkü onun oğullarından birini kral seçtim."

 

1.Sa.16: 2 Samuel, "Nasıl gidebilirim? Saul bunu duyarsa beni öldürür!" dedi. RAB şöyle yanıtladı: "Yanına bir düve al ve, 'RAB'be kurban sunmak için geldim de.

 

1.Sa.16: 3 İşay'ı kurban törenine çağır. O zaman ne yapman gerektiğini ben sana bildireceğim. Sana belirteceğim kişiyi benim adıma kral olarak meshedeceksin*."

 

1.Sa.16: 4 Samuel RAB'bin sözüne uyarak Beytlehem Kenti'ne gitti. Kentin ileri gelenleri onu titreyerek karşıladılar ve, "Barış için mi geldin?" diye sordular.

 

1.Sa.16: 5 Samuel, "Evet, barış için" diye yanıtladı, "RAB'be kurban sunmaya geldim. Kendinizi kutsayıp benimle birlikte kurban törenine gelin." Sonra İşay ile oğullarını kutsayıp kurban törenine çağırdı.

 

1.Sa.16: 6 İşay ile oğulları gelince Samuel Eliav'ı gördü ve, "Gerçekten RAB'bin önünde duran bu adam O'nun meshettiği kişidir" diye düşündü.

 

1.Sa.16: 7 Ama RAB Samuel'e, "Onun yakışıklı ve uzun boylu olduğuna

bakma" dedi, "Ben onu reddettim. Çünkü RAB insanın gördüğü gibi

görmez; insan dış görünüşe, RAB ise yüreğe bakar."

 

1.Sa.16: 8 İşay, oğlu Avinadav'ı çağırıp Samuel'in önünden geçirdi.

Ama Samuel, "RAB bunu da seçmedi" dedi.

 

1.Sa.16: 9 Bunun üzerine İşay Şamma'yı da geçirdi. Samuel yine, "RAB

bunu da seçmedi" dedi.

 

1.Sa.16: 10 Böylece İşay yedi oğlunu da Samuel'in önünden geçirdi. Ama

Samuel, "RAB bunlardan hiçbirini seçmedi" dedi.

 

1.Sa.16: 11 Sonra İşay'a, "Oğullarının hepsi bunlar mı?" diye sordu. İşay, "Bir de en küçüğü var" dedi, "Sürüyü güdüyor." Samuel, "Birini gönder de onu getirsin" dedi, "O buraya gelmeden yemeğe oturmayacağız."

 

1.Sa.16: 12 İşay birini gönderip oğlunu getirtti. Çocuk kızıl saçlı, yakışıklı, gözleri pırıl pırıl bir delikanlıydı. RAB Samuel'e, "Kalk, onu meshet. Seçtiğim kişi odur" dedi.

 

1.Sa.16: 13 Samuel yağ boynuzunu alıp kardeşlerinin önünde çocuğu

meshetti. O günden başlayarak RAB'bin Ruhu Davut'un üzerine güçlü

bir biçimde indi. Bundan sonra Samuel kalkıp Rama'ya döndü.

 

Davut Saul'a Lir Çalıyor

 

1.Sa.16: 14 Bu sıralarda RAB'bin Ruhu Saul'dan ayrılmıştı. RAB'bin

gönderdiği kötü bir ruh ona sıkıntı çektiriyordu.

 

1.Sa.16: 15 Hizmetkârları Saul'a, "Bak, Tanrı'nın gönderdiği kötü bir

ruh sana sıkıntı çektiriyor" dediler,

 

1.Sa.16: 16 "Efendimiz, biz hizmetkârlarına buyruk ver, iyi lir çalan birini bulalım. Öyle ki, Tanrı'nın gönderdiği kötü ruh üzerine gelince, o lir çalar, sen de rahatlarsın."

 

1.Sa.16: 17 Saul hizmetkârlarına, "İyi lir çalan birini bulup bana getirin" diye buyurdu.

 

1.Sa.16: 18 Hizmetkârlardan biri, "Beytlehemli İşay'ın oğullarından

birini gördüm" dedi, "İyi lir çalar. Üstelik yürekli, güçlü bir

savaşçıdır; akıllıca konuşur, yakışıklıdır. RAB de onunladır."

 

1.Sa.16: 19 Bunun üzerine Saul İşay'a ulaklar göndererek, "Sürüyü güden

oğlun Davut'u bana gönder" dedi.

 

1.Sa.16: 20 İşay ekmek yüklü bir eşek, bir tulum şarap, bir de oğlak

alıp oğlu Davut'la birlikte Saul'a gönderdi.

 

1.Sa.16: 21 Davut Saul'un yanına varıp onun hizmetine girdi. Saul

Davut'u çok sevdi ve ona silahlarını taşıma görevini verdi.

 

1.Sa.16: 22 Saul İşay'a şu haberi gönderdi: "İzin ver de Davut

hizmetimde kalsın; ondan hoşnudum."

 

1.Sa.16: 23 O günden sonra, Tanrı'nın gönderdiği kötü ruh ne zaman

Saul'un üzerine gelse, Davut liri alıp çalar, Saul rahatlayıp

kendine gelirdi. Kötü ruh da ondan uzaklaşırdı.

 

Davut'un Golyat'ı Öldürmesi

 

BÖLÜM 17

 

1.Sa.17: 1 Savaşmak üzere ordularını bir araya getiren Filistliler, Yahuda'nın Soko Kenti'nde toplandılar. Soko ile Azeka Kenti arasındaki Efes-Dammim'de ordugah kurdular.

 

1.Sa.17: 2 Saul ile İsrailliler de toplandılar. Ela Vadisi'nde ordugah

kurup Filistliler'e karşı savaş düzeni aldılar.

 

1.Sa.17: 3 Filistliler tepenin bir yanında, İsrailliler de karşı tepede

yerlerini aldı. Aralarında vadi vardı.

 

1.Sa.17: 4 Filist ordugahından Gatlı Golyat adında usta bir dövüşçü

ortaya çıktı. Boyu altı arşın bir karıştı*fe*.

D Not 17:4 "Altı arşın bir karış": Yaklaşık 2.9 m.

 

1.Sa.17: 5 Başına tunç* miğfer takmış, pullu bir zırh kuşanmıştı. Tunç

zırhın ağırlığı beş bin şekeldi*ff*.

D Not 17:5 "Beş bin şekel": Yaklaşık 57.5 kg.

 

1.Sa.17: 6 Baldırları zırhlarla korunmuştu. Omuzları arasında tunç bir

pala asılıydı.

 

1.Sa.17: 7 Mızrağının sapı dokumacı tezgahının sırığı gibiydi. Mızrağın

demir başının ağırlığı altı yüz şekeldi*fg*. Golyat'ın önüsıra kalkanını taşıyan bir adam yürüyordu.

D Not 17:7 "Altı yüz şekel": Yaklaşık 6.9 kg.

 

1.Sa.17: 8 Golyat durup İsrail ordusuna, "Neden savaş düzeni aldınız?" diye haykırdı, "Ben Filistli'yim, sizse Saul'un kölelerisiniz. Aranızdan karşıma çıkacak birini seçin.

 

1.Sa.17: 9 Dövüşte beni yenip öldürebilirse, biz sizin köleniz oluruz. Ama ben üstün gelip onu yok edebilirsem, siz bizim kölemiz olur, bize kulluk edersiniz."

 

1.Sa.17: 10 Filistli Golyat konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bugün İsrail

ordusuna meydan okuyorum! Benimle dövüşecek birini çıkarın karşıma!"

 

1.Sa.17: 11 Filistli'nin bu sözlerini duyunca, Saul da İsrailliler de çok korkup dehşet içinde kaldılar.

 

1.Sa.17: 12 Davut Yahuda'nın Beytlehem Kenti'nden Efratlı İşay adında bir adamın oğluydu. İşay'ın sekiz oğlu vardı. Saul'un krallığı döneminde İşay'ın yaşı oldukça ilerlemişti.

 

1.Sa.17: 13 İşay'ın üç büyük oğlu Saul'la birlikte savaşa katılmıştı.

Savaşa giden en büyük oğlunun adı Eliav, ikincisinin adı

Avinadav, üçüncüsünün adıysa Şamma'ydı.

 

1.Sa.17: 14 Davut en küçükleriydi. Üç büyük oğul Saul'un yanındaydı.

 

1.Sa.17: 15 Davut ise babasının sürüsüne bakmak için Saul'un yanından

ayrılıp Beytlehem'e gider gelirdi.

 

1.Sa.17: 16 Filistli Golyat kırk gün boyunca sabah akşam ortaya çıkıp

meydan okudu.

 

1.Sa.17: 17 Bir gün İşay, oğlu Davut'a şöyle dedi: "Kardeşlerin için

şu kavrulmuş bir efa buğdayla*fh* on somun ekmeği al, çabucak

ordugaha, kardeşlerinin yanına git.

D Not 17:17 "Bir efa buğday": Yaklaşık 17.6 kg.

 

1.Sa.17: 18 Şu on parça peyniri de birlik komutanına götür.

Kardeşlerinin ne durumda olduğunu öğren ve iyi olduklarına

ilişkin bir belirti getir.

 

1.Sa.17: 19 Kardeşlerin Saul ve öbür İsrailliler'le birlikte Ela

Vadisi'nde Filistliler'e karşı savaşıyorlar."

 

1.Sa.17: 20 Ertesi sabah Davut erkenden kalktı. Sürüyü bir çobana bıraktı. İşay'ın buyurduğu gibi erzağı alıp yola koyuldu. Ordugaha vardığı sırada askerler savaş naraları atarak savaş düzenine giriyorlardı.

 

1.Sa.17: 21 İsrailliler'le Filistliler karşı karşıya savaş düzeni almışlardı.

 

1.Sa.17: 22 Davut getirdiklerini levazım görevlisine bırakıp cepheye

koştu; kardeşlerinin yanına varıp onları selamladı.

 

1.Sa.17: 23 Davut onlarla konuşurken, Gatlı Filistli, Golyat adındaki

dövüşçü Filist cephesinden ileri çıkarak daha önce yaptığı gibi

meydan okudu. Davut bunu duydu.

 

1.Sa.17: 24 İsrailliler Golyat'ı görünce büyük korkuyla önünden kaçıştılar.

 

1.Sa.17: 25 Birbirlerine, "İsrail'e meydan okumak için ortaya çıkan şu adamı görüyorsunuz ya!" diyorlardı, "Kral onu öldürene büyük bir armağanın yanısıra kızını da verecek. Babasının ailesini de İsrail'e vergi ödemekten muaf tutacak."

 

1.Sa.17: 26 Davut yanındakilere, "Bu Filistli'yi öldürüp İsrail'den bu utancı kaldıracak kişiye ne verilecek?" diye sordu, "Bu sünnetsiz* Filistli kim oluyor da yaşayan Tanrı'nın ordusuna meydan okuyor?"

 

1.Sa.17: 27 Adamlar daha önce verilmiş olan söze göre Golyat'ı

öldürecek kişiye neler verileceğini anlattılar.

 

1.Sa.17: 28 Ağabeyi Eliav Davut'un adamlarla konuştuğunu duyunca

öfkelendi. "Ne işin var burada?" dedi, "Çöldeki üç beş koyunu

kime bıraktın? Ne kadar kendini beğenmiş ve ne kadar kötü yürekli

olduğunu biliyorum. Sadece savaşı görmeye geldin."

 

1.Sa.17: 29 Davut, "Ne yaptım ki?" dedi, "Bir soru sordum, o kadar."

 

1.Sa.17: 30 Sonra başka birine dönüp aynı soruyu sordu. Adamlar

öncekine benzer bir yanıt verdiler.

 

1.Sa.17: 31 Davut'un söylediklerini duyanlar Saul'a ilettiler. Saul onu

çağırttı.

 

1.Sa.17: 32 Davut Saul'a, "Bu Filistli yüzünden kimse yılmasın! Ben

kulun gidip onunla dövüşeceğim!" dedi.

 

1.Sa.17: 33 Saul, "Sen bu Filistli'yle dövüşemezsin" dedi, "Çünkü daha

gençsin, o ise gençliğinden beri savaşçıdır."

 

1.Sa.17: 34 Ama Davut, "Kulun babasının sürüsünü güder" diye karşılık

verdi, "Bir aslan ya da ayı gelip sürüden bir kuzu kaçırınca,

 

1.Sa.17: 35 peşinden gidip ona saldırır, kuzuyu ağzından kurtarırım. Eğer aslan ya da ayı üzerime gelirse, boğazından tuttuğum gibi vurur öldürürüm.

 

1.Sa.17: 36 Kulun, aslan da ayı da öldürmüştür. Bu sünnetsiz Filistli de onlar gibi olacak. Çünkü yaşayan Tanrı'nın ordusuna meydan okudu.

 

1.Sa.17: 37 Beni aslanın, ayının pençesinden kurtaran RAB, bu Filistli'nin elinden de kurtaracaktır." Saul, "Öyleyse git, RAB seninle birlikte olsun" dedi.

 

1.Sa.17: 38 Sonra kendi giysilerini Davut'a verdi; başına tunç miğfer taktı, ona bir zırh giydirdi.

 

1.Sa.17: 39 Davut giysilerinin üzerine kılıcını kuşanıp yürümeye çalıştı. Çünkü bu giysilere alışık değildi. Saul'a, "Bunlarla yürüyemiyorum" dedi, "Çünkü alışık değilim." Sonra giysileri üzerinden çıkardı.

 

1.Sa.17: 40 Değneğini alıp dereden beş çakıl taşı seçti. Bunları çoban dağarcığının cebine koyduktan sonra sapanını alıp Filistli Golyat'a doğru ilerledi.

 

1.Sa.17: 41 Filistli de, önünde kalkan taşıyıcısı, Davut'a doğru ilerliyordu.

 

1.Sa.17: 42 Davut'u tepeden tırnağa süzdü. Kızıl saçlı, yakışıklı bir

genç olduğu için onu küçümsedi.

 

1.Sa.17: 43 "Ben köpek miyim ki, üzerime değnekle geliyorsun?" diyerek

kendi ilahlarının adıyla Davut'u lanetledi.

 

1.Sa.17: 44 "Bana gelsene! Bedenini gökteki kuşlara ve kırdaki

hayvanlara yem edeceğim!" dedi.

 

1.Sa.17: 45 Davut, "Sen kılıçla, mızrakla, palayla üzerime geliyorsun"

diye karşılık verdi, "Bense meydan okuduğun İsrail ordusunun

Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB'bin adıyla senin üzerine geliyorum.

 

1.Sa.17: 46 Bugün RAB seni elime teslim edecek. Seni vurup başını

gövdenden ayıracağım. Bugün Filistli askerlerin leşlerini gökteki

kuşlarla yerdeki hayvanlara yem edeceğim. Böylece bütün dünya

İsrail'de Tanrı'nın var olduğunu anlayacak.

 

1.Sa.17: 47 Bütün bu topluluk RAB'bin kılıçla, mızrakla kurtarmadığını

anlayacak. Çünkü savaş zaten RAB'bindir! O sizi elimize teslim edecek."

 

1.Sa.17: 48 Golyat saldırmak amacıyla Davut'a doğru ilerledi. Davut da

onunla dövüşmek üzere hemen Filist cephesine doğru koştu.

 

1.Sa.17: 49 Elini dağarcığına sokup bir taş çıkardı, sapanla fırlattı.

Taş Filistli'nin alnına çarpıp saplandı. Filistli yüzükoyun yere düştü.

 

1.Sa.17: 50 Böylece Davut Filistli Golyat'ı sapan ve taşla yendi.

Elinde kılıç olmaksızın onu yere serdi.

 

1.Sa.17: 51 Sonra koşup üzerine çıktı. Golyat'ın kılıcını tutup

kınından çektiği gibi onu öldürdü ve başını kesti.

Kahraman Golyat'ın öldüğünü gören Filistliler kaçtılar.

 

1.Sa.17: 52 İsrailliler'le Yahudalılar kalkıp Gat'ın*fı* girişine ve

Ekron kapılarına kadar nara atarak onları kovaladılar. Filistliler'in ölüleri Gat'a, Ekron'a kadar Şaarayim yolunda yerlere serildi.

D Not 17:52 Septuaginta "Gat", Masoretik metin "Vadi".

 

1.Sa.17: 53 Filistliler'i kovaladıktan sonra geri dönen İsrailliler

Filist ordugahını yağmaladılar.

 

1.Sa.17: 54 Davut Filistli Golyat'ın başını alıp Yeruşalim'e götürdü,

silahlarını da kendi çadırına koydu.

 

1.Sa.17: 55 Saul, Davut'un Golyat'la dövüşmeye çıktığını görünce, ordu komutanı Avner'e, "Ey Avner, kimin oğlu bu genç?" diye sormuştu. Avner de, "Yaşamın hakkı için, ey kral, bilmiyorum" diye yanıtlamıştı.

 

1.Sa.17: 56 Kral Saul, "Bu gencin kimin oğlu olduğunu öğren" diye buyurmuştu.

 

1.Sa.17: 57 Davut Golyat'ı öldürüp ordugaha döner dönmez, Avner onu

alıp Saul'a götürdü. Golyat'ın kesik başı Davut'un elindeydi.

 

1.Sa.17: 58 Saul, "Kimin oğlusun, delikanlı?" diye sordu.

Davut, "Kulun Beytlehemli İşay'ın oğluyum" diye karşılık verdi.

 

Yonatan Davut'la Bir Antlaşma Yapıyor

 

BÖLÜM 18

 

1.Sa.18: 1 Saul'la Davut'un konuşması sona erdiğinde, Saul oğlu

Yonatan'ın yüreği Davut'a bağlandı. Yonatan onu canı gibi sevdi.

 

1.Sa.18: 2 O günden sonra Saul Davut'u yanında tuttu ve babasının evine

dönmesine izin vermedi.

 

1.Sa.18: 3 Yonatan, Davut'a beslediği derin sevgiden ötürü, onunla bir

dostluk antlaşması yaptı.

 

1.Sa.18: 4 Üzerinden kaftanını çıkarıp zırhı, kılıcı, yayı ve kuşağıyla

birlikte Davut'a verdi.

 

1.Sa.18: 5 Davut Saul'un kendisini gönderdiği her yere gitti ve başarılı oldu. Bu yüzden Saul ona ordusunda üstün bir rütbe verdi. Bu olay bütün halkı, Saul'un görevlilerini bile hoşnut etti.

 

Saul Davut'u Kıskanıyor

 

1.Sa.18: 6 Davut'un Filistli Golyat'ı öldürmesinden sonra, askerler

geri dönerken, İsrail'in bütün kentlerinden gelen kadınlar, tef

ve çeşitli çalgılar çalarak, sevinçli ezgiler söyleyip oynayarak

Kral Saul'u karşılamaya çıktılar.

 

1.Sa.18: 7 Bir yandan oynuyor, bir yandan da şu ezgiyi söylüyorlardı:

"Saul binlercesini öldürdü, Davut'sa on binlercesini."

 

1.Sa.18: 8 Bu sözlere gücenen Saul çok öfkelendi. "Davut'a on

binlercesini, banaysa ancak binlercesini verdiler. Artık kral

olmaktan başka onun ne eksiği kaldı ki?" diye düşündü.

 

1.Sa.18: 9 Böylece o günden sonra Saul Davut'u kıskanmaya başladı.

 

1.Sa.18: 10 Ertesi gün Tanrı'nın gönderdiği kötü bir ruh Saul'un

üzerine güçlü bir biçimde indi. Saul evinde sayıklamaya başladı.

Davut her zamanki gibi yine lir çalıyordu. Saul'un elinde bir mızrak vardı.

 

1.Sa.18: 11 "Davut'u vurup duvara çakacağım" diye düşünerek mızrağı ona

fırlattı. Ama Davut iki kez ondan kurtuldu.

 

1.Sa.18: 12 Saul Davut'tan korkuyordu. Çünkü RAB Davut'laydı, oysa

kendisinden ayrılmıştı.

 

1.Sa.18: 13 Bu yüzden Saul Davut'u yanından uzaklaştırdı. Onu bin

kişilik birliğe komutan atadı. Davut askerlere öncülük yapıyordu.

 

1.Sa.18: 14 RAB onunla birlikte olduğundan, yaptığı her işte başarılıydı.

 

1.Sa.18: 15 Davut'un büyük başarısını gördükçe Saul'un korkusu daha da artıyordu.

 

1.Sa.18: 16 Ne var ki, bütün İsrail ve Yahuda halkı Davut'u seviyordu;

çünkü Davut onlara öncülük ediyordu.

 

1.Sa.18: 17 Saul Davut'a, "İşte büyük kızım Merav" dedi, "Onu sana eş

olarak vereceğim. Yalnız hatırım için yiğitçe davran ve RAB'bin

savaşlarını sürdür." Çünkü, "Davut'un ölümü benim elimden değil,

Filistliler'in elinden olsun" diye düşünüyordu.

 

1.Sa.18: 18 Davut, "Ben kim oluyorum, İsrail'de ailem ve babamın oymağı

ne ki, krala damat olayım?" diye karşılık verdi.

 

1.Sa.18: 19 Ne var ki, Saul'un kızı Merav'ın Davut'a verileceği zaman

geldiğinde, kız Davut yerine Meholalı Adriel'e eş olarak verildi.

 

1.Sa.18: 20 Bu arada Saul'un öbür kızı Mikal Davut'a gönül vermişti.

Bunu duyan Saul sevindi.

 

1.Sa.18: 21 "Davut'a Mikal'ı veririm" diye düşündü, "Öyle ki, Mikal

Davut'u tuzağa düşürür; Filistliler de onu öldürür." Davut'a,

"Bugün damadım olmak için yine fırsatın var" dedi.

 

1.Sa.18: 22 Sonra görevlilerine, Davut'a gizlice şunları söylemelerini

buyurdu: "Bak, kral senden hoşnut, bütün görevlileri de seni

seviyor. Kralın damadı olmanın zamanı geldi."

 

1.Sa.18: 23 Saul'un görevlileri bu sözleri Davut'a ilettiler. Davut,

"Yoksul ve önemsiz biriyken kralın damadı olmak sizce küçük bir

şey mi?" diye karşılık verdi.

 

1.Sa.18: 24 Görevliler Davut'un dediklerini Saul'a bildirdiler.

 

1.Sa.18: 25 Saul şöyle buyurdu: "Davut'a deyin ki, 'Kral düşmanlarından

öç almak için başlık parası olarak yüz Filistli'nin sünnet

derisinden başka bir şey istemiyor." Davut'un Filistliler'in

eline düşüp öleceğini tasarlıyordu.

 

1.Sa.18: 26 Görevliler Saul'un söylediklerini Davut'a ilettiler. Davut,

kralın damadı olacağına sevindi. Tanınan süre dolmadan

 

1.Sa.18: 27 Davut'la adamları gidip iki yüz Filistli öldürdüler. Kralın

damadı olabilmek için Davut, öldürülen Filistliler'in sünnet

derilerini tam tamına getirip krala sundu. Saul da buna karşılık

kızı Mikal'ı eş olarak ona verdi.

 

1.Sa.18: 28 Saul, RAB'bin Davut'la birlikte olduğunu ve kızı Mikal'ın

onu sevdiğini apaçık gördü.

 

1.Sa.18: 29 Bu yüzden Davut'tan daha çok korktu ve yaşamı boyunca ona

düşmanlık besledi.

 

1.Sa.18: 30 Filistli komutanlar saldırdıkça Davut Saul'un öbür

komutanlarından daha başarılı oluyordu. Bu yüzden büyük bir üne kavuştu.

 

Saul Davut'u Öldürmeyi Tasarlıyor

 

BÖLÜM 19

 

1.Sa.19: 1-2 Saul, oğlu Yonatan'a ve bütün görevlilerine Davut'u

öldürmeleri için buyruk verdi. Ama Davut'u çok seven Yonatan ona,

"Babam Saul seni öldürmek için fırsat kolluyor" diye haber verdi,

"Lütfen yarın sabah dikkatli ol; gizlenebileceğin bir yere gidip saklan.

 

1.Sa.19: 3 Ben de saklandığın tarlaya gidip babamın yanında duracağım

ve onunla senin hakkında konuşacağım. Bir şey öğrenirsem, sana bildiririm."

 

1.Sa.19: 4 Yonatan babası Saul'a Davut'u överek şunları söyledi: "Kral

kulu Davut'a haksızlık etmesin. Çünkü o sana hiç haksızlık etmedi

ve yaptığı her şeyde sana büyük yararı dokundu.

 

1.Sa.19: 5 Yaşamını tehlikeye atarak Filistli'yi öldürdü. RAB de bütün

İsrail'i büyük bir zafere ulaştırdı. Sen de bunu görüp sevindin. Öyleyse neden Davut'u yok yere öldürerek suçsuz birine haksızlık edesin?"

 

1.Sa.19: 6 Saul Yonatan'ın söylediklerinden etkilenerek ant içti:

"Yaşayan RAB'bin adıyla derim ki, Davut öldürülmeyecektir."

 

1.Sa.19: 7 Bunun üzerine Yonatan Davut'u çağırıp ona her şeyi anlattı.

Sonra Davut'u Saul'un yanına getirdi. Davut da önceden olduğu

gibi kralın hizmetine girdi.

 

1.Sa.19: 8 Savaş yine patlak verdi. Davut gidip Filistliler'e karşı

savaştı. Onları öyle büyük bir bozguna uğrattı ki, önünden kaçtılar.

 

1.Sa.19: 9 Bir gün Saul, mızrağı elinde evinde oturuyor, Davut da lir

çalıyordu. Derken RAB'bin gönderdiği kötü bir ruh Saul'u yakaladı.

 

1.Sa.19: 10 Saul mızrağıyla Davut'u duvara çakmaya çalıştı. Ancak Davut

yana kaçınca Saul'un mızrağı duvara saplandı. O gece Davut kaçıp kurtuldu.

 

1.Sa.19: 11 Saul, Davut'u gözetlemeleri, ertesi sabah da öldürmeleri

için evine ulaklar gönderdi. Ama karısı Mikal Davut'a, "Bu gece

kaçıp kurtulamazsan, yarın öldürüleceksin" dedi.

 

1.Sa.19: 12 Sonra Davut'u pencereden aşağıya indirdi. Böylece Davut

kaçıp kurtuldu.

 

1.Sa.19: 13 Mikal aile putunu alıp yatağa koydu, üstüne yorganı örttü,

baş tarafına da keçi kılından bir yastık yerleştirdi.

 

1.Sa.19: 14 Saul'un gönderdiği ulaklar Davut'u yakalamaya geldiğinde,

Mikal, "Davut hasta" dedi.

 

1.Sa.19: 15 Saul Davut'u görmeleri için ulakları yeniden göndererek,

"Onu yatağıyla buraya getirin de öldüreyim" diye buyurdu.

 

1.Sa.19: 16 Ulaklar eve girince, yatakta başında keçi kılından yastık

olan putu gördüler.

 

1.Sa.19: 17 Saul Mikal'a "Neden beni böyle kandırıp düşmanımın kaçmasını sağladın?" diye sordu. Mikal, "Davut bana, 'Bırak beni gideyim, yoksa seni öldürürüm dedi" diye yanıtladı.

 

1.Sa.19: 18 Kaçıp kurtulan Davut, Rama'da yaşayan Samuel'in yanına gitti. Saul'un kendisine bütün yaptıklarını ona anlattı. Sonra Samuel'le birlikte Nayot Mahallesi'ne gidip orada kaldı.

 

1.Sa.19: 19 Davut'un Rama'nın Nayot Mahallesi'nde olduğu haberi Saul'a ulaştırıldı.

 

1.Sa.19: 20 Bunun üzerine Saul Davut'u yakalamaları için ulaklarını oraya gönderdi. Ulaklar Samuel'in önderliğinde bir peygamber topluluğunun oynayıp coştuğunu*fi* gördüler. İşte o zaman Tanrı'nın Ruhu Saul'un ulaklarının üzerine indi. Onlar da oynayıp coşmaya*fi* başladılar.

D Not 19:20-24 İbranice'den "Oynayıp coşmak" diye çevrilen ifade "Peygamberlik etmek" sözcüğünden türemiştir.

 

1.Sa.19: 21 Saul olup bitenleri duyunca, başka ulaklar gönderdi. Onlar da oynayıp coştular*fi*. Saul'un üçüncü kez gönderdiği ulaklar da öncekiler gibi yaptı.

 

1.Sa.19: 22 Sonunda Saul kendisi Rama'ya doğru yola çıktı. Seku'daki büyük sarnıca varınca, "Samuel'le Davut neredeler?" diye sordu. Biri, "Rama'nın Nayot Mahallesi'nde" dedi.

 

1.Sa.19: 23 Saul Rama'daki Nayot'a doğru ilerlerken, Tanrı'nın Ruhu

onun üzerine de indi. Nayot'a varıncaya dek yol boyunca oynayıp coştu*fi*.

 

1.Sa.19: 24 Giysilerini de çıkarıp Samuel'in önünde oynayıp coştu*fi*. Bütün gün ve gece çıplak yattı. Halkın, "Saul da mı peygamber oldu?" demesi bundandır.

 

Yonatan'la Davut'un Dostluğu

 

BÖLÜM 20

 

1.Sa.20: 1 Davut Rama'nın Nayot Mahallesi'nden kaçtıktan sonra

Yonatan'a gitti. Ona, "Ne yaptım? Suçum ne?" diye sordu, "Babana

karşı ne günah işledim ki, beni öldürmek istiyor?"

 

1.Sa.20: 2 Yonatan, "Bu senden uzak olsun, ölmeyeceksin!" diye

yanıtladı, "Babam bana bildirmeden ister büyük, ister küçük olsun

hiçbir iş yapmaz. Neden bunu benden gizlesin? Olmaz öyle şey!"

 

1.Sa.20: 3 Ancak Davut ant içerek, "Senin beni sevdiğini baban çok iyi

biliyor" diye yanıtladı, "'Yonatan ne yapacağımı bilmemeli, yoksa

üzülür diye düşünmüştür. RAB'bin ve senin yaşamın hakkı için

derim ki, ölüm ile aramda yalnız bir adım var."

 

1.Sa.20: 4 Yonatan Davut'a, "Ne dilersen dile, senin için yaparım" diye

karşılık verdi.

 

1.Sa.20: 5 Davut Yonatan'a, "Bak, yarın Yeni Ay Töreni" dedi, "Kralla

birlikte yemeğe oturmam gerekir. Ama izin ver, ertesi günün

akşamına dek tarlada gizleneyim.

 

1.Sa.20: 6 Eğer baban yokluğumu sezerse ona, 'Davut aceleyle kendi

kenti Beytlehem'e gitmek için benden ısrarla izin istedi; orada

bütün ailenin yıllık kurban töreni var dersin.

 

1.Sa.20: 7 Baban, 'İyi derse, kulun güvenlikte demektir. Ama

öfkelenirse, bil ki, bana kötülük yapmaya karar vermiştir.

 

1.Sa.20: 8 Sana gelince, bana yardım et; çünkü RAB'bin önünde benimle

antlaşma yaptın. Suçluysam, beni sen öldür! Neden beni babana teslim edesin?"

 

1.Sa.20: 9 Yonatan, "Olmaz öyle şey!" diye yanıtladı, "Babamın sana

kötülük yapmaya karar verdiğini bilsem, sana söylemez miydim?"

 

1.Sa.20: 10 Davut, "Baban sana sert bir karşılık verirse, kim bana

bildirecek?" diye sordu.

 

1.Sa.20: 11 Yonatan, "Gel, tarlaya gidelim" dedi. Böylece ikisi tarlaya gittiler.

 

1.Sa.20: 12 Yonatan Davut'la konuşmasını sürdürdü: "İsrail'in Tanrısı

RAB tanık olsun! Yarın ya da öbür gün bu saate kadar babamın ne

düşündüğünü araştıracağım. Babamın sana karşı tutumu olumluysa,

sana haber göndereceğim.

 

1.Sa.20: 13 Ama babam seni öldürmeyi tasarlıyorsa, bunu sana bildirip

güvenlik içinde gitmeni sağlamazsam, RAB bana aynısını, hatta daha kötüsünü yapsın! RAB önceden babamla olduğu gibi seninle de birlikte olsun!

 

1.Sa.20: 14 Ama sen yaşamım boyunca RAB'bin iyiliğini bana göster ki

ölmeyeyim.

 

1.Sa.20: 15 RAB Davut'un bütün düşmanlarını yeryüzünden yok edeceği

zaman bile, sen soyuma iyiliklerini sonsuza dek esirgeme."

 

1.Sa.20: 16 Böylece Yonatan Davut soyuyla bir antlaşma yaptı ve, "RAB

Davut'un düşmanlarını cezalandırsın" dedi.

 

1.Sa.20: 17 Davut'a beslediği sevgiden ötürü Yonatan ona bir daha ant

içirtti. Çünkü onu canı kadar seviyordu.

 

1.Sa.20: 18 Yonatan Davut'a, "Yarın Yeni Ay Töreni" dedi, "Yerin boş

kalacağından, yokluğun anlaşılacak.

 

1.Sa.20: 19 Öbür gün, geçen sefer gizlendiğin yere çabucak git. Ezel

Taşı'nın yanında bekle.

 

1.Sa.20: 20 Ben hedefe atar gibi taşın bir yanına üç ok atacağım.

 

1.Sa.20: 21 Sonra hizmetkârımı gönderip, 'Git okları bul diye buyruk

vereceğim. Eğer özellikle ona, 'Bak, oklar senin bu yanında,

onları alıp buraya getir dersem, gel. Yaşayan RAB'bin adıyla

derim ki, güvenliktesin, tehlike yok.

 

1.Sa.20: 22 Ama hizmetkâra, 'Bak, oklar ötende dersem, git; çünkü RAB

seni uzaklaştırmıştır.

 

1.Sa.20: 23 Birbirimizle yaptığımız antlaşmaya gelince, RAB sonsuza dek

seninle benim aramda tanık olsun."

 

1.Sa.20: 24 Böylece Davut tarlada gizlendi. Yeni Ay Töreni başlayınca,

Kral Saul gelip yemeğe oturdu.

 

1.Sa.20: 25 Her zamanki gibi duvarın yanındaki yerine oturmuştu. Yonatan karşısında*fj*, Avner de yanında yerlerini aldılar. Davut'un yeriyse boş kaldı.

D Not 20:25 Septuaginta "Karşısında", Masoretik metin "Ayağa kalktı".

 

1.Sa.20: 26 Ama Saul o gün bir şey söylemedi. "Davut'un başına bir şey gelmiş olmalı. Dinsel açıdan kirli olsa gerek, evet dinsel açıdan temiz değildir" diye düşündü.

 

1.Sa.20: 27 Ertesi gün, ayın ikinci günü, Davut'un yeri yine boştu. Bunun üzerine Saul, oğlu Yonatan'a, "İşay'ın oğlu neden dün de, bugün de yemeğe gelmedi?" diye sordu.

 

1.Sa.20: 28 Yonatan, "Davut Beytlehem'e gitmek için benden ısrarla izin

istedi" diye karşılık verdi,

 

1.Sa.20: 29 "'Lütfen izin ver. Çünkü ailemizin kentte bir kurbanı var,

ağabeyim orada bulunmamı buyurdu. Gözünde lütuf bulduysam gidip

kardeşlerimi göreyim dedi. İşte bu yüzden kralın sofrasına gelemedi."

 

1.Sa.20: 30 Saul Yonatan'a öfkelenerek, "Seni sapık ve dikbaşlı kadının

oğlu!" diye bağırdı, "İşay'ın oğlunu desteklediğini bilmiyor muyum? Bu kendin için de, seni doğuran annen için de utanç verici.

 

1.Sa.20: 31 Çünkü İşay'ın oğlu yeryüzünde yaşadıkça ne sen güvenlikte

olabilirsin, ne de krallığın. Şimdi adam gönder, onu bana getir. O ölmeli!"

 

1.Sa.20: 32 Yonatan babası Saul'a, "Neden ölmeli? Ne yaptı ki?" diye

karşılık verdi.

 

1.Sa.20: 33 Ama Saul Yonatan'ı öldürmek amacıyla mızrağını ona fırlattı. Böylece Yonatan babasının Davut'u öldürmeye kararlı olduğunu anladı.

 

1.Sa.20: 34 Büyük bir öfkeyle sofradan kalktı ve ayın ikinci günü hiç

yemek yemedi. Babasının Davut'u böyle aşağılamasına üzüldü.

 

1.Sa.20: 35 Sabahleyin Yonatan Davut'la buluşmak üzere tarlaya gitti.

Yanına bir uşak almıştı.

 

1.Sa.20: 36 Uşağa, "Haydi koş, atacağım okları bul" dedi. Uşak

koşarken, Yonatan onun ötesine bir ok attı.

 

1.Sa.20: 37 Uşak Yonatan'ın attığı okun düştüğü yere varınca, Yonatan,

"Ok ötende!" diye seslendi,

 

1.Sa.20: 38 "Çabuk ol! Koş, yerinde durma!" Yonatan'ın uşağı oku alıp

efendisine getirdi.

 

1.Sa.20: 39 Olup bitenden habersizdi. Olanları yalnız Yonatan'la Davut

biliyordu.

 

1.Sa.20: 40 Yonatan, silahlarını yanındaki uşağa vererek, "Al bunları

kente götür" dedi.

 

1.Sa.20: 41 Uşak gider gitmez, Davut taşın güney yanından ayağa kalktı

ve yüzüstü yere kapanarak üç kez eğildi. İki arkadaş birbirlerini

öpüp ağladılar; ancak Davut daha çok ağladı.

 

1.Sa.20: 42 Yonatan, "Esenlikle yoluna git" dedi, "İkimiz RAB'bin

adıyla ant içmiştik. RAB seninle benim aramda ve soylarımız

arasında sonsuza dek tanık olsun." Bundan sonra Davut yoluna

gitti. Yonatan da kente döndü.

 

Davut Saul'dan Kaçıyor

 

BÖLÜM 21

 

1.Sa.21: 1 Davut Nov Kenti'ne, Kâhin Ahimelek'in yanına gitti. Ahimelek titreyerek Davut'u karşılamaya çıktı. "Neden yalnızsın? Neden yanında kimse yok?" diye sordu.

 

1.Sa.21: 2 Davut şöyle yanıtladı: "Kral bana bir görev verdi. 'Sana

verdiğim görevden ve buyruklardan kimsenin haberi olmasın dedi.

Adamlarıma gelince, belli bir yere gitmelerini söyledim.

 

1.Sa.21: 3 Şu an elinde ne var? Bana beş somun ekmek ya da başka ne

varsa ver."

 

1.Sa.21: 4 Kâhin, "Taze ekmeğim yok" diye karşılık verdi, "Ama

adamların kadından uzak kaldılarsa kutsanmış ekmek*fk* var."

 

1.Sa.21: 5 Davut, "Yola çıktığımızdan her zaman olduğu gibi, kadından

uzak kaldık" dedi, "Sıradan bir yolculuğa çıktığımızda bile adamlarım kendilerini temiz tutarlar; özellikle bugün ne kadar daha çok temiz olacaklar."

 

1.Sa.21: 6 Bunun üzerine kâhin ona kutsanmış ekmek*fk* verdi; çünkü

orada huzura konan ekmekten başka ekmek yoktu. Bu ekmek RAB'bin

huzurundan alındığı gün yerine sıcak ekmek konurdu.

D Not 21:4,6 "Kutsanmış ekmek": Adak ekmeği ya da Tanrı'nın huzuruna konan ekmek diye de bilinir.

 

1.Sa.21: 7 O gün Saul'un görevlilerinden Edomlu Doek adındaki baş çoban

RAB'bin önünde dinsel görevini yerine getirmek üzere*fl* orada bulunuyordu.

D Not 21:7 "Dinsel görevini yerine getirmek üzere": İbranice "Alıkonulmuş".

 

1.Sa.21: 8 Davut Ahimelek'e, "Yanında mızrak ya da kılıç yok mu?" diye sordu, "Kralın işi acele olduğundan, yanıma ne kılıcımı aldım, ne de başka bir silah."

 

1.Sa.21: 9 Kâhin, "Ela Vadisi'nde öldürdüğün Filistli Golyat'ın kılıcı

var" diye karşılık verdi, "Efodun* arkasında beze sarılı duruyor.

Burada başka silah yok. İstersen onu alabilirsin."

Davut, "Onun gibisi yoktur, onu bana ver" dedi.

 

1.Sa.21: 10 Saul'dan kaçan Davut o gün Gat Kralı Akiş'e gitti.

 

1.Sa.21: 11 Akiş'in görevlileri, "Bu İsrail Kralı Davut değil mi?" dediler,

"Çalıp oynarken,

'Saul binlercesini öldürdü,

Davut'sa on binlercesini

diye hakkında ezgiler okudukları kişi bu değil mi?"

 

1.Sa.21: 12-13 Bu sözler Davut'u derin derin düşündürdü. Gat Kralı

Akiş'ten çok korkan Davut, onların önünde tutumunu değiştirerek

deli gibi davrandı. Kentin kapılarını tırmaladı, salyasını sakalına akıttı.

 

1.Sa.21: 14 Akiş görevlilerine, "Şu adama bakın!" dedi, "Delinin biri!

Onu neden bana getirdiniz?

 

1.Sa.21: 15 Bizde deliler eksik mi ki, önümde delilik yapsın diye bu

adamı getirdiniz? Bu adamın sarayıma girmesi şart mı?"

 

 

BÖLÜM 22

 

1.Sa.22: 1 Davut Gat'tan ayrılıp Adullam Mağarası'na kaçtı. Bunu duyan

kardeşleri ve ailesinin öteki bireyleri yanına gittiler.

 

1.Sa.22: 2 Sıkıntısı, borcu, hoşnutsuzluğu olan herkes Davut'un

çevresinde toplandı. Davut sayısı dört yüze varan bu adamlara önderlik yaptı.

 

1.Sa.22: 3 Davut oradan Moav'daki Mispa Kenti'ne gitti. Moav Kralı'ndan, "Tanrı'nın bana ne yapacağı belli oluncaya dek annemle babamın gelip yanınızda kalmasına izin verir misin?" diye bir istekte bulundu.

 

1.Sa.22: 4 Böylece Davut annesiyle babasını Moav Kralı'nın yanına bıraktı. Davut sığınakta kaldığı sürece onlar da Moav Kralı'nın yanında kaldılar.

 

1.Sa.22: 5 Ne var ki, Peygamber Gad Davut'a, "Sığınakta kalma. Yahuda

ülkesine git" dedi. Bunun üzerine Davut oradan ayrılıp Heret Ormanı'na gitti.

 

Saul Nov Kenti'nin Kâhinlerini Öldürüyor

 

1.Sa.22: 6 Bu sırada Saul Davut'la yanındakilerin nerede olduklarını

öğrendi. Saul elinde mızrağıyla Giva'da bir tepedeki*fm* ılgın

ağacının altında oturuyordu. Askerleri de çevresinde duruyordu.

D Not 22:6 Septuaginta "Tepedeki", Masoretik metin "Rama'daki".

 

1.Sa.22: 7 Saul onlara şöyle dedi: "Ey Benyaminliler, şimdi dinleyin!

İşay'ın oğlu her birinize tarlalar, bağlar mı verecek? Her

birinizi binbaşı, yüzbaşı mı yapacak?

 

1.Sa.22: 8 Hepiniz bana karşı düzen kurdunuz. Çünkü oğlum İşay'ın oğluyla antlaşma yaptığında bana haber veren olmadı. İçinizden bana acıyan tek kişi çıkmadı. Bugün olduğu gibi, bana pusu kurması için oğlumun kulum Davut'u kışkırttığını bana bildiren olmadı."

 

1.Sa.22: 9 Bunun üzerine Saul'un askerlerinin yanında duran Edomlu

Doek, "İşay oğlu Davut'un Nov Kenti'ne, Ahituv oğlu Kâhin

Ahimelek'in yanına geldiğini gördüm" dedi,

 

1.Sa.22: 10 "Ahimelek Davut için RAB'be danıştı. Ona hem yiyecek

sağladı, hem de Filistli Golyat'ın kılıcını verdi."

 

1.Sa.22: 11 Kral Saul, Ahituv oğlu Kâhin Ahimelek'i ve babasının

ailesinden Nov'da yaşayan bütün kâhinleri çağırmak için ulaklar

gönderdi. Hepsi kralın yanına geldi.

 

1.Sa.22: 12 Saul Ahimelek'e, "Ey Ahituv oğlu, beni dinle!" dedi.

Ahimelek, "Buyur, efendim" diye yanıtladı.

 

1.Sa.22: 13 Saul, "Neden sen ve İşay oğlu bana karşı düzen kurdunuz?"

dedi, "Çünkü ona ekmek, kılıç verdin ve onun için Tanrı'ya

danıştın. O da bana karşı ayaklandı ve bugün yaptığı gibi pusu kurdu."

 

1.Sa.22: 14 Ahimelek, "Bütün görevlilerin arasında Davut kadar sana

bağlı biri var mı?" diye karşılık verdi, "Davut senin damadın,

muhafız birliği komutanın ve ailende saygın biridir.

 

1.Sa.22: 15 Ben Davut için Tanrı'ya danışmaya o gün mü başladım?

Kesinlikle hayır! Kral ben kulunu ve babasının ailesini

suçlamasın. Çünkü kulun bu konuda hiçbir şey bilmiyor."

 

1.Sa.22: 16 Ama Saul, "Ey Ahimelek, sen de bütün ailen de kesinlikle

öleceksiniz" dedi.

 

1.Sa.22: 17 Sonra yanında duran nöbetçi askerlere, "Gidin ve Davut'u

destekleyen RAB'bin kâhinlerini öldürün!" dedi, "Çünkü onun

kaçtığını bildikleri halde bana haber vermediler." Ne var ki,

kralın görevlileri el kaldırıp RAB'bin kâhinlerini öldürmek istemediler.

 

1.Sa.22: 18 Bunun üzerine kral, Doek'e, "Sen git, kâhinleri öldür" diye

buyurdu. Edomlu Doek de gidip kâhinleri öldürdü. O gün Doek keten

efod* giymiş seksen beş kişi öldürdü.

 

1.Sa.22: 19 Kadın erkek, çoluk çocuk demeden kâhinler kenti Nov'un

halkını kılıçtan geçirdi. Sığırları, eşekleri, koyunları da öldürdü.

 

1.Sa.22: 20 Yalnız Ahituv oğlu Kâhin Ahimelek'in oğullarından Aviyatar

adında biri kurtulup Davut'a kaçtı.

 

1.Sa.22: 21 Aviyatar Saul'un RAB'bin kâhinlerini öldürttüğünü Davut'a

söyledi.

 

1.Sa.22: 22 Davut Aviyatar'a, "O gün orada bulunan Edomlu Doek'in olup

biteni Saul'a bildireceğini anlamıştım zaten" dedi, "Babanın bütün aile bireylerinin ölümüne ben neden oldum.

 

1.Sa.22: 23 Yanımda kal ve korkma! Seni öldürmek isteyen beni de

öldürmek istiyor. Yanımda güvenlikte olursun."

 

Davut Keila Kenti'ni Kurtarıyor

 

BÖLÜM 23

 

1.Sa.23: 1 Davut'a, "Filistliler Keila Kenti'ne saldırıp harmanları

yağmalıyorlar" diye haber verdiler.

 

1.Sa.23: 2 Davut RAB'be, "Gidip şu Filistliler'e saldırayım mı?" diye danıştı. RAB, "Git, Filistliler'e saldır ve Keila Kenti'ni kurtar" diye yanıtladı.

 

1.Sa.23: 3 Ama adamları Davut'a, "Bak, biz burada Yahuda'dayken korkuyoruz" dediler, "Keila'ya Filist ordusuna karşı savaşmaya gidersek büsbütün korkarız."

 

1.Sa.23: 4 Bunun üzerine Davut RAB'be bir kez daha danıştı. RAB ona yine, "Kalk, Keila'ya git! Çünkü Filistliler'i senin eline ben teslim edeceğim" dedi.

 

1.Sa.23: 5 Böylece Davut'la adamları Keila'ya gidip Filistliler'e karşı savaştılar. Davut onların hayvanlarını ele geçirdi. Filistliler'i ağır bir yenilgiye uğratarak Keila halkını kurtardı.

 

1.Sa.23: 6 Ahimelek'in oğlu Aviyatar kaçıp Keila'da bulunan Davut'a gittiğinde, efodu* da birlikte götürmüştü.

 

Saul Davut'u Kovalıyor

 

1.Sa.23: 7 Saul, Davut'un Keila Kenti'ne gittiğini duyunca, "Tanrı

Davut'u elime teslim etti" dedi, "Davut sürgülü kapıları olan bir

kente girmekle kendini hapsetmiş oldu."

 

1.Sa.23: 8 Böylece Saul, Keila'ya yürüyüp Davut'la adamlarını kuşatmak

amacıyla bütün halkı savaşa çağırdı.

 

1.Sa.23: 9 Davut, Saul'un kendisine bir düzen kurduğunu duyunca, Kâhin

Aviyatar'a, "Efodu* getir" dedi.

 

1.Sa.23: 10 Sonra şöyle yakardı: "Ey İsrail'in Tanrısı RAB! Ben kulun

yüzünden Saul'un gelip Keila'yı yıkmayı tasarladığına dair kesin haber aldım.

 

1.Sa.23: 11 Keila halkı beni onun eline teslim eder mi? Kulunun duymuş

olduğu gibi Saul gelecek mi? Ey İsrail'in Tanrısı RAB, yalvarırım, kuluna bildir!"

RAB, "Saul gelecek" yanıtını verdi.

 

1.Sa.23: 12 Davut RAB'be, "Keila halkı beni ve adamlarımı Saul'un eline

teslim edecek mi?" diye sordu. RAB, "Teslim edecek" dedi.

 

1.Sa.23: 13 Bunun üzerine Davut ile yanındaki altı yüz kadar kişi Keila'dan ayrılıp oradan oraya yer değiştirmeye başladılar. Davut'un Keila'dan kaçtığını öğrenen Saul oraya gitmekten vazgeçti.

 

1.Sa.23: 14 Davut kırsal bölgedeki sığınaklarda ve Zif Çölü'nün dağlık kesiminde kaldı. Saul her gün Davut'u aradığı halde, Tanrı onu Saul'un eline teslim etmedi.

 

1.Sa.23: 15 Davut Zif Çölü'nde, Horeş'teyken, Saul'un kendisini öldürmek için yola çıktığını öğrendi.

 

1.Sa.23: 16 Bu arada Saul oğlu Yonatan kalkıp Horeş'e, Davut'un yanına

gitti ve onu Tanrı'nın adıyla yüreklendirdi.

 

1.Sa.23: 17 "Korkma!" dedi, "Babam Saul sana dokunmayacak. Sen İsrail

Kralı olacaksın, ben de senin yardımcın olacağım. Babam Saul da bunu biliyor."

 

1.Sa.23: 18 İkisi de RAB'bin önünde aralarındaki antlaşmayı

yenilediler. Sonra Yonatan evine döndü, Davut ise Horeş'te kaldı.

 

1.Sa.23: 19 Zifliler Giva'ya gidip Saul'a, "Davut aramızda" dediler,

"Yeşimon'un güneyinde, Hakila Tepesi'ndeki Horeş sığınaklarında gizleniyor.

 

1.Sa.23: 20 Ey kral, ne zaman gelmek istersen gel! Davut'u kralın eline

teslim etmeyi ise bize bırak."

 

1.Sa.23: 21 Saul, "RAB sizi kutsasın! Bana acıdınız" dedi,

 

1.Sa.23: 22 "Gidin ve bir daha araştırın; Davut'un genellikle nerelerde

gizlendiğini, orada onu kimin gördüğünü iyice öğrenin. Çünkü onun

çok kurnaz olduğunu söylüyorlar.

 

1.Sa.23: 23 Gizlendiği yerlerin hepsini öğrenip bana kesin bir haber

getirin. O zaman ben de sizinle gelirim. Eğer Davut o bölgedeyse,

bütün Yahuda boyları içinde onu arayıp bulacağım."

 

1.Sa.23: 24 Böylece Zifliler kalkıp Saul'dan önce Zif'e gittiler. O

sırada Davut'la adamları Yeşimon'un güneyindeki Arava'da, Maon Çölü'ndeydiler.

 

1.Sa.23: 25 Saul ile adamlarının kendisini aramaya geldiklerini

öğrenince Davut aşağıya inip Maon Çölü'ndeki kayalığa sığındı.

Saul bunu duyunca Davut'un ardından Maon Çölü'ne gitti.

 

1.Sa.23: 26 Saul dağın bir yanından, Davut'la adamları ise öbür yanından ilerliyordu. Davut Saul'dan kaçıp kurtulmaya çalışıyordu. Saul'la askerleri Davut'la adamlarını yakalamak üzere yaklaşırken,

 

1.Sa.23: 27 bir ulak gelip Saul'a şöyle dedi: "Çabuk gel! Filistliler ülkeye saldırıyor."

 

1.Sa.23: 28 Bunun üzerine Saul Davut'u kovalamayı bırakıp Filistliler'le savaşmaya gitti. Bu yüzden oraya Sela-Hammahlekot*fn* adı verildi.

D Not 23:28 "Sela-Hammahlekot": "Ayrılış Kayası" anlamına gelir.

 

1.Sa.23: 29 Davut oradan ayrılıp Eyn-Gedi bölgesindeki sığınaklara gizlendi.

 

Davut Saul'un Canını Bağışlıyor

 

BÖLÜM 24

 

1.Sa.24: 1 Saul Filistliler'i kovalamaktan dönünce, Davut'un Eyn-Gedi

Çölü'nde olduğu haberini aldı.

 

1.Sa.24: 2 Saul da Davut'la adamlarını Dağ Keçisi Kayalığı dolaylarında

arayıp bulmak için, bütün İsrail'den üç bin seçme asker alıp yola çıktı.

 

1.Sa.24: 3 Yolda koyun ağıllarına rastladı. Yakında bir de mağara vardı. Saul ihtiyacını gidermek için mağaraya girdi. Davut'la adamları mağaranın en iç bölümünde kalıyorlardı.

 

1.Sa.24: 4 Adamları, Davut'a, "İşte RAB'bin sana, 'Dilediğini yapabilmen için düşmanını eline teslim edeceğim dediği gün bugündür" dediler. Davut kalkıp Saul'un cüppesinin eteğinden gizlice bir parça kesti.

 

1.Sa.24: 5 Ama sonradan Saul'un eteğinden bir parça kestiği için kendini suçlu buldu.

 

1.Sa.24: 6 Adamlarına, "Efendime, RAB'bin meshettiği* kişiye karşı böyle bir şey yapmaktan, el kaldırmaktan RAB beni uzak tutsun" dedi, "Çünkü o RAB'bin meshettiği kişidir."

 

1.Sa.24: 7 Davut bu sözlerle adamlarını engelledi ve Saul'a

saldırmalarına izin vermedi. Saul mağaradan çıkıp yoluna koyuldu.

 

1.Sa.24: 8 O zaman Davut da mağaradan çıktı. Saul'a, "Efendim kral!"

diye seslendi. Saul arkasına bakınca, Davut eğilip yüzüstü yere kapandı.

 

1.Sa.24: 9 "'Davut sana kötülük yapmak istiyor diyenlerin sözlerini neden önemsiyorsun?" dedi,

 

1.Sa.24: 10 "Bugün RAB'bin mağarada seni elime nasıl teslim ettiğini gözünle görüyorsun. Bazıları seni öldürmemi istedi. Ama ben seni esirgeyip, 'Efendime el kaldırmayacağım, çünkü o RAB'bin meshettiği kişidir dedim.

 

1.Sa.24: 11 Ey baba, cüppenin eteğinden kesilmiş, elimdeki şu parçaya

bak; evet, bak! Cüppenden bir parça kestim, ama seni öldürmedim.

Bundan ötürü içimde kötülük ve başkaldırma düşüncesi olmadığını

iyice bilesin. Sana kötülük yapmadığım halde sen beni öldürmeye çalışıyorsun.

 

1.Sa.24: 12 RAB aramızda yargıç olsun ve benim öcümü senden O alsın.

Ama ben elimi sana karşı kaldırmayacağım.

 

1.Sa.24: 13 Eskilerin şu, 'Kötülük kötü kişilerden gelir deyişi

uyarınca elim sana karşı kalkmayacaktır.

 

1.Sa.24: 14 İsrail Kralı kime karşı çıkmış? Sen kimi kovalıyorsun? Ölü

bir köpek mi? Bir pire mi?

 

1.Sa.24: 15 RAB yargıç olsun ve hangimizin haklı olduğuna O karar

versin. RAB davama baksın ve beni savunup senin elinden kurtarsın."

 

1.Sa.24: 16 Davut söylediklerini bitirince, Saul, "Davut oğlum, bu

senin sesin mi?" diye sordu ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

 

1.Sa.24: 17 Sonra, "Sen benden daha doğru bir adamsın" dedi, "Sana

kötülük yaptığım halde sen bana iyilikle karşılık verdin.

 

1.Sa.24: 18 Bugün bana iyi davrandığını kanıtladın: RAB beni eline

teslim ettiği halde beni öldürmedin.

 

1.Sa.24: 19 Düşmanını yakalayan biri onu güvenlik içinde salıverir mi?

Bugün bana yaptığın iyiliğe karşılık RAB de seni iyilikle ödüllendirsin.

 

1.Sa.24: 20 Şimdi anladım ki, sen gerçekten kral olacaksın ve İsrail

Krallığı senin egemenliğin altında sürecek.

 

1.Sa.24: 21 Benden sonra soyumu ortadan kaldırmayacağına, babamın

ailesinden adımı silmeyeceğine dair RAB'bin önünde ant iç."

 

1.Sa.24: 22 Davut Saul'un istediği gibi ant içti. Sonra Saul evine

döndü. Davut'la adamları da sığınağa gittiler.

 

Davut, Naval ve Avigayil

 

BÖLÜM 25

 

1.Sa.25: 1 Bu sırada Samuel öldü. Bütün İsrailliler toplanıp onun için yas tuttular. Onu Rama'daki evine gömdüler. Bundan sonra Davut Maon*fo* Çölü'ne gitti.

D Not 25:1 Septuaginta "Maon", Masoretik metin "Paran".

 

1.Sa.25: 2 Maon'da çok varlıklı bir adam vardı; işi Karmel'deydi. Üç bin koyunu, bin keçisi vardı. O sırada Karmel'de koyunlarını kırkmaktaydı.

 

1.Sa.25: 3 Adamın adı Naval, karısının adı da Avigayil'di. Kadın sağgörülü ve güzeldi. Ama Kalev soyundan gelen kocası kaba, kötü huylu biriydi.

 

1.Sa.25: 4 Davut kırdayken, Naval'ın koyunlarını kırktığını duydu.

 

1.Sa.25: 5 On uşağı şu buyrukla ona gönderdi: "Karmel'de Naval'ın

yanına gidin. Benden ona selam söyleyip

 

1.Sa.25: 6 şöyle deyin: 'Ömrün uzun olsun! Sana, ailene ve sana bağlı

olan herkese esenlik olsun!

 

1.Sa.25: 7 Şimdi koyunların kırkma zamanı olduğunu duydum. Çobanların bizimle birlikteyken, onları incitmedik. Karmel'de kaldıkları sürece hiçbir kayıpları olmadı.

 

1.Sa.25: 8 Uşaklarına sor, sana söyleyecekler. Bunun için adamlarıma

yakınlık göster. Çünkü sana şenlik zamanında geldik. Lütfen

kullarına ve oğlun Davut'a elinden geleni ver."

 

1.Sa.25: 9 Davut'un adamları varıp Davut adına bu sözleri Naval'a

ilettiler ve beklemeye başladılar.

 

1.Sa.25: 10 Ne var ki, Naval Davut'un adamlarına şu karşılığı verdi:

"Bu Davut da kim? İşay'ın oğlu da kim oluyor? Bu günlerde birçok

köle efendilerini bırakıp kaçıyor.

 

1.Sa.25: 11 Ekmeğimi, suyumu, kırkıcılarım için kestiğim hayvanların

etini alıp nereden geldiklerini bilmediğim kişilere mi vereyim?"

 

1.Sa.25: 12 Davut'un adamları geldikleri yoldan döndüler ve Naval'ın

bütün söylediklerini Davut'a bildirdiler.

 

1.Sa.25: 13 Davut adamlarına, "Herkes kılıcını kuşansın!" diye buyruk verdi. Davut da, adamları da kılıçlarını kuşandılar. Yaklaşık dört yüz adam Davut'la birlikte gitti; iki yüz kişi de erzağın yanında kaldı.

 

1.Sa.25: 14 Naval'ın uşaklarından biri, Naval'ın karısı Avigayil'e,

"Davut efendimiz Naval'a esenlik dilemek için kırdan ulaklar

gönderdi" dedi, "Ama Naval onları tersledi.

 

1.Sa.25: 15 Oysa adamlar bize çok iyi davrandılar. Bizi incitmediler.

Kırda onlarla birlikte kaldığımız sürece hiçbir şeyimiz kaybolmadı.

 

1.Sa.25: 16 Koyunlarımızı güderken, yanlarında kaldığımız sürece gece

gündüz bizi korudular.

 

1.Sa.25: 17 Şimdi ne yapman gerektiğini iyi düşün. Çünkü efendimize ve

bütün ailesine kötülük yapmayı tasarlıyorlar. Üstelik efendimiz

o kadar kötü ki, kimse ona bir şey söyleyemiyor."

 

1.Sa.25: 18 Bunun üzerine Avigayil, hiç zaman yitirmeden, iki yüz ekmek, iki tulum şarap, hazırlanmış beş koyun, beş sea kavrulmuş buğday*fö*, yüz salkım kuru üzüm ve iki yüz parça incir pestili alıp eşeklere yükledi.

D Not 25:18 "Beş sea buğday": Yaklaşık 30 kg.

 

1.Sa.25: 19 Sonra uşaklarına, "Önümden gidin, ben arkanızdan geliyorum"

dedi. Kocası Naval'a hiçbir şey söylemedi.

 

1.Sa.25: 20 Avigayil eşeğe binmiş, dağın öbür yolundan inerken,

Davut'la adamları da ona doğru ilerliyorlardı. Avigayil onlarla karşılaştı.

 

1.Sa.25: 21 Davut, "Bu adamın kırdaki malını doğrusu boş yere korudum" demişti, "Onun mallarından hiçbir şey eksilmedi. Öyleyken bana iyilik yapacağına kötülükle karşılık verdi.

 

1.Sa.25: 22 Eğer sabaha dek adamlarından tek birini bile sağ bırakırsam, Tanrı bana*fp* aynısını, hatta daha kötüsünü yapsın!"

D Not 25:22 Septuaginta "Bana", Masoretik metin "Davut'un düşmanlarına".

 

1.Sa.25: 23 Avigayil Davut'u görünce hemen eşekten indi; Davut'un

önünde eğilip yüzüstü yere kapandı.

 

1.Sa.25: 24 Onun ayaklarına kapanarak şöyle yalvardı: "Efendim, suçu

ben, yalnız ben üstüme alıyorum. İzin ver, ben kölen seninle konuşsun, onun söyleyeceklerini dinle.

 

1.Sa.25: 25 Yalvarırım, efendim, o kötü adam Naval'a aldırma. Çünkü

kişiliği tıpkı adı gibidir. Adı akılsız anlamına gelir; kendisi de akılsızın biridir. Ben kulun, efendim Davut'un gönderdiği ulakları görmedim.

 

1.Sa.25: 26 "Ama şimdi, ey efendim, RAB senin kan dökmene ve kendi elinle öç almana engel oldu. Yaşayan RAB'bin adı ve senin yaşamın hakkı için yalvarırım, düşmanların ve efendime kötülük tasarlayanların tümü Naval gibi olsun.

 

1.Sa.25: 27 Ben kölenin efendime getirdiği bu armağan, seni izleyen adamlarına verilsin.

 

1.Sa.25: 28 Lütfen kölenin suçunu bağışla. RAB kesinlikle efendimin soyunu sürdürecektir; çünkü efendim RAB'bin savaşlarını sürdürüyor. Yaşadığın sürece sende hiçbir haksızlık bulunmasın.

 

1.Sa.25: 29 Biri kalkıp seni öldürmek amacıyla ardına düşerse, yaşamını Tanrın RAB güven altında tutacaktır; düşmanlarını sapanla taş atar gibi fırlatıp atacaktır.

 

1.Sa.25: 30 RAB, efendime söz verdiği bütün iyilikleri yerine getirip onu İsrail'e önder atadığında,

 

1.Sa.25: 31 kendi öcünü almak uğruna boş yere kan dökmediğin için pişmanlık ve üzüntü duymayacaksın. RAB efendimi başarıya ulaştırdığında köleni anımsa."

 

1.Sa.25: 32 Davut, "Bugün seni karşıma çıkaran İsrail'in Tanrısı RAB'be

övgüler olsun!" diye karşılık verdi,

 

1.Sa.25: 33 "Anlayışını kutlarım! Bugün kan dökmemi ve öcümü elimle

almamı engellediğin için seni kutlarım.

 

1.Sa.25: 34 Doğrusu sana kötülük etmemi önleyen İsrail'in Tanrısı yaşayan RAB'bin adıyla derim ki, beni karşılamak için hemen gelmemiş olsaydın, gün doğuncaya dek Naval'ın adamlarından hiçbiri sağ kalmayacaktı."

 

1.Sa.25: 35 Avigayil'in kendisine getirdiklerini kabul eden Davut, "Esenlikle evine dön. Sözlerine kulak verip dileğini kabul ettim" dedi.

 

1.Sa.25: 36 Avigayil Naval'ın yanına döndü. Naval evinde krallara

yaraşır bir şölen düzenlemişti. Çok sarhoş olduğundan neşeliydi.

Bu yüzden Avigayil sabaha dek ona bir şey söylemedi.

 

1.Sa.25: 37 Ama ertesi sabah Naval ayılınca karısı ona olup bitenleri

anlattı. İşte o an Naval'ın kalbi sıkıştı ve felç oldu.

 

1.Sa.25: 38 Yaklaşık on gün sonra da RAB Naval'ı cezalandırıp öldürdü.

 

1.Sa.25: 39 Davut, Naval'ın öldüğünü duyunca, "Beni küçümseyen Naval'a

karşı davama bakan, kulunu kötülük etmekten alıkoyan RAB'be övgüler olsun!" dedi, "RAB Naval'ın kötülüğünü onun başına döndürdü." Sonra Davut Avigayil'e evlenme teklifinde bulunmak için ulaklar gönderdi.

 

1.Sa.25: 40 Davut'un ulakları Karmel'e, Avigayil'in yanına varıp,

"Davut sana evlenme teklifinde bulunmak için bizi gönderdi" dediler.

 

1.Sa.25: 41 Avigayil yüzüstü yere kapanarak, "Ben kölen sana hizmet

etmeye ve efendimin ulaklarının ayaklarını yıkamaya hazırım" diye yanıtladı.

 

1.Sa.25: 42 Hemen kalkıp eşeğe bindi. Yanına beş hizmetçisini alıp

Davut'un ulaklarını izleyerek yola koyuldu. Sonra Davut'un karısı oldu.

 

1.Sa.25: 43 Davut Yizreelli Ahinoam'ı da eş olarak almıştı. Böylece

ikisi de onun karısı oldular.

 

1.Sa.25: 44 Bu arada Saul, Davut'un karısı olan kızı Mikal'ı Gallimli

Layiş oğlu Palti'ye vermişti.

 

Davut Yine Saul'un Canını Bağışlıyor

 

BÖLÜM 26

 

1.Sa.26: 1 Zifliler Giva'ya, Saul'un yanına gidip, "Davut Yeşimon'a

bakan Hakila Tepesi'nde gizleniyor" dediler.

 

1.Sa.26: 2 Bunun üzerine Saul üç bin seçme İsrailli askerle Zif

Çölü'nde Davut'u aramaya çıktı.

 

1.Sa.26: 3 Yeşimon'a bakan Hakila Tepesi'nde, yol kenarında ordugah

kurdu. Kırda bulunan Davut, Saul'un peşine düştüğünü anlayınca,

 

1.Sa.26: 4 gözcü gönderdi. Böylece Saul'un oraya geldiğini saptadı.

 

1.Sa.26: 5 Bunun üzerine Davut, Saul'un ordugah kurduğu yere gitti ve Saul'la ordusunun başkomutanı Ner oğlu Avner'in nerede yattıklarını gördü. Saul ordugahın ortasında, askerler de çevresinde yatıyorlardı.

 

1.Sa.26: 6 O zaman Davut, Hititli* Ahimelek ile Yoav'ın kardeşi, Seruya oğlu Avişay'a, "Kim benimle ordugaha, Saul'un yanına gelecek?" diye sordu.

Avişay, "Ben seninle geleceğim" diye karşılık verdi.

 

1.Sa.26: 7 Davut'la Avişay o gece ordugaha girdiler. Saul, mızrağı

başucunda yere saplanmış, ordugahın ortasında uyuyordu. Avner'le

askerler de çevresinde uyuyorlardı.

 

1.Sa.26: 8 Avişay Davut'a, "Bugün Tanrı düşmanını senin eline teslim etti" dedi, "Şimdi bırak da, onu kendi mızrağıyla bir atışta yere çakayım. İkinci kez vurmama gerek kalmayacak."

 

1.Sa.26: 9 Ne var ki Davut, "Onu öldürme!" dedi, "RAB'bin meshettiği* kişiye kim el uzatırsa, suçlu çıkar.

 

1.Sa.26: 10 Yaşayan RAB'bin adıyla derim ki, RAB kendisi onu öldürecektir; ya günü gelince ölecek, ya da savaşta vurulup yok olacak.

 

1.Sa.26: 11 Ama RAB'bin meshettiği kişiye el uzatmaktan RAB beni uzak

tutsun! Haydi, Saul'un başucundaki mızrakla su matarasını al da gidelim."

 

1.Sa.26: 12 Böylece Davut Saul'un başucundan mızrağını ve su matarasını

aldı. Sonra oradan uzaklaştılar. Onları gören olmadı. Kimse olup bitenin farkına varmadı, uyanan da olmadı. Hepsi uyuyorlardı, çünkü RAB onlara derin bir uyku vermişti.

 

1.Sa.26: 13 Davut karşı yakaya geçip tepenin üstünde, onlardan uzak bir

yerde durdu. Aralarında epeyce mesafe vardı.

 

1.Sa.26: 14 Davut askerlere ve Ner oğlu Avner'e, "Ey Avner, bana yanıt vermeyecek misin?" diye seslendi. Avner, "Sen kimsin ki krala sesleniyorsun?" diye karşılık verdi.

 

1.Sa.26: 15 Davut, "Sen yiğit biri değil misin?" dedi, "İsrail'de senin

gibisi var mı? Öyleyse neden efendin kralı korumadın? Çünkü biri

onu öldürmek için ordugaha girdi.

 

1.Sa.26: 16 Görevini iyi yapmadın. Yaşayan RAB'bin adıyla derim ki,

hepiniz ölümü hak ettiniz; çünkü efendinizi, RAB'bin meshettiği kişiyi korumadınız. Bak bakalım, kralın başucundaki mızrağıyla su matarası nerede?"

 

1.Sa.26: 17 Davut'un sesini tanıyan Saul, "Davut, oğlum, bu senin sesin

mi?" diye sordu. Davut, "Evet, efendim kral, benim sesim" diye karşılık verdi,

 

1.Sa.26: 18 "Efendim, ben kulunu neden kovalıyorsun? Ne yaptım? Ne suç

işledim?

 

1.Sa.26: 19 Lütfen, efendim kral, kulunun sözlerine kulak ver. Eğer

seni bana karşı kışkırtan RAB ise, bir sunu O'nu yatıştırır. Ama

bunu yapan insanlarsa, RAB'bin önünde lanetli olsunlar! Çünkü,

'Git, başka ilahlara kulluk et diyerek, RAB'bin mirasından bana

düşen paydan bugün beni uzaklaştırdılar.

 

1.Sa.26: 20 Ne olur, kanım RAB'den uzak topraklara dökülmesin. İsrail

Kralı, dağlarda keklik avlayan avcı gibi, bir pireyi avlamaya çıkmış!"

 

1.Sa.26: 21 Bunun üzerine Saul, "Günah işledim" diye karşılık verdi, "Davut, oğlum, geri dön. Bugün yaşamıma değer verdiğin için sana bir daha kötülük yapmayacağım. Gerçekten akılsızca davrandım, çok büyük yanlışlık yaptım."

 

1.Sa.26: 22 Davut, "İşte kralın mızrağı!" dedi, "Adamlarından biri gelip alsın.

 

1.Sa.26: 23 RAB herkesi doğruluğuna ve bağlılığına göre ödüllendirir.

Bugün RAB seni elime teslim ettiği halde, ben RAB'bin meshettiği

kişiye elimi uzatmak istemedim.

 

1.Sa.26: 24 Bugün ben senin yaşamına nasıl değer verdiysem, RAB de

benim yaşamıma öyle değer versin ve beni her sıkıntıdan kurtarsın."

 

1.Sa.26: 25 Saul, "Davut, oğlum, RAB seni kutsasın!" dedi, "Sen

kesinlikle büyük işler yapacak, başarılı olacaksın!" Bundan sonra

Davut yoluna koyuldu, Saul da evine döndü.

 

Davut Filistliler Arasında

 

BÖLÜM 27

 

1.Sa.27: 1 Davut, "Bir gün Saul'un eliyle yok olacağım" diye düşündü,

"Benim için en iyisi hemen Filist topraklarına kaçmak. O zaman

Saul İsrail'in her yanında beni aramaktan vazgeçer; ben de onun

elinden kurtulmuş olurum."

 

1.Sa.27: 2 Böylece Davut'la yanındaki altı yüz kişi kalkıp Gat Kralı

Maok oğlu Akiş'in tarafına geçtiler.

 

1.Sa.27: 3 Aileleriyle birlikte Gat'ta Akiş'in yanına yerleştiler. İki

karısı Yizreelli Ahinoam'la Karmelli Naval'ın dul karısı Avigayil

de Davut'un yanındaydı.

 

1.Sa.27: 4 Saul Davut'un Gat'a kaçtığını duyunca, artık onu aramaktan

vazgeçti.

 

1.Sa.27: 5 Davut Akiş'e, "Benden hoşnut kaldıysan, çevre kentlerden

birinde bana bir yer versinler de orada oturayım" dedi, "Çünkü

ben kulunun seninle birlikte kral kentinde yaşamasına gerek yok."

 

1.Sa.27: 6 Akiş o gün ona Ziklak Kenti'ni verdi. Bundan ötürü Ziklak

bugün de Yahuda krallarına aittir.

 

1.Sa.27: 7 Davut Filist topraklarında bir yıl dört ay yaşadı.

 

1.Sa.27: 8 Bu süre içinde Davut'la adamları gidip Geşurlular'a, Girizliler'e ve Amalekliler'e baskınlar yaptılar. Bunlar uzun zamandan beri Şur'a, hatta Mısır'a dek uzanan topraklarda yaşıyorlardı.

 

1.Sa.27: 9 Davut bir bölgeye saldırdığında kadın erkek demez, kimseyi sağ bırakmazdı; yalnız davarları, sığırları, eşekleri, develeri ve giysileri alıp Akiş'e dönerdi.

 

1.Sa.27: 10 Akiş, "Bugün nerelere baskın düzenlediniz?" diye sorardı. Davut da, "Yahuda'nın güneyine, Yerahmeelliler'in ve Kenliler'in güney bölgesine saldırdık" derdi.

 

1.Sa.27: 11 Davut, kendisiyle Gat'a kimseyi götürmemek için kadın erkek

kimseyi sağ bırakmazdı. Çünkü, "Gat'a gidip, 'Davut şöyle yaptı, böyle yaptı diyerek bize karşı bilgi aktarmasınlar" diye düşünürdü. Davut, Filist topraklarında yaşadığı sürece bu yöntemi uyguladı.

 

1.Sa.27: 12 Akiş Davut'a güven duymaya başladı. "Davut kendi halkı olan

İsrailliler'in nefretine uğradı. Bundan böyle benim hizmetimde kalacak" diye düşünüyordu.

 

 

BÖLÜM 28

 

1.Sa.28: 1 O sırada Filistliler İsrail'le savaşmak için askeri

birliklerini topladılar. Akiş Davut'a, "Adamlarınla birlikte

benim yanımda savaşacağını bilmelisin" dedi.

 

1.Sa.28: 2 Davut, "O zaman sen de kulunun neler yapabileceğini göreceksin!" diye karşılık verdi. Akiş, "İyi!" dedi, "Yaşadığın sürece seni kendime koruma görevlisi atayacağım."

 

Saul Ruhlara Danışıyor

 

1.Sa.28: 3 Samuel ölmüş, bütün İsrail halkı onun için yas tutmuştu. Onu kendi kenti Rama'da gömmüşlerdi. Saul da cincilerle ruhlara danışanları ülkeden kovmuştu.

 

1.Sa.28: 4 Filistliler toplanıp Şunem'e gittiler ve orada ordugah kurdular. Saul da bütün İsrailliler'i toplayıp Gilboa Dağı'nda ordugah kurdu.

 

1.Sa.28: 5 Saul Filist ordusunu görünce korkup büyük dehşete kapıldı.

 

1.Sa.28: 6 RAB'be danıştıysa da, RAB ona ne düşlerle, ne Urim*, ne de

peygamberler aracılığıyla yanıt verdi.

 

1.Sa.28: 7 Bunun üzerine Saul görevlilerine, "Bana bir cinci kadın bulun da varıp ona danışayım" diye buyruk verdi. Görevliler, "Eyn-Dor'da bir cinci kadın var" dediler.

 

1.Sa.28: 8 Böylece Saul başka giysilere bürünüp kılığını değiştirdi. Geceleyin yanına iki kişi alıp kadının yaşadığı yere gitti. Kadına, "Lütfen benim için ruhlara danış ve sana söyleyeceğim kişiyi çağır" dedi.

 

1.Sa.28: 9 Ama kadın ona şu karşılığı verdi: "Saul'un neler yaptığını,

cincilerle ruhlara danışanları ülkeden kovduğunu biliyorsun.

Öyleyse neden beni öldürmek için tuzak kuruyorsun?"

 

1.Sa.28: 10 Saul, "Yaşayan RAB'bin adıyla derim ki, bundan sana bir

kötülük gelmeyecek" diye ant içti.

 

1.Sa.28: 11 Bunun üzerine kadın, "Sana kimi çağırayım?" diye sordu.

Saul, "Bana Samuel'i çağır" dedi.

 

1.Sa.28: 12 Kadın, Samuel'i görünce çığlık atarak, "Sen Saul'sun! Neden

beni kandırdın?" dedi.

 

1.Sa.28: 13 Kral ona, "Korkma!" dedi, "Ne görüyorsun?" Kadın, "Yerin altından çıkan bir ilah görüyorum" diye karşılık verdi.

 

1.Sa.28: 14 Saul, "Neye benziyor?" diye sordu. Kadın, "Cüppe giymiş yaşlı bir adam yukarıya çıkıyor" dedi. O zaman Saul onun Samuel olduğunu anladı; eğilip yüzüstü yere kapandı.

 

1.Sa.28: 15 Samuel Saul'a, "Neden beni çağırtıp rahatsız ettin?" dedi. Saul, "Büyük sıkıntı içindeyim" diye yanıtladı, "Filistliler bana karşı savaşıyor ve Tanrı da beni terk etti. Artık bana ne peygamberler aracılığıyla, ne de düşlerle yanıt veriyor. Bu

yüzden, ne yapmam gerektiğini bana bildirmen için seni çağırttım."

 

1.Sa.28: 16 Samuel, "RAB seni terk edip sana düşman olduğuna göre, neden bana danışıyorsun?" dedi,

 

1.Sa.28: 17 "RAB benim aracılığımla söylediğini yaptı, krallığı senden

alıp soydaşın Davut'a verdi.

 

1.Sa.28: 18 Çünkü sen RAB'bin buyruğuna uymadın, O'nun alevlenen öfkesini Amalekliler'e uygulamadın. RAB bugün bunları bu yüzden başına getirdi.

 

1.Sa.28: 19 RAB seni de, İsrail halkını da Filistliler'in eline teslim

edecek. Yarın sen ve oğulların bana katılacaksınız. RAB İsrail

ordusunu da Filistliler'in eline teslim edecek."

 

1.Sa.28: 20 Saul birden boylu boyunca yere düştü. Samuel'in sözlerinden

ötürü büyük korkuya kapıldı. Gücü de kalmamıştı; çünkü bütün gün,

bütün gece yemek yememişti.

 

1.Sa.28: 21 Kadın Saul'a yaklaştı. Onun büyük şaşkınlık içinde olduğunu görünce, "Bak, kölen sözünü dinledi" dedi, "Canımı tehlikeye atarak benden istediğini yaptım.

 

1.Sa.28: 22 Şimdi lütfen kölenin söyleyeceğini dinle. İzin ver de, önüne biraz yemek koyayım. Yoluna devam edecek gücün olması için yemek yemelisin."

 

1.Sa.28: 23 Ama Saul, "Yemem" diyerek reddetti. Ancak hizmetkârlarıyla

kadın zorlayınca, onların dediğini yaptı. Yerden kalkıp yatağın üzerine oturdu.

 

1.Sa.28: 24 Kadının evinde besili bir dana vardı. Kadın onu hemen

kesti. Un alıp yoğurdu ve mayasız ekmek pişirdi.

 

1.Sa.28: 25 Sonra Saul'la görevlilerinin önüne koydu. Onlar da yediler.

Sonra o gece kalkıp gittiler.

 

Akiş Davut'u Ziklak'a Gönderiyor

 

BÖLÜM 29

 

1.Sa.29: 1 Filistliler bütün ordularını Afek'te topladılar. İsrailliler ise Yizreel'deki pınarın yanına kurdukları ordugahta kalıyorlardı.

 

1.Sa.29: 2 Filist beyleri yüzer ve biner kişilik birliklerle ilerliyordu. Davut'la adamlarıysa Akiş'le birlikte geriden geliyorlardı.

 

1.Sa.29: 3 Filistli komutanlar, "Bu İbraniler'in burada ne işi var?"

diye sorunca, Akiş şu karşılığı verdi: "Bu, İsrail Kralı Saul'un

görevlisi Davut'tur. Bir yıldan uzun süredir yanımda kalıyor.

Bana geldiğinden beri kendisinde hiçbir kötülük bulamadım."

 

1.Sa.29: 4 Ama Filistli komutanlar Akiş'e öfkelendiler. "Adamı geri

gönder, kendisine verdiğin yere dönsün" dediler, "Bizimle

birlikte savaşa gelmesin; yoksa savaş sırasında bize karşı çıkar.

Efendisinin beğenisini nasıl kazanabilir? Adamlarımızın başını

ona vermekten daha iyi bir yol bulabilir mi?

 

1.Sa.29: 5 Çalıp oynarken,

'Saul binlercesini öldürdü,

Davut'sa on binlercesini

diye hakkında ezgiler okudukları Davut değil mi bu?"

 

1.Sa.29: 6 Bunun üzerine Akiş, Davut'u çağırıp, "Yaşayan RAB'bin adıyla

derim ki, sen dürüst bir kişisin" dedi, "Benimle birlikte savaşa

katılmanı isterdim. Yanıma geldiğin günden bu yana ters bir

davranışını görmedim. Ama Filist beyleri seni uygun görmedi.

 

1.Sa.29: 7 Şimdi geri dön ve esenlikle git. Filist beylerinin gözünde

ters bir davranışta bulunma."

 

1.Sa.29: 8 Davut, "Ama ben ne yaptım?" diye sordu, "Yanına geldiğimden

bu yana bende ne buldun ki, gidip efendim kralın düşmanlarına

karşı savaşmayayım?"

 

1.Sa.29: 9 Akiş, "Biliyorum, sen benim gözümde Tanrı'nın bir meleği

gibi iyisin" diye yanıtladı, "Ne var ki Filistli komutanlar,

'Bizimle savaşa gelmesin diyorlar.

 

1.Sa.29: 10 Seninle gelmiş olan efendin Saul'un kullarıyla birlikte

sabah erkenden kalkın ve tan ağarır ağarmaz gidin."

 

1.Sa.29: 11 Böylece Davut'la adamları Filist ülkesine dönmek üzere

sabah erkenden kalktılar. Filistliler ise Yizreel'e gittiler.

 

Davut Amalekliler'i Bozguna Uğratıyor

 

BÖLÜM 30

 

1.Sa.30: 1 Davut'la adamları üçüncü gün Ziklak Kenti'ne vardılar. Bu arada Amalekliler Negev bölgesiyle Ziklak'a baskın yapmış, Ziklak Kenti'ni yakıp yıkmışlardı.

 

1.Sa.30: 2 Kimseyi öldürmemişlerdi, ama kadınlarla orada yaşayan genç,

yaşlı herkesi tutsak etmişlerdi. Sonra onları da yanlarına alıp yollarına gitmişlerdi.

 

1.Sa.30: 3 Davut'la adamları oraya varınca kentin ateşe verildiğini,

karılarının, oğullarının, kızlarının tutsak alındığını anladılar.

 

1.Sa.30: 4 Güçleri tükeninceye dek hıçkıra hıçkıra ağladılar.

 

1.Sa.30: 5 Davut'un iki karısı, Yizreelli Ahinoam ile Karmelli Naval'ın

dulu Avigayil de tutsak edilmişti.

 

1.Sa.30: 6 Davut büyük sıkıntı içindeydi. Çünkü herkes oğulları, kızları için acı çekiyor ve, "Davut'u taşlayalım" diyordu. Ama Davut, Tanrısı RAB'de güç bularak,

 

1.Sa.30: 7 Ahimelek oğlu Kâhin Aviyatar'a, "Bana efodu* getir" dedi. Aviyatar efodu getirdi.

 

1.Sa.30: 8 Davut RAB'be danışarak, "Bu akıncıların ardına düşersem,

onlara yetişir miyim?" diye sordu. RAB, "Artlarına düş, kesinlikle onlara yetişip tutsakları kurtaracaksın" diye yanıtladı.

 

1.Sa.30: 9-10 Bunun üzerine Davut yanındaki altı yüz kişiyle yola

çıktı. Besor Vadisi'ne geldiler. Vadiyi geçemeyecek kadar bitkin

düşen iki yüz kişi orada kaldı. Davut dört yüz kişiyle akıncıları

kovalamayı sürdürdü.

 

1.Sa.30: 11 Kırda bir Mısırlı bulup Davut'a getirdiler. Yiyip içmesi

için ona yiyecek, içecek verdiler.

 

1.Sa.30: 12 Bir parça incir pestili ile iki salkım kuru üzüm de

verdiler. Adam yiyince canlandı. Üç gün üç gecedir yiyip içmemişti.

 

1.Sa.30: 13 Davut ona, "Kime bağlısın? Nerelisin?" diye sordu.

Genç adam, "Mısırlı'yım, bir Amalekli'nin kölesiyim" diye

yanıtladı, "Üç gün önce hastalanınca, efendim beni bıraktı.

 

1.Sa.30: 14 Keretliler'in güney sınırlarına, Yahuda topraklarına,

Kalev'in güneyine baskınlar düzenlemiş, Ziklak Kenti'ni de ateşe vermiştik."

 

1.Sa.30: 15 Davut, "Beni bu akıncılara götürebilir misin?" diye sordu.

Mısırlı genç, "Beni öldürmeyeceğine ya da efendimin eline teslim

etmeyeceğine dair Tanrı'nın önünde ant içersen, seni akıncıların

olduğu yere götürürüm" diye karşılık verdi.

 

1.Sa.30: 16 Böylece Mısırlı Davut'u götürdü. Akıncılar dört bir yana

dağılmışlardı. Filist ve Yahuda topraklarından topladıkları büyük

yağmadan yiyip içiyor, eğlenip oynuyorlardı.

 

1.Sa.30: 17 Davut ertesi gün tan vaktinden akşama dek onları öldürdü.

Develere binip kaçan dört yüz genç dışında içlerinden kurtulan olmadı.

 

1.Sa.30: 18 Davut Amalekliler'in ele geçirdiği her şeyi, bu arada da

iki karısını kurtardı.

 

1.Sa.30: 19 Gençler, yaşlılar, oğullar, kızlar, yağmalanan mallar, kısacası Amalekliler'in aldıklarından hiçbir şey eksik kalmadı. Davut tümünü geri aldı.

 

1.Sa.30: 20 Bütün koyunlarla sığırları da aldı. Adamları, bunları öbür

hayvanların önünden sürerek, "Bunlar Davut'un yağmaladıkları" diyorlardı.

 

1.Sa.30: 21 Bundan sonra Davut, daha ileriye gidemeyecek kadar bitkin

düşüp Besor Vadisi'nde kalan iki yüz kişinin bulunduğu yere vardı. Onlar da Davut'la yanındakileri karşılamaya çıktılar. Davut yaklaşınca onlara esenlik diledi.

 

1.Sa.30: 22 Ama Davut'la giden adamlardan kötü ve değersiz olanların tümü, "Madem bizimle birlikte gitmediler, geri aldığımız yağmadan onlara hiçbir pay vermeyeceğiz" dediler, "Her biri yalnız karısıyla çocuklarını alıp gitsin."

 

1.Sa.30: 23 Ama Davut, "Hayır, kardeşlerim!" dedi, "RAB'bin bize verdikleri konusunda böyle davranamayız! O bizi korudu ve bize saldıran akıncıları elimize teslim etti.

 

1.Sa.30: 24 Sizin bu söylediklerinizi kim kabul eder? Savaşa gidenle

eşyanın yanında kalanın payı aynıdır. Her şey eşit paylaşılacak!"

 

1.Sa.30: 25 O günden sonra Davut bunu İsrail için bugüne dek geçerli

bir kural ve ilke haline getirdi.

 

1.Sa.30: 26 Davut Ziklak'a dönünce, dostları olan Yahuda ileri

gelenlerine yağma mallardan göndererek, "İşte RAB'bin

düşmanlarından yağmalanan mallardan size bir armağan" dedi.

 

1.Sa.30: 27 Sonra Beytel, Negev'deki Ramot, Yattir,

 

1.Sa.30: 28 Aroer, Sifmot, Eştemoa,

 

1.Sa.30: 29 Rakal, Yerahmeelliler'in, Kenliler'in kentlerinde,

 

1.Sa.30: 30 Horma, Bor-Aşan, Atak,

 

1.Sa.30: 31 Hevron'da oturanlara ve adamlarıyla birlikte sık sık

uğradığı yerlerin tümüne yağmalanan mallardan gönderdi.

 

Saul'la Oğullarının Ölümü

(1Ta.10:1-12)

 

BÖLÜM 31

 

1.Sa.31: 1 Filistliler İsrailliler'le savaşa tutuştu. İsrailliler Filistliler'in önünden kaçtı. Birçoğu Gilboa Dağı'nda ölüp yere serildi.

 

1.Sa.31: 2 Filistliler Saul'la oğullarının ardına düştüler. Saul'un oğulları Yonatan'ı, Avinadav'ı ve Malkişua'yı yakalayıp öldürdüler.

 

1.Sa.31: 3 Saul'un çevresinde savaş kızıştı. Derken Saul Filistli okçular tarafından vuruldu ve ağır yaralandı.

 

1.Sa.31: 4 Saul, silahını taşıyan adama, "Kılıcını çek de bana sapla" dedi, "Yoksa bu sünnetsizler* gelip bana kılıç saplayacak ve benimle alay edecekler."

Ama silah taşıyıcısı büyük bir korkuya kapılarak bunu yapmak

istemedi. Bunun üzerine Saul kılıcını çekip kendini üzerine attı.

 

1.Sa.31: 5 Saul'un öldüğünü görünce, silah taşıyıcısı da kendini

kılıcının üzerine attı ve Saul'la birlikte öldü.

 

1.Sa.31: 6 Böylece Saul, üç oğlu, silah taşıyıcısı ve bütün adamları

aynı gün öldüler.

 

1.Sa.31: 7 Vadinin öbür tarafında ve Şeria Irmağı'nın karşı yakasında oturan İsrailliler, İsrail ordusunun kaçtığını, Saul'la oğullarının öldüğünü anlayınca, kentlerini terk edip kaçmaya başladılar. Filistliler gelip bu kentlere yerleştiler.

 

1.Sa.31: 8 Ertesi gün Filistliler, öldürülenleri soymak için geldiklerinde, Saul'la üç oğlunun Gilboa Dağı'nda öldüğünü gördüler.

 

1.Sa.31: 9 Saul'un başını kesip silahlarını aldılar. Sonra bu iyi haberin putlarının tapınağında ve halk arasında duyurulması için Filist ülkesinin her yanına ulaklar gönderdiler.

 

1.Sa.31: 10 Saul'un silahlarını Aştoret'in* tapınağına koyup cesedini

Beytşean Kenti'nin suruna çaktılar.

 

1.Sa.31: 11 Yaveş-Gilat halkı Filistliler'in Saul'a yaptıklarını duydu.

 

1.Sa.31: 12 Bütün yiğitler geceleyin yola koyularak Beytşean'a gittiler. Saul'la oğullarının cesetlerini Beytşean surundan indirip Yaveş'e götürdüler, orada yaktılar.

 

1.Sa.31: 13 Sonra kemiklerini toplayıp Yaveş'teki ılgın ağacının altına gömdüler ve yedi gün oruç* tuttular.

 

 

 

 
  Bugün 226 ziyaretçi (261 klik) buradaydı

beyaz kuğu Selam Dünya !.. Selam Türkiye !.. Sitemize Hoş Geldiniz !.. ( beyaz kuğu ) bir aile sitesidir !.. Lütfen bizi takip ve dostlarınıza tavsiye ediniz !. Bu çorbada tuzu olsun isteyenlerin, tenkit ve tavsiyeleri için ( mim.sait@hotmail.com )veya ( alt1946@windowslive.com ) adreslerine mail göndermelerini bekliyoruz !.. Sitemizde "bir hoş sada" menüsü altında yer alan "beyaz kuğu", "teferruat", "derviş hüseyine mektuplar" ve "hem nalına hem mıhına" bölümleri orjinal olup, bunların hiç bir hakkı mahfuz değildir, kaynak gösterilerek veya gösterilmeksizin kullanılabilir. Diğer dökümanlar ise; çeşitli sitelerden alınmış, bazılarında değişiklik yapılmıştır.İlgililerin talebi halinde derhal kaldırılacaktır!..Bilgilerinize sunulur !.. *** beyaz kuğu***Ailenizin Sitesi***











* * * * *


 
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol