1.SAMUEL
Samuel'in Doğumu
BÖLÜM 1
1.Sa.1: 1 Efrayim dağlık bölgesindeki Ramatayim Kasabası'nda yaşayan, Efrayim oymağının Suf boyundan Yeroham oğlu Elihu oğlu Tohu oğlu Suf oğlu Elkana adında bir adam vardı.
1.Sa.1: 2 Elkana'nın Hanna ve Peninna adında iki karısı vardı. Peninna'nın çocukları olduğu halde, Hanna'nın çocuğu olmuyordu.
1.Sa.1: 3 Elkana Her Şeye Egemen RAB'be tapınıp kurban sunmak üzere her yıl kendi kentinden Şilo'ya giderdi. Eli'nin RAB'bin kâhinleri* olan Hofni ve Pinehas adındaki iki oğlu da oradaydı.
1.Sa.1: 4 Elkana kurban sunduğu gün karısı Peninna'ya ve oğullarıyla kızlarına etten birer pay verirken,
1.Sa.1: 5 Hanna'ya iki pay verirdi. Çünkü RAB Hanna'nın rahmini kapamasına karşın, Elkana onu severdi.
1.Sa.1: 6 Ama RAB Hanna'nın rahmini kapadığından, kuması Peninna Hanna'yı öfkelendirmek için ona sürekli sataşırdı.
1.Sa.1: 7 Bu yıllarca böyle sürdü. Hanna RAB'bin Tapınağı'na her gittiğinde kuması ona sataşırdı. Böylece Hanna ağlar, yemek yemezdi.
1.Sa.1: 8 Kocası Elkana, "Hanna, neden ağlıyorsun, neden yemek yemiyorsun?" derdi, "Neden bu kadar üzgünsün? Ben senin için on oğuldan daha iyi değil miyim?"
1.Sa.1: 9 Bir gün onlar Şilo'da yiyip içtikten sonra, Hanna kalktı. Kâhin Eli RAB'bin Tapınağı'nın kapı sövesi yanındaki sandalyede oturuyordu.
1.Sa.1: 10 Hanna, gönlü buruk, acı acı ağlayarak RAB'be yakardı
1.Sa.1: 11 ve şu adağı adadı: "Ey Her Şeye Egemen RAB, kulunun üzüntüsüne gerçekten bakıp beni anımsar, kulunu unutmayıp bana bir erkek çocuk verirsen, yaşamı boyunca onu sana adayacağım. Onun başına hiç ustura değmeyecek*fa*."
D Not 1:11 Eski Antlaşma'da saçın kesilmemesi, Tanrı'ya adanmış kişinin belirtisiydi (bkz. Say.6:5).
1.Sa.1: 12 Hanna RAB'be yakarışını sürdürürken, Eli onun dudaklarını
gözetliyordu.
1.Sa.1: 13 Hanna içinden yakarıyor, yalnız dudakları kımıldıyor, sesi
duyulmuyordu. Bu yüzden Eli, Hanna'yı sarhoş sanarak,
1.Sa.1: 14 "Sarhoşluğunu ne zamana dek sürdüreceksin? Artık şarabı
bırak" dedi.
1.Sa.1: 15 Hanna, "Ah, öyle değil efendim!" diye yanıtladı, "Ben
yüreği acılarla dolu bir kadınım. Ne şarap içtim, ne de başka bir
içki. Sadece yüreğimi RAB'be döküyordum.
1.Sa.1: 16 Kulunu kötü bir kadın sanma. Yakarışımı şimdiye dek
sürdürmemin nedeni çok kaygılı, üzüntülü olmamdır."
1.Sa.1: 17 Eli, "Öyleyse esenlikle git" dedi, "İsrail'in Tanrısı dileğini yerine getirsin."
1.Sa.1: 18 Hanna, "Senin gözünde lütuf bulayım" deyip yoluna gitti.
Sonra yemek yedi. Artık üzgün değildi.
1.Sa.1: 19 Ertesi sabah erkenden kalkıp RAB'be tapındılar. Ondan sonra Rama'daki evlerine döndüler. Elkana karısı Hanna'yla birleşti ve RAB Hanna'yı anımsadı.
1.Sa.1: 20 Zamanı gelince Hanna gebe kaldı ve bir erkek çocuk doğurdu.
"Onu RAB'den diledim" diyerek adını Samuel*fb* koydu.
D Not 1:20 "Samuel": "Tanrı duyar" anlamına gelir. Hanna Samuel'i Tanrı'ya Adıyor
1.Sa.1: 21 Elkana RAB'be yıllık kurbanını ve adağını sunmak üzere ev
halkıyla birlikte Şilo'ya gitti.
1.Sa.1: 22 Ama Hanna gitmedi. Kocasına, "Çocuk sütten kesildikten
sonra onu RAB'bin hizmetinde bulunmak üzere götüreceğim. Yaşamı
boyunca orada kalacak" dedi.
1.Sa.1: 23 Kocası Elkana, "Nasıl istersen öyle yap" diye karşılık verdi, "Çocuk sütten kesilinceye dek burada kal. RAB sözünü yerine getirsin." Böylece Hanna oğlu sütten kesilinceye dek evde kalıp onu emzirdi.
1.Sa.1: 24 Küçük çocuk sütten kesildikten sonra Hanna üç yaşında bir boğa*fc*, bir efa*fç* un ve bir tulum şarap alarak onu kendisiyle birlikte RAB'bin Şilo'daki tapınağına götürdü.
D Not 1:24 Septuaginta, Kumran, Süryanice "Üç yaşında bir boğa", Masoretik metin "Üç boğa".
1:24 "Bir efa": Yaklaşık 13.2 kg.
1.Sa.1: 25 Boğayı kestikten sonra çocuğu Eli'ye getirdiler.
1.Sa.1: 26 Hanna, "Ey efendim, yaşamın hakkı için derim ki, burada yanında durup RAB'be yakaran kadınım ben" dedi,
1.Sa.1: 27 "Bu çocuk için yakarmıştım; RAB dileğimi yerine getirdi.
1.Sa.1: 28 Ben de onu RAB'be adıyorum. Yaşamı boyunca RAB'be adanmış
kalacaktır." Sonra çocuk orada RAB'be tapındı.
Hanna'nın Duası
BÖLÜM 2
1.Sa.2: 1 Hanna şöyle dua etti:
"Yüreğim RAB'de bulduğum sevinçle coşuyor;
Gücümü*fd* yükselten RAB'dir.
Düşmanlarımın karşısında övünüyor,
Kurtarışınla seviniyorum!
D Not 2:1 "Gücümü": İbranice "Boynuzumu".
1.Sa.2: 2 Kutsallıkta RAB'bin benzeri yok,
Evet, senin gibisi yok, ya RAB!
Tanrımız gibi dayanak yok.
1.Sa.2: 3 Artık büyük konuşmayın,
Ağzınızdan küstahça sözler çıkmasın.
Çünkü RAB her şeyi bilen Tanrı'dır;
O'dur davranışları tartan.
1.Sa.2: 4 Güçlülerin yayları kırılır;
Güçsüzlerse güçle donatılır.
1.Sa.2: 5 Toklar yiyecek uğruna gündelikçi olur,
Açlar doyurulur.
Kısır kadın yedi çocuk doğururken,
Çok çocuklu kadın kimsesiz kalır.
1.Sa.2: 6 RAB öldürür de diriltir de,
Ölüler diyarına indirir ve çıkarır.
1.Sa.2: 7 O kimini yoksul, kimini varsıl kılar;
Kimini alçaltır, kimini yükseltir.
1.Sa.2: 8 Düşkünü yerden kaldırır,
Yoksulu çöplükten çıkarır;
Soylularla oturtsun
Ve kendilerine onur tahtını miras olarak bağışlasın diye.
Çünkü yeryüzünün temelleri RAB'bindir,
O dünyayı onların üzerine kurmuştur.
1.Sa.2: 9 RAB sadık kullarının adımlarını korur,
Ama kötüler karanlıkta susturulur.
Çünkü güçle zafere ulaşamaz insan.
1.Sa.2: 10 RAB'be karşı gelenler paramparça olacak,
RAB onlara karşı gökleri gürletecek,
Bütün dünyayı yargılayacak,
Kralını güçle donatacak,
Meshettiği* kralın gücünü yükseltecek."
1.Sa.2: 11 Sonra Elkana Rama'ya, evine döndü. Küçük Samuel ise Kâhin
Eli'nin gözetiminde RAB'bin hizmetinde kaldı.
Eli'nin Oğullarının Yaptığı Kötülükler
1.Sa.2: 12-13 Eli'nin oğulları değersiz kişilerdi. RAB'bi ve
kâhinlerin halkla ilgili kurallarını önemsemiyorlardı. Biri
sunduğu kurbanın etini haşlarken, kâhinin hizmetkârı elinde üç
dişli büyük bir çatalla gelir,
1.Sa.2: 14 çatalı kap, tencere, tava ya da kazana daldırırdı. Çatalla
çıkarılan her şey kâhin için ayırılırdı. Şilo'ya gelen
İsrailliler'in hepsine böyle davranırlardı.
1.Sa.2: 15 Üstelik kurbanın yağları yakılmadan önce, kâhinin
hizmetkârı gelip kurban sunan adama, "Kâhine kızartmalık et ver.
Senden haşlanmış et değil, çiğ et alacak" derdi.
1.Sa.2: 16 Kurban sunan, "Önce hayvanın yağları yakılmalı, sonra
dilediğin kadar al" diyecek olsa, hizmetkâr, "Hayır, şimdi
vereceksin, yoksa zorla alırım" diye karşılık verirdi.
1.Sa.2: 17 Gençlerin RAB'be karşı işledikleri günah çok büyüktü; çünkü
RAB'be sunulan sunuları küçümsüyorlardı.
1.Sa.2: 18 Bu arada genç Samuel, keten efod* giymiş, RAB'bin önünde
hizmet ediyordu.
1.Sa.2: 19 Yıllık kurbanı sunmak için annesi her yıl kocasıyla
birlikte oraya gider, diktiği cüppeyi oğluna getirirdi.
1.Sa.2: 20 Kâhin Eli de, Elkana ile karısına iyi dilekte bulunarak,
"Dilediği ve RAB'be adadığı çocuğun yerine RAB sana bu kadından
başka çocuklar versin" derdi. Bundan sonra evlerine dönerlerdi.
1.Sa.2: 21 RAB'bin lütfuna eren Hanna gebe kalıp üç erkek, iki kız
daha doğurdu. Küçük Samuel ise RAB'bin hizmetinde büyüdü.
1.Sa.2: 22 Eli artık çok yaşlanmıştı. Oğullarının İsrailliler'e bütün
yaptıklarını, Buluşma Çadırı'nın girişinde görevli kadınlarla
düşüp kalktıklarını duymuştu.
1.Sa.2: 23 Onlara, "Neden böyle şeyler yapıyorsunuz?" dedi,
"Yaptığınız kötülükleri herkesten işitiyorum.
1.Sa.2: 24 Olmaz bu, oğullarım! RAB'bin halkı arasında yayıldığını
duyduğum haber iyi değil.
1.Sa.2: 25 İnsan insana karşı günah işlerse, Tanrı onun için aracılık
yapar. Ama RAB'be karşı günah işleyeni kim savunacak?" Ne var ki,
onlar babalarının sözünü dinlemediler. Çünkü RAB onları öldürmek istiyordu.
1.Sa.2: 26 Bu arada giderek büyüyen genç Samuel RAB'bin de halkın da
beğenisini kazanmaktaydı.
Eli'nin Oğullarına Karşı Peygamberlik Sözü
1.Sa.2: 27 O sıralarda bir Tanrı adamı Eli'ye gelip şöyle dedi: "RAB
diyor ki, 'Atan ve soyu Mısır'da firavunun halkına kölelik
ederken kendimi onlara açıkça göstermedim mi?
1.Sa.2: 28 Sunağıma çıkması, buhur yakıp önümde efod* giymesi için
bütün İsrail oymakları arasından yalnız atanı kendime kâhin seçtim. Üstelik İsrailliler'in yakılan bütün sunularını da atanın soyuna verdim.
1.Sa.2: 29 Öyleyse neden konutum için buyurduğum kurbanı ve sunuyu
küçümsüyorsunuz? Halkım İsrail'in sunduğu bütün sunuların en iyi kısımlarıyla kendinizi semirterek neden oğullarını benden daha çok sayıyorsun?
1.Sa.2: 30 "Bu nedenle İsrail'in Tanrısı RAB şöyle diyor: 'Gerçekten,
ailen ve atanın soyu sonsuza dek bana hizmet edecekler demiştim. Ama şimdi RAB şöyle buyuruyor: 'Bu benden uzak olsun! Beni onurlandıranı ben de onurlandırırım. Ama beni saymayan küçük düşürülecek.
1.Sa.2: 31 Soyundan hiç kimsenin yaşlanacak kadar yaşamaması için
senin ve atanın soyunun gücünü kıracağım günler yaklaşıyor.
1.Sa.2: 32 İsrail'e yapılacak bütün iyiliğe karşın, sen konutumda
sıkıntı göreceksin. Artık soyundan hiç kimse yaşlanacak kadar yaşamayacak.
1.Sa.2: 33 Sunağımdan bütün soyunu yok edeceğim, yalnız bir kişiyi esirgeyeceğim. Gözleri ağlamaktan kör olacak, yüreği yanacak*fe*. Ama soyundan gelenlerin hepsi kılıçla*ff* ölecekler.
D Not 2:33 Septuaginta, Kumran "Sunağımdan bütün soyunu yok
edeceğim, yalnız bir kişiyi esirgeyeceğim. Gözleri ağlamaktan kör
olacak, yüreği yanacak", Masoretik metin "Gözlerini körleştirmek
ve sana sıkıntı vermek için sunağımdan bütün soyunu yok
etmeyeceğim, yalnız birini esirgeyeceğim".
2:33 Septuaginta, Kumran "Kılıçla", Masoretik metin "Adamlar
olarak".
1.Sa.2: 34 İki oğlun Hofni ile Pinehas'ın başına gelecek olay senin
için bir belirti olacak: İkisi de aynı gün ölecek.
1.Sa.2: 35 İsteklerimi ve amaçlarımı yerine getirecek güvenilir bir
kâhin çıkaracağım kendime. Onun soyunu sürdüreceğim; o da
meshettiğim* kişinin önünde sürekli hizmet edecek.
1.Sa.2: 36 Ailenden sağ kalan herkes bir parça gümüş ve bir somun
ekmek için gelip ona boyun eğecek ve, Ne olur, karın tokluğuna
beni herhangi bir kâhinlik görevine ata! diye yalvaracak."
Tanrı'nın Samuel'e Seslenişi
BÖLÜM 3
1.Sa.3: 1 Genç Samuel Eli'nin yönetimi altında RAB'be hizmet ediyordu.
O günlerde RAB'bin sözü seyrek geliyordu; görümler de azalmıştı.
1.Sa.3: 2 Bir gece Eli yatağında uyuyordu. Gözleri öyle zayıflamıştı
ki, güçlükle görebiliyordu.
1.Sa.3: 3 Samuel ise RAB'bin Tapınağı'nda, Tanrı'nın Sandığı'nın
bulunduğu yerde uyuyordu. Tanrı'nın kandili daha sönmemişti.
1.Sa.3: 4 RAB Samuel'e seslendi. Samuel, "Buradayım" diye karşılık
verdi.
1.Sa.3: 5 Ardından Eli'ye koşup, "Beni çağırdın, işte buradayım" dedi.
Ama Eli, "Ben çağırmadım, dön yat" diye karşılık verdi. Samuel de dönüp yattı.
1.Sa.3: 6 RAB yine, "Samuel!" diye seslendi. Samuel kalkıp Eli'ye gitti ve, "İşte, buradayım, beni çağırdın" dedi. Eli, "Çağırmadım, oğlum" diye karşılık verdi, "Dön yat."
1.Sa.3: 7 Samuel RAB'bi daha tanımıyordu; RAB'bin sözü henüz ona
açıklanmamıştı.
1.Sa.3: 8 RAB yine üçüncü kez Samuel'e seslendi. Samuel kalkıp Eli'ye gitti. "İşte buradayım, beni çağırdın" dedi. O zaman Eli genç Samuel'e RAB'bin seslendiğini anladı.
1.Sa.3: 9 Bunun üzerine Samuel'e, "Git yat" dedi, "Sana yine seslenirse, 'Konuş, ya RAB, kulun dinliyor dersin." Samuel gidip yerine yattı.
1.Sa.3: 10 RAB gelip orada durdu ve önceki gibi, "Samuel, Samuel!" diye seslendi.
Samuel, "Konuş, kulun dinliyor" diye yanıtladı.
1.Sa.3: 11 RAB Samuel'e şöyle dedi: "Ben İsrail'de her duyanı şaşkına çevirecek bir şey yapmak üzereyim.
1.Sa.3: 12 O gün Eli'nin ailesine karşı söylediğim her şeyi baştan sona dek yerine getireceğim.
1.Sa.3: 13 Çünkü farkında olduğu günahtan ötürü ailesini sonsuza dek yargılayacağımı Eli'ye bildirdim. Oğulları Tanrı'ya saygısızlık ettiler*fg*. Eli de onlara engel olmadı.
D Not 3:13 Septuaginta ve bazı eski İbrani din bilginlerine göre "Tanrı'ya saygısızlık ettiler", Masoretik metin "Başlarına lanet getirdiler".
1.Sa.3: 14 Bu nedenle, 'Eli'nin ailesinin günahı hiçbir zaman kurban ya da sunuyla bile bağışlanmayacaktır diyerek Eli'nin ailesi hakkında ant içtim."
1.Sa.3: 15 Samuel sabaha kadar yattı, sonra RAB'bin Tapınağı'nın
kapılarını açtı. Gördüğü görümü Eli'ye söylemekten çekiniyordu.
1.Sa.3: 16 Ama Eli ona, "Oğlum Samuel!" diye seslendi.
Samuel, "İşte buradayım" diye yanıtladı.
1.Sa.3: 17 Eli, "RAB sana neler söyledi?" diye sordu, "Lütfen benden
gizleme. Sana söylediklerinden birini bile benden gizlersen,
Tanrı sana aynısını, hatta daha kötüsünü yapsın!"
1.Sa.3: 18 Bunun üzerine Samuel hiçbir şey gizlemeden ona her şeyi
anlattı. Eli de, "O RAB'dir, gözünde iyi olanı yapsın" dedi.
1.Sa.3: 19 Samuel büyürken RAB onunla birlikteydi. RAB ona verdiği
sözlerin hiçbirinin boşa çıkmasına izin vermedi.
1.Sa.3: 20 Samuel'in RAB'bin bir peygamberi olarak onaylandığını
Dan'dan Beer-Şeva'ya kadar bütün İsrail anladı.
1.Sa.3: 21 RAB Şilo'da görünmeyi sürdürdü. Orada sözü aracılığıyla
kendisini Samuel'e tanıttı.
BÖLÜM 4
1.Sa.4: 1 Samuel'in sözü bütün İsrail'de yayıldı*fh*.
D Not 4:1 Masoretik metin "Samuel'in sözü bütün İsrail'de yayıldı", Septuaginta "O günlerde Filistliler İsrailliler'le savaşmak üzere toplandılar".
Antlaşma Sandığı Ele Geçiriliyor
İsrailliler Filistliler'le savaşmak üzere yola çıktılar.
İsrailliler Even-Ezer'de, Filistliler de Afek'te ordugah kurdu.
1.Sa.4: 2 Filistliler İsrail'e karşı savaş düzenine girdiler. Savaş her yere yayılınca, Filistliler İsrailliler'i bozguna uğrattı. Savaş alanında dört bine yakın İsrailli'yi öldürdüler.
1.Sa.4: 3 Askerler ordugaha dönünce, İsrail'in ileri gelenleri, "Neden bugün RAB bizi Filistliler'in önünde bozguna uğrattı?" diye sordular, "RAB'bin Antlaşma Sandığı'nı* Şilo'dan buraya getirelim ki, aramıza geldiğinde bizi düşmanlarımızın elinden kurtarsın."
1.Sa.4: 4 Halk Şilo'ya adamlar gönderdi. Keruvlar* arasında taht kurmuş, Her Şeye Egemen RAB'bin Antlaşma Sandığı'nı oradan getirdiler. Eli'nin iki oğlu, Hofni ile Pinehas da Tanrı'nın Antlaşma Sandığı'nın yanındaydılar.
1.Sa.4: 5 RAB'bin Antlaşma Sandığı ordugaha varınca, bütün İsrailliler
öyle yüksek sesle bağırdılar ki, yer yerinden oynadı.
1.Sa.4: 6 Filistliler bağrışmaları duyunca, "İbraniler'in
ordugahındaki bu yüksek bağrışmaların anlamı ne?" diye sordular.
RAB'bin Sandığı'nın ordugaha getirildiğini öğrenince,
1.Sa.4: 7 korkarak, "Tanrılar ordugaha gelmiş" dediler, "Vay başımıza!
Daha önce buna benzer bir olay olmamıştı.
1.Sa.4: 8 Vay başımıza! Bu güçlü tanrıların elinden bizi kim
kurtarabilir? Çölde Mısırlılar'ı her tür belaya çarptıran tanrılar bunlar.
1.Sa.4: 9 Güçlü olun, ey Filistliler! Yiğitçe davranın! Yoksa,
İbraniler size nasıl boyun eğdiyse, siz de onlara öyle boyun
eğeceksiniz. Bu yüzden yiğitçe davranın ve savaşın!"
1.Sa.4: 10 Böylece Filistliler savaşıp İsrailliler'i bozguna
uğrattılar. İsrailliler'in hepsi evlerine kaçtı. Yenilgi öyle
büyüktü ki, İsrailliler otuz bin yaya asker yitirdi,
1.Sa.4: 11 Tanrı'nın Sandığı alındı, Eli'nin iki oğlu, Hofni ile Pinehas öldü.
Eli'nin Ölümü
1.Sa.4: 12 Benyaminli bir adam savaş alanından koşarak aynı gün
Şilo'ya ulaştı. Giysileri yırtılmış, başı toz toprak içindeydi.
1.Sa.4: 13 Adam Şilo'ya vardığında, Tanrı'nın Sandığı için yüreği titreyen Eli, yol kenarında bir sandalyeye oturmuş, kaygıyla bekliyordu. Adam kente girip olup bitenleri anlatınca, kenttekilerin tümü haykırdı.
1.Sa.4: 14 Eli haykırışları duyunca, "Bu gürültünün anlamı ne?" diye
sordu. Adam olanları Eli'ye bildirmek için hemen onun yanına geldi.
1.Sa.4: 15 O sırada Eli doksan sekiz yaşındaydı. Gözleri zayıflamış,
göremiyordu.
1.Sa.4: 16 Adam Eli'ye, "Ben savaş alanından geliyorum" dedi, "Savaş
alanından bugün kaçtım." Eli, "Ne oldu, oğlum?" diye sordu.
1.Sa.4: 17 Haber getiren adam şöyle yanıtladı: "İsrailliler Filistliler'in önünden kaçtı. Askerler büyük bir yenilgiye uğradı. İki oğlun, Hofni'yle Pinehas öldü. Tanrı'nın Sandığı da ele geçirildi."
1.Sa.4: 18 Adam Tanrı'nın Sandığı'ndan söz edince, Eli sandalyeden
geriye, kapının yanına düştü. Yaşlı ve şişman olduğundan boynu
kırılıp öldü. İsrail halkını kırk yıl süreyle yönetmişti.
1.Sa.4: 19 Eli'nin gelini -Pinehas'ın karısı- gebeydi, doğurmak
üzereydi. Tanrı'nın Sandığı'nın ele geçirildiğini, kayınbabasıyla
kocasının öldüğünü duyunca birden sancıları tuttu, yere çömelip doğurdu.
1.Sa.4: 20 Ölmek üzereyken ona yardım eden kadınlar, "Korkma, bir
oğlun oldu" dediler. Ama o aldırmadı, karşılık da vermedi.
1.Sa.4: 21 Tanrı'nın Sandığı ele geçirilmiş, kayınbabasıyla kocası ölmüştü. Bu yüzden, "Yücelik İsrail'den ayrıldı!" diyerek çocuğa İkavot*fı* adını verdi.
D Not 4:21 "İkavot": "Yücelik yok" anlamına gelir.
1.Sa.4: 22 "Yücelik İsrail'den ayrıldı!" dedi, "Çünkü Tanrı'nın Sandığı ele geçirildi."
Antlaşma Sandığı Aşdot'a ve Ekron'a Taşınıyor
BÖLÜM 5
1.Sa.5: 1 Filistliler, Tanrı'nın Sandığı'nı ele geçirdikten sonra, onu
Even-Ezer'den Aşdot'a götürdüler.
1.Sa.5: 2 Tanrı'nın Sandığı'nı Dagon Tapınağı'na taşıyıp Dagon
heykelinin yanına yerleştirdiler.
1.Sa.5: 3 Ertesi gün erkenden kalkan Aşdotlular, Dagon'u RAB'bin
Sandığı'nın önünde yüzüstü yere düşmüş buldular. Dagon'u alıp yerine koydular.
1.Sa.5: 4 Ama ertesi sabah erkenden kalktıklarında, Dagon'u yine RAB'bin Sandığı'nın önünde yüzüstü yere düşmüş buldular. Bu kez Dagon'un başıyla iki eli kırılmış, eşiğin üzerinde duruyordu; yalnızca gövdesi kalmıştı.
1.Sa.5: 5 Dagon kâhinleri de, Aşdot'taki Dagon Tapınağı'na bütün
gelenler de bu yüzden bugün de tapınağın eşiğine basmıyorlar.
1.Sa.5: 6 RAB Aşdotlular'ı ve çevrelerindeki halkı ağır biçimde
cezalandırdı; onları urlarla cezalandırıp sıkıntıya soktu*fi*.
D Not 5:6 Masoretik metin "Soktu", Septuaginta "Soktu. ... Ülkelerinde fareler göründü. Kentin her yanına ölüm saçmaya başladı."
1.Sa.5: 7 Aşdotlular olup bitenleri görünce, "İsrail Tanrısı'nın
Sandığı yanımızda kalmamalı; çünkü O bizi de, ilahımız Dagon'u
da ağır bir biçimde cezalandırıyor" dediler.
1.Sa.5: 8 Bunun üzerine ulaklar gönderip bütün Filist beylerini
çağırttılar ve, "İsrail Tanrısı'nın Sandığı'nı ne yapalım?" diye
sordular. Filist beyleri, "İsrail Tanrısı'nın Sandığı Gat'a götürülsün"
dediler. Böylece İsrail Tanrısı'nın Sandığı'nı Gat'a götürdüler.
1.Sa.5: 9 Ama sandık oraya götürüldükten sonra, RAB o kenti de
cezalandırdı. Kenti çok büyük bir korku sardı. RAB kent halkını,
büyük küçük herkesi urlarla cezalandırdı.
1.Sa.5: 10 Bu yüzden Tanrı'nın Sandığı'nı Ekron'a gönderdiler.
Tanrı'nın Sandığı kente girer girmez Ekronlular, "Bizi ve halkımızı yok etmek için İsrail Tanrısı'nın Sandığı'nı bize getirdiler!" diye bağırdılar.
1.Sa.5: 11 Bütün Filist beylerini toplayarak, "İsrail Tanrısı'nın
Sandığı'nı buradan uzaklaştırın" dediler, "Sandık yerine geri
gönderilsin; öyle ki, bizi de halkımızı da yok etmesin." Çünkü
kentin her yanını ölüm korkusu sarmıştı. Tanrı'nın onlara verdiği ceza çok ağırdı.
1.Sa.5: 12 Sağ kalanlarda urlar çıktı. Kent halkının haykırışı göklere yükseldi.
Antlaşma Sandığı'nın İsrail'e Geri Verilişi
BÖLÜM 6
1.Sa.6: 1 RAB'bin Sandığı Filist ülkesinde yedi ay kaldıktan sonra,
1.Sa.6: 2 Filistliler kâhinlerle falcıları çağırtıp, "RAB'bin Sandığı'nı ne yapalım? Onu nasıl yerine göndereceğimizi bize bildirin" dediler.
1.Sa.6: 3 Kâhinlerle falcılar, "İsrail Tanrısı'nın Sandığı'nı geri
gönderecekseniz, boş göndermeyin" diye yanıtladılar, "O'na bir
suç sunusu* sunmalısınız. O zaman iyileşecek ve O'nun sizi neden
sürekli cezalandırdığını anlayacaksınız."
1.Sa.6: 4 Filistliler, "Ona suç sunusu olarak ne göndermeliyiz?" diye sordular. Kâhinlerle falcılar, "Suç sununuz Filist beylerinin sayısına göre beş altın ur ve beş altın fare olsun" diye yanıtladılar, "Çünkü aynı bela hepinizin de, beylerinizin de üzerindedir.
1.Sa.6: 5 Onun için, urların ve ülkeyi yıkan farelerin benzerlerini
yapın. Böylelikle İsrail'in Tanrısı'nı onurlandırın. Belki sizin,
ilahlarınızın ve ülkenizin üzerindeki cezayı hafifletir.
1.Sa.6: 6 Neden Mısırlılar'ın ve firavunun yaptığı gibi inat
ediyorsunuz? Tanrı Mısırlılar'ı alaya aldıktan sonra, İsrail
halkının Mısır'dan çıkması için onları serbest bırakmadılar mı?
1.Sa.6: 7 "Şimdi yeni bir arabayla boyunduruk vurulmamış, süt veren iki inek hazırlayın. İnekleri arabaya koşun; buzağılarını artlarından ayırıp ahıra götürün.
1.Sa.6: 8 RAB'bin Sandığı'nı alıp arabaya koyun; suç sunusu olarak
O'na göndereceğiniz altın eşyaları da bir kutuya koyup yanına
yerleştirin. Sonra bırakın arabayı yoluna gitsin.
1.Sa.6: 9 Ama ardından gözetleyin. Eğer kendi ülkesine, Beytşemeş'e
giden yoldan ilerlerse, demek ki, üzerimize bu büyük yıkımı
getiren O'dur. Yoksa bu yıkımın O'ndan gelmediğini, bize bir
rastlantı olduğunu anlayacağız."
1.Sa.6: 10 Adamlar denileni yaptılar. Süt veren iki inek getirip
arabaya koştular, buzağılarını da ahıra kapadılar.
1.Sa.6: 11 İçinde farelerle urların altın benzerlerinin bulunduğu
kutuyu RAB'bin Sandığı'yla birlikte arabaya koydular.
1.Sa.6: 12 İnekler dosdoğru Beytşemeş yolundan gittiler. Sağa sola
sapmadan, böğüre böğüre ana yoldan ilerlediler. Filist beyleri
onları Beytşemeş sınırına dek izledi.
1.Sa.6: 13 O sırada Beytşemeşliler vadide buğday biçiyorlardı.
Gözlerini kaldırıp sandığı görünce sevindiler.
1.Sa.6: 14 Beytşemeşli Yeşu'nun tarlasına giren araba oradaki büyük
bir taşın yanında durdu. Beytşemeşliler arabanın odununu
yardılar, inekleri de RAB'be yakmalık sunu* olarak sundular.
1.Sa.6: 15 Levililer RAB'bin Sandığı'nı ve içinde altın eşyaların bulunduğu yanındaki kutuyu indirip büyük taşın üzerine koymuşlardı. O gün Beytşemeşliler RAB'be yakmalık sunular sunup kurbanlar kestiler.
1.Sa.6: 16 Filistliler'in beş beyi olup bitenleri gördükten sonra aynı
gün Ekron'a döndüler.
1.Sa.6: 17 Filistliler Aşdot, Gazze, Aşkelon, Gat ve Ekron kentleri
için RAB'be suç sunusu olarak ur biçiminde birer altın gönderdiler.
1.Sa.6: 18 Altın farelerse, surlu kentlerle çevre köyler dahil beş
Filistli beye ait kentlerin sayısı kadardı. Beytşemeşli Yeşu'nun
tarlasında RAB'bin Antlaşma Sandığı'nın* üzerine konduğu büyük
taş tanık olarak bugün de duruyor.
1.Sa.6: 19 RAB'bin Antlaşma Sandığı'nın içine baktıkları için, RAB
Beytşemeşliler'den bazılarını cezalandırıp yetmiş kişiyi*fj* yok
etti. Halk RAB'bin başlarına getirdiği bu büyük yıkımdan dolayı yas tuttu.
D Not 6:19 Bazı İbranice elyazmaları "Yetmiş kişi", çoğu İbranice elyazmaları "Yetmiş kişi, elli bin kişi".
1.Sa.6: 20 Beytşemeşliler, "Bu kutsal Tanrı'nın, RAB'bin önünde kim
durabilir? Bizden sonra kime gidecek?" diyorlardı.
1.Sa.6: 21 Sonunda Kiryat-Yearim'de oturanlara ulaklar göndererek,
"Filistliler RAB'bin Sandığı'nı geri getirdiler; gelin, onu alıp götürün" dediler.
BÖLÜM 7
1.Sa.7: 1 Bunun üzerine Kiryat-Yearim halkı varıp RAB'bin Sandığı'nı aldı. Onu Avinadav'ın tepedeki evine götürdüler. RAB'bin Antlaşma Sandığı'na bakması için Avinadav oğlu Elazar'ı görevlendirdiler.
Samuel İsrail'e Önderlik Ediyor
1.Sa.7: 2 Sandık uzun bir süre, yirmi yıl boyunca Kiryat-Yearim'de
kaldı. Bu arada bütün İsrail halkı RAB'bin özlemini çekti.
1.Sa.7: 3 Samuel İsrail halkına şöyle dedi: "Eğer bütün yüreğinizle
RAB'be dönmeye istekliyseniz, yabancı ilahları ve Aştoret'in*
putlarını aranızdan kaldırın. Kendinizi RAB'be adayıp yalnız O'na
kulluk edin. RAB de sizi Filistliler'in elinden kurtaracaktır."
1.Sa.7: 4 Bunun üzerine İsrailliler Baal'ın* ve Aştoret'in putlarını
atıp yalnızca RAB'be kulluk etmeye başladılar.
1.Sa.7: 5 O zaman Samuel, "Bütün İsrail halkını Mispa'da toplayın, ben
de sizin için RAB'be yakaracağım" dedi.
1.Sa.7: 6 Mispa'da toplanan İsrailliler kuyudan su çekip RAB'bin önüne
döktüler. O gün oruç* tuttular ve, "RAB'be karşı günah işledik"
dediler. Samuel Mispa'da İsrail halkına önderlik etti.
1.Sa.7: 7 Filistliler İsrail halkının Mispa'da toplandığını duydular.
Filist beyleri İsrailliler'e karşı savaşmaya çıktılar.
İsrailliler bunu duyunca Filistliler'den korktular.
1.Sa.7: 8 Samuel'e, "Bizi Filistliler'in elinden kurtarması için
Tanrımız RAB'be yakarmayı bırakma" dediler.
1.Sa.7: 9 Bunun üzerine Samuel bir süt kuzusu alıp RAB'be tümüyle yakmalık sunu* olarak sundu ve İsrailliler adına RAB'be yakardı. RAB de ona karşılık verdi.
1.Sa.7: 10 Samuel yakmalık sunuyu sunarken, Filistliler, İsrailliler'e saldırmak üzere yaklaşmışlardı. Ama RAB o an korkunç bir sesle gürleyerek Filistliler'i öyle şaşkına çevirdi ki, İsrailliler'in önünde bozguna uğradılar.
1.Sa.7: 11 Mispa'dan çıkan İsrailliler Filistliler'i Beytkar'ın altına
kadar kovalayıp öldürdüler.
1.Sa.7: 12 Samuel bir taş alıp Mispa ile Şen arasına dikti. "RAB
buraya kadar bize yardım etmiştir" diyerek taşa Even-Ezer*fk* adını verdi.
D Not 7:12 "Even-Ezer": "Yardım taşı" anlamına gelir.
1.Sa.7: 13 Yenilgiye uğrayan Filistliler bir daha İsrail topraklarına saldırmadılar. Samuel yaşadığı sürece RAB Filistliler'in saldırmasını engelledi.
1.Sa.7: 14 Ekron'dan Gat'a kadar Filistliler'in ele geçirdiği kentler İsrail'e geri verildi. Bunun yanısıra İsrail'in sınır toprakları da Filistliler'in elinden kurtarıldı. İsrailliler'le Amorlular arasında ise barış vardı.
1.Sa.7: 15 Samuel yaşadığı sürece İsrail'e önderlik yaptı.
1.Sa.7: 16 Her yıl gidip Beytel'i, Gilgal'ı, Mispa'yı dolaşır, bu kentlerden İsrail'i yönetirdi.
1.Sa.7: 17 Sonra Rama'daki evine döner, İsrail'i oradan yönetirdi.
Orada RAB'be bir sunak yaptı.
İsrail Halkı Bir Kral İstiyor
BÖLÜM 8
1.Sa.8: 1 Samuel yaşlanınca oğullarını İsrail'e önder atadı.
1.Sa.8: 2 Beer-Şeva'da görev yapan ilk oğlunun adı Yoel, ikinci
oğlunun adıysa Aviya'ydı.
1.Sa.8: 3 Ama oğulları onun yolunda yürümediler. Tersine, haksız
kazanca yönelip rüşvet alır, yargıda yan tutarlardı.
1.Sa.8: 4 Bu yüzden İsrail'in bütün ileri gelenleri toplanıp Rama'ya,
Samuel'in yanına vardılar.
1.Sa.8: 5 Ona, "Bak, sen yaşlandın" dediler, "Oğulların da senin yolunda yürümüyor. Şimdi, öteki uluslarda olduğu gibi, bizi yönetecek bir kral ata."
1.Sa.8: 6 Ne var ki, "Bizi yönetecek bir kral ata" demeleri Samuel'in
hoşuna gitmedi. Samuel RAB'be yakardı.
1.Sa.8: 7 RAB, Samuel'e şu karşılığı verdi: "Halkın sana bütün söylediklerini dinle. Çünkü reddettikleri sen değilsin; kralları olarak beni reddettiler.
1.Sa.8: 8 Onları Mısır'dan çıkardığım günden bu yana bütün yaptıklarının aynısını sana da yapıyorlar. Beni bırakıp başka ilahlara kulluk ettiler.
1.Sa.8: 9 Şimdi onları dinle. Ancak onları açıkça uyar ve kendilerine
krallık yapacak kişinin onları nasıl yöneteceğini söyle."
1.Sa.8: 10 Samuel kendisinden kral isteyen halka RAB'bin bütün
söylediklerini bildirdi:
1.Sa.8: 11 "Size krallık yapacak kişinin yönetimi şöyle olacak:
Oğullarınızı alıp savaş arabalarında ve atlı birliklerinde
görevlendirecek. Onun savaş arabalarının önünde koşacaklar.
1.Sa.8: 12 Bazılarını biner, bazılarını ellişer kişilik birliklere
komutan atayacak. Kimisini toprağını sürüp ekinini biçmek,
kimisini de silahların ve savaş arabalarının donatımını yapmak
için görevlendirecek.
1.Sa.8: 13 Kızlarınızı ıtriyatçı, aşçı, fırıncı olmak üzere alacak.
1.Sa.8: 14 Seçkin tarlalarınızı, bağlarınızı, zeytinliklerinizi alıp
hizmetkârlarına verecek.
1.Sa.8: 15 Tahıllarınızın, üzümlerinizin ondalığını alıp saray
görevlileriyle öbür hizmetkârlarına dağıtacak.
1.Sa.8: 16 Kadın erkek kölelerinizi, seçkin boğalarınızı*fl*,
eşeklerinizi alıp kendi işinde çalıştıracak.
D Not 8:16 Septuaginta "Boğalarınızı", Masoretik metin "Gençlerinizi".
1.Sa.8: 17 Sürülerinizin de ondalığını alacak. Sizler ise onun köleleri olacaksınız.
1.Sa.8: 18 Bunlar gerçekleştiğinde, seçtiğiniz kral yüzünden feryat
edeceksiniz. Ama RAB o gün size karşılık vermeyecek."
1.Sa.8: 19 Ne var ki, halk Samuel'in sözünü dinlemek istemedi. "Hayır,
bizi yönetecek bir kral olsun" dediler,
1.Sa.8: 20 "Böylece biz de bütün uluslar gibi olacağız. Kralımız bizi
yönetecek, önümüzden gidip savaşlarımızı sürdürecek."
1.Sa.8: 21 Halkın bütün söylediklerini dinleyen Samuel, bunları RAB'be
aktardı.
1.Sa.8: 22 RAB Samuel'e, "Onların sözünü dinle ve başlarına bir kral ata" diye buyurdu. Bunun üzerine Samuel İsrailliler'e, "Herkes kendi kentine dönsün" dedi.
Saul'un Kral Atanması
BÖLÜM 9
1.Sa.9: 1 Benyamin oymağından Afiyah oğlu Bekorat oğlu Seror oğlu
Aviel oğlu Kiş adında bir adam vardı. Benyaminli Kiş sözü geçen biriydi.
1.Sa.9: 2 Saul adında genç, yakışıklı bir oğlu vardı. İsrail halkı
arasında ondan daha yakışıklısı yoktu. Boyu herkesten bir baş daha uzundu.
1.Sa.9: 3 Bir gün Saul'un babası Kiş'in eşekleri kayboldu. Kiş, oğlu
Saul'a, "Hizmetkârlardan birini yanına al da git, eşekleri ara" dedi.
1.Sa.9: 4 Saul Efrayim dağlık bölgesinden geçip Şalişa topraklarını dolaştı. Ama eşekleri bulamadılar. Şaalim bölgesine geçtiler. Eşekler orada da yoktu. Sonra Benyamin bölgesinden geçtilerse de, hayvanları bulamadılar.
1.Sa.9: 5 Suf bölgesine varınca, Saul yanındaki hizmetkârına, "Haydi
dönelim! Yoksa babam eşekleri düşünmekten vazgeçip bizim için
kaygılanmaya başlar" dedi.
1.Sa.9: 6 Hizmetkâr, "Bak, bu kentte saygın bir Tanrı adamı vardır"
diye karşılık verdi, "Bütün söyledikleri bir bir yerine geliyor.
Şimdi ona gidelim. Belki gideceğimiz yolu o bize gösterir."
1.Sa.9: 7 Saul, "Gidersek, adama ne götüreceğiz?" dedi,
"Torbalarımızdaki ekmek tükendi. Tanrı adamına götürecek bir
armağanımız yok. Neyimiz kaldı ki?"
1.Sa.9: 8 Hizmetkâr, "Bak, bende çeyrek şekel*fm* gümüş var" diye
karşılık verdi, "Gideceğimiz yolu bize göstermesi için bunu Tanrı
adamına vereceğim."
D Not 9:8 "Çeyrek şekel": Yaklaşık 3 gr.
1.Sa.9: 9 -Eskiden İsrail'de biri Tanrı'ya bir şey sormak istediğinde,
"Haydi, biliciye* gidelim" derdi. Çünkü bugün peygamber denilene
o zaman bilici denirdi.-
1.Sa.9: 10 Saul hizmetkârına, "İyi, haydi gidelim" dedi. Böylece Tanrı
adamının yaşadığı kente gittiler.
1.Sa.9: 11 Yokuştan kente doğru çıkarlarken, kuyudan su çekmeye giden
kızlarla karşılaştılar. Onlara, "Bilici burada mı?" diye sordular.
1.Sa.9: 12 Kızlar, "Evet, ilerde" diye karşılık verdiler, "Şimdi çabuk
davranın. Kentimize bugün geldi. Çünkü halk bugün tapınma yerinde
bir kurban sunacak.
1.Sa.9: 13 Kente girer girmez, yemek için tapınma yerine çıkmadan önce onu bulacaksınız. Kurbanı o kutsayacağı için, kendisi gelmeden halk yemek yemez. Çağrılı olanlar o geldikten sonra yemeye başlar. Şimdi gidin, onu hemen ulursunuz."
1.Sa.9: 14 Saul'la hizmetkârı kente gittiler. Kente girdiklerinde,
tapınma yerine çıkmaya hazırlanan Samuel onlara doğru ilerliyordu.
1.Sa.9: 15 Saul gelmeden bir gün önce RAB Samuel'e şunu açıklamıştı:
1.Sa.9: 16 "Yarın bu saatlerde sana Benyamin bölgesinden birini
göndereceğim. Onu halkım İsrail'in önderi olarak meshedeceksin*.
Halkımı Filistliler'in elinden o kurtaracak. Halkımın durumuna
baktım; çünkü haykırışları bana ulaştı."
1.Sa.9: 17 Samuel Saul'u görünce, RAB, "İşte sana sözünü ettiğim
adam!" dedi, "Halkıma o önderlik edecek."
1.Sa.9: 18 Saul kent kapısında duran Samuel'e yaklaştı. "Bilicinin evi
nerede, lütfen söyler misin?" dedi.
1.Sa.9: 19 Samuel, "Bilici benim" diye yanıtladı, "Önümden tapınma
yerine çıkın. Bugün benimle birlikte yemek yiyeceksiniz. Yarın
sabah düşündüğün her şeyi sana bildirip seni geri gönderirim.
1.Sa.9: 20 Üç gün önce kaybolan eşeklerin için kaygılanma. Onlar
bulundu. İsrail'in özlemi kime yönelik? Sana ve babanın ailesine değil mi?"
1.Sa.9: 21 Saul şu karşılığı verdi: "Ben İsrail oymaklarının en küçüğü
olan Benyamin oymağından değil miyim? Ait olduğum boy da Benyamin
oymağına bağlı bütün boyların en küçüğü değil mi? Bana neden
böyle şeyler söylüyorsun?"
1.Sa.9: 22 Samuel Saul ile hizmetkârını alıp yemek odasına götürdü;
yaklaşık otuz çağrılı arasında ilk sırayı onlara verdi.
1.Sa.9: 23 Sonra aşçıya, "Sana verdiğim ve bir kenara ayırmanı
söylediğim payı getir" dedi.
1.Sa.9: 24 Aşçı budu getirip Saul'un önüne koydu. Samuel, "İşte senin
için ayrılan parça, buyur ye!" dedi, "Çünkü bunu belirtilen gün çağırdığım halkla birlikte yemen için sakladım." O gün Saul Samuel'le yemek yedi.
1.Sa.9: 25 Tapınma yerinden kente indikten sonra Samuel evinin damında
Saul'la konuştu*fn*.
D Not 9:25 Masoretik metin "Samuel evinin damında Saul'la konuştu", Septuaginta "Saul için damda bir döşek serildi, o da orada yattı."
1.Sa.9: 26 Sabah erkenden, şafak sökerken kalktılar. Samuel, damdan Saul'u çağırıp, "Hazırlan, seni göndereceğim" dedi. Saul kalktı. Samuel'le birlikte dışarı çıktılar.
1.Sa.9: 27 Kentin sınırına yaklaşırken Samuel Saul'a, "Hizmetkâra
önümüzden gitmesini söyle" dedi. Hizmetkâr öne geçince, Samuel,
"Ama sen dur" diye ekledi, "Sana Tanrı'nın sözünü bildireceğim."
BÖLÜM 10
1.Sa.10: 1 Sonra Samuel yağ kabını alıp yağı Saul'un başına döktü. Onu
öpüp şöyle dedi: "RAB seni kendi halkına önder olarak meshetti.
1.Sa.10: 2 Bugün benden ayrıldıktan sonra Benyamin sınırında,
Selsah'taki Rahel'in mezarı yanında iki kişiyle karşılaşacaksın.
Sana, 'Aramaya çıktığın eşekler bulundu diyecekler, 'Baban
eşekleri düşünmekten vazgeçti, oğlum için ne yapsam diye sizin
için kaygılanmaya başladı.
1.Sa.10: 3 Oradan daha ilerleyip Tavor'daki meşe ağacına varacaksın.
Orada biri üç oğlak, biri üç somun ekmek, öbürü de bir tulum
şarapla Tanrı'nın huzuruna, Beytel'e çıkan üç adamla karşılaşacaksın.
1.Sa.10: 4 Seni selamlayıp iki somun ekmek verecekler. Sen de kabul
edeceksin.
1.Sa.10: 5 Sonra Filist ordugahının bulunduğu Givat-Elohim'e
varacaksın. Kente girince, önlerinde çenk, tef, kaval ve lir
çalanlarla birlikte peygamberlik ederek tapınma yerinden inen bir
peygamber topluluğuyla karşılaşacaksın.
1.Sa.10: 6 RAB'bin Ruhu senin üzerine güçlü bir biçimde inecek. Onlarla
birlikte peygamberlikte bulunacak ve başka bir kişiliğe bürüneceksin.
1.Sa.10: 7 Bu belirtiler gerçekleştiğinde, duruma göre gerekeni yap.
Çünkü Tanrı seninledir.
1.Sa.10: 8 Şimdi benden önce Gilgal'a git. Yakmalık sunuları* sunmak
ve esenlik kurbanlarını kesmek için ben de yanına geleceğim. Ancak, ben yanına gelip ne yapacağını bildirene dek yedi gün beklemen gerekecek."
1.Sa.10: 9 Saul, Samuel'in yanından ayrılmak üzere ona sırtını döner
dönmez, Tanrı ona başka bir kişilik verdi. O gün bütün bu belirtiler gerçekleşti.
1.Sa.10: 10 Giva'ya varınca, Saul'u bir peygamber topluluğu karşıladı. Tanrı'nın Ruhu güçlü bir biçimde üzerine indi ve Saul onlarla birlikte peygamberlikte bulunmaya başladı.
1.Sa.10: 11 Onu önceden tanıyanların hepsi, peygamberlerle birlikte
peygamberlikte bulunduğunu görünce, birbirlerine, "Ne oldu Kiş
oğluna? Saul da mı peygamber oldu?" diye sordular.
1.Sa.10: 12 Orada oturanlardan biri, "Ya onların babası kim?" dedi.
İşte, "Saul da mı peygamber oldu?" sözü buradan gelir.
1.Sa.10: 13 Saul peygamberlikte bulunduktan sonra tapınma yerine çıktı.
1.Sa.10: 14 Amcası, Saul ile hizmetkârına, "Nerede kaldınız?" diye sordu. Saul, "Eşekleri arıyorduk" diye karşılık verdi, "Onları bulamayınca, Samuel'e gittik."
1.Sa.10: 15 Amcası, "Samuel sana neler söyledi, lütfen bana da anlat" dedi.
1.Sa.10: 16 Saul, "Eşeklerin bulunduğunu bize açıkça bildirdi" diye
yanıtladı. Ama Samuel'in krallıkla ilgili sözlerini amcasına açıklamadı.
1.Sa.10: 17-18 Sonra Samuel, İsrail halkını Mispa'da RAB için bir araya
getirip şöyle dedi: "İsrail'in Tanrısı RAB diyor ki, 'Ben
İsrailliler'i Mısır'dan çıkardım. Mısırlılar'ın ve size baskı
yapan bütün krallıkların elinden sizi kurtardım.
1.Sa.10: 19 Ama siz bugün bütün zorluk ve sıkıntılarınızdan sizi
kurtaran Tanrınız'a sırt çevirdiniz ve, 'Hayır, bize bir kral
ata dediniz. Şimdi RAB'bin önünde oymak oymak, boy boy dizilin."
1.Sa.10: 20 Samuel bütün İsrail oymaklarını bir bir öne çıkardı.
Bunlardan Benyamin oymağı kurayla seçildi.
1.Sa.10: 21 Sonra Benyamin oymağını boy boy öne çağırdı. Matri'nin boyu
seçildi. En sonunda da Matri boyundan Kiş oğlu Saul seçildi. Onu
aradılarsa da bulamadılar.
1.Sa.10: 22 Yine RAB'be, "O daha buraya gelmedi mi?" diye sordular.
RAB de, "O burada, eşyaların arasında saklanıyor" dedi.
1.Sa.10: 23 Bunun üzerine koşup Saul'u oradan getirdiler. Saul halkın
arasına geldi. Boyu hepsinden bir baş uzundu.
1.Sa.10: 24 Samuel halka, "RAB'bin seçtiği adamı görüyor musunuz?"
dedi, "Bütün halkın arasında bir benzeri yok."
Bunun üzerine halk, "Yaşasın kral!" diye bağırdı.
1.Sa.10: 25 Samuel krallığın ilkelerini halka açıkladı. Bunları kitap
haline getirip RAB'bin önüne koydu. Sonra herkesi evine gönderdi.
1.Sa.10: 26 Saul da Giva'ya, kendi evine döndü. Tanrı'nın
isteklendirdiği yiğitler ona eşlik ettiler.
1.Sa.10: 27 Ama bazı kötü kişiler, "O bizi nasıl kurtarabilir?" diyerek
Saul'u küçümsediler ve ona armağan vermediler. Saul ise buna aldırmadı.
Saul Ammonlular'ı Bozguna Uğratıyor
BÖLÜM 11
1.Sa.11: 1 Ammon Kralı Nahaş Yaveş-Gilat üzerine yürüyüp kenti kuşattı.
Bütün Yaveşliler, Nahaş'a, "Bizimle bir antlaşma yap, sana kulluk ederiz" dediler.
1.Sa.11: 2 Ama Ammonlu Nahaş, "Ancak bir koşulla sizinle antlaşma
yaparım" diye karşılık verdi, "Bütün İsrail halkını küçük
düşürmek için her birinizin sağ gözünü oyup çıkaracağım."
1.Sa.11: 3 Yaveş Kenti'nin ileri gelenleri ona, "İsrail'in her
bölgesine ulaklar göndermemiz için bize yedi günlük bir süre
tanı" dediler, "Eğer bizi kurtaracak kimse çıkmazsa o zaman sana
teslim oluruz."
1.Sa.11: 4 Ulaklar Saul'un yaşadığı Giva Kenti'ne gelip olanları halka
bildirince, herkes hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
1.Sa.11: 5 Tam o sırada Saul, öküzlerinin ardında, tarladan dönüyordu.
"Halka ne oldu? Neden böyle ağlıyorlar?" diye sordu.
Yaveşliler'in söylediklerini ona anlattılar.
1.Sa.11: 6 Saul bu sözleri duyunca, Tanrı'nın Ruhu güçlü bir biçimde
onun üzerine indi. Saul çok öfkelendi.
1.Sa.11: 7 Bir çift öküz alıp parçaladı. Ulaklar aracılığıyla İsrail'in
her bölgesine bu parçaları gönderip şöyle dedi: "Saul ile
Samuel'in ardınca gelmeyen herkesin öküzlerine de aynı şey
yapılacaktır." Halk RAB korkusuyla sarsıldı ve tek beden halinde yola çıktı.
1.Sa.11: 8 Saul onları Bezek'te topladı. İsrail halkı üç yüz bin,
Yahudalılar ise otuz bin kişiydi.
1.Sa.11: 9 Oraya gelen Yaveşli ulaklara şöyle dediler: "Yaveş-Gilat
halkına, 'Yarın öğleye doğru kurtarılacaksınız deyin."
Ulaklar gidip bu haberi iletince Yaveşliler sevindi.
1.Sa.11: 10 Ammonlular'a, "Yarın size teslim olacağız" dediler, "Bize
ne dilerseniz yapın."
1.Sa.11: 11 Ertesi gün Saul adamlarını üç bölüğe ayırdı. Adamlar sabah
nöbetinde Ammonlular'ın ordugahına girdi. Kırım günün en sıcak
zamanına dek sürdü. Sağ kalanlar dağıldı; iki kişi bile bir arada kalmadı.
1.Sa.11: 12 Bundan sonra halk Samuel'e, "'Saul mu bize krallık
yapacak? diyenler kimdi? Getirin onları, öldürelim" dedi.
1.Sa.11: 13 Ama Saul, "Bugün hiç kimse öldürülmeyecek" diye yanıtladı,
"Çünkü RAB bugün İsrail halkına kurtuluş verdi."
1.Sa.11: 14 Samuel halka, "Haydi, Gilgal'a gidip orada krallığı yeniden
onaylayalım" dedi.
1.Sa.11: 15 Böylece bütün halk Gilgal'a gidip RAB'bin önünde Saul'un
kral olduğunu onayladı. Orada, RAB'bin önünde esenlik kurbanları
kestiler; Saul da bütün İsrailliler de büyük bir sevinç yaşadılar.
Samuel'in Söylevi
BÖLÜM 12
1.Sa.12: 1 Bundan sonra Samuel İsrail halkına şöyle dedi: "Bana
söylediğiniz her şeye kulak verdim: Size bir kral atadım.
1.Sa.12: 2 Şimdi size önderlik yapan bir kralınız var. Bense yaşlandım, saçım ağardı. Oğullarım da sizlerle birlikte. Gençliğimden bu güne dek size önderlik yaptım.
1.Sa.12: 3 İşte karşınızda duruyorum. Hanginizin öküzünü aldım? Kimin
eşeğine el koydum? Kimi dolandırdım? Kime baskı yaptım? Göz
yummak için kimden rüşvet aldım? RAB'bin ve O'nun meshettiğinin*
önünde bana karşı tanıklık edin de size karşılığını vereyim."
1.Sa.12: 4 Halk, "Bizi dolandırmadın" diye karşılık verdi, "Bize baskı
da yapmadın. Kimsenin elinden hiçbir şey almadın."
1.Sa.12: 5 Samuel, "Bana karşı bir şey bulamadığınıza bugün hem RAB,
hem de O'nun meshettiği kral tanıktır" dedi. "Evet, tanıktır" dediler.
1.Sa.12: 6 Samuel konuşmasını şöyle sürdürdü: "Musa ile Harun'u
görevlendiren, atalarınızı Mısır'dan çıkaran RAB'dir.
1.Sa.12: 7 Şimdi burada durun, RAB'bin önünde, O'nun sizi ve
atalarınızı tekrar tekrar nasıl kurtardığına dair kanıtlar göstereyim size.
1.Sa.12: 8 "Yakup Mısır'a gittikten sonra, atalarınız RAB'be yakardı. O da atalarınızı Mısır'dan çıkarıp burada yerleşmelerini sağlayan Musa ile Harun'u gönderdi.
1.Sa.12: 9 Ama atalarınız Tanrıları RAB'bi unuttular. Bu yüzden RAB
onları Hasor ordusunun komutanı Sisera'nın, Filistliler'in ve Moav Kralı'nın eline teslim etti. Bunlar atalarınıza karşı savaştılar.
1.Sa.12: 10 Atalarınız RAB'be, 'Günah işledik; RAB'bi bırakıp Baal'ın*
ve Aştoret'in* putlarına kulluk ettik. Ama şimdi bizi düşmanlarımızın elinden kurtar, sana kulluk edeceğiz diye seslendiler.
1.Sa.12: 11 RAB de Yerubbaal'ı*fo*, Bedan'ı*fö*, Yiftah'ı ve ben
Samuel'i*fp* gönderdi. Güvenlik içinde yaşamanız için sizi saran
düşmanlarınızın elinden kurtardı.
D Not 12:11 "Yerubbaal", yani "Gidyon".
12:11 Masoretik metin "Bedan", Septuaginta, Süryanice "Barak".
12:11 Masoretik metin "Ben Samuel'i", Septuaginta "Şimşon'u".
1.Sa.12: 12 "Ama siz Ammon Kralı Nahaş'ın üzerinize yürüdüğünü görünce,
Tanrınız RAB kralınız olduğu halde bana, 'Hayır, bize bir kral
önderlik yapacak dediniz.
1.Sa.12: 13 İşte seçtiğiniz, dilediğiniz kral! Evet, RAB size bir kral verdi.
1.Sa.12: 14 Eğer RAB'den korkar, O'na kulluk ederseniz, O'nun sözünü
dinleyip buyruklarına karşı gelmezseniz, hem siz hem de önderiniz
olacak kral Tanrınız RAB'bin ardınca giderseniz, ne âlâ!
1.Sa.12: 15 Ama RAB'bin sözünü dinlemez, buyruklarına karşı gelirseniz,
RAB kralınızı*fr* cezalandırdığı gibi sizi de cezalandıracaktır.
D Not 12:15 Septuaginta "Kralınızı", Masoretik metin "Atalarınızı".
1.Sa.12: 16 "Şimdi olduğunuz yerde durun ve RAB'bin gözlerinizin önünde
yapacağı şu olağanüstü olayı görün.
1.Sa.12: 17 Bugün buğday biçme zamanı değil mi? Göğü gürletsin, yağmur
yağdırsın diye RAB'be yalvaracağım. Böylece bir kral istemekle yaptığınız kötülüğün RAB'bin gözünde ne denli büyük olduğunu iyice anlayacaksınız."
1.Sa.12: 18 Samuel RAB'be yalvardı ve RAB o gün göğü gürletti, yağmur
yağdırdı. Halk RAB'den de Samuel'den de çok korktu.
1.Sa.12: 19 Bunun üzerine Samuel'e, "Yok olmayalım diye, biz kulların
için Tanrın RAB'be yakar" dediler, "Çünkü bütün günahlarımıza
kendimize bir kral istemek kötülüğünü de ekledik."
1.Sa.12: 20 Samuel halka, "Korkmayın" dedi, "Siz bu büyük kötülüğü
yaptınız, ama yine de RAB'bin ardınca gitmekten vazgeçmeyin;
tersine, bütün yüreğinizle RAB'be kulluk edin.
1.Sa.12: 21 Kimseyi kurtaramayan yararsız putların ardınca gitmeyin;
çünkü onlar değersizdir.
1.Sa.12: 22 RAB görkemli adının hatırına halkını bırakmayacak. Çünkü
sizi kendi halkı kılmaktan hoşnut kaldı.
1.Sa.12: 23 Bana gelince, sizin için RAB'be yalvarmaktan vazgeçip O'na
karşı günah işlemek benden uzak olsun! Ancak size iyi ve doğru
yolu öğreteceğim.
1.Sa.12: 24 Yalnız RAB'den korkun, O'na bağlılıkla ve bütün yüreğinizle
kulluk edin. O'nun sizler için ne görkemli işler yaptığını bir düşünün!
1.Sa.12: 25 Ama kötülük yapmayı sürdürürseniz, hem siz yok olacaksınız,
hem de kralınız."
Samuel Saul'u Paylıyor
BÖLÜM 13
1.Sa.13: 1 Saul*fs* İsrail'de iki yıl krallık yaptıktan sonra
D Not 13:1 "Saul": Masoretik metinde "... yaşında kral olan Saul" cümlesindeki rakamın düştüğü sanılıyor.
1.Sa.13: 2 halktan üç bin kişi seçti. Bunlardan iki binini Mikmas ve Beytel'in dağlık bölgesinde yanına aldı. Binini de Benyamin oymağına ait Giva Kenti'nde Yonatan'ın yanına bıraktı. Halktan geri kalanları evlerine gönderdi.
1.Sa.13: 3 Yonatan Giva'daki Filist birliğini yendi. Filistliler bunu duydular. Saul, bütün ülkede boru çaldırarak, "İbraniler bu haberi duysun" dedi.
1.Sa.13: 4 Böylece İsrailliler'in hepsi Saul'un Filist birliğini
yendiğini ve Filistliler'in İsrailliler'den iğrendiğini duydu.
Bunun üzerine halk Gilgal'da Saul'un çevresinde toplandı.
1.Sa.13: 5 Filistliler İsrailliler'le savaşmak üzere toplandılar. Otuz
bin*fş* savaş arabası, altı bin atlı asker ve kıyılardaki kum
kadar kalabalık bir orduya sahiptiler. Gidip Beytaven'in
doğusundaki Mikmas'ta ordugah kurdular.
D Not 13:5 Masoretik metin "Otuz bin", Süryanice "Üç bin".
1.Sa.13: 6 Durumlarının tehlikeli olduğunu ve askerlerinin
sıkıştırıldığını gören İsrailliler, mağaralarda, çalılıklarda,
kayalıklarda, çukurlarda, sarnıçlarda gizlendiler.
1.Sa.13: 7 Bazı İbraniler de Şeria Irmağı'ndan Gad ve Gilat bölgesine
geçti. Ama Saul daha Gilgal'daydı. Bütün askerler onu titreyerek izliyordu.
1.Sa.13: 8 Saul, Samuel tarafından belirlenen süreye uyarak, yedi gün
bekledi. Ama Samuel Gilgal'a gelmeyince, halk Saul'un yanından dağılmaya başladı.
1.Sa.13: 9 Saul, "Yakmalık sunuları* ve esenlik sunularını* bana
getirin" dedi. Sonra yakmalık sunuyu sundu.
1.Sa.13: 10 Saul yakmalık sununun sunulmasını bitirir bitirmez Samuel
geldi. Saul selamlamak için onu karşılamaya çıktı.
1.Sa.13: 11 Samuel, "Ne yaptın?" diye sordu. Saul, "Halk yanımdan dağılıyordu" diye karşılık verdi, "Sen de belirlenen gün gelmedin. Üstelik Filistliler Mikmas'ta
toplandılar. Bunları görünce,
1.Sa.13: 12 'Şimdi Filistliler Gilgal'da üzerime yürüyecek; oysa ben
RAB'bin yardımını dilememiştim diye düşündüm. Bu nedenle,
yakmalık sunuyu sunma gerekliliğini duydum."
1.Sa.13: 13 Samuel, "Akılsızca davrandın" dedi, "Tanrın RAB'bin sana
verdiği buyruğa uymadın; yoksa, RAB İsrail üzerinde senin
krallığının sonsuza dek sürmesini sağlayacaktı.
1.Sa.13: 14 Ama artık krallığın sürmeyecek. RAB kendi gönlüne uygun
birini arayıp onu kendi halkına önder olarak atamaya kararlı.
Çünkü sen RAB'bin buyruğunu tutmadın."
1.Sa.13: 15 Bundan sonra Samuel Gilgal'dan ayrılarak Benyaminoğulları'nın Giva Kenti'ne gitti*ft*. Saul yanında kalan halkı saydı; yaklaşık altı yüz kişiydi.
D Not 13:15 Masoretik metin "Benyaminoğulları'nın Giva Kenti'ne gitti", Septuaginta "Yoluna gitti. Halkın kalan kısmı ise orduya katılmak üzere Saul'u izledi. Gilgal'dan ayrılıp Benyaminoğulları'nın Giva Kenti'ne gittiler."
1.Sa.13: 16 Saul, oğlu Yonatan ve yanlarındaki halk
Benyaminoğulları'nın bölgesindeki Giva'da kalıyorlardı.
Filistliler ise Mikmas'ta ordugah kurmuşlardı.
1.Sa.13: 17 Akıncılar üç koldan Filistliler'in ordugahından çıktılar.
Kollardan biri Şual bölgesindeki Ofra'ya,
1.Sa.13: 18 biri Beythoron'a, öbürü ise çöle, Sevoyim Vadisi'ne bakan
sınıra doğru ilerledi.
1.Sa.13: 19 Bütün İsrail ülkesinde bir tek demirci yoktu. Filistliler,
"İbraniler kılıç, mızrak yapmasın" demişlerdi.
1.Sa.13: 20 Bu nedenle bütün İsrailliler saban demirlerini, kazma,
balta ve oraklarını*fu* biletmek için Filistliler'e gitmek zorundaydılar.
D Not 13:20 Septuaginta "Oraklarını", Masoretik metin "Saban demirlerini".
1.Sa.13: 21 Saban demiriyle kazmanın bileme fiyatı, şekelin üçte ikisi*fü* kadardı. Beller, baltalar, üvendireler için istenilen fiyat ise şekelin üçte biriydi*fv*.
D Not 13:21 "Şekelin üçte ikisi": Yaklaşık 8 gr.
13:21 "Şekelin üçte biri": Yaklaşık 4 gr.
1.Sa.13: 22 İşte bu yüzden, savaş sırasında Saul ile Yonatan dışında,
yanlarındaki hiç kimsenin elinde kılıç, mızrak yoktu.
Filistliler'e Karşı Savaş
1.Sa.13: 23 O sırada Filistliler'in bir kolu Mikmas Geçidi'ne çıkmıştı.
BÖLÜM 14
1.Sa.14: 1 Bir gün Saul oğlu Yonatan, silahını taşıyan genç hizmetkârına, "Gel, karşı taraftaki Filist ordugahına geçelim" dedi. Ama bunu babasına haber vermedi.
1.Sa.14: 2 Saul, Giva Kenti yakınındaki Migron'da bir nar ağacının
altında oturmaktaydı. Yanında altı yüz kadar asker vardı.
1.Sa.14: 3 Efod* giymiş olan Ahiya da aralarındaydı. Ahiya Şilo'da
RAB'bin kâhini olan Eli oğlu Pinehas oğlu İkavot'un erkek kardeşi
Ahituv'un oğluydu. Halk Yonatan'ın gittiğini farketmemişti.
1.Sa.14: 4 Yonatan'ın Filist ordugahına ulaşmak için geçmeyi
tasarladığı geçidin her iki yanında iki sivri kaya vardı; birine
Boses, öbürüne Sene denirdi.
1.Sa.14: 5 Kayalardan biri kuzeyde Mikmas'a, öbürü güneyde Giva'ya
bakardı.
1.Sa.14: 6 Yonatan silahını taşıyan genç hizmetkârına, "Gel, şu
sünnetsizlerin* ordugahına gidelim" dedi, "Belki RAB bizim için
bir şeyler yapar. Çünkü gerek çoklukta, gerekse azlıkta RAB'bin
zafere ulaştırmasına engel yoktur."
1.Sa.14: 7 Silahını taşıyan genç, "Ne düşünüyorsan öyle yap" diye
yanıtladı, "Haydi yürü! Düşündüğün her şeyde seninleyim."
1.Sa.14: 8 Yonatan, "Bu adamlara gidelim, bizi görsünler" dedi,
1.Sa.14: 9 "Eğer bize, 'Yanınıza gelene dek bekleyin derlerse,
olduğumuz yerde kalırız, gitmeyiz.
1.Sa.14: 10 Ama, 'Yanımıza gelin derlerse, gideriz. Çünkü bu, RAB'bin
Filistliler'i elimize teslim ettiğine ilişkin bir belirti olacak bizim için."
1.Sa.14: 11 Böylece ikisi de Filistliler'in askerlerine göründüler.
Filistliler, "Bakın! İbraniler gizlendikleri çukurlardan çıkmaya başlıyor!" dediler.
1.Sa.14: 12 Sonra Yonatan'la silahını taşıyan gence, "Buraya, yanımıza
gelin, size bir şey söyleyeceğiz" diye seslendiler. Bunun üzerine Yonatan silahını taşıyana, "Ardımdan gel" dedi, "RAB onları İsrailliler'in eline teslim etti."
1.Sa.14: 13 Yonatan elleriyle ayaklarını kullanarak yukarıya tırmandı;
silahını taşıyan genç de onu izledi. Yonatan Filistliler'i yenilgiye uğrattı. Silahını taşıyan genç de onu izliyor ve Filistliler'i öldürüyordu.
1.Sa.14: 14 Yonatan'la silahını taşıyan genç bu ilk saldırıda iki
dönümlük*fy* bir alanda yirmi kadar asker öldürdüler.
D Not 14:14 "İki dönüm": İbranice "Yarım semet".
1.Sa.14: 15 Ordugahta ve kırsal alanda bütün Filist halkı arasında
dehşet hüküm sürüyordu. Askerlerle akıncılar bile titriyordu.
Derken yer sarsıldı; sanki Tanrı'dan gelen bir titremeydi bu.
1.Sa.14: 16 Benyamin topraklarındaki Giva Kenti'nde Saul'un nöbetçileri
büyük bir kalabalığın oraya buraya dağıldığını gördüler.
1.Sa.14: 17 Bunun üzerine Saul yanındaki adamlara, "Yoklama yapın da
aramızdan kimin ayrıldığını görün" dedi. Yoklama yapılınca
Yonatan'la silahını taşıyan gencin orada olmadığını anladılar.
1.Sa.14: 18 Saul Ahiya'ya, "Tanrı'nın Sandığı'nı*fz* getir" dedi. O
sırada Tanrı'nın Sandığı*fz* İsrail halkındaydı.
D Not 14:18 Masoretik metin "Tanrı'nın Sandığı", Septuaginta "Efod".
1.Sa.14: 19 Saul kâhinle konuşurken, Filistliler'in ordugahındaki
kargaşa da giderek artmaktaydı. Bunun üzerine Saul kâhine, "Elini çek" dedi.
1.Sa.14: 20 Saul'la yanındaki askerlerin tümü toplanıp savaş alanına
gittiler. Orada büyük bir kargaşa vardı. Herkes birbirine kılıç çekiyordu.
1.Sa.14: 21 Daha önce Filistliler'in yanında yer alıp onların
ordugahına katılan İbraniler bile saf değiştirerek Saul'la
Yonatan'ın yanındaki İsrail birliklerine katıldılar.
1.Sa.14: 22 Efrayim dağlık bölgesinde gizlenen İsrailliler de Filistliler'in kaçtığını duyunca onları savaş alanında kovalamaya başladılar.
1.Sa.14: 23 Böylece RAB İsrail'i o gün zafere ulaştırdı. Savaş
Beytaven'in ötesine dek yayıldı.
1.Sa.14: 24 O gün İsrailliler bitkindi. Çünkü Saul, "Ben düşmanlarımdan
öç alıncaya kadar, akşama dek kim yemek yerse lanetli olsun!"
diye halka ant içirmişti. Bu yüzden de kimse bir şey yememişti.
1.Sa.14: 25-26 Derken, her yanı bal dolu bir ormana vardılar. Askerler
ormana girince, toprakta akan balları gördüler. Ne var ki,
içtikleri anttan korktukları için hiçbiri bala dokunmadı.
1.Sa.14: 27 Yonatan babasının halka ant içirdiğini duymamıştı. Elindeki
değneği uzatıp ucunu bal gümecine batırdı. Biraz bal tadar tatmaz gözleri parladı.
1.Sa.14: 28 Bunun üzerine oradakilerden biri Yonatan'a, "Baban
askerlere, 'Bugün kim yemek yerse lanetli olsun diye ant içirdi"
dedi, "Askerlerin bitkin düşmesi de bundan."
1.Sa.14: 29 Yonatan, "Babam halka sıkıntı verdi" diye yanıtladı,
"Bakın, bu baldan biraz tadınca gözlerim nasıl da parladı!
1.Sa.14: 30 Bugün halk düşmanlarından yağmaladığı yiyeceklerden özgürce
yeseydi, çok daha iyi olurdu! O zaman Filistliler'in yenilgisi de daha ağır olmaz mıydı?"
1.Sa.14: 31 O gün İsrailliler, Filistliler'i Mikmas'tan Ayalon'a kadar
yenilgiye uğrattılar. Ama İsrail askerleri o kadar bitkindi ki,
1.Sa.14: 32 yağmaladıkları mallara saldırdılar; davarları, sığırları,
buzağıları yakaladıkları gibi hemen oracıkta kesip kanını akıtmadan yediler.
1.Sa.14: 33 Durumu Saul'a bildirerek, "Bak, askerlerin kanlı eti yemekle RAB'be karşı günah işliyor!" dediler. Bunun üzerine Saul, "Hainlik ettiniz!" dedi, "Hemen büyük bir taş yuvarlayın bana."
1.Sa.14: 34 Sonra ekledi: "Halkın arasına varıp herkesin öküzünü,
koyununu bana getirmesini söyleyin. Onları burada kesip yesinler.
Eti kanıyla birlikte yiyerek RAB'be karşı günah işlemeyin." O
gece herkes öküzünü getirip orada kesti.
1.Sa.14: 35 O sırada Saul RAB'be bir sunak yaptı. RAB'be yaptığı ilk
sunaktı bu.
1.Sa.14: 36 Saul adamlarına, "Haydi, bu gece Filistliler'e saldıralım" dedi, "Tan ağarıncaya dek mallarını yağmalayalım, onlardan bir tekini bile sağ bırakmayalım." Adamlar, "Sence uygun olan neyse onu yap" diye karşılık verdiler. Ama kâhin, "Burada Tanrı'ya danışalım" dedi.
1.Sa.14: 37 Bunun üzerine Saul Tanrı'ya, "Filistliler'e saldırmaya
gideyim mi? Onları İsrailliler'in eline teslim edecek misin?"
diye sordu. Ama Tanrı o gün yanıt vermedi.
1.Sa.14: 38 Bunun için Saul, "Ey halkın önderleri! Buraya yaklaşın da
bugün işlenen bu günahın nasıl işlendiğini ortaya çıkaralım" dedi,
1.Sa.14: 39 "İsrail'i kurtaran yaşayan RAB'bin adıyla derim ki, bu günaha yol açan oğlum Yonatan bile olsa kesinlikle öldürülecektir." Ama kimse bir şey söylemedi.
1.Sa.14: 40 Bunun üzerine Saul halka, "Siz bir yanda durun, oğlum Yonatan'la ben öbür yanda duracağız" dedi. Halk, "Sence uygun olan neyse onu yap" diye karşılık verdi.
1.Sa.14: 41 Saul İsrail'in Tanrısı RAB'be, "Bana doğru yanıtı ver"
dedi*fa*. Kura Yonatan'la Saul'a düştü, halk aklandı.
D Not 14:41 Masoretik metin "Saul İsrail'in Tanrısı RAB'be, 'Bana doğru yanıtı ver dedi.", Septuaginta "Saul, 'Ey İsrail'in Tanrısı RAB, bugün neden kuluna yanıt vermedin? Suç bende ya da oğlum Yonatan'daysa, ey İsrail Tanrısı RAB, Urim'i* ver. Yok eğer suç halkın İsrail'deyse Tummim'i ver dedi." Yonatan, "Ben yalnızca elimdeki değneğin ucuyla biraz bal alıp tattım. Şimdi ölmem mi gerek?" diye karşılık verdi.
1.Sa.14: 42 Saul bu kez, "Benimle oğlum Yonatan arasında kura çekin"
dedi. Kura Yonatan'a düştü.
1.Sa.14: 43 Bunun üzerine Saul Yonatan'a, "Söyle bana, ne yaptın?" diye
sordu.
1.Sa.14: 44 Saul, "Yonatan, eğer seni öldürtmezsem, Tanrı bana
aynısını, hatta daha kötüsünü yapsın!" dedi.
1.Sa.14: 45 Ama halk Saul'a, "İsrail'i bu büyük zafere ulaştıran
Yonatan'ı mı öldürteceksin?" dedi, "Asla! Yaşayan RAB'bin adıyla
deriz ki, saçının bir teline bile zarar gelmeyecektir. Çünkü
bugün o ne yaptıysa Tanrı'nın yardımıyla yapmıştır." Böylece halk
Yonatan'ı öldürülmekten kurtardı.
1.Sa.14: 46 Bundan sonra Saul Filistliler'i kovalamaktan vazgeçti.
Filistliler de yerlerine döndüler.
1.Sa.14: 47 Saul İsrail'e kral atandıktan sonra, her yandaki
düşmanlarına -Moav, Ammon, Edom halkları, Sova kralları ve
Filistliler'e- karşı savaştı. Gittiği her yerde zafer kazandı*fb*.
D Not 14:47 Septuaginta "Zafer kazandı", Masoretik metin "Zarar verdi".
1.Sa.14: 48 Yiğitçe savaşarak Amalekliler'i yenilgiye uğrattı,
İsrailliler'i düşmanın yağmasından kurtardı.
1.Sa.14: 49 Saul'un oğulları Yonatan, Yişvi ve Malkişua idi. İki
kızından büyüğünün adı Merav, küçüğünün adı Mikal'dı.
1.Sa.14: 50 Karısı, Ahimaas'ın kızı Ahinoam'dı. Ordusunun başkomutanı
amcası Ner oğlu Avner'di.
1.Sa.14: 51 Saul'un babası Kiş'le Avner'in babası Ner, Aviel'in oğullarıydı.
1.Sa.14: 52 Saul yaşamı boyunca Filistliler'le kıyasıya savaştı. Nerede
yiğit, güçlü birini görse kendi ordusuna kattı.
Saul'un Kral Olarak Reddedilmesi
BÖLÜM 15
1.Sa.15: 1 Samuel Saul'a şöyle dedi: "RAB seni kendi halkı İsrail'in
Kralı olarak meshetmek* için beni gönderdi. Şimdi RAB'bin sözlerine kulak ver.
1.Sa.15: 2 Her Şeye Egemen RAB diyor ki, 'İsrailliler'e yaptıkları
kötülükten ötürü Amalekliler'i cezalandıracağım. Çünkü Mısır'dan
çıkan İsrailliler'e karşı koydular.
1.Sa.15: 3 Şimdi git, Amalekliler'e saldır. Onlara ait her şeyi tümüyle
yok et*fc*, hiçbir şeyi esirgeme. Kadın erkek, çoluk çocuk, öküz,
koyun, deve, eşek hepsini öldür."
D Not 15:3 İbranice "Tümüyle yok etmek" fiili insanları, malları bir daha alınmamak üzere RAB'be adamak anlamını içerir. İbranice'de aynı ifade 8. ve 21. ayetlerde de geçer.
1.Sa.15: 4 Bunun üzerine Saul askerlerini toplayıp Telaim Kenti'nde
saydı. İki yüz bin yaya askerin yanısıra Yahudalılar'dan da on bin kişi vardı.
1.Sa.15: 5 Saul Amalek Kenti'ne varıp vadide pusu kurdu.
1.Sa.15: 6 Sonra Kenliler'e şu uyarıyı gönderdi: "Haydi gidin,
Amalekliler'i bırakın; öyle ki, sizi de onlarla birlikte yok
etmeyeyim. Çünkü siz Mısır'dan çıkan İsrail halkına iyilik
ettiniz." Bunun üzerine Kenliler Amalekliler'den ayrıldılar.
1.Sa.15: 7 Saul Havila'dan Mısır'ın doğusundaki Şur'a dek Amalekliler'i
yenilgiye uğrattı.
1.Sa.15: 8 Amalek Kralı Agak'ı sağ olarak yakaladı. Halkının tümünü de
kılıçtan geçirdi.
1.Sa.15: 9 Ne var ki, Saul ile adamları Agak'ı ve en iyi koyunları,
sığırları, besili danaları, kuzuları -iyi olan ne varsa hepsini-
esirgediler. Bunları tümüyle yok etmek istemediler. Ancak
değersiz ve zayıf ne varsa hepsini yok ettiler.
1.Sa.15: 10 RAB Samuel'e şöyle seslendi:
1.Sa.15: 11 "Saul'u kral yaptığıma pişmanım. Beni izlemekten vazgeçti.
Buyruklarımı yerine getirmedi." Samuel öfkelendi ve bütün geceyi
RAB'be yakarmakla geçirdi.
1.Sa.15: 12 Ertesi sabah Samuel Saul'la görüşmek için erkenden kalktı.
Saul'un Karmel Kenti'ne gittiğini, orada kendisine bir anıt
diktikten sonra aşağı inip Gilgal'a döndüğünü öğrendi.
1.Sa.15: 13 Saul kendisine gelen Samuel'e, "RAB seni kutsasın! Ben
RAB'bin buyruğunu yerine getirdim" dedi.
1.Sa.15: 14 Samuel, "Öyleyse nedir kulağıma gelen bu koyun melemesi?
Nedir bu duyduğum sığır böğürmesi?" diye sordu.
1.Sa.15: 15 Saul şöyle yanıtladı: "Halk bunları Amalekliler'den
getirdi. Tanrın RAB'be kurban sunmak üzere davarların, sığırların
en iyilerini esirgediler. Ama geri kalanları tümüyle yok ettik."
1.Sa.15: 16 Samuel, "Dur da bu gece RAB'bin bana neler söylediğini sana
bildireyim" dedi. Saul, "Söyle" diye karşılık verdi.
1.Sa.15: 17 Samuel konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kendini önemsiz
saydığın halde, sen İsrail oymaklarının önderi olmadın mı? RAB
seni İsrail'e kral meshetti.
1.Sa.15: 18 RAB seni bir göreve gönderip, 'Git, o günahlı Amalekliler'i
tümüyle yok et; hepsini ortadan kaldırıncaya dek onlarla savaş dedi.
1.Sa.15: 19 Öyleyse neden RAB'bin sözüne kulak asmadın? Neden
yağmalanan mallara saldırarak RAB'bin gözünde kötü olanı yaptın?"
1.Sa.15: 20 Saul, "Ama ben RAB'bin sözüne kulak verdim!" diye
yanıtladı, "RAB'bin beni gönderdiği yere gittim. Amalekliler'i
tümüyle yok ettim, Amalek Kralı Agak'ı da buraya getirdim.
1.Sa.15: 21 Ne var ki askerler, Gilgal'da Tanrın RAB'be kurban sunmak üzere yağmalanmış bazı malları, yok edilmeye adanmış en iyi davarlarla sığırları aldılar."
1.Sa.15: 22 Samuel şöyle karşılık verdi:
"RAB kendi sözünün dinlenmesinden hoşlandığı kadar
Yakmalık sunulardan*, kurbanlardan hoşlanır mı?
İşte söz dinlemek kurbandan, Sözü önemsemek de koçların yağlarından daha iyidir.
1.Sa.15: 23 Çünkü başkaldırma, falcılık kadar günahtır
Ve dikbaşlılık, putperestlik*fç* kadar kötüdür.
Sen RAB'bin buyruğunu reddettiğin için,
RAB de senin kral olmanı reddetti."
D Not 15:23 "Putperestlik": İbranice "Özel aile putlarına danışmak".
1.Sa.15: 24 Bunun üzerine Saul, "Günah işledim! Evet, RAB'bin buyruğunu
da, senin sözlerini de çiğnedim" dedi, "Halktan korktuğum için onların sözünü dinledim.
1.Sa.15: 25 Ama şimdi yalvarırım, günahımı bağışla ve benimle birlikte
dön ki, RAB'be tapınayım."
1.Sa.15: 26 Samuel, "Seninle dönmem" dedi, "Çünkü sen RAB'bin buyruğunu
reddettin, RAB de İsrail Kralı olmanı reddetti!"
1.Sa.15: 27 Samuel dönüp gitmeye davranınca, Saul onun cüppesinin
eteğini tuttu. Cüppe yırtıldı.
1.Sa.15: 28 Samuel, "Bugün RAB İsrail Krallığı'nı elinden aldı ve
senden daha iyi birine verdi" dedi,
1.Sa.15: 29 "İsrail'in yüce Tanrısı yalan söylemez, düşüncesini de
değiştirmez. Çünkü O insan değil ki, düşüncesini değiştirsin."
1.Sa.15: 30 Saul, "Günah işledim!" dedi, "Ama ne olur halkımın ileri gelenleri ve İsrailliler karşısında beni onurlandır. Tanrın RAB'be tapınmam için benimle dön."
1.Sa.15: 31 Böylece Samuel Saul'la birlikte geri döndü ve Saul RAB'be tapındı.
1.Sa.15: 32 Samuel, "Amalek Kralı Agak'ı bana getirin" diye buyurdu. Agak güvenle geldi. Çünkü, "Ölüm tehlikesi kesinlikle geçti" diye düşünüyordu.
1.Sa.15: 33 Ama Samuel,
"Kılıcın kadınları nasıl çocuksuz bıraktıysa
Senin annen de kadınlar arasında
Çocuksuz bırakılacak"
diyerek Agak'ı Gilgal'da RAB'bin önünde kılıçla parçaladı.
1.Sa.15: 34 Samuel Rama'ya, Saul da Giva'daki*fd* evine gitti.
D Not 15:34 Septuaginta "Giva'daki", Masoretik metin "Saul Givası'ndaki".
1.Sa.15: 35 Samuel ölümüne dek Saul'u bir daha görmediyse de, onun için
üzüldü. RAB de Saul'u İsrail Kralı yaptığına pişmandı.
Davut Kral Olarak Meshediliyor
BÖLÜM 16
1.Sa.16: 1 RAB Samuel'e, "Ben Saul'un İsrail Kralı olmasını reddettim
diye sen daha ne zamana dek onun için üzüleceksin?" dedi, "Yağ
boynuzunu yağla doldurup yola çık. Seni Beytlehemli İşay'ın evine
gönderiyorum. Çünkü onun oğullarından birini kral seçtim."
1.Sa.16: 2 Samuel, "Nasıl gidebilirim? Saul bunu duyarsa beni öldürür!" dedi. RAB şöyle yanıtladı: "Yanına bir düve al ve, 'RAB'be kurban sunmak için geldim de.
1.Sa.16: 3 İşay'ı kurban törenine çağır. O zaman ne yapman gerektiğini ben sana bildireceğim. Sana belirteceğim kişiyi benim adıma kral olarak meshedeceksin*."
1.Sa.16: 4 Samuel RAB'bin sözüne uyarak Beytlehem Kenti'ne gitti. Kentin ileri gelenleri onu titreyerek karşıladılar ve, "Barış için mi geldin?" diye sordular.
1.Sa.16: 5 Samuel, "Evet, barış için" diye yanıtladı, "RAB'be kurban sunmaya geldim. Kendinizi kutsayıp benimle birlikte kurban törenine gelin." Sonra İşay ile oğullarını kutsayıp kurban törenine çağırdı.
1.Sa.16: 6 İşay ile oğulları gelince Samuel Eliav'ı gördü ve, "Gerçekten RAB'bin önünde duran bu adam O'nun meshettiği kişidir" diye düşündü.
1.Sa.16: 7 Ama RAB Samuel'e, "Onun yakışıklı ve uzun boylu olduğuna
bakma" dedi, "Ben onu reddettim. Çünkü RAB insanın gördüğü gibi
görmez; insan dış görünüşe, RAB ise yüreğe bakar."
1.Sa.16: 8 İşay, oğlu Avinadav'ı çağırıp Samuel'in önünden geçirdi.
Ama Samuel, "RAB bunu da seçmedi" dedi.
1.Sa.16: 9 Bunun üzerine İşay Şamma'yı da geçirdi. Samuel yine, "RAB
bunu da seçmedi" dedi.
1.Sa.16: 10 Böylece İşay yedi oğlunu da Samuel'in önünden geçirdi. Ama
Samuel, "RAB bunlardan hiçbirini seçmedi" dedi.
1.Sa.16: 11 Sonra İşay'a, "Oğullarının hepsi bunlar mı?" diye sordu. İşay, "Bir de en küçüğü var" dedi, "Sürüyü güdüyor." Samuel, "Birini gönder de onu getirsin" dedi, "O buraya gelmeden yemeğe oturmayacağız."
1.Sa.16: 12 İşay birini gönderip oğlunu getirtti. Çocuk kızıl saçlı, yakışıklı, gözleri pırıl pırıl bir delikanlıydı. RAB Samuel'e, "Kalk, onu meshet. Seçtiğim kişi odur" dedi.
1.Sa.16: 13 Samuel yağ boynuzunu alıp kardeşlerinin önünde çocuğu
meshetti. O günden başlayarak RAB'bin Ruhu Davut'un üzerine güçlü
bir biçimde indi. Bundan sonra Samuel kalkıp Rama'ya döndü.
Davut Saul'a Lir Çalıyor
1.Sa.16: 14 Bu sıralarda RAB'bin Ruhu Saul'dan ayrılmıştı. RAB'bin
gönderdiği kötü bir ruh ona sıkıntı çektiriyordu.
1.Sa.16: 15 Hizmetkârları Saul'a, "Bak, Tanrı'nın gönderdiği kötü bir
ruh sana sıkıntı çektiriyor" dediler,
1.Sa.16: 16 "Efendimiz, biz hizmetkârlarına buyruk ver, iyi lir çalan birini bulalım. Öyle ki, Tanrı'nın gönderdiği kötü ruh üzerine gelince, o lir çalar, sen de rahatlarsın."
1.Sa.16: 17 Saul hizmetkârlarına, "İyi lir çalan birini bulup bana getirin" diye buyurdu.
1.Sa.16: 18 Hizmetkârlardan biri, "Beytlehemli İşay'ın oğullarından
birini gördüm" dedi, "İyi lir çalar. Üstelik yürekli, güçlü bir
savaşçıdır; akıllıca konuşur, yakışıklıdır. RAB de onunladır."
1.Sa.16: 19 Bunun üzerine Saul İşay'a ulaklar göndererek, "Sürüyü güden
oğlun Davut'u bana gönder" dedi.
1.Sa.16: 20 İşay ekmek yüklü bir eşek, bir tulum şarap, bir de oğlak
alıp oğlu Davut'la birlikte Saul'a gönderdi.
1.Sa.16: 21 Davut Saul'un yanına varıp onun hizmetine girdi. Saul
Davut'u çok sevdi ve ona silahlarını taşıma görevini verdi.
1.Sa.16: 22 Saul İşay'a şu haberi gönderdi: "İzin ver de Davut
hizmetimde kalsın; ondan hoşnudum."
1.Sa.16: 23 O günden sonra, Tanrı'nın gönderdiği kötü ruh ne zaman
Saul'un üzerine gelse, Davut liri alıp çalar, Saul rahatlayıp
kendine gelirdi. Kötü ruh da ondan uzaklaşırdı.
Davut'un Golyat'ı Öldürmesi
BÖLÜM 17
1.Sa.17: 1 Savaşmak üzere ordularını bir araya getiren Filistliler, Yahuda'nın Soko Kenti'nde toplandılar. Soko ile Azeka Kenti arasındaki Efes-Dammim'de ordugah kurdular.
1.Sa.17: 2 Saul ile İsrailliler de toplandılar. Ela Vadisi'nde ordugah
kurup Filistliler'e karşı savaş düzeni aldılar.
1.Sa.17: 3 Filistliler tepenin bir yanında, İsrailliler de karşı tepede
yerlerini aldı. Aralarında vadi vardı.
1.Sa.17: 4 Filist ordugahından Gatlı Golyat adında usta bir dövüşçü
ortaya çıktı. Boyu altı arşın bir karıştı*fe*.
D Not 17:4 "Altı arşın bir karış": Yaklaşık 2.9 m.
1.Sa.17: 5 Başına tunç* miğfer takmış, pullu bir zırh kuşanmıştı. Tunç
zırhın ağırlığı beş bin şekeldi*ff*.
D Not 17:5 "Beş bin şekel": Yaklaşık 57.5 kg.
1.Sa.17: 6 Baldırları zırhlarla korunmuştu. Omuzları arasında tunç bir
pala asılıydı.
1.Sa.17: 7 Mızrağının sapı dokumacı tezgahının sırığı gibiydi. Mızrağın
demir başının ağırlığı altı yüz şekeldi*fg*. Golyat'ın önüsıra kalkanını taşıyan bir adam yürüyordu.
D Not 17:7 "Altı yüz şekel": Yaklaşık 6.9 kg.
1.Sa.17: 8 Golyat durup İsrail ordusuna, "Neden savaş düzeni aldınız?" diye haykırdı, "Ben Filistli'yim, sizse Saul'un kölelerisiniz. Aranızdan karşıma çıkacak birini seçin.
1.Sa.17: 9 Dövüşte beni yenip öldürebilirse, biz sizin köleniz oluruz. Ama ben üstün gelip onu yok edebilirsem, siz bizim kölemiz olur, bize kulluk edersiniz."
1.Sa.17: 10 Filistli Golyat konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bugün İsrail
ordusuna meydan okuyorum! Benimle dövüşecek birini çıkarın karşıma!"
1.Sa.17: 11 Filistli'nin bu sözlerini duyunca, Saul da İsrailliler de çok korkup dehşet içinde kaldılar.
1.Sa.17: 12 Davut Yahuda'nın Beytlehem Kenti'nden Efratlı İşay adında bir adamın oğluydu. İşay'ın sekiz oğlu vardı. Saul'un krallığı döneminde İşay'ın yaşı oldukça ilerlemişti.
1.Sa.17: 13 İşay'ın üç büyük oğlu Saul'la birlikte savaşa katılmıştı.
Savaşa giden en büyük oğlunun adı Eliav, ikincisinin adı
Avinadav, üçüncüsünün adıysa Şamma'ydı.
1.Sa.17: 14 Davut en küçükleriydi. Üç büyük oğul Saul'un yanındaydı.
1.Sa.17: 15 Davut ise babasının sürüsüne bakmak için Saul'un yanından
ayrılıp Beytlehem'e gider gelirdi.
1.Sa.17: 16 Filistli Golyat kırk gün boyunca sabah akşam ortaya çıkıp
meydan okudu.
1.Sa.17: 17 Bir gün İşay, oğlu Davut'a şöyle dedi: "Kardeşlerin için
şu kavrulmuş bir efa buğdayla*fh* on somun ekmeği al, çabucak
ordugaha, kardeşlerinin yanına git.
D Not 17:17 "Bir efa buğday": Yaklaşık 17.6 kg.
1.Sa.17: 18 Şu on parça peyniri de birlik komutanına götür.
Kardeşlerinin ne durumda olduğunu öğren ve iyi olduklarına
ilişkin bir belirti getir.
1.Sa.17: 19 Kardeşlerin Saul ve öbür İsrailliler'le birlikte Ela
Vadisi'nde Filistliler'e karşı savaşıyorlar."
1.Sa.17: 20 Ertesi sabah Davut erkenden kalktı. Sürüyü bir çobana bıraktı. İşay'ın buyurduğu gibi erzağı alıp yola koyuldu. Ordugaha vardığı sırada askerler savaş naraları atarak savaş düzenine giriyorlardı.
1.Sa.17: 21 İsrailliler'le Filistliler karşı karşıya savaş düzeni almışlardı.
1.Sa.17: 22 Davut getirdiklerini levazım görevlisine bırakıp cepheye
koştu; kardeşlerinin yanına varıp onları selamladı.
1.Sa.17: 23 Davut onlarla konuşurken, Gatlı Filistli, Golyat adındaki
dövüşçü Filist cephesinden ileri çıkarak daha önce yaptığı gibi
meydan okudu. Davut bunu duydu.
1.Sa.17: 24 İsrailliler Golyat'ı görünce büyük korkuyla önünden kaçıştılar.
1.Sa.17: 25 Birbirlerine, "İsrail'e meydan okumak için ortaya çıkan şu adamı görüyorsunuz ya!" diyorlardı, "Kral onu öldürene büyük bir armağanın yanısıra kızını da verecek. Babasının ailesini de İsrail'e vergi ödemekten muaf tutacak."
1.Sa.17: 26 Davut yanındakilere, "Bu Filistli'yi öldürüp İsrail'den bu utancı kaldıracak kişiye ne verilecek?" diye sordu, "Bu sünnetsiz* Filistli kim oluyor da yaşayan Tanrı'nın ordusuna meydan okuyor?"
1.Sa.17: 27 Adamlar daha önce verilmiş olan söze göre Golyat'ı
öldürecek kişiye neler verileceğini anlattılar.
1.Sa.17: 28 Ağabeyi Eliav Davut'un adamlarla konuştuğunu duyunca
öfkelendi. "Ne işin var burada?" dedi, "Çöldeki üç beş koyunu
kime bıraktın? Ne kadar kendini beğenmiş ve ne kadar kötü yürekli
olduğunu biliyorum. Sadece savaşı görmeye geldin."
1.Sa.17: 29 Davut, "Ne yaptım ki?" dedi, "Bir soru sordum, o kadar."
1.Sa.17: 30 Sonra başka birine dönüp aynı soruyu sordu. Adamlar
öncekine benzer bir yanıt verdiler.
1.Sa.17: 31 Davut'un söylediklerini duyanlar Saul'a ilettiler. Saul onu
çağırttı.
1.Sa.17: 32 Davut Saul'a, "Bu Filistli yüzünden kimse yılmasın! Ben
kulun gidip onunla dövüşeceğim!" dedi.
1.Sa.17: 33 Saul, "Sen bu Filistli'yle dövüşemezsin" dedi, "Çünkü daha
gençsin, o ise gençliğinden beri savaşçıdır."
1.Sa.17: 34 Ama Davut, "Kulun babasının sürüsünü güder" diye karşılık
verdi, "Bir aslan ya da ayı gelip sürüden bir kuzu kaçırınca,
1.Sa.17: 35 peşinden gidip ona saldırır, kuzuyu ağzından kurtarırım. Eğer aslan ya da ayı üzerime gelirse, boğazından tuttuğum gibi vurur öldürürüm.
1.Sa.17: 36 Kulun, aslan da ayı da öldürmüştür. Bu sünnetsiz Filistli de onlar gibi olacak. Çünkü yaşayan Tanrı'nın ordusuna meydan okudu.
1.Sa.17: 37 Beni aslanın, ayının pençesinden kurtaran RAB, bu Filistli'nin elinden de kurtaracaktır." Saul, "Öyleyse git, RAB seninle birlikte olsun" dedi.
1.Sa.17: 38 Sonra kendi giysilerini Davut'a verdi; başına tunç miğfer taktı, ona bir zırh giydirdi.
1.Sa.17: 39 Davut giysilerinin üzerine kılıcını kuşanıp yürümeye çalıştı. Çünkü bu giysilere alışık değildi. Saul'a, "Bunlarla yürüyemiyorum" dedi, "Çünkü alışık değilim." Sonra giysileri üzerinden çıkardı.
1.Sa.17: 40 Değneğini alıp dereden beş çakıl taşı seçti. Bunları çoban dağarcığının cebine koyduktan sonra sapanını alıp Filistli Golyat'a doğru ilerledi.
1.Sa.17: 41 Filistli de, önünde kalkan taşıyıcısı, Davut'a doğru ilerliyordu.
1.Sa.17: 42 Davut'u tepeden tırnağa süzdü. Kızıl saçlı, yakışıklı bir
genç olduğu için onu küçümsedi.
1.Sa.17: 43 "Ben köpek miyim ki, üzerime değnekle geliyorsun?" diyerek
kendi ilahlarının adıyla Davut'u lanetledi.
1.Sa.17: 44 "Bana gelsene! Bedenini gökteki kuşlara ve kırdaki
hayvanlara yem edeceğim!" dedi.
1.Sa.17: 45 Davut, "Sen kılıçla, mızrakla, palayla üzerime geliyorsun"
diye karşılık verdi, "Bense meydan okuduğun İsrail ordusunun
Tanrısı, Her Şeye Egemen RAB'bin adıyla senin üzerine geliyorum.
1.Sa.17: 46 Bugün RAB seni elime teslim edecek. Seni vurup başını
gövdenden ayıracağım. Bugün Filistli askerlerin leşlerini gökteki
kuşlarla yerdeki hayvanlara yem edeceğim. Böylece bütün dünya
İsrail'de Tanrı'nın var olduğunu anlayacak.
1.Sa.17: 47 Bütün bu topluluk RAB'bin kılıçla, mızrakla kurtarmadığını
anlayacak. Çünkü savaş zaten RAB'bindir! O sizi elimize teslim edecek."
1.Sa.17: 48 Golyat saldırmak amacıyla Davut'a doğru ilerledi. Davut da
onunla dövüşmek üzere hemen Filist cephesine doğru koştu.
1.Sa.17: 49 Elini dağarcığına sokup bir taş çıkardı, sapanla fırlattı.
Taş Filistli'nin alnına çarpıp saplandı. Filistli yüzükoyun yere düştü.
1.Sa.17: 50 Böylece Davut Filistli Golyat'ı sapan ve taşla yendi.
Elinde kılıç olmaksızın onu yere serdi.
1.Sa.17: 51 Sonra koşup üzerine çıktı. Golyat'ın kılıcını tutup
kınından çektiği gibi onu öldürdü ve başını kesti.
Kahraman Golyat'ın öldüğünü gören Filistliler kaçtılar.
1.Sa.17: 52 İsrailliler'le Yahudalılar kalkıp Gat'ın*fı* girişine ve
Ekron kapılarına kadar nara atarak onları kovaladılar. Filistliler'in ölüleri Gat'a, Ekron'a kadar Şaarayim yolunda yerlere serildi.
D Not 17:52 Septuaginta "Gat", Masoretik metin "Vadi".
1.Sa.17: 53 Filistliler'i kovaladıktan sonra geri dönen İsrailliler
Filist ordugahını yağmaladılar.
1.Sa.17: 54 Davut Filistli Golyat'ın başını alıp Yeruşalim'e götürdü,
silahlarını da kendi çadırına koydu.
1.Sa.17: 55 Saul, Davut'un Golyat'la dövüşmeye çıktığını görünce, ordu komutanı Avner'e, "Ey Avner, kimin oğlu bu genç?" diye sormuştu. Avner de, "Yaşamın hakkı için, ey kral, bilmiyorum" diye yanıtlamıştı.
1.Sa.17: 56 Kral Saul, "Bu gencin kimin oğlu olduğunu öğren" diye buyurmuştu.
1.Sa.17: 57 Davut Golyat'ı öldürüp ordugaha döner dönmez, Avner onu
alıp Saul'a götürdü. Golyat'ın kesik başı Davut'un elindeydi.
1.Sa.17: 58 Saul, "Kimin oğlusun, delikanlı?" diye sordu.
Davut, "Kulun Beytlehemli İşay'ın oğluyum" diye karşılık verdi.
Yonatan Davut'la Bir Antlaşma Yapıyor
BÖLÜM 18
1.Sa.18: 1 Saul'la Davut'un konuşması sona erdiğinde, Saul oğlu
Yonatan'ın yüreği Davut'a bağlandı. Yonatan onu canı gibi sevdi.
1.Sa.18: 2 O günden sonra Saul Davut'u yanında tuttu ve babasının evine
dönmesine izin vermedi.
1.Sa.18: 3 Yonatan, Davut'a beslediği derin sevgiden ötürü, onunla bir
dostluk antlaşması yaptı.
1.Sa.18: 4 Üzerinden kaftanını çıkarıp zırhı, kılıcı, yayı ve kuşağıyla
birlikte Davut'a verdi.
1.Sa.18: 5 Davut Saul'un kendisini gönderdiği her yere gitti ve başarılı oldu. Bu yüzden Saul ona ordusunda üstün bir rütbe verdi. Bu olay bütün halkı, Saul'un görevlilerini bile hoşnut etti.
Saul Davut'u Kıskanıyor
1.Sa.18: 6 Davut'un Filistli Golyat'ı öldürmesinden sonra, askerler
geri dönerken, İsrail'in bütün kentlerinden gelen kadınlar, tef
ve çeşitli çalgılar çalarak, sevinçli ezgiler söyleyip oynayarak
Kral Saul'u karşılamaya çıktılar.
1.Sa.18: 7 Bir yandan oynuyor, bir yandan da şu ezgiyi söylüyorlardı:
"Saul binlercesini öldürdü, Davut'sa on binlercesini."
1.Sa.18: 8 Bu sözlere gücenen Saul çok öfkelendi. "Davut'a on
binlercesini, banaysa ancak binlercesini verdiler. Artık kral
olmaktan başka onun ne eksiği kaldı ki?" diye düşündü.
1.Sa.18: 9 Böylece o günden sonra Saul Davut'u kıskanmaya başladı.
1.Sa.18: 10 Ertesi gün Tanrı'nın gönderdiği kötü bir ruh Saul'un
üzerine güçlü bir biçimde indi. Saul evinde sayıklamaya başladı.
Davut her zamanki gibi yine lir çalıyordu. Saul'un elinde bir mızrak vardı.
1.Sa.18: 11 "Davut'u vurup duvara çakacağım" diye düşünerek mızrağı ona
fırlattı. Ama Davut iki kez ondan kurtuldu.
1.Sa.18: 12 Saul Davut'tan korkuyordu. Çünkü RAB Davut'laydı, oysa
kendisinden ayrılmıştı.
1.Sa.18: 13 Bu yüzden Saul Davut'u yanından uzaklaştırdı. Onu bin
kişilik birliğe komutan atadı. Davut askerlere öncülük yapıyordu.
1.Sa.18: 14 RAB onunla birlikte olduğundan, yaptığı her işte başarılıydı.
1.Sa.18: 15 Davut'un büyük başarısını gördükçe Saul'un korkusu daha da artıyordu.
1.Sa.18: 16 Ne var ki, bütün İsrail ve Yahuda halkı Davut'u seviyordu;
çünkü Davut onlara öncülük ediyordu.
1.Sa.18: 17 Saul Davut'a, "İşte büyük kızım Merav" dedi, "Onu sana eş
olarak vereceğim. Yalnız hatırım için yiğitçe davran ve RAB'bin
savaşlarını sürdür." Çünkü, "Davut'un ölümü benim elimden değil,
Filistliler'in elinden olsun" diye düşünüyordu.
1.Sa.18: 18 Davut, "Ben kim oluyorum, İsrail'de ailem ve babamın oymağı
ne ki, krala damat olayım?" diye karşılık verdi.
1.Sa.18: 19 Ne var ki, Saul'un kızı Merav'ın Davut'a verileceği zaman
geldiğinde, kız Davut yerine Meholalı Adriel'e eş olarak verildi.
1.Sa.18: 20 Bu arada Saul'un öbür kızı Mikal Davut'a gönül vermişti.
Bunu duyan Saul sevindi.
1.Sa.18: 21 "Davut'a Mikal'ı veririm" diye düşündü, "Öyle ki, Mikal
Davut'u tuzağa düşürür; Filistliler de onu öldürür." Davut'a,
"Bugün damadım olmak için yine fırsatın var" dedi.
1.Sa.18: 22 Sonra görevlilerine, Davut'a gizlice şunları söylemelerini
buyurdu: "Bak, kral senden hoşnut, bütün görevlileri de seni
seviyor. Kralın damadı olmanın zamanı geldi."
1.Sa.18: 23 Saul'un görevlileri bu sözleri Davut'a ilettiler. Davut,
"Yoksul ve önemsiz biriyken kralın damadı olmak sizce küçük bir
şey mi?" diye karşılık verdi.
1.Sa.18: 24 Görevliler Davut'un dediklerini Saul'a bildirdiler.
1.Sa.18: 25 Saul şöyle buyurdu: "Davut'a deyin ki, 'Kral düşmanlarından
öç almak için başlık parası olarak yüz Filistli'nin sünnet
derisinden başka bir şey istemiyor." Davut'un Filistliler'in
eline düşüp öleceğini tasarlıyordu.
1.Sa.18: 26 Görevliler Saul'un söylediklerini Davut'a ilettiler. Davut,
kralın damadı olacağına sevindi. Tanınan süre dolmadan
1.Sa.18: 27 Davut'la adamları gidip iki yüz Filistli öldürdüler. Kralın
damadı olabilmek için Davut, öldürülen Filistliler'in sünnet
derilerini tam tamına getirip krala sundu. Saul da buna karşılık
kızı Mikal'ı eş olarak ona verdi.
1.Sa.18: 28 Saul, RAB'bin Davut'la birlikte olduğunu ve kızı Mikal'ın
onu sevdiğini apaçık gördü.
1.Sa.18: 29 Bu yüzden Davut'tan daha çok korktu ve yaşamı boyunca ona
düşmanlık besledi.
1.Sa.18: 30 Filistli komutanlar saldırdıkça Davut Saul'un öbür
komutanlarından daha başarılı oluyordu. Bu yüzden büyük bir üne kavuştu.
Saul Davut'u Öldürmeyi Tasarlıyor
BÖLÜM 19
1.Sa.19: 1-2 Saul, oğlu Yonatan'a ve bütün görevlilerine Davut'u
öldürmeleri için buyruk verdi. Ama Davut'u çok seven Yonatan ona,
"Babam Saul seni öldürmek için fırsat kolluyor" diye haber verdi,
"Lütfen yarın sabah dikkatli ol; gizlenebileceğin bir yere gidip saklan.
1.Sa.19: 3 Ben de saklandığın tarlaya gidip babamın yanında duracağım
ve onunla senin hakkında konuşacağım. Bir şey öğrenirsem, sana bildiririm."
1.Sa.19: 4 Yonatan babası Saul'a Davut'u överek şunları söyledi: "Kral
kulu Davut'a haksızlık etmesin. Çünkü o sana hiç haksızlık etmedi
ve yaptığı her şeyde sana büyük yararı dokundu.
1.Sa.19: 5 Yaşamını tehlikeye atarak Filistli'yi öldürdü. RAB de bütün
İsrail'i büyük bir zafere ulaştırdı. Sen de bunu görüp sevindin. Öyleyse neden Davut'u yok yere öldürerek suçsuz birine haksızlık edesin?"
1.Sa.19: 6 Saul Yonatan'ın söylediklerinden etkilenerek ant içti:
"Yaşayan RAB'bin adıyla derim ki, Davut öldürülmeyecektir."
1.Sa.19: 7 Bunun üzerine Yonatan Davut'u çağırıp ona her şeyi anlattı.
Sonra Davut'u Saul'un yanına getirdi. Davut da önceden olduğu
gibi kralın hizmetine girdi.
1.Sa.19: 8 Savaş yine patlak verdi. Davut gidip Filistliler'e karşı
savaştı. Onları öyle büyük bir bozguna uğrattı ki, önünden kaçtılar.
1.Sa.19: 9 Bir gün Saul, mızrağı elinde evinde oturuyor, Davut da lir
çalıyordu. Derken RAB'bin gönderdiği kötü bir ruh Saul'u yakaladı.
1.Sa.19: 10 Saul mızrağıyla Davut'u duvara çakmaya çalıştı. Ancak Davut
yana kaçınca Saul'un mızrağı duvara saplandı. O gece Davut kaçıp kurtuldu.
1.Sa.19: 11 Saul, Davut'u gözetlemeleri, ertesi sabah da öldürmeleri
için evine ulaklar gönderdi. Ama karısı Mikal Davut'a, "Bu gece
kaçıp kurtulamazsan, yarın öldürüleceksin" dedi.
1.Sa.19: 12 Sonra Davut'u pencereden aşağıya indirdi. Böylece Davut
kaçıp kurtuldu.
1.Sa.19: 13 Mikal aile putunu alıp yatağa koydu, üstüne yorganı örttü,
baş tarafına da keçi kılından bir yastık yerleştirdi.
1.Sa.19: 14 Saul'un gönderdiği ulaklar Davut'u yakalamaya geldiğinde,
Mikal, "Davut hasta" dedi.
1.Sa.19: 15 Saul Davut'u görmeleri için ulakları yeniden göndererek,
"Onu yatağıyla buraya getirin de öldüreyim" diye buyurdu.
1.Sa.19: 16 Ulaklar eve girince, yatakta başında keçi kılından yastık
olan putu gördüler.
1.Sa.19: 17 Saul Mikal'a "Neden beni böyle kandırıp düşmanımın kaçmasını sağladın?" diye sordu. Mikal, "Davut bana, 'Bırak beni gideyim, yoksa seni öldürürüm dedi" diye yanıtladı.
1.Sa.19: 18 Kaçıp kurtulan Davut, Rama'da yaşayan Samuel'in yanına gitti. Saul'un kendisine bütün yaptıklarını ona anlattı. Sonra Samuel'le birlikte Nayot Mahallesi'ne gidip orada kaldı.
1.Sa.19: 19 Davut'un Rama'nın Nayot Mahallesi'nde olduğu haberi Saul'a ulaştırıldı.
1.Sa.19: 20 Bunun üzerine Saul Davut'u yakalamaları için ulaklarını oraya gönderdi. Ulaklar Samuel'in önderliğinde bir peygamber topluluğunun oynayıp coştuğunu*fi* gördüler. İşte o zaman Tanrı'nın Ruhu Saul'un ulaklarının üzerine indi. Onlar da oynayıp coşmaya*fi* başladılar.
D Not 19:20-24 İbranice'den "Oynayıp coşmak" diye çevrilen ifade "Peygamberlik etmek" sözcüğünden türemiştir.
1.Sa.19: 21 Saul olup bitenleri duyunca, başka ulaklar gönderdi. Onlar da oynayıp coştular*fi*. Saul'un üçüncü kez gönderdiği ulaklar da öncekiler gibi yaptı.
1.Sa.19: 22 Sonunda Saul kendisi Rama'ya doğru yola çıktı. Seku'daki büyük sarnıca varınca, "Samuel'le Davut neredeler?" diye sordu. Biri, "Rama'nın Nayot Mahallesi'nde" dedi.
1.Sa.19: 23 Saul Rama'daki Nayot'a doğru ilerlerken, Tanrı'nın Ruhu
onun üzerine de indi. Nayot'a varıncaya dek yol boyunca oynayıp coştu*fi*.
1.Sa.19: 24 Giysilerini de çıkarıp Samuel'in önünde oynayıp coştu*fi*. Bütün gün ve gece çıplak yattı. Halkın, "Saul da mı peygamber oldu?" demesi bundandır.
Yonatan'la Davut'un Dostluğu
BÖLÜM 20
1.Sa.20: 1 Davut Rama'nın Nayot Mahallesi'nden kaçtıktan sonra
Yonatan'a gitti. Ona, "Ne yaptım? Suçum ne?" diye sordu, "Babana
karşı ne günah işledim ki, beni öldürmek istiyor?"
1.Sa.20: 2 Yonatan, "Bu senden uzak olsun, ölmeyeceksin!" diye
yanıtladı, "Babam bana bildirmeden ister büyük, ister küçük olsun
hiçbir iş yapmaz. Neden bunu benden gizlesin? Olmaz öyle şey!"
1.Sa.20: 3 Ancak Davut ant içerek, "Senin beni sevdiğini baban çok iyi
biliyor" diye yanıtladı, "'Yonatan ne yapacağımı bilmemeli, yoksa
üzülür diye düşünmüştür. RAB'bin ve senin yaşamın hakkı için
derim ki, ölüm ile aramda yalnız bir adım var."
1.Sa.20: 4 Yonatan Davut'a, "Ne dilersen dile, senin için yaparım" diye
karşılık verdi.
1.Sa.20: 5 Davut Yonatan'a, "Bak, yarın Yeni Ay Töreni" dedi, "Kralla
birlikte yemeğe oturmam gerekir. Ama izin ver, ertesi günün
akşamına dek tarlada gizleneyim.
1.Sa.20: 6 Eğer baban yokluğumu sezerse ona, 'Davut aceleyle kendi
kenti Beytlehem'e gitmek için benden ısrarla izin istedi; orada
bütün ailenin yıllık kurban töreni var dersin.
1.Sa.20: 7 Baban, 'İyi derse, kulun güvenlikte demektir. Ama
öfkelenirse, bil ki, bana kötülük yapmaya karar vermiştir.
1.Sa.20: 8 Sana gelince, bana yardım et; çünkü RAB'bin önünde benimle
antlaşma yaptın. Suçluysam, beni sen öldür! Neden beni babana teslim edesin?"
1.Sa.20: 9 Yonatan, "Olmaz öyle şey!" diye yanıtladı, "Babamın sana
kötülük yapmaya karar verdiğini bilsem, sana söylemez miydim?"
1.Sa.20: 10 Davut, "Baban sana sert bir karşılık verirse, kim bana
bildirecek?" diye sordu.
1.Sa.20: 11 Yonatan, "Gel, tarlaya gidelim" dedi. Böylece ikisi tarlaya gittiler.
1.Sa.20: 12 Yonatan Davut'la konuşmasını sürdürdü: "İsrail'in Tanrısı
RAB tanık olsun! Yarın ya da öbür gün bu saate kadar babamın ne
düşündüğünü araştıracağım. Babamın sana karşı tutumu olumluysa,
sana haber göndereceğim.
1.Sa.20: 13 Ama babam seni öldürmeyi tasarlıyorsa, bunu sana bildirip
güvenlik içinde gitmeni sağlamazsam, RAB bana aynısını, hatta daha kötüsünü yapsın! RAB önceden babamla olduğu gibi seninle de birlikte olsun!
1.Sa.20: 14 Ama sen yaşamım boyunca RAB'bin iyiliğini bana göster ki
ölmeyeyim.
1.Sa.20: 15 RAB Davut'un bütün düşmanlarını yeryüzünden yok edeceği
zaman bile, sen soyuma iyiliklerini sonsuza dek esirgeme."
1.Sa.20: 16 Böylece Yonatan Davut soyuyla bir antlaşma yaptı ve, "RAB
Davut'un düşmanlarını cezalandırsın" dedi.
1.Sa.20: 17 Davut'a beslediği sevgiden ötürü Yonatan ona bir daha ant
içirtti. Çünkü onu canı kadar seviyordu.
1.Sa.20: 18 Yonatan Davut'a, "Yarın Yeni Ay Töreni" dedi, "Yerin boş
kalacağından, yokluğun anlaşılacak.
1.Sa.20: 19 Öbür gün, geçen sefer gizlendiğin yere çabucak git. Ezel
Taşı'nın yanında bekle.
1.Sa.20: 20 Ben hedefe atar gibi taşın bir yanına üç ok atacağım.
1.Sa.20: 21 Sonra hizmetkârımı gönderip, 'Git okları bul diye buyruk
vereceğim. Eğer özellikle ona, 'Bak, oklar senin bu yanında,
onları alıp buraya getir dersem, gel. Yaşayan RAB'bin adıyla
derim ki, güvenliktesin, tehlike yok.
1.Sa.20: 22 Ama hizmetkâra, 'Bak, oklar ötende dersem, git; çünkü RAB
seni uzaklaştırmıştır.
1.Sa.20: 23 Birbirimizle yaptığımız antlaşmaya gelince, RAB sonsuza dek
seninle benim aramda tanık olsun."
1.Sa.20: 24 Böylece Davut tarlada gizlendi. Yeni Ay Töreni başlayınca,
Kral Saul gelip yemeğe oturdu.
1.Sa.20: 25 Her zamanki gibi duvarın yanındaki yerine oturmuştu. Yonatan karşısında*fj*, Avner de yanında yerlerini aldılar. Davut'un yeriyse boş kaldı.
D Not 20:25 Septuaginta "Karşısında", Masoretik metin "Ayağa kalktı".
1.Sa.20: 26 Ama Saul o gün bir şey söylemedi. "Davut'un başına bir şey gelmiş olmalı. Dinsel açıdan kirli olsa gerek, evet dinsel açıdan temiz değildir" diye düşündü.
1.Sa.20: 27 Ertesi gün, ayın ikinci günü, Davut'un yeri yine boştu. Bunun üzerine Saul, oğlu Yonatan'a, "İşay'ın oğlu neden dün de, bugün de yemeğe gelmedi?" diye sordu.
1.Sa.20: 28 Yonatan, "Davut Beytlehem'e gitmek için benden ısrarla izin
istedi" diye karşılık verdi,
1.Sa.20: 29 "'Lütfen izin ver. Çünkü ailemizin kentte bir kurbanı var,
ağabeyim orada bulunmamı buyurdu. Gözünde lütuf bulduysam gidip
kardeşlerimi göreyim dedi. İşte bu yüzden kralın sofrasına gelemedi."
1.Sa.20: 30 Saul Yonatan'a öfkelenerek, "Seni sapık ve dikbaşlı kadının
oğlu!" diye bağırdı, "İşay'ın oğlunu desteklediğini bilmiyor muyum? Bu kendin için de, seni doğuran annen için de utanç verici.
1.Sa.20: 31 Çünkü İşay'ın oğlu yeryüzünde yaşadıkça ne sen güvenlikte
olabilirsin, ne de krallığın. Şimdi adam gönder, onu bana getir. O ölmeli!"
1.Sa.20: 32 Yonatan babası Saul'a, "Neden ölmeli? Ne yaptı ki?" diye
karşılık verdi.
1.Sa.20: 33 Ama Saul Yonatan'ı öldürmek amacıyla mızrağını ona fırlattı. Böylece Yonatan babasının Davut'u öldürmeye kararlı olduğunu anladı.
1.Sa.20: 34 Büyük bir öfkeyle sofradan kalktı ve ayın ikinci günü hiç
yemek yemedi. Babasının Davut'u böyle aşağılamasına üzüldü.
1.Sa.20: 35 Sabahleyin Yonatan Davut'la buluşmak üzere tarlaya gitti.
Yanına bir uşak almıştı.
1.Sa.20: 36 Uşağa, "Haydi koş, atacağım okları bul" dedi. Uşak
koşarken, Yonatan onun ötesine bir ok attı.
1.Sa.20: 37 Uşak Yonatan'ın attığı okun düştüğü yere varınca, Yonatan,
"Ok ötende!" diye seslendi,
1.Sa.20: 38 "Çabuk ol! Koş, yerinde durma!" Yonatan'ın uşağı oku alıp
efendisine getirdi.
1.Sa.20: 39 Olup bitenden habersizdi. Olanları yalnız Yonatan'la Davut
biliyordu.
1.Sa.20: 40 Yonatan, silahlarını yanındaki uşağa vererek, "Al bunları
kente götür" dedi.
1.Sa.20: 41 Uşak gider gitmez, Davut taşın güney yanından ayağa kalktı
ve yüzüstü yere kapanarak üç kez eğildi. İki arkadaş birbirlerini
öpüp ağladılar; ancak Davut daha çok ağladı.
1.Sa.20: 42 Yonatan, "Esenlikle yoluna git" dedi, "İkimiz RAB'bin
adıyla ant içmiştik. RAB seninle benim aramda ve soylarımız
arasında sonsuza dek tanık olsun." Bundan sonra Davut yoluna
gitti. Yonatan da kente döndü.
Davut Saul'dan Kaçıyor
BÖLÜM 21
1.Sa.21: 1 Davut Nov Kenti'ne, Kâhin Ahimelek'in yanına gitti. Ahimelek titreyerek Davut'u karşılamaya çıktı. "Neden yalnızsın? Neden yanında kimse yok?" diye sordu.
1.Sa.21: 2 Davut şöyle yanıtladı: "Kral bana bir görev verdi. 'Sana
verdiğim görevden ve buyruklardan kimsenin haberi olmasın dedi.
Adamlarıma gelince, belli bir yere gitmelerini söyledim.
1.Sa.21: 3 Şu an elinde ne var? Bana beş somun ekmek ya da başka ne
varsa ver."
1.Sa.21: 4 Kâhin, "Taze ekmeğim yok" diye karşılık verdi, "Ama
adamların kadından uzak kaldılarsa kutsanmış ekmek*fk* var."
1.Sa.21: 5 Davut, "Yola çıktığımızdan her zaman olduğu gibi, kadından
uzak kaldık" dedi, "Sıradan bir yolculuğa çıktığımızda bile adamlarım kendilerini temiz tutarlar; özellikle bugün ne kadar daha çok temiz olacaklar."
1.Sa.21: 6 Bunun üzerine kâhin ona kutsanmış ekmek*fk* verdi; çünkü
orada huzura konan ekmekten başka ekmek yoktu. Bu ekmek RAB'bin
huzurundan alındığı gün yerine sıcak ekmek konurdu.
D Not 21:4,6 "Kutsanmış ekmek": Adak ekmeği ya da Tanrı'nın huzuruna konan ekmek diye de bilinir.
1.Sa.21: 7 O gün Saul'un görevlilerinden Edomlu Doek adındaki baş çoban
RAB'bin önünde dinsel görevini yerine getirmek üzere*fl* orada bulunuyordu.
D Not 21:7 "Dinsel görevini yerine getirmek üzere": İbranice "Alıkonulmuş".
1.Sa.21: 8 Davut Ahimelek'e, "Yanında mızrak ya da kılıç yok mu?" diye sordu, "Kralın işi acele olduğundan, yanıma ne kılıcımı aldım, ne de başka bir silah."
1.Sa.21: 9 Kâhin, "Ela Vadisi'nde öldürdüğün Filistli Golyat'ın kılıcı
var" diye karşılık verdi, "Efodun* arkasında beze sarılı duruyor.
Burada başka silah yok. İstersen onu alabilirsin."
Davut, "Onun gibisi yoktur, onu bana ver" dedi.
1.Sa.21: 10 Saul'dan kaçan Davut o gün Gat Kralı Akiş'e gitti.
1.Sa.21: 11 Akiş'in görevlileri, "Bu İsrail Kralı Davut değil mi?" dediler,
"Çalıp oynarken,
'Saul binlercesini öldürdü,
Davut'sa on binlercesini
diye hakkında ezgiler okudukları kişi bu değil mi?"
1.Sa.21: 12-13 Bu sözler Davut'u derin derin düşündürdü. Gat Kralı
Akiş'ten çok korkan Davut, onların önünde tutumunu değiştirerek
deli gibi davrandı. Kentin kapılarını tırmaladı, salyasını sakalına akıttı.
1.Sa.21: 14 Akiş görevlilerine, "Şu adama bakın!" dedi, "Delinin biri!
Onu neden bana getirdiniz?
1.Sa.21: 15 Bizde deliler eksik mi ki, önümde delilik yapsın diye bu
adamı getirdiniz? Bu adamın sarayıma girmesi şart mı?"
BÖLÜM 22
1.Sa.22: 1 Davut Gat'tan ayrılıp Adullam Mağarası'na kaçtı. Bunu duyan
kardeşleri ve ailesinin öteki bireyleri yanına gittiler.
1.Sa.22: 2 Sıkıntısı, borcu, hoşnutsuzluğu olan herkes Davut'un
çevresinde toplandı. Davut sayısı dört yüze varan bu adamlara önderlik yaptı.
1.Sa.22: 3 Davut oradan Moav'daki Mispa Kenti'ne gitti. Moav Kralı'ndan, "Tanrı'nın bana ne yapacağı belli oluncaya dek annemle babamın gelip yanınızda kalmasına izin verir misin?" diye bir istekte bulundu.
1.Sa.22: 4 Böylece Davut annesiyle babasını Moav Kralı'nın yanına bıraktı. Davut sığınakta kaldığı sürece onlar da Moav Kralı'nın yanında kaldılar.
1.Sa.22: 5 Ne var ki, Peygamber Gad Davut'a, "Sığınakta kalma. Yahuda
ülkesine git" dedi. Bunun üzerine Davut oradan ayrılıp Heret Ormanı'na gitti.
Saul Nov Kenti'nin Kâhinlerini Öldürüyor
1.Sa.22: 6 Bu sırada Saul Davut'la yanındakilerin nerede olduklarını
öğrendi. Saul elinde mızrağıyla Giva'da bir tepedeki*fm* ılgın
ağacının altında oturuyordu. Askerleri de çevresinde duruyordu.
D Not 22:6 Septuaginta "Tepedeki", Masoretik metin "Rama'daki".
1.Sa.22: 7 Saul onlara şöyle dedi: "Ey Benyaminliler, şimdi dinleyin!
İşay'ın oğlu her birinize tarlalar, bağlar mı verecek? Her
birinizi binbaşı, yüzbaşı mı yapacak?
1.Sa.22: 8 Hepiniz bana karşı düzen kurdunuz. Çünkü oğlum İşay'ın oğluyla antlaşma yaptığında bana haber veren olmadı. İçinizden bana acıyan tek kişi çıkmadı. Bugün olduğu gibi, bana pusu kurması için oğlumun kulum Davut'u kışkırttığını bana bildiren olmadı."
1.Sa.22: 9 Bunun üzerine Saul'un askerlerinin yanında duran Edomlu
Doek, "İşay oğlu Davut'un Nov Kenti'ne, Ahituv oğlu Kâhin
Ahimelek'in yanına geldiğini gördüm" dedi,
1.Sa.22: 10 "Ahimelek Davut için RAB'be danıştı. Ona hem yiyecek
sağladı, hem de Filistli Golyat'ın kılıcını verdi."
1.Sa.22: 11 Kral Saul, Ahituv oğlu Kâhin Ahimelek'i ve babasının
ailesinden Nov'da yaşayan bütün kâhinleri çağırmak için ulaklar
gönderdi. Hepsi kralın yanına geldi.
1.Sa.22: 12 Saul Ahimelek'e, "Ey Ahituv oğlu, beni dinle!" dedi.
Ahimelek, "Buyur, efendim" diye yanıtladı.
1.Sa.22: 13 Saul, "Neden sen ve İşay oğlu bana karşı düzen kurdunuz?"
dedi, "Çünkü ona ekmek, kılıç verdin ve onun için Tanrı'ya
danıştın. O da bana karşı ayaklandı ve bugün yaptığı gibi pusu kurdu."
1.Sa.22: 14 Ahimelek, "Bütün görevlilerin arasında Davut kadar sana
bağlı biri var mı?" diye karşılık verdi, "Davut senin damadın,
muhafız birliği komutanın ve ailende saygın biridir.
1.Sa.22: 15 Ben Davut için Tanrı'ya danışmaya o gün mü başladım?
Kesinlikle hayır! Kral ben kulunu ve babasının ailesini
suçlamasın. Çünkü kulun bu konuda hiçbir şey bilmiyor."
1.Sa.22: 16 Ama Saul, "Ey Ahimelek, sen de bütün ailen de kesinlikle
öleceksiniz" dedi.
1.Sa.22: 17 Sonra yanında duran nöbetçi askerlere, "Gidin ve Davut'u
destekleyen RAB'bin kâhinlerini öldürün!" dedi, "Çünkü onun
kaçtığını bildikleri halde bana haber vermediler." Ne var ki,
kralın görevlileri el kaldırıp RAB'bin kâhinlerini öldürmek istemediler.
1.Sa.22: 18 Bunun üzerine kral, Doek'e, "Sen git, kâhinleri öldür" diye
buyurdu. Edomlu Doek de gidip kâhinleri öldürdü. O gün Doek keten
efod* giymiş seksen beş kişi öldürdü.
1.Sa.22: 19 Kadın erkek, çoluk çocuk demeden kâhinler kenti Nov'un
halkını kılıçtan geçirdi. Sığırları, eşekleri, koyunları da öldürdü.
1.Sa.22: 20 Yalnız Ahituv oğlu Kâhin Ahimelek'in oğullarından Aviyatar
adında biri kurtulup Davut'a kaçtı.
1.Sa.22: 21 Aviyatar Saul'un RAB'bin kâhinlerini öldürttüğünü Davut'a
söyledi.
1.Sa.22: 22 Davut Aviyatar'a, "O gün orada bulunan Edomlu Doek'in olup
biteni Saul'a bildireceğini anlamıştım zaten" dedi, "Babanın bütün aile bireylerinin ölümüne ben neden oldum.
1.Sa.22: 23 Yanımda kal ve korkma! Seni öldürmek isteyen beni de
öldürmek istiyor. Yanımda güvenlikte olursun."
Davut Keila Kenti'ni Kurtarıyor
BÖLÜM 23
1.Sa.23: 1 Davut'a, "Filistliler Keila Kenti'ne saldırıp harmanları
yağmalıyorlar" diye haber verdiler.
1.Sa.23: 2 Davut RAB'be, "Gidip şu Filistliler'e saldırayım mı?" diye danıştı. RAB, "Git, Filistliler'e saldır ve Keila Kenti'ni kurtar" diye yanıtladı.
1.Sa.23: 3 Ama adamları Davut'a, "Bak, biz burada Yahuda'dayken korkuyoruz" dediler, "Keila'ya Filist ordusuna karşı savaşmaya gidersek büsbütün korkarız."
1.Sa.23: 4 Bunun üzerine Davut RAB'be bir kez daha danıştı. RAB ona yine, "Kalk, Keila'ya git! Çünkü Filistliler'i senin eline ben teslim edeceğim" dedi.
1.Sa.23: 5 Böylece Davut'la adamları Keila'ya gidip Filistliler'e karşı savaştılar. Davut onların hayvanlarını ele geçirdi. Filistliler'i ağır bir yenilgiye uğratarak Keila halkını kurtardı.
1.Sa.23: 6 Ahimelek'in oğlu Aviyatar kaçıp Keila'da bulunan Davut'a gittiğinde, efodu* da birlikte götürmüştü.
Saul Davut'u Kovalıyor
1.Sa.23: 7 Saul, Davut'un Keila Kenti'ne gittiğini duyunca, "Tanrı
Davut'u elime teslim etti" dedi, "Davut sürgülü kapıları olan bir
kente girmekle kendini hapsetmiş oldu."
1.Sa.23: 8 Böylece Saul, Keila'ya yürüyüp Davut'la adamlarını kuşatmak
amacıyla bütün halkı savaşa çağırdı.
1.Sa.23: 9 Davut, Saul'un kendisine bir düzen kurduğunu duyunca, Kâhin
Aviyatar'a, "Efodu* getir" dedi.
1.Sa.23: 10 Sonra şöyle yakardı: "Ey İsrail'in Tanrısı RAB! Ben kulun
yüzünden Saul'un gelip Keila'yı yıkmayı tasarladığına dair kesin haber aldım.
1.Sa.23: 11 Keila halkı beni onun eline teslim eder mi? Kulunun duymuş
olduğu gibi Saul gelecek mi? Ey İsrail'in Tanrısı RAB, yalvarırım, kuluna bildir!"
RAB, "Saul gelecek" yanıtını verdi.
1.Sa.23: 12 Davut RAB'be, "Keila halkı beni ve adamlarımı Saul'un eline
teslim edecek mi?" diye sordu. RAB, "Teslim edecek" dedi.
1.Sa.23: 13 Bunun üzerine Davut ile yanındaki altı yüz kadar kişi Keila'dan ayrılıp oradan oraya yer değiştirmeye başladılar. Davut'un Keila'dan kaçtığını öğrenen Saul oraya gitmekten vazgeçti.
1.Sa.23: 14 Davut kırsal bölgedeki sığınaklarda ve Zif Çölü'nün dağlık kesiminde kaldı. Saul her gün Davut'u aradığı halde, Tanrı onu Saul'un eline teslim etmedi.
1.Sa.23: 15 Davut Zif Çölü'nde, Horeş'teyken, Saul'un kendisini öldürmek için yola çıktığını öğrendi.
1.Sa.23: 16 Bu arada Saul oğlu Yonatan kalkıp Horeş'e, Davut'un yanına
gitti ve onu Tanrı'nın adıyla yüreklendirdi.
1.Sa.23: 17 "Korkma!" dedi, "Babam Saul sana dokunmayacak. Sen İsrail
Kralı olacaksın, ben de senin yardımcın olacağım. Babam Saul da bunu biliyor."
1.Sa.23: 18 İkisi de RAB'bin önünde aralarındaki antlaşmayı
yenilediler. Sonra Yonatan evine döndü, Davut ise Horeş'te kaldı.
1.Sa.23: 19 Zifliler Giva'ya gidip Saul'a, "Davut aramızda" dediler,
"Yeşimon'un güneyinde, Hakila Tepesi'ndeki Horeş sığınaklarında gizleniyor.
1.Sa.23: 20 Ey kral, ne zaman gelmek istersen gel! Davut'u kralın eline
teslim etmeyi ise bize bırak."
1.Sa.23: 21 Saul, "RAB sizi kutsasın! Bana acıdınız" dedi,
1.Sa.23: 22 "Gidin ve bir daha araştırın; Davut'un genellikle nerelerde
gizlendiğini, orada onu kimin gördüğünü iyice öğrenin. Çünkü onun
çok kurnaz olduğunu söylüyorlar.
1.Sa.23: 23 Gizlendiği yerlerin hepsini öğrenip bana kesin bir haber
getirin. O zaman ben de sizinle gelirim. Eğer Davut o bölgedeyse,
bütün Yahuda boyları içinde onu arayıp bulacağım."
1.Sa.23: 24 Böylece Zifliler kalkıp Saul'dan önce Zif'e gittiler. O
sırada Davut'la adamları Yeşimon'un güneyindeki Arava'da, Maon Çölü'ndeydiler.
1.Sa.23: 25 Saul ile adamlarının kendisini aramaya geldiklerini
öğrenince Davut aşağıya inip Maon Çölü'ndeki kayalığa sığındı.
Saul bunu duyunca Davut'un ardından Maon Çölü'ne gitti.
1.Sa.23: 26 Saul dağın bir yanından, Davut'la adamları ise öbür yanından ilerliyordu. Davut Saul'dan kaçıp kurtulmaya çalışıyordu. Saul'la askerleri Davut'la adamlarını yakalamak üzere yaklaşırken,
1.Sa.23: 27 bir ulak gelip Saul'a şöyle dedi: "Çabuk gel! Filistliler ülkeye saldırıyor."
1.Sa.23: 28 Bunun üzerine Saul Davut'u kovalamayı bırakıp Filistliler'le savaşmaya gitti. Bu yüzden oraya Sela-Hammahlekot*fn* adı verildi.
D Not 23:28 "Sela-Hammahlekot": "Ayrılış Kayası" anlamına gelir.
1.Sa.23: 29 Davut oradan ayrılıp Eyn-Gedi bölgesindeki sığınaklara gizlendi.
Davut Saul'un Canını Bağışlıyor
BÖLÜM 24
1.Sa.24: 1 Saul Filistliler'i kovalamaktan dönünce, Davut'un Eyn-Gedi
Çölü'nde olduğu haberini aldı.
1.Sa.24: 2 Saul da Davut'la adamlarını Dağ Keçisi Kayalığı dolaylarında
arayıp bulmak için, bütün İsrail'den üç bin seçme asker alıp yola çıktı.
1.Sa.24: 3 Yolda koyun ağıllarına rastladı. Yakında bir de mağara vardı. Saul ihtiyacını gidermek için mağaraya girdi. Davut'la adamları mağaranın en iç bölümünde kalıyorlardı.
1.Sa.24: 4 Adamları, Davut'a, "İşte RAB'bin sana, 'Dilediğini yapabilmen için düşmanını eline teslim edeceğim dediği gün bugündür" dediler. Davut kalkıp Saul'un cüppesinin eteğinden gizlice bir parça kesti.
1.Sa.24: 5 Ama sonradan Saul'un eteğinden bir parça kestiği için kendini suçlu buldu.
1.Sa.24: 6 Adamlarına, "Efendime, RAB'bin meshettiği* kişiye karşı böyle bir şey yapmaktan, el kaldırmaktan RAB beni uzak tutsun" dedi, "Çünkü o RAB'bin meshettiği kişidir."
1.Sa.24: 7 Davut bu sözlerle adamlarını engelledi ve Saul'a
saldırmalarına izin vermedi. Saul mağaradan çıkıp yoluna koyuldu.
1.Sa.24: 8 O zaman Davut da mağaradan çıktı. Saul'a, "Efendim kral!"
diye seslendi. Saul arkasına bakınca, Davut eğilip yüzüstü yere kapandı.
1.Sa.24: 9 "'Davut sana kötülük yapmak istiyor diyenlerin sözlerini neden önemsiyorsun?" dedi,
1.Sa.24: 10 "Bugün RAB'bin mağarada seni elime nasıl teslim ettiğini gözünle görüyorsun. Bazıları seni öldürmemi istedi. Ama ben seni esirgeyip, 'Efendime el kaldırmayacağım, çünkü o RAB'bin meshettiği kişidir dedim.
1.Sa.24: 11 Ey baba, cüppenin eteğinden kesilmiş, elimdeki şu parçaya
bak; evet, bak! Cüppenden bir parça kestim, ama seni öldürmedim.
Bundan ötürü içimde kötülük ve başkaldırma düşüncesi olmadığını
iyice bilesin. Sana kötülük yapmadığım halde sen beni öldürmeye çalışıyorsun.
1.Sa.24: 12 RAB aramızda yargıç olsun ve benim öcümü senden O alsın.
Ama ben elimi sana karşı kaldırmayacağım.
1.Sa.24: 13 Eskilerin şu, 'Kötülük kötü kişilerden gelir deyişi
uyarınca elim sana karşı kalkmayacaktır.
1.Sa.24: 14 İsrail Kralı kime karşı çıkmış? Sen kimi kovalıyorsun? Ölü
bir köpek mi? Bir pire mi?
1.Sa.24: 15 RAB yargıç olsun ve hangimizin haklı olduğuna O karar
versin. RAB davama baksın ve beni savunup senin elinden kurtarsın."
1.Sa.24: 16 Davut söylediklerini bitirince, Saul, "Davut oğlum, bu
senin sesin mi?" diye sordu ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
1.Sa.24: 17 Sonra, "Sen benden daha doğru bir adamsın" dedi, "Sana
kötülük yaptığım halde sen bana iyilikle karşılık verdin.
1.Sa.24: 18 Bugün bana iyi davrandığını kanıtladın: RAB beni eline
teslim ettiği halde beni öldürmedin.
1.Sa.24: 19 Düşmanını yakalayan biri onu güvenlik içinde salıverir mi?
Bugün bana yaptığın iyiliğe karşılık RAB de seni iyilikle ödüllendirsin.
1.Sa.24: 20 Şimdi anladım ki, sen gerçekten kral olacaksın ve İsrail
Krallığı senin egemenliğin altında sürecek.
1.Sa.24: 21 Benden sonra soyumu ortadan kaldırmayacağına, babamın
ailesinden adımı silmeyeceğine dair RAB'bin önünde ant iç."
1.Sa.24: 22 Davut Saul'un istediği gibi ant içti. Sonra Saul evine
döndü. Davut'la adamları da sığınağa gittiler.
Davut, Naval ve Avigayil
BÖLÜM 25
1.Sa.25: 1 Bu sırada Samuel öldü. Bütün İsrailliler toplanıp onun için yas tuttular. Onu Rama'daki evine gömdüler. Bundan sonra Davut Maon*fo* Çölü'ne gitti.
D Not 25:1 Septuaginta "Maon", Masoretik metin "Paran".
1.Sa.25: 2 Maon'da çok varlıklı bir adam vardı; işi Karmel'deydi. Üç bin koyunu, bin keçisi vardı. O sırada Karmel'de koyunlarını kırkmaktaydı.
1.Sa.25: 3 Adamın adı Naval, karısının adı da Avigayil'di. Kadın sağgörülü ve güzeldi. Ama Kalev soyundan gelen kocası kaba, kötü huylu biriydi.
1.Sa.25: 4 Davut kırdayken, Naval'ın koyunlarını kırktığını duydu.
1.Sa.25: 5 On uşağı şu buyrukla ona gönderdi: "Karmel'de Naval'ın
yanına gidin. Benden ona selam söyleyip
1.Sa.25: 6 şöyle deyin: 'Ömrün uzun olsun! Sana, ailene ve sana bağlı
olan herkese esenlik olsun!
1.Sa.25: 7 Şimdi koyunların kırkma zamanı olduğunu duydum. Çobanların bizimle birlikteyken, onları incitmedik. Karmel'de kaldıkları sürece hiçbir kayıpları olmadı.
1.Sa.25: 8 Uşaklarına sor, sana söyleyecekler. Bunun için adamlarıma
yakınlık göster. Çünkü sana şenlik zamanında geldik. Lütfen
kullarına ve oğlun Davut'a elinden geleni ver."
1.Sa.25: 9 Davut'un adamları varıp Davut adına bu sözleri Naval'a
ilettiler ve beklemeye başladılar.
1.Sa.25: 10 Ne var ki, Naval Davut'un adamlarına şu karşılığı verdi:
"Bu Davut da kim? İşay'ın oğlu da kim oluyor? Bu günlerde birçok
köle efendilerini bırakıp kaçıyor.
1.Sa.25: 11 Ekmeğimi, suyumu, kırkıcılarım için kestiğim hayvanların
etini alıp nereden geldiklerini bilmediğim kişilere mi vereyim?"
1.Sa.25: 12 Davut'un adamları geldikleri yoldan döndüler ve Naval'ın
bütün söylediklerini Davut'a bildirdiler.
1.Sa.25: 13 Davut adamlarına, "Herkes kılıcını kuşansın!" diye buyruk verdi. Davut da, adamları da kılıçlarını kuşandılar. Yaklaşık dört yüz adam Davut'la birlikte gitti; iki yüz kişi de erzağın yanında kaldı.
1.Sa.25: 14 Naval'ın uşaklarından biri, Naval'ın karısı Avigayil'e,
"Davut efendimiz Naval'a esenlik dilemek için kırdan ulaklar
gönderdi" dedi, "Ama Naval onları tersledi.
1.Sa.25: 15 Oysa adamlar bize çok iyi davrandılar. Bizi incitmediler.
Kırda onlarla birlikte kaldığımız sürece hiçbir şeyimiz kaybolmadı.
1.Sa.25: 16 Koyunlarımızı güderken, yanlarında kaldığımız sürece gece
gündüz bizi korudular.
1.Sa.25: 17 Şimdi ne yapman gerektiğini iyi düşün. Çünkü efendimize ve
bütün ailesine kötülük yapmayı tasarlıyorlar. Üstelik efendimiz
o kadar kötü ki, kimse ona bir şey söyleyemiyor."
1.Sa.25: 18 Bunun üzerine Avigayil, hiç zaman yitirmeden, iki yüz ekmek, iki tulum şarap, hazırlanmış beş koyun, beş sea kavrulmuş buğday*fö*, yüz salkım kuru üzüm ve iki yüz parça incir pestili alıp eşeklere yükledi.
D Not 25:18 "Beş sea buğday": Yaklaşık 30 kg.
1.Sa.25: 19 Sonra uşaklarına, "Önümden gidin, ben arkanızdan geliyorum"
dedi. Kocası Naval'a hiçbir şey söylemedi.
1.Sa.25: 20 Avigayil eşeğe binmiş, dağın öbür yolundan inerken,
Davut'la adamları da ona doğru ilerliyorlardı. Avigayil onlarla karşılaştı.
1.Sa.25: 21 Davut, "Bu adamın kırdaki malını doğrusu boş yere korudum" demişti, "Onun mallarından hiçbir şey eksilmedi. Öyleyken bana iyilik yapacağına kötülükle karşılık verdi.
1.Sa.25: 22 Eğer sabaha dek adamlarından tek birini bile sağ bırakırsam, Tanrı bana*fp* aynısını, hatta daha kötüsünü yapsın!"
D Not 25:22 Septuaginta "Bana", Masoretik metin "Davut'un düşmanlarına".
1.Sa.25: 23 Avigayil Davut'u görünce hemen eşekten indi; Davut'un
önünde eğilip yüzüstü yere kapandı.
1.Sa.25: 24 Onun ayaklarına kapanarak şöyle yalvardı: "Efendim, suçu
ben, yalnız ben üstüme alıyorum. İzin ver, ben kölen seninle konuşsun, onun söyleyeceklerini dinle.
1.Sa.25: 25 Yalvarırım, efendim, o kötü adam Naval'a aldırma. Çünkü
kişiliği tıpkı adı gibidir. Adı akılsız anlamına gelir; kendisi de akılsızın biridir. Ben kulun, efendim Davut'un gönderdiği ulakları görmedim.
1.Sa.25: 26 "Ama şimdi, ey efendim, RAB senin kan dökmene ve kendi elinle öç almana engel oldu. Yaşayan RAB'bin adı ve senin yaşamın hakkı için yalvarırım, düşmanların ve efendime kötülük tasarlayanların tümü Naval gibi olsun.
1.Sa.25: 27 Ben kölenin efendime getirdiği bu armağan, seni izleyen adamlarına verilsin.
1.Sa.25: 28 Lütfen kölenin suçunu bağışla. RAB kesinlikle efendimin soyunu sürdürecektir; çünkü efendim RAB'bin savaşlarını sürdürüyor. Yaşadığın sürece sende hiçbir haksızlık bulunmasın.
1.Sa.25: 29 Biri kalkıp seni öldürmek amacıyla ardına düşerse, yaşamını Tanrın RAB güven altında tutacaktır; düşmanlarını sapanla taş atar gibi fırlatıp atacaktır.
1.Sa.25: 30 RAB, efendime söz verdiği bütün iyilikleri yerine getirip onu İsrail'e önder atadığında,
1.Sa.25: 31 kendi öcünü almak uğruna boş yere kan dökmediğin için pişmanlık ve üzüntü duymayacaksın. RAB efendimi başarıya ulaştırdığında köleni anımsa."
1.Sa.25: 32 Davut, "Bugün seni karşıma çıkaran İsrail'in Tanrısı RAB'be
övgüler olsun!" diye karşılık verdi,
1.Sa.25: 33 "Anlayışını kutlarım! Bugün kan dökmemi ve öcümü elimle
almamı engellediğin için seni kutlarım.
1.Sa.25: 34 Doğrusu sana kötülük etmemi önleyen İsrail'in Tanrısı yaşayan RAB'bin adıyla derim ki, beni karşılamak için hemen gelmemiş olsaydın, gün doğuncaya dek Naval'ın adamlarından hiçbiri sağ kalmayacaktı."
1.Sa.25: 35 Avigayil'in kendisine getirdiklerini kabul eden Davut, "Esenlikle evine dön. Sözlerine kulak verip dileğini kabul ettim" dedi.
1.Sa.25: 36 Avigayil Naval'ın yanına döndü. Naval evinde krallara
yaraşır bir şölen düzenlemişti. Çok sarhoş olduğundan neşeliydi.
Bu yüzden Avigayil sabaha dek ona bir şey söylemedi.
1.Sa.25: 37 Ama ertesi sabah Naval ayılınca karısı ona olup bitenleri
anlattı. İşte o an Naval'ın kalbi sıkıştı ve felç oldu.
1.Sa.25: 38 Yaklaşık on gün sonra da RAB Naval'ı cezalandırıp öldürdü.
1.Sa.25: 39 Davut, Naval'ın öldüğünü duyunca, "Beni küçümseyen Naval'a
karşı davama bakan, kulunu kötülük etmekten alıkoyan RAB'be övgüler olsun!" dedi, "RAB Naval'ın kötülüğünü onun başına döndürdü." Sonra Davut Avigayil'e evlenme teklifinde bulunmak için ulaklar gönderdi.
1.Sa.25: 40 Davut'un ulakları Karmel'e, Avigayil'in yanına varıp,
"Davut sana evlenme teklifinde bulunmak için bizi gönderdi" dediler.
1.Sa.25: 41 Avigayil yüzüstü yere kapanarak, "Ben kölen sana hizmet
etmeye ve efendimin ulaklarının ayaklarını yıkamaya hazırım" diye yanıtladı.
1.Sa.25: 42 Hemen kalkıp eşeğe bindi. Yanına beş hizmetçisini alıp
Davut'un ulaklarını izleyerek yola koyuldu. Sonra Davut'un karısı oldu.
1.Sa.25: 43 Davut Yizreelli Ahinoam'ı da eş olarak almıştı. Böylece
ikisi de onun karısı oldular.
1.Sa.25: 44 Bu arada Saul, Davut'un karısı olan kızı Mikal'ı Gallimli
Layiş oğlu Palti'ye vermişti.
Davut Yine Saul'un Canını Bağışlıyor
BÖLÜM 26
1.Sa.26: 1 Zifliler Giva'ya, Saul'un yanına gidip, "Davut Yeşimon'a
bakan Hakila Tepesi'nde gizleniyor" dediler.
1.Sa.26: 2 Bunun üzerine Saul üç bin seçme İsrailli askerle Zif
Çölü'nde Davut'u aramaya çıktı.
1.Sa.26: 3 Yeşimon'a bakan Hakila Tepesi'nde, yol kenarında ordugah
kurdu. Kırda bulunan Davut, Saul'un peşine düştüğünü anlayınca,
1.Sa.26: 4 gözcü gönderdi. Böylece Saul'un oraya geldiğini saptadı.
1.Sa.26: 5 Bunun üzerine Davut, Saul'un ordugah kurduğu yere gitti ve Saul'la ordusunun başkomutanı Ner oğlu Avner'in nerede yattıklarını gördü. Saul ordugahın ortasında, askerler de çevresinde yatıyorlardı.
1.Sa.26: 6 O zaman Davut, Hititli* Ahimelek ile Yoav'ın kardeşi, Seruya oğlu Avişay'a, "Kim benimle ordugaha, Saul'un yanına gelecek?" diye sordu.
Avişay, "Ben seninle geleceğim" diye karşılık verdi.
1.Sa.26: 7 Davut'la Avişay o gece ordugaha girdiler. Saul, mızrağı
başucunda yere saplanmış, ordugahın ortasında uyuyordu. Avner'le
askerler de çevresinde uyuyorlardı.
1.Sa.26: 8 Avişay Davut'a, "Bugün Tanrı düşmanını senin eline teslim etti" dedi, "Şimdi bırak da, onu kendi mızrağıyla bir atışta yere çakayım. İkinci kez vurmama gerek kalmayacak."
1.Sa.26: 9 Ne var ki Davut, "Onu öldürme!" dedi, "RAB'bin meshettiği* kişiye kim el uzatırsa, suçlu çıkar.
1.Sa.26: 10 Yaşayan RAB'bin adıyla derim ki, RAB kendisi onu öldürecektir; ya günü gelince ölecek, ya da savaşta vurulup yok olacak.
1.Sa.26: 11 Ama RAB'bin meshettiği kişiye el uzatmaktan RAB beni uzak
tutsun! Haydi, Saul'un başucundaki mızrakla su matarasını al da gidelim."
1.Sa.26: 12 Böylece Davut Saul'un başucundan mızrağını ve su matarasını
aldı. Sonra oradan uzaklaştılar. Onları gören olmadı. Kimse olup bitenin farkına varmadı, uyanan da olmadı. Hepsi uyuyorlardı, çünkü RAB onlara derin bir uyku vermişti.
1.Sa.26: 13 Davut karşı yakaya geçip tepenin üstünde, onlardan uzak bir
yerde durdu. Aralarında epeyce mesafe vardı.
1.Sa.26: 14 Davut askerlere ve Ner oğlu Avner'e, "Ey Avner, bana yanıt vermeyecek misin?" diye seslendi. Avner, "Sen kimsin ki krala sesleniyorsun?" diye karşılık verdi.
1.Sa.26: 15 Davut, "Sen yiğit biri değil misin?" dedi, "İsrail'de senin
gibisi var mı? Öyleyse neden efendin kralı korumadın? Çünkü biri
onu öldürmek için ordugaha girdi.
1.Sa.26: 16 Görevini iyi yapmadın. Yaşayan RAB'bin adıyla derim ki,
hepiniz ölümü hak ettiniz; çünkü efendinizi, RAB'bin meshettiği kişiyi korumadınız. Bak bakalım, kralın başucundaki mızrağıyla su matarası nerede?"
1.Sa.26: 17 Davut'un sesini tanıyan Saul, "Davut, oğlum, bu senin sesin
mi?" diye sordu. Davut, "Evet, efendim kral, benim sesim" diye karşılık verdi,
1.Sa.26: 18 "Efendim, ben kulunu neden kovalıyorsun? Ne yaptım? Ne suç
işledim?
1.Sa.26: 19 Lütfen, efendim kral, kulunun sözlerine kulak ver. Eğer
seni bana karşı kışkırtan RAB ise, bir sunu O'nu yatıştırır. Ama
bunu yapan insanlarsa, RAB'bin önünde lanetli olsunlar! Çünkü,
'Git, başka ilahlara kulluk et diyerek, RAB'bin mirasından bana
düşen paydan bugün beni uzaklaştırdılar.
1.Sa.26: 20 Ne olur, kanım RAB'den uzak topraklara dökülmesin. İsrail
Kralı, dağlarda keklik avlayan avcı gibi, bir pireyi avlamaya çıkmış!"
1.Sa.26: 21 Bunun üzerine Saul, "Günah işledim" diye karşılık verdi, "Davut, oğlum, geri dön. Bugün yaşamıma değer verdiğin için sana bir daha kötülük yapmayacağım. Gerçekten akılsızca davrandım, çok büyük yanlışlık yaptım."
1.Sa.26: 22 Davut, "İşte kralın mızrağı!" dedi, "Adamlarından biri gelip alsın.
1.Sa.26: 23 RAB herkesi doğruluğuna ve bağlılığına göre ödüllendirir.
Bugün RAB seni elime teslim ettiği halde, ben RAB'bin meshettiği
kişiye elimi uzatmak istemedim.
1.Sa.26: 24 Bugün ben senin yaşamına nasıl değer verdiysem, RAB de
benim yaşamıma öyle değer versin ve beni her sıkıntıdan kurtarsın."
1.Sa.26: 25 Saul, "Davut, oğlum, RAB seni kutsasın!" dedi, "Sen
kesinlikle büyük işler yapacak, başarılı olacaksın!" Bundan sonra
Davut yoluna koyuldu, Saul da evine döndü.
Davut Filistliler Arasında
BÖLÜM 27
1.Sa.27: 1 Davut, "Bir gün Saul'un eliyle yok olacağım" diye düşündü,
"Benim için en iyisi hemen Filist topraklarına kaçmak. O zaman
Saul İsrail'in her yanında beni aramaktan vazgeçer; ben de onun
elinden kurtulmuş olurum."
1.Sa.27: 2 Böylece Davut'la yanındaki altı yüz kişi kalkıp Gat Kralı
Maok oğlu Akiş'in tarafına geçtiler.
1.Sa.27: 3 Aileleriyle birlikte Gat'ta Akiş'in yanına yerleştiler. İki
karısı Yizreelli Ahinoam'la Karmelli Naval'ın dul karısı Avigayil
de Davut'un yanındaydı.
1.Sa.27: 4 Saul Davut'un Gat'a kaçtığını duyunca, artık onu aramaktan
vazgeçti.
1.Sa.27: 5 Davut Akiş'e, "Benden hoşnut kaldıysan, çevre kentlerden
birinde bana bir yer versinler de orada oturayım" dedi, "Çünkü
ben kulunun seninle birlikte kral kentinde yaşamasına gerek yok."
1.Sa.27: 6 Akiş o gün ona Ziklak Kenti'ni verdi. Bundan ötürü Ziklak
bugün de Yahuda krallarına aittir.
1.Sa.27: 7 Davut Filist topraklarında bir yıl dört ay yaşadı.
1.Sa.27: 8 Bu süre içinde Davut'la adamları gidip Geşurlular'a, Girizliler'e ve Amalekliler'e baskınlar yaptılar. Bunlar uzun zamandan beri Şur'a, hatta Mısır'a dek uzanan topraklarda yaşıyorlardı.
1.Sa.27: 9 Davut bir bölgeye saldırdığında kadın erkek demez, kimseyi sağ bırakmazdı; yalnız davarları, sığırları, eşekleri, develeri ve giysileri alıp Akiş'e dönerdi.
1.Sa.27: 10 Akiş, "Bugün nerelere baskın düzenlediniz?" diye sorardı. Davut da, "Yahuda'nın güneyine, Yerahmeelliler'in ve Kenliler'in güney bölgesine saldırdık" derdi.
1.Sa.27: 11 Davut, kendisiyle Gat'a kimseyi götürmemek için kadın erkek
kimseyi sağ bırakmazdı. Çünkü, "Gat'a gidip, 'Davut şöyle yaptı, böyle yaptı diyerek bize karşı bilgi aktarmasınlar" diye düşünürdü. Davut, Filist topraklarında yaşadığı sürece bu yöntemi uyguladı.
1.Sa.27: 12 Akiş Davut'a güven duymaya başladı. "Davut kendi halkı olan
İsrailliler'in nefretine uğradı. Bundan böyle benim hizmetimde kalacak" diye düşünüyordu.
BÖLÜM 28
1.Sa.28: 1 O sırada Filistliler İsrail'le savaşmak için askeri
birliklerini topladılar. Akiş Davut'a, "Adamlarınla birlikte
benim yanımda savaşacağını bilmelisin" dedi.
1.Sa.28: 2 Davut, "O zaman sen de kulunun neler yapabileceğini göreceksin!" diye karşılık verdi. Akiş, "İyi!" dedi, "Yaşadığın sürece seni kendime koruma görevlisi atayacağım."
Saul Ruhlara Danışıyor
1.Sa.28: 3 Samuel ölmüş, bütün İsrail halkı onun için yas tutmuştu. Onu kendi kenti Rama'da gömmüşlerdi. Saul da cincilerle ruhlara danışanları ülkeden kovmuştu.
1.Sa.28: 4 Filistliler toplanıp Şunem'e gittiler ve orada ordugah kurdular. Saul da bütün İsrailliler'i toplayıp Gilboa Dağı'nda ordugah kurdu.
1.Sa.28: 5 Saul Filist ordusunu görünce korkup büyük dehşete kapıldı.
1.Sa.28: 6 RAB'be danıştıysa da, RAB ona ne düşlerle, ne Urim*, ne de
peygamberler aracılığıyla yanıt verdi.
1.Sa.28: 7 Bunun üzerine Saul görevlilerine, "Bana bir cinci kadın bulun da varıp ona danışayım" diye buyruk verdi. Görevliler, "Eyn-Dor'da bir cinci kadın var" dediler.
1.Sa.28: 8 Böylece Saul başka giysilere bürünüp kılığını değiştirdi. Geceleyin yanına iki kişi alıp kadının yaşadığı yere gitti. Kadına, "Lütfen benim için ruhlara danış ve sana söyleyeceğim kişiyi çağır" dedi.
1.Sa.28: 9 Ama kadın ona şu karşılığı verdi: "Saul'un neler yaptığını,
cincilerle ruhlara danışanları ülkeden kovduğunu biliyorsun.
Öyleyse neden beni öldürmek için tuzak kuruyorsun?"
1.Sa.28: 10 Saul, "Yaşayan RAB'bin adıyla derim ki, bundan sana bir
kötülük gelmeyecek" diye ant içti.
1.Sa.28: 11 Bunun üzerine kadın, "Sana kimi çağırayım?" diye sordu.
Saul, "Bana Samuel'i çağır" dedi.
1.Sa.28: 12 Kadın, Samuel'i görünce çığlık atarak, "Sen Saul'sun! Neden
beni kandırdın?" dedi.
1.Sa.28: 13 Kral ona, "Korkma!" dedi, "Ne görüyorsun?" Kadın, "Yerin altından çıkan bir ilah görüyorum" diye karşılık verdi.
1.Sa.28: 14 Saul, "Neye benziyor?" diye sordu. Kadın, "Cüppe giymiş yaşlı bir adam yukarıya çıkıyor" dedi. O zaman Saul onun Samuel olduğunu anladı; eğilip yüzüstü yere kapandı.
1.Sa.28: 15 Samuel Saul'a, "Neden beni çağırtıp rahatsız ettin?" dedi. Saul, "Büyük sıkıntı içindeyim" diye yanıtladı, "Filistliler bana karşı savaşıyor ve Tanrı da beni terk etti. Artık bana ne peygamberler aracılığıyla, ne de düşlerle yanıt veriyor. Bu
yüzden, ne yapmam gerektiğini bana bildirmen için seni çağırttım."
1.Sa.28: 16 Samuel, "RAB seni terk edip sana düşman olduğuna göre, neden bana danışıyorsun?" dedi,
1.Sa.28: 17 "RAB benim aracılığımla söylediğini yaptı, krallığı senden
alıp soydaşın Davut'a verdi.
1.Sa.28: 18 Çünkü sen RAB'bin buyruğuna uymadın, O'nun alevlenen öfkesini Amalekliler'e uygulamadın. RAB bugün bunları bu yüzden başına getirdi.
1.Sa.28: 19 RAB seni de, İsrail halkını da Filistliler'in eline teslim
edecek. Yarın sen ve oğulların bana katılacaksınız. RAB İsrail
ordusunu da Filistliler'in eline teslim edecek."
1.Sa.28: 20 Saul birden boylu boyunca yere düştü. Samuel'in sözlerinden
ötürü büyük korkuya kapıldı. Gücü de kalmamıştı; çünkü bütün gün,
bütün gece yemek yememişti.
1.Sa.28: 21 Kadın Saul'a yaklaştı. Onun büyük şaşkınlık içinde olduğunu görünce, "Bak, kölen sözünü dinledi" dedi, "Canımı tehlikeye atarak benden istediğini yaptım.
1.Sa.28: 22 Şimdi lütfen kölenin söyleyeceğini dinle. İzin ver de, önüne biraz yemek koyayım. Yoluna devam edecek gücün olması için yemek yemelisin."
1.Sa.28: 23 Ama Saul, "Yemem" diyerek reddetti. Ancak hizmetkârlarıyla
kadın zorlayınca, onların dediğini yaptı. Yerden kalkıp yatağın üzerine oturdu.
1.Sa.28: 24 Kadının evinde besili bir dana vardı. Kadın onu hemen
kesti. Un alıp yoğurdu ve mayasız ekmek pişirdi.
1.Sa.28: 25 Sonra Saul'la görevlilerinin önüne koydu. Onlar da yediler.
Sonra o gece kalkıp gittiler.
Akiş Davut'u Ziklak'a Gönderiyor
BÖLÜM 29
1.Sa.29: 1 Filistliler bütün ordularını Afek'te topladılar. İsrailliler ise Yizreel'deki pınarın yanına kurdukları ordugahta kalıyorlardı.
1.Sa.29: 2 Filist beyleri yüzer ve biner kişilik birliklerle ilerliyordu. Davut'la adamlarıysa Akiş'le birlikte geriden geliyorlardı.
1.Sa.29: 3 Filistli komutanlar, "Bu İbraniler'in burada ne işi var?"
diye sorunca, Akiş şu karşılığı verdi: "Bu, İsrail Kralı Saul'un
görevlisi Davut'tur. Bir yıldan uzun süredir yanımda kalıyor.
Bana geldiğinden beri kendisinde hiçbir kötülük bulamadım."
1.Sa.29: 4 Ama Filistli komutanlar Akiş'e öfkelendiler. "Adamı geri
gönder, kendisine verdiğin yere dönsün" dediler, "Bizimle
birlikte savaşa gelmesin; yoksa savaş sırasında bize karşı çıkar.
Efendisinin beğenisini nasıl kazanabilir? Adamlarımızın başını
ona vermekten daha iyi bir yol bulabilir mi?
1.Sa.29: 5 Çalıp oynarken,
'Saul binlercesini öldürdü,
Davut'sa on binlercesini
diye hakkında ezgiler okudukları Davut değil mi bu?"
1.Sa.29: 6 Bunun üzerine Akiş, Davut'u çağırıp, "Yaşayan RAB'bin adıyla
derim ki, sen dürüst bir kişisin" dedi, "Benimle birlikte savaşa
katılmanı isterdim. Yanıma geldiğin günden bu yana ters bir
davranışını görmedim. Ama Filist beyleri seni uygun görmedi.
1.Sa.29: 7 Şimdi geri dön ve esenlikle git. Filist beylerinin gözünde
ters bir davranışta bulunma."
1.Sa.29: 8 Davut, "Ama ben ne yaptım?" diye sordu, "Yanına geldiğimden
bu yana bende ne buldun ki, gidip efendim kralın düşmanlarına
karşı savaşmayayım?"
1.Sa.29: 9 Akiş, "Biliyorum, sen benim gözümde Tanrı'nın bir meleği
gibi iyisin" diye yanıtladı, "Ne var ki Filistli komutanlar,
'Bizimle savaşa gelmesin diyorlar.
1.Sa.29: 10 Seninle gelmiş olan efendin Saul'un kullarıyla birlikte
sabah erkenden kalkın ve tan ağarır ağarmaz gidin."
1.Sa.29: 11 Böylece Davut'la adamları Filist ülkesine dönmek üzere
sabah erkenden kalktılar. Filistliler ise Yizreel'e gittiler.
Davut Amalekliler'i Bozguna Uğratıyor
BÖLÜM 30
1.Sa.30: 1 Davut'la adamları üçüncü gün Ziklak Kenti'ne vardılar. Bu arada Amalekliler Negev bölgesiyle Ziklak'a baskın yapmış, Ziklak Kenti'ni yakıp yıkmışlardı.
1.Sa.30: 2 Kimseyi öldürmemişlerdi, ama kadınlarla orada yaşayan genç,
yaşlı herkesi tutsak etmişlerdi. Sonra onları da yanlarına alıp yollarına gitmişlerdi.
1.Sa.30: 3 Davut'la adamları oraya varınca kentin ateşe verildiğini,
karılarının, oğullarının, kızlarının tutsak alındığını anladılar.
1.Sa.30: 4 Güçleri tükeninceye dek hıçkıra hıçkıra ağladılar.
1.Sa.30: 5 Davut'un iki karısı, Yizreelli Ahinoam ile Karmelli Naval'ın
dulu Avigayil de tutsak edilmişti.
1.Sa.30: 6 Davut büyük sıkıntı içindeydi. Çünkü herkes oğulları, kızları için acı çekiyor ve, "Davut'u taşlayalım" diyordu. Ama Davut, Tanrısı RAB'de güç bularak,
1.Sa.30: 7 Ahimelek oğlu Kâhin Aviyatar'a, "Bana efodu* getir" dedi. Aviyatar efodu getirdi.
1.Sa.30: 8 Davut RAB'be danışarak, "Bu akıncıların ardına düşersem,
onlara yetişir miyim?" diye sordu. RAB, "Artlarına düş, kesinlikle onlara yetişip tutsakları kurtaracaksın" diye yanıtladı.
1.Sa.30: 9-10 Bunun üzerine Davut yanındaki altı yüz kişiyle yola
çıktı. Besor Vadisi'ne geldiler. Vadiyi geçemeyecek kadar bitkin
düşen iki yüz kişi orada kaldı. Davut dört yüz kişiyle akıncıları
kovalamayı sürdürdü.
1.Sa.30: 11 Kırda bir Mısırlı bulup Davut'a getirdiler. Yiyip içmesi
için ona yiyecek, içecek verdiler.
1.Sa.30: 12 Bir parça incir pestili ile iki salkım kuru üzüm de
verdiler. Adam yiyince canlandı. Üç gün üç gecedir yiyip içmemişti.
1.Sa.30: 13 Davut ona, "Kime bağlısın? Nerelisin?" diye sordu.
Genç adam, "Mısırlı'yım, bir Amalekli'nin kölesiyim" diye
yanıtladı, "Üç gün önce hastalanınca, efendim beni bıraktı.
1.Sa.30: 14 Keretliler'in güney sınırlarına, Yahuda topraklarına,
Kalev'in güneyine baskınlar düzenlemiş, Ziklak Kenti'ni de ateşe vermiştik."
1.Sa.30: 15 Davut, "Beni bu akıncılara götürebilir misin?" diye sordu.
Mısırlı genç, "Beni öldürmeyeceğine ya da efendimin eline teslim
etmeyeceğine dair Tanrı'nın önünde ant içersen, seni akıncıların
olduğu yere götürürüm" diye karşılık verdi.
1.Sa.30: 16 Böylece Mısırlı Davut'u götürdü. Akıncılar dört bir yana
dağılmışlardı. Filist ve Yahuda topraklarından topladıkları büyük
yağmadan yiyip içiyor, eğlenip oynuyorlardı.
1.Sa.30: 17 Davut ertesi gün tan vaktinden akşama dek onları öldürdü.
Develere binip kaçan dört yüz genç dışında içlerinden kurtulan olmadı.
1.Sa.30: 18 Davut Amalekliler'in ele geçirdiği her şeyi, bu arada da
iki karısını kurtardı.
1.Sa.30: 19 Gençler, yaşlılar, oğullar, kızlar, yağmalanan mallar, kısacası Amalekliler'in aldıklarından hiçbir şey eksik kalmadı. Davut tümünü geri aldı.
1.Sa.30: 20 Bütün koyunlarla sığırları da aldı. Adamları, bunları öbür
hayvanların önünden sürerek, "Bunlar Davut'un yağmaladıkları" diyorlardı.
1.Sa.30: 21 Bundan sonra Davut, daha ileriye gidemeyecek kadar bitkin
düşüp Besor Vadisi'nde kalan iki yüz kişinin bulunduğu yere vardı. Onlar da Davut'la yanındakileri karşılamaya çıktılar. Davut yaklaşınca onlara esenlik diledi.
1.Sa.30: 22 Ama Davut'la giden adamlardan kötü ve değersiz olanların tümü, "Madem bizimle birlikte gitmediler, geri aldığımız yağmadan onlara hiçbir pay vermeyeceğiz" dediler, "Her biri yalnız karısıyla çocuklarını alıp gitsin."
1.Sa.30: 23 Ama Davut, "Hayır, kardeşlerim!" dedi, "RAB'bin bize verdikleri konusunda böyle davranamayız! O bizi korudu ve bize saldıran akıncıları elimize teslim etti.
1.Sa.30: 24 Sizin bu söylediklerinizi kim kabul eder? Savaşa gidenle
eşyanın yanında kalanın payı aynıdır. Her şey eşit paylaşılacak!"
1.Sa.30: 25 O günden sonra Davut bunu İsrail için bugüne dek geçerli
bir kural ve ilke haline getirdi.
1.Sa.30: 26 Davut Ziklak'a dönünce, dostları olan Yahuda ileri
gelenlerine yağma mallardan göndererek, "İşte RAB'bin
düşmanlarından yağmalanan mallardan size bir armağan" dedi.
1.Sa.30: 27 Sonra Beytel, Negev'deki Ramot, Yattir,
1.Sa.30: 28 Aroer, Sifmot, Eştemoa,
1.Sa.30: 29 Rakal, Yerahmeelliler'in, Kenliler'in kentlerinde,
1.Sa.30: 30 Horma, Bor-Aşan, Atak,
1.Sa.30: 31 Hevron'da oturanlara ve adamlarıyla birlikte sık sık
uğradığı yerlerin tümüne yağmalanan mallardan gönderdi.
Saul'la Oğullarının Ölümü
(1Ta.10:1-12)
BÖLÜM 31
1.Sa.31: 1 Filistliler İsrailliler'le savaşa tutuştu. İsrailliler Filistliler'in önünden kaçtı. Birçoğu Gilboa Dağı'nda ölüp yere serildi.
1.Sa.31: 2 Filistliler Saul'la oğullarının ardına düştüler. Saul'un oğulları Yonatan'ı, Avinadav'ı ve Malkişua'yı yakalayıp öldürdüler.
1.Sa.31: 3 Saul'un çevresinde savaş kızıştı. Derken Saul Filistli okçular tarafından vuruldu ve ağır yaralandı.
1.Sa.31: 4 Saul, silahını taşıyan adama, "Kılıcını çek de bana sapla" dedi, "Yoksa bu sünnetsizler* gelip bana kılıç saplayacak ve benimle alay edecekler."
Ama silah taşıyıcısı büyük bir korkuya kapılarak bunu yapmak
istemedi. Bunun üzerine Saul kılıcını çekip kendini üzerine attı.
1.Sa.31: 5 Saul'un öldüğünü görünce, silah taşıyıcısı da kendini
kılıcının üzerine attı ve Saul'la birlikte öldü.
1.Sa.31: 6 Böylece Saul, üç oğlu, silah taşıyıcısı ve bütün adamları
aynı gün öldüler.
1.Sa.31: 7 Vadinin öbür tarafında ve Şeria Irmağı'nın karşı yakasında oturan İsrailliler, İsrail ordusunun kaçtığını, Saul'la oğullarının öldüğünü anlayınca, kentlerini terk edip kaçmaya başladılar. Filistliler gelip bu kentlere yerleştiler.
1.Sa.31: 8 Ertesi gün Filistliler, öldürülenleri soymak için geldiklerinde, Saul'la üç oğlunun Gilboa Dağı'nda öldüğünü gördüler.
1.Sa.31: 9 Saul'un başını kesip silahlarını aldılar. Sonra bu iyi haberin putlarının tapınağında ve halk arasında duyurulması için Filist ülkesinin her yanına ulaklar gönderdiler.
1.Sa.31: 10 Saul'un silahlarını Aştoret'in* tapınağına koyup cesedini
Beytşean Kenti'nin suruna çaktılar.
1.Sa.31: 11 Yaveş-Gilat halkı Filistliler'in Saul'a yaptıklarını duydu.
1.Sa.31: 12 Bütün yiğitler geceleyin yola koyularak Beytşean'a gittiler. Saul'la oğullarının cesetlerini Beytşean surundan indirip Yaveş'e götürdüler, orada yaktılar.
1.Sa.31: 13 Sonra kemiklerini toplayıp Yaveş'teki ılgın ağacının altına gömdüler ve yedi gün oruç* tuttular.