bakma kelimelerin çelimsizliğine
yazdıklarımı candan oku
-ben seni sende sevdim a canım
bundan bin kere farklı doğsa da gün
bu canı sana adadım –azrail bana vız gelir-
bu dumanlı baş bu titrek el bu yaralı yürek
bu kırık kapı –her zaman açık sana
bu sevgi yoluna sebil
öyle bil öyle oku
* * * * * * *
sonbahar bulutları gibi kararıp durma öyle
sen bilmez misin bir damla gülmek
kabul etsen de etmesen de gayrı
bir eski alışkanlık oldu seni sevmek
terki zor –tedavisi imkansız
bir kavurucu ateş düşmüş yüreğime –üşüten
sıtma gibi nöbet nöbet-
çaresizdi ya eski zamanlarda bu dert
biz yeni zamanlardayız
çocuk değilsin artık
öyle bil öyle oku
* * * * * * *
desem ki –geçmişte bekleme yaşlanırsın
hem seni bağlayan ne ki
bu melankolik sevgi –bir yeni leyla mecnun masalı
bak artık sustum –tekrarı yersiz çünkü
yıkılmışlık ve kahır içinde –ne dersin
desem ki –aldırma boş ver
aynalara cizgi vuran zamana esir olmadıkça
sen o sen ben bu ben
-işte bu bir eski avuntu- ne dersin
yıkılmışlık ve kahır içinde
gölgemsi de olsa yavaş yavaş
bazı gerçekler çarpmaya başladı alnımıza
ve sana bunları yazıyorum bu akşam
yıkılmışlık ve kahır içinde
gözlerime yakın bak daha yakın
anam beni kahır için doğurmadı can toprağım
öyle bil öyle oku
* * * * * * *