içimde türkü türkü susar akşamlar
kırlangıç kanatlarının kapanışı ardından
bir garipsi büyür gözleri hasretliliğin
-bu halimi görseniz dostlar
bir çeşiti dersiniz bu deliliğin –
ayıplayın dilediğiniz kadar
ben her akşam her şeyden önce
onu düşünürüm ilkin
* * * * * * *
unut dedin kalktım göçtüm elinden
garib gönlü eylemesi zor gelir
korkuyorum dost düşmanın dilinden
bilmeyene söylemesi zor gelir
* * * * * * *
susmalı –umutlu yarınlarda uyanmak üzere
uyuyan insanlar var -
bizim umutlarımız olmasa da
mutlu geleceklere gebe yarınlar
ve bizim acılarımıza gebe
gelen gece
* * * * * * *
gelen gece
- ben onu ayak seslerinden tanırım -
bir köpek ulur dağlardan gökyüzüne
bütün sessizliğe inat -sanırım
bir daha ulumak için
susar ve yankıyı bekler -
gözlerinde çoban ateşi harıl harıl
kepenekte dört döner düşünceler
hayalle düşle karışık
- ben hasretliyim ben sevdalıyım diyen
bir eski kavalda celallenmiş çoban -
her aklına esen sallamasın geceyi
bakarsın dökülür yıldızlar üçer beşer
olur mu hiç
kim çakacak onları eski yerlerine
burası dağ başı hemşerim
nerede çivi nerede çekiç
- çepeçevre dağlara bakınma öyle
gözyaşı dökecek yok gizli bir yer
acılar karanlığı ürpertse bile
umut kucağında bekler sevgiler -
çepeçevre dağlara bakınma öyle
dağlara çöken karanlık
ama bizim yüreklerimiz hasretliği çeken
yüreğimize konakla gel –çök sessizce
gelen gece
* * * * * * *
söğüt gölgelerinden tedirgin derede ay
gömme çabasında durgun sulara en eski türkülerini
her notasında hasretlik bekleşen –guguk kuşu ötmese
ötmese deme be çoban
yarının kırlangıçları bu türküler üstünde kanat çırpacak
akşamları sermek için üstümüze
garip dağ köyleri akşamlarını
sorana onlar anlatacak
gelen gece
sen yine kaval çalacaksın
uluyan engin köpek gözlerinde
ben yine düşüneceğim bu dipsiz doruksuz sevgiyi
yine ay doğacak yine ötecek guguk kuşu
yine akacak bu dere –bildiğimiz
yüreklerimizde hasretlik
gözlerimizde yıldız yıldız büyüyen sevgi
-hani o unuttuk dediğimiz
unuturuz belki de
gelen gece
* * * * * * *