olan akşam
her bacadan bir duman tüter
tatlı pişer tuzlu pişer
aklıma eminem düşer
tütmeyen bacalara baktıkca
- kaldırıp başını bir baksan
anlarsın sen de
baksana şöyle biraz -
unutulmuşluk yüklü bir kervan
nasıl çökmüş yüreğimde
bilemezsin
boşa cümle itiraz
* * * * * * *
koy beyaz çingeneyi pikaba
koy be adamım
hasretle bıkkınlıkla yıkkınlıkla bağırsın
göç göç göç – ben göçtüm o sevdadan
yalan olmasına yalan da
inanmak istiyor canım –keşke
böyle güzel olsa her yalan
bilemezsin
ben göçtüm o sevdadan
* * * * * * *
olan akşam
ağır ağır serilmede gecenin örtüsü
ufukta bulutlar renk renk
kavalına dönmede eminem türküsü
ağılına koyunlar –kepeneği altına çoban
batmaya hazırlanmada yorgun güneş
bir burukça akşam üstü rüzgarıyla –adım adım
külleri savrulan bu ateş –bu eski sevda
bir eski hasretlik işte- sana hiç anlatamadım
dinlemedin bir kere bile
ne hayalde ne gerçekte ne düşte
görmedin ki
nasıl da ağır ağır serilir dağlara gecenin örtüsü
niye susar cümle kuş cümle böcek
niye bir ağır sessizlik yüklenir dağa taşa
niye kavalına döner eminem türküsü
sormadın ki
kim dinleyecek
* * * * * * *
olan akşam
bu akşam üstü rüzgarı şimdi diner –bekle
ve birazdan sokak fenerleri –binlercesi
sanki birden bire gökten yere – iner ve
devralırlar kentleri alaca karanlıktan
sıradan bir ordunun isimsiz neferleri
zaferlerini kutlarlar sessizce –penceremde
binlerce kedi gözü yanar söner
bakışları pençe pençe
--yüreğimde şeytan gülümser—bu
senin yokluğundur -alaya alınan
bu bitmeyen hasretlik cümbüşü
bu kemiğime işleyen bıçak
bu karışık kabusu
–bu garib düşü-
sen anlamazsan kim anlayacak
* * * * * * *