o kırk birinci haramiydi ali baba
sen görmedin
güpe gündüz ak aydınlıklar ortasında
vermediklerini istiyordu isyankar
alabildiğine öfkeli alabildiğine bar bar
unut diyordu –unut beni
tamam mı diyordu karar bu karar
tamam değildi ama tamam dedik
yalanlığını bile bile
yalandan ölen mi var
işte o sırada bir iblis bize baktı
keyfinden ağzı kulaklarına varan
işt o sırada dayalıydı gözlerimiz kaldırımlara
ve içlerinde göz bebeklerimiz yoktu
işte o sırada keyfinden yerde yuvarlanan
üç yaşındaki oğlanlar edepsizliğinde
bir iblis baktı bize
açılmayan susamın başında
tepine tepine ağlamak isterdim
iblisi mest eden çaresizliğimize
o kırk birinci haramiydi ali baba
sen görmedin
o benim cadımdı pamuk prenses
–en doğrusu
ben yedi cücelerin sekizincisiydim
hiçbir kimse hesaba almadı beni
beyni yüreğine en yakınıydım –en kötüsü
en güçsüzü en delisiydim ve
en yakını olayım isterdim –en yadımdı
ona ait hiçbir şey öğrenemedim
en tatlı yalanlar kadar güzel
bin yalanıma yamalı tek gerçek
ilk değilse de son muradımdı
cadde cadde sokak sokak adım adım
gölgesi oldum kovaladım
dudağımda perçin perçin adı
onun için yazdım çizdim söyledim
akşamlardan sabahlara kadar
oysa o bir buzdağı bir sağır duvar
dediklerimi duymadı
o benim cadımdı pamuk prenses
–en doğrusu
onun dediği dedik benim çaldığım düdüktü velhasılı el kelam
isteklerimizi birbirimize duyuramadık
sanki düşmandık her cephede çarpışan –bencil
bütün inat ve çabalarımıza rağmen
sebil olan altın yıllar yıkılan umutlar
ve kırılan gururlardan sonra
-kazanması gerekirken birimizden biri
ikimiz de –evet ikimiz de yenildik
ve benim cesedim ayakta kaldı –onunki de
ben hayatı bu kadar acımasız bilmezdim
gerçekler bu kadar zalim olmamalıydı
-sevda ve umut babında
değildi olmamasına ama
bizler de mutluluğu kaf dağında belledik
iki kere ikinin her zaman dört etmediğini
bize söylemedi ki dosttan düşmandan bilenler
yıllar sonra biz de bunu anladığımızda
gördük ki eski köprüleri götürmüş eski seller
onun dediği dedik benim çaldığım düdüktü velhasılı el kelam
o beni sevmedi kız ezo gelin
o beni sevmedi düşmanı kadar
bense unuttum eski dost gibi
bu akşam üstünde bu hatıralar
oturmaya değmez eski post gibi
ama üstünde yine biri var
bir uzak bozkırda güneşten kavruk
bir çoban kavalı ayyuka çıkar
o beni sevmedi kız ezo gelin
o beni sevmedi düşmanı kadar