hanlar hanı –hey hanlar hanı
neyi hallettiğini sanıyorsun pineklemekle
görmüyor musun
çingene kızları gibi yorulmaz ve oynak acabalar
her an huzurumuzu çimdiklemekte
bu gülen ayvayı ağlayan narı
göz göz tırnak tırnak diş diş didiklemekte
en katıksız mutluluk düşmanı şu çeribaşı
şu en güvendiğimiz umutların her tökezleyişinde
sokakları tutarken çılgın kahkahaları
bir taraftan seni ikna etmenin telaşında
aldanma hanlar hanı aldanma
bu çöker kalkmaz bu başlar bitmez ulu geceler altında
yüreğinde beslemekten vazgeç bu tedirginlikleri
kara boa yılanları gibi çöreklenmiş
sarıldıkça sarılan sıktıkça sıkan
acabalar yatıyorsa susuşundan yüreklenmiş
ben sensiz yarınlara nasıl inanırım-
- hanlar hanı -hey hanlar hanı
sen inkar edersen bu sevdayı ve bana inanmazsan
bir şey kalmaz yarınlara-adım gibi bildiğim
hatırlanmaz hiçbir şey- silip süpür zaman
ne sendeki güzellik ne benim şairliğim
* * * * *
hanlar hanı –hey hanlar hanı
bu olumsuzluklar kervansarayından
alelacele yollara çıkarma bizi
sırtımıza hörgüç hörgüç hasret yükleyip
yüreğimize koyup deve kuyruğu kadar umut
yollara çıkarma bizi alelacele
–senin de bizim de bilmediğimiz
bir topal eşek çilekeşliğinde
–yollara çıkmaya mecbur muyuz biz
acabalar altında ezilen gözlerimi unutma
ucu içinde kaybolmuş yumaklar gibi
unutulmuşluğun kör kuyularına doğru
yuvarlanan bir korkulu zaman peşinden
al yarınlarımızı artık
gurur adlı bu yaramaz kedinin
sivri tırnaklı pençesinden
* * * * *
hanlar hanı