"ULUSALCILIK ve KEMALİZM",
"KÜÇÜK YAŞAR(!)" YÜZÜNDEN
İRTİFA KAYBEDİYOR !
Hikmet Genç
’Kuvve-i natıka’sına ’girift tezyinat’ edası kesbettirmek için Osmanlıca ve Arapça kelimeleri, garp lisanıyla harmanlayan ’mütebahhir(!)’ hocaefendi, inançsal ritüelleri değersizleştirip, dini, kozmik düşünce ve pozivist bir yaklaşım ile betimleyerek ’Kemalist İslam’ı keşfetmiştir !!!... ( İşte böyle cümleler kurabilen Yaşar Hoca için bir çok kaşalot; ’Vay be !.. Ne kadar çağdaş ve entelektüel bir hoca..’ demektedir.. Halbuki benim gibi ’ortalama Türk yazarı(!)’ dahi bu tür girift cümleler kurabilmektedir. Bu da demektir ki ’ortalamanın altında’ yeteri kadar dangalak mevcuttur !...)
’Ergenekon Davası’ sayesinde, gazete okumanın bambaşka bir keyfi var artık !...
Her sabah, gazetelere göz atarken farklı bir heyecan yaşıyor insan ;
Magazin haberlerini takip eden ’meraklı turşucu’ gibi olduk...
’Dur bakalım, bugün hangi telefon kaydı çıkacak ?.. Kim kiminle, nerede, ne yapmış, kim görmüş, ne demiş ?!..’
Tabi herkes aynı şeyleri hissetmeyebilir..
’Eyvah yeni bir telefon konuşması mı, ucu bana dokunur mu acaba ?..’ diyenle de var elbette...
Örneğin, önceleri Ergenekon Davası’ından büyük keyif alan, daha doğrusu alıyormuş gibi görünen ’sulandırıcı ulusalcılar..’
Ancak onların da eskisi gibi sesi çıkmıyor artık..
Nasıl çıksın ki ?...
Akıllara ziyan telefon kayıtlarına hergün bir yenisi ekleniyor...
PKK ve bazı terör örgütleriyle olan dehşet verici bağlantılar ortaya çıkıyor...
’Vatan Millet Sakarya’ muhabbeti yapıp şehit ailelerine ’şerefsiz köpek’ diyen vatanseverler(!) olduğunu öğreniyoruz...
Bir çok faili meçhul cinayetin izlerine rastlıyoruz...
Hergün yeni bir fişleme listesi karşımıza çıkıyor... Öyle ki, İddianamenin ’arama motorundan(!)’ kendi ismini arıyor binlerce insan...
Darbe planları, suikast krokileri, rüşvet, ihalede yolsuzluk, haraç, gasp...
Hangi birini sulandırsınlar ?!..
Kimi nasıl savunsunlar ?...
Ulusalcı Kemalistler ne yapsınlar şimdi ?
’Ergenekoncular sağolsun !...
Kemalizm irtifa kaybetti, ulusalcılığın karizması çizildi, laikliğin de suyu çıktı...
Hadi şimdi gel de; Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı’na, Kuvayı Milliye Derneği Başkanı’na...
Velhasıl, ’ultra-ulusalcı’ ve ’En Kemalist’ ağabey ve ablalara sahip çık bakalım !...
***
İçeridekiler yetmiyormuş gibi, dışarıdakiler de ulusalcılık ve Kemalizm’in irtifa kaybetme sürecine katkıda bulunuyorlar..
Ergenekon Davası’yla birlikte günbegün su yüzüne çıkan ’derin ilişkiler’, ’Ergenekoncusever(!) medya’nın ’sulandırma’ kabiliyetini kaybetmesine sebep oldu mecburen...
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili’nin eşi ’çete sorgulaması’ kapsamında savcılığa ifade veriyor...
Hadi sulandırın bakalım !...
***
Ulusalcılık ve Kemalizm irtifa kaybetmeye devam ediyor...
YARSAV Başkanı Emin Ağaoğlu’nun sahte çürük raporu aldığı yönündeki iddialar ortalığı kasıp kavuruyor...
1 hafta önce kendisine ’komando olabilir’ belgesi verilen Ağaoğlu, 1 hafta sonraki muayenede çürük çıkıyor...
Raporların orjinal kopyaları gazetelerde dolaşıyor...
Kamuoyu bu durumu anlamıyor.
Nasıl oluyor da oluyor ?!...
Ağaoğlu ’söz konusu Kemalizm’e hizmetse, askerlik hizmeti teferruattır’ mı diyor ?...
Peki Atatürk ne diyor :
"Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur..."
Yoksa sayın Ağaoğlu, bunu bilmiyor mu ?...
’Vücut’ çürükse, ’kafa’ sağlam olur mu ?!...
***
Ulusalcılık ve Kemalizm irtifa kaybetmeye devam ediyor...
Bir reformist(!) Yaşar Hoca eksikti, o da kendi kalesine ’Şahane’ goller atıyor !..
Hani şu Kemalist, ulusalcı olup, ’bütün peygamberler sosyal demokrattı’ diyen laik ilahiyatçıdan söz ediyorum...
’Kuvve-i natıka’sına ’girift tezyinat’ edası kesbettirmek için Osmanlıca ve Arapça kelimeleri, garp lisanıyla harmanlayan ’mütebahhir(!)’ hocaefendi, inançsal ritüelleri değersizleştirip, dini, kozmik düşünce ve pozivist bir yaklaşım ile betimleyerek ’Kemalist İslam’ı keşfetmiştir !!!...
( İşte böyle cümleler kurabilen Yaşar Hoca için bir çok kaşalot; ’Vay be !.. Ne kadar çağdaş ve entelektüel bir hoca..’ demektedir.. Halbuki benim gibi ’ortalama Türk yazarı(!)’ dahi bu tür girift cümleler kurabilmektedir. Bu da demektir ki ’ortalamanın altında’ yeteri kadar dangalak mevcuttur !...)
Son bir kaç gündür Yaşar Hoca’nın, danışmanı, "Şahane Hanım" ile olan ilişkisi tartışılıyor...
Yani çağdaş bir ’Aşk-ı Memnu’ vakası...
Yaşar Hoca bu işten çok rahatsız olmuş..
Laik Hocamızın özel hayatıyla ilgili deruni(!) tartışmalara girmek istemezdim amma, dünkü köşe yazısını okuyunca mevzuya bodoslama duhul etme ihtiyacı hissettim...
Yaşar Hoca şöyle diyor:
"Hortlamış bir sürü Damat Ferit ve Mustafa Sabri ile bütün bunlar yapılır,bütün kaleler bir bir düşürülürken,ülke,aydınlanmanın önünü açanlardan biri olan adamın anıtlaşmış eserlerini yaratan açıktaki o büyük kafasını bırakıp, fermuarının arkasındaki o küçük kafasıyla uğraşıyor..."
Vay bee !..
İşte budur !..
"Ulusalcı kemalist hoca" dediğin, filozof dediğin böyle olmalıdır !..
Yeri geldiğinde "o büyük(!) kafayı bırakıp", fermuarının arkasındaki "o küçük kafayı" da kullanabilmelidir !!...
Anlaşılan o ki; "Yaşar Hoca" bu işi "Şahane(!)" bir şekilde yapmaktadır !..
***
Yalnız şu var ki; "Allah ile Aldatma" konusunda toplumu bilinçlendirmek ve inandırıcı olabilmek için, önce ’karı ile aldatmamayı’ bilmek lazım !...’
Karşısında çok "Şahane(!)" kadınlar olsa da fermuarı kapalı tutup, "Küçük Yaşar"a mukayyet olması şart hocanın !!!...
Tamam, "Küçük Yaşar", "Şahane(!)" irtifa(!) kazanıyor olabilir !...
Ancak "Ulusalcılık ve Kemalizm" "Küçük Yaşar" yüzünden irtifa kaybetmektedir !!!..
---------------------
Kaynak;
29.08.2008 19:17
http://www.haberx.com/Yazarlar/Hikmet-Genc/Agustos-2008/ULUSALCILIK-ve-KEMALIZM-KUCUK-YASAR-YUZUNDEN-IRTIFA-KAYBEDIYOR-.aspx