analar -onlar güzel insanlar doğururlardı bir zamanlar anadoluda- bin yetmiş birden beri eli deynek tutan çocuk delikanlı genç ve yaşlı –her biri talastan viyanaya kadar -Muhammed’in askerleri bir tabur imamı arkasında ve şaşkın düşman karşısında saf tutup birer rekat namaz kıldılar yüzlerce yıl işte onlar bin kişiyle dev gibi orduları yenen akıncılardı adları isa musa ahmet kılıçları keskin ve gönülleri şendi arzuları ya zafer ya şehadet
sonraları "tuz koktu" dediler -yalan beylerde asalet bozuldu askerde metanet ve mülkün temeli olan adalet rüşvetin emir eri olduğu gün devlette güçlünün arzusuna ram oldu kadı duanın terk ettiği dudaklarda bet bereket kalmadı ağızlarda söz koktu cesaret kalmadı memette sırtındaki gömlek değil ki çıkarıp yıkayasın bebeler besmelesiz yediği içtiği haram işte böylece işte bu yüzden beden koktu öz koktu
bugün ana gibi analar anadoluda bir elin parmağı kadar -bile- doğurmuyorlar deme –niçin bilinmeyecek neyi var şehvet eşeğini yakalamak için bu kadınlar bu kadar güzel bu kadar bakımlı oynak ve davetkar ve haliyle ve her biri her haliyle müşteri peşinde koşan modern dünyada modern cariye
işte bu modern anadoluda bu modern kervan işte bu gönüllü cariye kervanı kırk yıl öncesinden çıktı yola vaadettiğin o nurlu ufuklardan nasısın eyi misin eyi eyi pazar ola hepimize pazar ola nurlu süleyman
03.01.2006
cariyeler
kervanı
|