düğümlendi cümle sevda
boğazlarda kırk düğüm
rejimin saygı değer lejyonerleri
korkulanlardan öte
saldırdılar bostana girmiş danalar gibi
savaş sonu ilk icraat
geçmişe ait ne varsa
kırıp dökmekten başladı
* * *
anadolu insanının derdi ekmek
cevapsız korkulu yarın soruları
bu hal izmihlal
rejimin penguen bayları
dediler "bunda büyütecek ne var"
saltanatlarının sultasına çuval
bir sömürge hukuku yazdılar çalakalem
batının batılından intihal
"ekmeği bulamayanlar haspa yesinler"
vel hasılı el kelam
halk arasında boğaz boyu yokluk
nasihatın olmadı faydası
"yapma günahtır
etme ayıptır
evladım dur"
hırsızlık ekmekten başladı
sonra kırk yerinden koptu uçkur
* * *
aslını inkar eden haramzadelerin
ucu açık ne idiğü bilinmez arzularına
ram etmek istediklerinde bizi
ne zulümler gördük ulan mustavali
zulme uğrayanlar hep sustular
gözyaşı gölleri yer altı suları gibi
aktı durdu yer altında
meddi cezir
sesli ağlayanı falakaya yıktılar
çaresizlik bindi yorgun omuzlara
bu zoraki itaat
boyun bükmekten başladı
* * *
rejimin saygıdeğer bayları
dediler "biz ordu milletiz
her şeyin ama her şeyin sahibi
şeksiz şüphesiz biziz"
işler korkular salıp meydanlara
korkutup korkmaktan başladı
bu garip milleti er bilip
hizaya sokmaktan başladı
* * *
rejimin saygı değer karıları
ojeli ve kirli elleriyle
olana bitene alkış tuttular
ve güldüler şivekar
onlar için -yoksulluk dert olmadı hiç bir zaman
edep mi -o unutulan bir eski sancı
din mi -esatir-i evvel bir eski masal
silindi kitaplaran ahiret inancı
yeni kitaplar yazıldı "ye iç yaşa"
tüketim tanrısına kulluk
varlığa tapmaktan başladı
* * *
yeni ilişkiler ortamında eski dostluk
saygıya sevgiye dayalı iken
indi esfele safiline yavaş yavaş -ilkelleşti
modernitenin bataklığında tükenen
insanlık teknikte yaparken tavan
sosyal hayat sanal aleme göçtü
ve tekelleşti yalnızlıkta bireyleşen insan
yoklukla korkutur oldu
her birini bin şeytan
doyumsuzluk altı kollu ahatopot evcilleşti
bir muhkemce yerleşti nefislerin kanatları altına
işe şükrü tepmekten başladı
cami kapısına bırakıldı sabır ve merhamet
adamlığın ölçüsü markalı giyim-yiyim
ve nihayeti
hırsızlık kapitalizm dininin farz-ı ayn-ı
"tükettiğin kadar varsın"
tamam da denizin bittiği yer var
karşılıksız tüketimin diyeti
ya damda misafirlik ya da intihar
adamdan sayılmaktı baştan arzu
kimsenin hırsızlık değildi niyeti
gel gör ki alışmış kudurmuştan beter
hırsızlık bindi alışmışın sırtına-
doyumsuzluk batağına sapmaktan
bankaların kredi kartı sağanağı sırasında
her bankadan kart kapmaktan başladı
* * *
önce vatan sevdamızı çaldınız
yusuflarımızı gönüllü köle kervanlarına katıp
dili dişi bilinmedik gavur içine saldınız
daha çok yiyim daha hoş giyim
kırk yıl boyunca emeğini satıp
kaçı orada sultan oldu kaçı döndü ki geri
ne zaman hesaba aldınız
ardından sahipsiz kalan sevgilileri
bir öğle üstü ayartıp
götürdünüz davulsuz- zurnasız
besmelesiz mekanlara
besmelesizlerin dölleri
fatmalarımıza fato dediniz
eminelerimiz oldu emiş
fuhuş tezgahlarınızda
turfanda yemiş
iftira mı ettik itirazınız mı var
etini pazarladınız çocuklarımızın
analarınızla beraber
orospu analılar
* * *
rejimin saygı değer karıları
ojeli ve kirli elleriyle
olana bitene alkış tuttular
ve güldüler şivekar
onlar için -anadolu kadını
ne savaş ne barış sırasında
-evlerinin aşcısı hizmetcisi
olduğu sürece her biri-
dert olmadı onlar için hiç bir zaman
onlar geceleri otel lobilerinde eylenip
kumar masalarında atarken stresi
fantazi sayıldı orospuluk
dostlara mahsus dostlar arasında
masumca öpmekten başladı
* * *
29.01.1999 04:47 * * *