şu bizim şaşkın avuçlarımızda gördüğün
taşlaşmış nefsimizin
tunçlaşmış yüreği
nasipsiz insanlıktan
doyumsuz arzulara köle aklımız
yüzyılımızın her bir bireyi
karunluğa şartlanmış
cümle sevdalara karşı kalkan
bir perde modernite-bir iblis direği
ve artık arzular yecücden zalim
mecücten saldırgan

şimdi istisnasız herkes
kaybetmek kabuslarına prangalı
nefsine gönüllü kahya
aşmaya yeminli her bir engeli
ve “Rabbena hep bana” sevdaları peşinde
doyumsuzuk yörüngeli
hep pusuda av bekleyen iblis
tutuşturacağı her isyan ateşinde
bizi lejyoner olarak kiraladı
kendisinin bile inanmadığı bu güdük sevdalara
işte bu yüzden biz
babalarımızın haritalarda bulamadığı
korede somalide afganistanda
firavun ordusunda neferiz
söyleyin cümle analara
şimdiden karalar bağlasınlar
ceset torbalarında gelecek memetleri için
ağıtlar yakıp ağlasınlar

dört yüz körük de bizim için kurdur zülkarneyn
diriliş destanlarıyla büyüdüğümüz ergenekonlarda
eski sevdalarımızı dağlasınlar
ve desinler ki
“umutsuz yüreklerinde dirilsin bir kalkmaz sevinç
işte körük körük tutuşmada ateş
işte korlaşmada demir “
desinler ki “körük körük kabaran yürekler üstüne
her gün gittikçe insafsız vurmadaysa çekiç -
anla ki
yatağanda yeni kılıçlar dövülmede
sakın ha umutsuz olma hiç”

sakın ha umutsuz olma hiç-
hele biz bu ağtları dillendirmeye başlayalım
-yavaş yavaş
şu eski postu şöyle bir serelim
yüreğimizin tellerine elleyelim yavaş yavaş
hele bir sazımıza düzen verelim
bakarsın bir köroğlu doğurur bir ana
bakarsın bir vur-kaçla başlar savaş

hele bir başlasın -sonrası Allah kerim
sakın ha -umutsuz olma hiç-
ağrılı olur cümle doğumlar-sakın unutma
kor gibi kızardığında demir –kızarsın hele
paslar dökülecek indikçe çekiç
hadi ibrahim hadi nuh hadi musa hadi ahmet
Rabbim kolunuza güç kuvvet versin
bakarsın bolu beylerinin yüreklerine
çadır kurar korkular
-paslanıp kaldı beyinlerimizde iki yüz yıldır ya
hele bir desin “tebdili mekanda hayır var”