kervanlarımızı vurdular hakim bey
kimimizin bir avuç tuzu
kimimizin bir tutam biberi vardı yükünde
babamızın dünü bizim günümüz çocuklarımızın yarını
yağmalandı denk denk
şimdi sıra çobanın elindeki çıkında
veya karpuz-ekmeğinde inşaat amelesi hamonun
son kertede korkarım
dürüyenin uçkurunda
çember daralıyor giderek
*******
köy var ki insanı canından bezdirir
bu köylerde yaşlısıyla genciyle
-ayrımsız cümle kadınlar hakim bey
sanmayın kentlerdekiler gibi it gezdirir
ot toplarlar dağdan taştan -soğuk sıcak demeden
bağdan bahçeden Rabbim ne verdiyse
pazara getirirler- hey anam hey-
sabahın köründe bir koşu
karga bokunu yemeden
-pazar ola bacım pazar ola-
*******
şimdiki devrin maliye nazırı hakim bey
devletin borcu için faizi için
yeni kaynak ararmış
domuzların dibini kuruttuğu devlet denizi için
-hoş adam
korkarım nazar ola-
medyanın deyyusları ana sayfada sekiz sütuna manşet
ilan üstüne ilan
"atina belediye başkanı olimpiyatlar için
hayat kadını istemiş"
rum dilberlerinin köküne kıran girmemiş ama
"ticaretin en karlısı deyyusluktur" dermiş
istiyor ki pazar ola
*******
muhterem maliye nazırımız değirmenci kemal usta
köydeki kadınlar yorgun dağda belde koşturmaktan
üstelik bilmezler işveyi cilveyi
onlardan yardım bekleme bu hususta
soygunculara yeni kaynak
devlete millete hizmet için
fazlası gelmez ellerinden
onlar amatörünü de profesyonelini de bilmezler
puşt deyyus orospu ve pezevengin
acizane tavsiyemiz
üç satırlık bir haber çıksın
bir magazin gazetesinin arka sayfasında
"atina türkiyeden hayat kadını istedi
müşteri var zengin mi zengin"
bakın görün -tahtaya vurun- sayısına nazar ola
işte amozon gibi missisippi nil gibi kaynak
kurutulan devlet denizi için
-yahut da -veya -ya da
leş bekleyen akbabalar gibi bakışan
ülkenin binlerce domuzu için
pazar ola nazır bey pazar ola
bizim burada endişemiz
dürüyenin uçkurunda
nedenmiş o demeyesin
bakarsın sap samana karışır
korkumuz olmaz olmaz
korkumuz yokluk mertliği bozar ola
*******