|
|
Doc.Dr. Ejder Okumuş
Gösterişçi Dindarlık Nedir?
İnsan hayatının ve toplumsal ilişkinin belki de hemen her boyutunun gösterişe konu olabileceği söylenebilir; hatta gösterişin kendisinin bile gösterişe konu olabileceğini söylemek mümkündür. Bu çerçevede gösteriş-dindarlık ilişkisine, sadece sözkonusu ilişki düzleminde bakmakta fayda bulunmaktadır. Gösteriş ve dindarlık kavram ve fenomenlerini ayrı ayrı ele aldıktan sonra bu ikisi arasındaki ilişkiye işaret etmek yerinde olacaktır.
Bir dinî fenomen olarak dindarlık, dindarlık olması hasebiyle hem ihlasla ortaya konan dindarlığı hem de ihlassız ve riyakarlıkla sergilenen dindarlığı ifade etmek için kullanılabilir. Bu bağlamda bilmek gerekir ki dinler, dindarlığın ihlaslısını, samimice ortaya konulanını kabul eder ve ötekini red ve mahkum ederler. Bu ifadeden de anlaşılabileceği gibi dinler de sonuçta gösterişçi dindarlığın insanlar tarafından ortaya konulabildiği gerçeğini görmüşler ve ona göre pedagojik, sosyal, psikolojik, siyasal vb. bir takım tedbirler alma yoluna gitmişlerdir. Gösterişin hayatın hemen her alanında at koşturabildiği bilindiğinde, dindarlığın da gösteriş amacıyla yapılabileceği ve dolayısıyla gösterişin dindarlığa eklemlenip karışarak gösteriş dindarlığı veya gösterişçi dindarlık gerçeğinden bahsedilebileceği de anlaşılır.
Bir dinî tulum olarak gösterişçi dindarlık, insan davranışı açısından tipik bir durumu ifade etmektedir. Gösterişçi dindarlık tipi (veya bir dindarlık tipi olarak gösterişçilik), yukarıda da ifade edildiği üzere dış güdümlü veya dışa dönük dindarlık modeli içinde ele alınabilir. Dış güdümlü dindarlık (extrinseque) modelinde, iç güdümlü (intrenseque) dindarlık modelinin tersine, din dindarın davranışlarının birinci derecede belirleyici unsuru olmayıp başka amaçlar için bir araç konumundadır. Dışa bağımlı bir eğilim içinde olanlar, dini kendi kişisel gayeleri için araç olarak ele alıp işlevsel hale getirirler. Dolayısıyla dış güdümlü dindarlık tutumuna yol açan şey, dinin dış güdümlüler için işlevselliğidir. Bu açıdan bu tip dindarlığa fonksiyonel dindarlık veya psikolojik ihtiyaçlar dindarlığı da denebilir. Bu tip dindarlığı tercih edenler, dinden bir şekilde yararlanmanın peşindedirler.[77]
Dışavurumsal bir hayat tarzı inşa eden ve ihlasla sergilenen dindarlığın zıddı olan gösterişçi dindarlık [78], teşhirci dindarlığı, dindarlıkta gösterişi, ikiyüzlülüğü, Hak rızası için yapılmayan ihlassız işleri ve samimiyetsiz ibâdetleri ifade eder. [79] Gösteriş, kulun Allah'a itaata karşı kulları irade etmesi, Allah'a itaat ederken kullara yaranmağıdır. Gösterişte uğruna amelde bulunulan, ibâdet edilen Yaratıcı değil, insanlardır. [80]
Gösterişçi dindarlık, bir tür telbîstir. Telbîs ise bâtılın kendini hak suretinde göstermesidir. [81] Bâtıl, iç dünyasının veya gerçek dünyasının tersine üzerine hak elbisesi giyinerek, toplum sahnesine çıkar ve orada belli çıkarlar elde etmek amacıyla samimi dindar insanların hoşlarına gidecek davranışlar sergiler, onlardanmış gibi görünmeye çalışır.
Din ve dindarlıkta kötü ahlak (veya ahlak dışı davranış) örneği olan dinde gösteriş veya gösterişçi dindarlık, zenginlik, mal, mevki, itibar, statü, tatminkarlık gibi hedeflere ulaşmak gayesiyle insanlara göstererek ibâdet yapmaktır. Gösterişçi dindarlık, dünyaya dair arzu ve isteklerine kavuşmak uğruna insanların nezdinde bir makam veya konum elde etmek amacıyla kulluğa ilişkin ibâdet ve eylemleri insanlara göstermek, başka bir ifadeyle ibâdetleri, dinî fiil ve amelleri kullanarak insanlar katında bir mevki elde etmeye [82] çalışmaktır. Dolayısıyla halka, insanlara göstermek, duyurmak ve açıklamak hedefi ve amacı olan her ibâdetin, gösterişçi ibâdet olduğu [83] söylenebilir. Bu durumda gösteriş, dinî emirleri insanlar için yapmak anlamındadır. Gösterişçilerden, erdemlilerin fiilleri sadır olur, ancak onlar erdemliler olarak erdem adına ve mutluluğu amaçlayarak değil, bir takım geçici dünyevî amaçlarla bu fiileri yaptıkları [84] için onlar erdemli değildirler. Gösterişçi dindarlık, tanımı, amaç ve pratiği gereği gerçek-sahici dindarlığı tersine çevirir.
Normalde Allah'ın görmesi için sergilenen davranış, gösterişte kul görsün veya işitsin diye sergilenir ve Allah'tan beklenildiği belirtilen sonuç insanlardan beklenir. [85]
Bu bağlamda gösteriş, aslında yaptıklarını iyi göstermek su­retiyle insanların kalplerinde iyi bir mevki elde etmek istemektir. [86] Başka bir ifadeyle kişinin, içi kötü olduğu halde kendisini güzel göstermek amacıyla yaptığı davranıştır. [87] Bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere riyakârlık, kötü huy ve nitelikler arasında yer alan [88] bir davranış veya ilişki biçimidir.
Bu durumda gösterişçi (müraî, riyakâr), insanların kalplerinde iyi bir mevki elde etmek için yaptıklarını insanlara gösterendir. Başka bir deyişle gösterişçi, kendisini çok itaatkar göstererek gören kimselerin zihninde "ne kadar dindar adam" intibaını uyandıran kimsedir. [89] Gösterişçi dindar, gerçek dindar gibi dinî erdemliliğe ulaşmak gibi bir özelliğe sahip değildir. [90] Gösterişçi, insanlar kendisini övüp yüceltsin diye amellerini gösterir." Gösterişçi dindar, riyanın ru'yet kökünden türemiş olmasına uygun olarak insanların görmesi için iş yapar.
Gösterişçi kişi, ilkeden yoksundur; bukelamun veya güneş lekeleri gibi her renk ve kaba girer. Her fikir ve inanç rüzgarı ile görüş ve inanç değiştirir.
Gösterişçi dindar, iki dilli (zû lisâneyn) [91] ve iki yüzlü (zu'l-vecheyn) [92] olup birine bir şekilde konuşur, diğerine başka bir şekilde; birine başka, diğerine başka bir yüzle gelir. Dindarlarla dindar, dindar olmayanlarla dindar dışı, müslümanlarla müslüman, müslüman olmayanlarla gayr-i müslim bir dil ve yüze sahiptir. Bir gruba gider bir dil ve yüz kullanır, karşıt gruba gider başka bir dil ve yüz kullanır.
Bir tür ahlakî olay olan ve toplumun genel ahlak ilkelerinin dışında bir huy ve davranış biçimi olarak kendini gösteren gösterişçi dindarlık, çeşitli ibâdet ve davranış biçimleriyle kendini gösterebilir. Sözgelimi gösterişle namaz kılınabilir, gösterişle sadaka verilebilir, infak yapılabilir. Gösteriş olsun diye savaşa katılınabilir. Gösteriş olsun diye iyilik yapılabilir. Aynı şekilde gösteriş yollu zahittik yapılabilir. [93] "Ne kadar güzel sesi varmış" desinler diye Kur'an okunabilir. Yine mesela "çok ibâdet sahibi ve zühd ehli" desinler diye sararmış vücuda yamalı hırka giyerek de gösteriş yapılabilir. [94]
Gösteriş, amel düzleminde de çeşitli biçimlerde oluşabilir. Bazı gösterişler, insan amelin içindeyken gerçekleşir, bazıları amelden önce oluşur ve amel sevap beklemeden yapılır. Bazıları ise yine amelden önce oluşur, ama bu tür bir ibâdette hem Alllah rızası mevcuttur,hem de gösteriş [95]
[/FO
DİP NOTLAR:
[77] Bkz. Hayati Hökelekli, Din Psikolojisi, Tdvy., Ankara 1996, ss. 76-77
[78] Bkz. Feridüddin Attar, Tezkiretü'l-Evliya, Çev. Süleyman Uludağ, 2. bs., Er­dem Yay., İstanbul 1991, s. 783; Hüsameddin Erdem, Sondevir Osmanlı Dü­şüncesinde Ahlâk, Konya 1996
[79] Muhammed Ali Tehânevî, Kitâbu Kessâfi Istılâhâti'l-Funûn, c. 1, Mektebetu Lübnan Nâşirûn, Beyrut 1996, s. 606; Süleyman Uludağ, Tasavvuf Terim­leri Sözlüğü, 2. bs., Marifet Yay., İstanbul 1995, s. 438
[80] el-Muhâsibî, er-Riâye li’Huîzûkllâh, 4. bs., Dâru'l-Kütübu’l-Umiyye, Beyrut ty, ss. 160, 161, 163 vd. (Türkçesi: er-Riâye, Çev. Şahin Filiz-Hülya Kü­çük, İnsan Yay., İstanbul 1988; Kalp Hayatı (er-Riâye), Çev. Abdülhakim Yüce, Çağlayan Yay, İzmir 1997)
[81] Ebu'l-Ferec İbnu'l-Çevzî, Telbîsu İblis, Dâru'l-Kütübi’-İlmiyye, Beyrut ty, s. 37
[82] Muhammet Şucâî, Makâlât, c. 2, Çev. Ali Eren, İnsan Yay., İstanbul 2001, ss. 320-321
[83] Kınahzade Ali Efendi, Ahlâk, Haz. Hüseyin Algül, Tercüman 1001 Temel Eser, byy., ty., s. 315
[84] Hace Nasîruddîn Tûsî, Ahlâk-ı Nasırı, 4. bs., Şirket-i Sihâmi İntişârât-i Harezmî, Tahran 1369, s. 299
[85] Yaşar Nuri Öztürk, Kur'an'ın Temel Kavranılan, Yeni Boyut Yay., İstanbul 1991, s. 481
[86] el-Gazzâlî, a.g.e., c.3, s. 297
[87] Fahru'd-Dîn er-Râzî, a.g.e., s. 385
[88] M. Sucâî, a.g.e-, s. 321
[89] Hazin, et-Te'vil fi Meâni't-Tenzîl, c. 4, Mısır ty, s. 413
[90] el-Alûsî, Rûhu'l-Meâm fî Tefsîri'l-Kur'âni'l-Azîm ve's-Seb'u'l-Mesâm, c. 15, Dâru'l-Kutübi'l-İlmiyye, Beyrut 1994, s. 475
[91] Bkz. İbn Ömer'in bir sözünde geçmektedir. Bkz. Ahmed b. Hanbel ve Taberânî'den Gazali, İhyâ-i Ülûm'id-Din, c. 1, Çev. Ali Arslan, Merve Yay, İstanbul 1993, s. 379
[92] Bkz. el-Buhârî, Sahihu'l-Buhârî, Menâkib, 1; Edeb, 52; Ahkam, 27; el-Aynî, Umdetu'lKârî Şerhu Sahihi'l-Buhâri, c. 18, Kahire 1972, s. 172; Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, ss. 289, 365; Dârimî, Sunenu'd-Darimi, c. 2, Dara İhyâi's-Sunnetu'n-Nebeviyye, byy., ty Rikâk, 51, s. 314
[93] Sadi, "Gösterişçi Zahit" başlığıyla, padişahın misafiri olan zahidin, riyakârlık ederek az yemek yediğinden ve çok namaz kıldığından söz ederek gösterişçi zühdü yerer. Bkz. Sadî, Gülistan, Çev. Hikmet İlâydın, Meby., İstanbul 1997, ss. 84-85
[94] 'Ahmet Rıfat, Tasvîr-i Ahlâk, Ahlak Sözlüğü, Haz. Hüseyin Algül, Tercüman 1001 Temel Eser, byy., ty., s. 259
[95] Ejder Okumuş, Gösterişçi dindarlık, Özgü Yayınları, İstanbul, 2002: 44-48.
|
|
|
|
|
|