beyaz kuğu
  açılmıştır halilibrahim sofrası
 


açılmıştır halilibrahim sofrası

gel ki - eyyup sultanda iftar kılalım
PRE tagı
 



I
bir güneş bekleriz geceden
alınlarımız ufuklara dayalı
batan eski aylar ve doğan hilaller
bileklerimizde kelepçe
gözlerimiz öyle yorgun ki
nerede kaldı bu bilaller

II
kirpiklerimiz bir birine deydiğinde
ayaklarımız altında bir eski düş
iki belkıs köşkü taşınır süleymana
biri kitap ehlinden biri bir cinden
ve şükür kervanlari kalkar
süleymanın yüreği içinden
fecri kazipten fecri sadıka doğru
yol alır yeni menzillere

III
karar bu karar -tamam da
biz de çıkacağız yeni yollara
hele bir rahatlatalım şu nefesi
aceleye ne mahal var -tamam da
yüreğimizde bu tedirginlik de neyin nesi
bir gariplik yüklü çözemediğimiz
-bir değişik bir bilinmedik bu haller
bir çekingenlik var bozamadığımız
ve bir soru
duyulmuyor "Allahüekber" sesi
nerede kaldı bu bilaller

IV
sabrımız aculluğumuza köle
aklımız imanımıza isyankar
yüreğimiz şüphe şüphe
-inkar etme gözlerime bak-
şükrümüz nimetlere bağlı velhasıl
kulluktan beş fersah uzak
derviş hüseyin soruyor peşi peşine
omuzlarımdan sarsarak
senin süleyman kervanında işin ne
kaçırma gözlerini gözlerime bak-
kaç kuruş kazandın alın teriyle bugüne kadar
kaç kuruş harcadın Allah rızası için
kesende haram deymemiş kaç metelik var






V
hey sizler
beri bakın
dikmeyin kulaklarınızı ikide bir
yal getirmesi yakındır umuduyla çobanın
iki de bir
"bilali bekliyoruz" demeyin başınızı kaşıyarak
bilallerden utanın


VI
insan bu
üzüntüde ve neşede
her biri bir farklı davranır
kimi dua eder ilahına bir köşede
kulluğunu ve şükrünü izhar
kimi ilahlığını ilan ile
kulları cinlere yapararak büyü
her ikisinde ortak tek amaç var
değirmene çevirmek akan suyu
kimi bir başka kalender
ne dua eder ne büyüye yeltenir
"değirmen aha oracıkta kuyu
al oradan suyu ve dönüver bir zahmet"
insan bu -bir garip -ne denir


VII
biz iblisten çok yorulduk
ve bahsi geçen acımasız gerekçesiz hükümlerden
günbegün tükenmede eyyupluğumuz
sabrımızın inceldiği yerde
Allahüekber'se duyduğumuz
ey gözlerini mescidi nebeviden
kara gözlü nur yüzlü bilal
yalandır gecelerde uyuduğumuz
çünkü biz
iblisin kaçak köleleriyiz
yeniden yakalanmaktan korkulu
gözlerimizi avuçlarımızda saklıyoruz
uzat ellerini yürek yürek
yaşadigimiz bu inkar ikliminden
bize tövbe kapılarına uzanan
bir kutlu kervan gerek
umutla bekliyoruz
yükleri "illa"olan
"buradan bir veysel geçti" dediler demin
vahdet menziline doğru
önünde develeri cümle "la"ları çiğneyerek
bir nasuh geçti dediler
makbul tövbeler üstünden
bir garip bir akıl taşımaz hal
kat bizi bu kervanlara -ki
eşkiya talanindan emin
yollara çıkalım bilal



VIII
biz şimdi
fecri kazipten fecri sadığa
ulaşmak umuduyla
bir karabasandan bir başkasına
sürülüp duruyoruz
iblis peşimizde silahlı
kucaklarımızda prangalı ayaklarımız
ellerimiz ayak ayak
tövbe kapıları kapandı mı acaba
bir soru
cevabı mahşerde alınacak
yine de ulaşmaya çalışıyoruz
tövbe kapılarına doğru
karşıla bizi bilal







IX
bu hikaye çok dokunaklı
ağa kızına vurgun garip çobandan
mehr-i muaccel olarak
üç günlük susuz sürüyü geçirmesi istenir yedi dereden
bir çetin imtihan bir insafsız oyun
-hangi iblis olmaza uçmuşsa nereden-
yorgun düşmüşken dudaklarinda kavalı
geçilirken yedinci dere
ille de su içmek ister mor koyun
ciğeri yanık tuz yalamış üç gündür susuz
ölsün mü susuzluktan göz göre göre
ama çoban yürekten sevdalıymış -olsun
ona ne çobanın sevdasından
onun bildiği ağılına varmadan bu son dere
-deme amma da zorluymuş yol
bitir bu hikayeyi n'olursun



X
gel bilal
ben boş verdim bu hikayenin sonunu
derim ki ben bu sürüde bir mor koyunum
kim derse ki "ben bilirim -layı illaya tahvilin yolunu-"
bakmam çobanın kim olduğuna
ona biat ederim
derim ki gel benden de biat al
ben susuz da teperim bu dereleri
dudaklarında "ehad" dedikçe kaval
kamışı kesilmişse kevser ırmağından
gel çobanım ol
sorgusuz sualsiz peşin sira giderim
nereye giderse gitsin bu yol





XI
en dokunaklı ezgilerden
en doyumsuz uykulara
en ürpertili düşlerle içli dişli
adım adım arşınlanan gecede -el yordamı
-bu gece kapkara adam adamı görmez-
yoksa boşuna mı böldük bu derin uykuları
bilalin teni kara
benim yüzüm
ve o beni aramaz -bu bir
ikincisi
ben onun çalınmış gönüllü kölesiyim
o beni firari bilir

XII
ben tapduk emrenin yunusuyum bilal
-bu -sır bu
kapısının eşiğinde yatan
-ben oradan da kaçtım
-sus-aman ha- kimse duymasın
bildiğin her yunusa selam söyle
-aman ha-hiç biri uyumasın
yürekler kavuran ateşinde pişmanlıkların
pişsinler yavaş yavaş
ve bu ateş hiç sogumasin
"madem ki kimse inanmadı bana
yansın yıkılsın cümle ninova"
diye beddua eden - öfkesi imanına galip
ninovanın kaçak yunusuyum ben
iki kaçak var aynı bedende
bu fırtınalı denizde bu çatırdayan gemide
denize atılmayı bekleyen


XIII
bu fırtınalı denizde bu çatırdayan gemide
denize atılmayı bekleyen
bildiğin her yunusa selam söyle
her ada sahilinde kabak çekirdeği
ve ninova seferli gemiler yok
her bir yunusa selam söyle bilal
hakkı ve sabrı tavsiye et
ayrılmasınlar eşiklerinden
bugün olmamış yarın
tabduk emre gelir elbet

XIV
dışarıda
sihirbazların yılana dönmüş asalarıyla
bir zeus dölü sakındırır bizi -ve nuh gemiye almaz
"secde izi yok" diye alınlarımızda
içeride -samiriye öfkelenen musalığımız
sakalını yolar harunluğumuzun
bizim yüzlerce yıllık uysallığımız
bir eyyupça sabırlılık
korkulu bekler mancınıkta ibrahimliğimiz
nemrut o nemrut -mancınık o mancınık
ama herkesin bilmek istemediği gibi
biz o ibrahim değiliz
hacerin ismaili de değiliz -hey beri bak
bilinsin ki -ne bizim için zemzem arandı
kavrulan çölde yalın ayak
ne biz koyduk kabe temeline taş
bilalliğimizin bağrında
kayalar ağırlaşmada yavaş yavaş
an be an ezilmekteyiz
onların insafları sağır
bizim yüreğimiz lal -dillerimiz sus pus
çık mescidi nebevinin damına bilal
bir "Allahüekber" sadasında
sona ersin bu kabus




XV
bu deli dumrullar edepsiz
nasipsiz ardan namustan
sanki biz babalarının köleleriyiz
ve anadaolu dedelerinden kalan bostan
bin bir haksızlıktan birine
ağzımızı açmaya görelim bir
ateistlerle el ele kolkola
demokrasi insan hakları ve laiklikle başlayan
"kahrolsun şeriat" ulumalarıyla
-kudurmuş köpekler gibi-
karşımıza bir güruh dikilir
dinimizi taşlayan
-taşı başına olsun-
aslını inkar eden her haramzade
babasını yalanlayan her piç
küfretmeyi maharet bilir bize
ve biz hep susarız
biz bu belalara müstehakız bilal
bu zulüm bize az bile
bizim için üzülme hiç


XVI
İki kara kor
İki derin çukur
habeşi bilalin kara gözleri -kapkara
dipsiz kuyular gibi
köle bilip de akıllarınca
tepeden baktıkları
-hani bize devletlilerimizin baktığı gibi
işte öyle bir köle bilal
bir bakarsın bedeni yerde sürünür
bir bakarsın yüreği gökte görünür
biri hünnes bir künnes kara gözleri
saman yolunda -iki kara delik
ebu cehillerin çürümüş yüreklerini toplar bir bir
ebu lehebin iblis artıklarını süpürür üstelik
hünnes gözü akılalmaz bir huzurla
künnes gözünü gördüm pırıl pırıl
hazırlık yapıyordu yeni dünyalara
"küfür mekkesinden doğan yesripler
huzur mekkeleri doğuracak yarınlara"
medineden bir ordu çıkmada yola
yeni ibrahimi diyarlar kulak kesilmişler -bak
şimdi her bir gönül mescidi nebevi
ve her bu vakit ezan vaktidir
- susun ki bilal ezan okuyacak

XVII
yutkunarak yüzüme bakma durup durup
benim elimden ne gelir
eblehenin filleri ıstanbul önlerinde - ne garip
yükleri kumar yükleri içki yükleri fuhuş yükleri faiz
kabelerimize doğru yol almada filler
abdulmuttalibin develeri peşindeyiz biz
arada bir soruyoruz -laf olsuna
nerede kaldı bu ebabiller

XVII
bir ezan oku bilal -ikindi vaktidir -çabuk geçer
iftara yetişeceksek hail ibrahim sofrasina
"ayasofya kapalı" deme -olsun -bak burası açık
yavaş yavaş merdivenlerinden çık
dört minaresinden birden sultan ahmedin
bir Allahüekber de

XIX
şimdi ibrahimin ismailler taşıma vaktidir çöllere
ve az sonra zemzemin hacerini bulma vakti gelecek
veya muhammedimizin devesinin ıhmasına
şunun şurasında adımlar var
bir ensarinin yüreğine -hadi bizde varalım
açılmıştır halilibrahim sofrası
gel ki - eyyup sultanda iftar kılalım


 
 















açılmıştır



halilibrahim sofrası











 
  
 
gel ki - eyyup sultanda iftar kılalım




 
 
  Bugün 121 ziyaretçi (211 klik) buradaydı

beyaz kuğu Selam Dünya !.. Selam Türkiye !.. Sitemize Hoş Geldiniz !.. ( beyaz kuğu ) bir aile sitesidir !.. Lütfen bizi takip ve dostlarınıza tavsiye ediniz !. Bu çorbada tuzu olsun isteyenlerin, tenkit ve tavsiyeleri için ( mim.sait@hotmail.com )veya ( alt1946@windowslive.com ) adreslerine mail göndermelerini bekliyoruz !.. Sitemizde "bir hoş sada" menüsü altında yer alan "beyaz kuğu", "teferruat", "derviş hüseyine mektuplar" ve "hem nalına hem mıhına" bölümleri orjinal olup, bunların hiç bir hakkı mahfuz değildir, kaynak gösterilerek veya gösterilmeksizin kullanılabilir. Diğer dökümanlar ise; çeşitli sitelerden alınmış, bazılarında değişiklik yapılmıştır.İlgililerin talebi halinde derhal kaldırılacaktır!..Bilgilerinize sunulur !.. *** beyaz kuğu***Ailenizin Sitesi***











* * * * *


 
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol