şu alemi seyran ettim *** şu alemi seyran ettim türlü çeşit işler gördümboş umuda inat güttümgözü açık düşler gördüm *** devam ....
Ibir güneş bekleriz gecedenalınlarımız ufuklara dayalıbatan eski aylar ve doğan hilallerbileklerimizde kelepçegözlerimiz öyle yorgun kinerede kaldı bu bilallerIIkirpiklerimiz bir birine deydiğindeayaklarımız altında bir eski düşiki belkıs köşkü taşınır süleymanabiri kitap ehlinden biri bir cindenve şükür kervanlari kalkarsüleymanın yüreği içindenfecri kazipten fecri sadıka doğruyol alır yeni menzillere IIIkarar bu karar -tamam dabiz de çıkacağız yeni yollarahele bir rahatlatalım şu nefesiaceleye ne mahal var -tamam dayüreğimizde bu tedirginlik de neyin nesibir gariplik yüklü çözemediğimiz-bir değişik bir bilinmedik bu hallerbir çekingenlik var bozamadığımızve bir soruduyulmuyor "Allahüekber" sesinerede kaldı bu bilallerIVsabrımız aculluğumuza köle aklımız imanımıza isyankaryüreğimiz şüphe şüphe-inkar etme gözlerime bak-şükrümüz nimetlere bağlı velhasılkulluktan beş fersah uzakderviş hüseyin soruyor peşi peşineomuzlarımdan sarsaraksenin süleyman kervanında işin ne kaçırma gözlerini gözlerime bak- kaç kuruş kazandın alın teriyle bugüne kadar kaç kuruş harcadın Allah rızası için kesende haram deymemiş kaç metelik var Vhey sizlerberi bakındikmeyin kulaklarınızı ikide biryal getirmesi yakındır umuduyla çobanıniki de bir"bilali bekliyoruz" demeyin başınızı kaşıyarakbilallerden utanın VI insan bu üzüntüde ve neşede her biri bir farklı davranır kimi dua eder ilahına bir köşede kulluğunu ve şükrünü izhar kimi ilahlığını ilan ile kulları cinlere yapararak büyü her ikisinde ortak tek amaç var değirmene çevirmek akan suyu kimi bir başka kalender ne dua eder ne büyüye yeltenir "değirmen aha oracıkta kuyu al oradan suyu ve dönüver bir zahmet" insan bu -bir garip -ne denir VIIbiz iblisten çok yoruldukve bahsi geçen acımasız gerekçesiz hükümlerden günbegün tükenmede eyyupluğumuz sabrımızın inceldiği yerde Allahüekber'se duyduğumuz ey gözlerini mescidi nebeviden kara gözlü nur yüzlü bilal yalandır gecelerde uyuduğumuz çünkü biz iblisin kaçak köleleriyiz yeniden yakalanmaktan korkulu gözlerimizi avuçlarımızda saklıyoruz uzat ellerini yürek yürek yaşadigimiz bu inkar ikliminden bize tövbe kapılarına uzanan bir kutlu kervan gerek umutla bekliyoruz yükleri "illa"olan "buradan bir veysel geçti" dediler demin vahdet menziline doğru önünde develeri cümle "la"ları çiğneyerek bir nasuh geçti dediler makbul tövbeler üstünden bir garip bir akıl taşımaz hal kat bizi bu kervanlara -ki eşkiya talanindan emin yollara çıkalım bilal VIII biz şimdi fecri kazipten fecri sadığa ulaşmak umuduyla bir karabasandan bir başkasına sürülüp duruyoruz iblis peşimizde silahlı kucaklarımızda prangalı ayaklarımız ellerimiz ayak ayak tövbe kapıları kapandı mı acaba bir soru cevabı mahşerde alınacak yine de ulaşmaya çalışıyoruz tövbe kapılarına doğru karşıla bizi bilal IXbu hikaye çok dokunaklıağa kızına vurgun garip çobandanmehr-i muaccel olaraküç günlük susuz sürüyü geçirmesi istenir yedi deredenbir çetin imtihan bir insafsız oyun-hangi iblis olmaza uçmuşsa nereden-yorgun düşmüşken dudaklarinda kavalıgeçilirken yedinci dereille de su içmek ister mor koyunciğeri yanık tuz yalamış üç gündür susuzölsün mü susuzluktan göz göre göre ama çoban yürekten sevdalıymış -olsun ona ne çobanın sevdasındanonun bildiği ağılına varmadan bu son dere-deme amma da zorluymuş yolbitir bu hikayeyi n'olursunXgel bilalben boş verdim bu hikayenin sonunuderim ki ben bu sürüde bir mor koyunumkim derse ki "ben bilirim -layı illaya tahvilin yolunu-"bakmam çobanın kim olduğunaona biat ederimderim ki gel benden de biat alben susuz da teperim bu dereleridudaklarında "ehad" dedikçe kavalkamışı kesilmişse kevser ırmağından gel çobanım olsorgusuz sualsiz peşin sira giderim nereye giderse gitsin bu yol XI en dokunaklı ezgilerdenen doyumsuz uykularaen ürpertili düşlerle içli dişliadım adım arşınlanan gecede -el yordamı-bu gece kapkara adam adamı görmez-yoksa boşuna mı böldük bu derin uykularıbilalin teni karabenim yüzümve o beni aramaz -bu birikincisiben onun çalınmış gönüllü kölesiyimo beni firari bilir XII ben tapduk emrenin yunusuyum bilal -bu -sır bu kapısının eşiğinde yatan-ben oradan da kaçtım -sus-aman ha- kimse duymasın bildiğin her yunusa selam söyle-aman ha-hiç biri uyumasın yürekler kavuran ateşinde pişmanlıklarınpişsinler yavaş yavaşve bu ateş hiç sogumasin"madem ki kimse inanmadı banayansın yıkılsın cümle ninova"diye beddua eden - öfkesi imanına galip ninovanın kaçak yunusuyum ben iki kaçak var aynı bedendebu fırtınalı denizde bu çatırdayan gemidedenize atılmayı bekleyenXIIIbu fırtınalı denizde bu çatırdayan gemidedenize atılmayı bekleyenbildiğin her yunusa selam söyleher ada sahilinde kabak çekirdeği ve ninova seferli gemiler yokher bir yunusa selam söyle bilalhakkı ve sabrı tavsiye etayrılmasınlar eşiklerindenbugün olmamış yarıntabduk emre gelir elbet XIVdışarıda sihirbazların yılana dönmüş asalarıylabir zeus dölü sakındırır bizi -ve nuh gemiye almaz"secde izi yok" diye alınlarımızdaiçeride -samiriye öfkelenen musalığımızsakalını yolar harunluğumuzunbizim yüzlerce yıllık uysallığımızbir eyyupça sabırlılıkkorkulu bekler mancınıkta ibrahimliğimiznemrut o nemrut -mancınık o mancınıkama herkesin bilmek istemediği gibi biz o ibrahim değilizhacerin ismaili de değiliz -hey beri bak bilinsin ki -ne bizim için zemzem arandıkavrulan çölde yalın ayakne biz koyduk kabe temeline taşbilalliğimizin bağrında kayalar ağırlaşmada yavaş yavaşan be an ezilmekteyizonların insafları sağırbizim yüreğimiz lal -dillerimiz sus pusçık mescidi nebevinin damına bilalbir "Allahüekber" sadasındasona ersin bu kabus XVbu deli dumrullar edepsiz nasipsiz ardan namustansanki biz babalarının köleleriyiz ve anadaolu dedelerinden kalan bostanbin bir haksızlıktan birineağzımızı açmaya görelim bir ateistlerle el ele kolkolademokrasi insan hakları ve laiklikle başlayan"kahrolsun şeriat" ulumalarıyla -kudurmuş köpekler gibi- karşımıza bir güruh dikilir dinimizi taşlayan-taşı başına olsun-aslını inkar eden her haramzadebabasını yalanlayan her piçküfretmeyi maharet bilir bizeve biz hep susarızbiz bu belalara müstehakız bilalbu zulüm bize az bile bizim için üzülme hiç XVI İki kara kor İki derin çukurhabeşi bilalin kara gözleri -kapkaradipsiz kuyular gibiköle bilip de akıllarıncatepeden baktıkları -hani bize devletlilerimizin baktığı gibiişte öyle bir köle bilalbir bakarsın bedeni yerde sürünürbir bakarsın yüreği gökte görünürbiri hünnes bir künnes kara gözleri saman yolunda -iki kara delikebu cehillerin çürümüş yüreklerini toplar bir birebu lehebin iblis artıklarını süpürür üstelik hünnes gözü akılalmaz bir huzurla künnes gözünü gördüm pırıl pırılhazırlık yapıyordu yeni dünyalara"küfür mekkesinden doğan yesriplerhuzur mekkeleri doğuracak yarınlara" medineden bir ordu çıkmada yolayeni ibrahimi diyarlar kulak kesilmişler -bakşimdi her bir gönül mescidi nebevi ve her bu vakit ezan vaktidir - susun ki bilal ezan okuyacak XVIIyutkunarak yüzüme bakma durup durupbenim elimden ne gelireblehenin filleri ıstanbul önlerinde - ne garipyükleri kumar yükleri içki yükleri fuhuş yükleri faizkabelerimize doğru yol almada filler abdulmuttalibin develeri peşindeyiz bizarada bir soruyoruz -laf olsunanerede kaldı bu ebabiller XVIIbir ezan oku bilal -ikindi vaktidir -çabuk geçeriftara yetişeceksek hail ibrahim sofrasina"ayasofya kapalı" deme -olsun -bak burası açıkyavaş yavaş merdivenlerinden çık dört minaresinden birden sultan ahmedin bir Allahüekber deXIXşimdi ibrahimin ismailler taşıma vaktidir çöllereve az sonra zemzemin hacerini bulma vakti gelecek veya muhammedimizin devesinin ıhmasına şunun şurasında adımlar varbir ensarinin yüreğine -hadi bizde varalımaçılmıştır halilibrahim sofrası gel ki - eyyup sultanda iftar kılalım açılmıştır halilibrahim sofrası gel ki - eyyup sultanda iftar kılalım
gel ki - eyyup sultanda iftar kılalım