yorgun kurşunlar gibi zaman
yorgun omuzlarımda
-gittikçe ağırlaşan-her an artan yük
oysa benim ne sevdalarım olacaktı
her biri gökyüzünden büyük
boğulmasaydım ilk bulutun ilk çiğinden
yoğunlaşan ilk gözyaşında
şimdi bir garip soru kaldı kenetleyen ellerimi
durup dururken yanı başımda
bana böyle nasıl da uzaksın Rabbim
* * * * *
bir zaman rakkası bu sevda
bir ucu iman bir ucu inkar
sükutu şüphe
-ama şüphe bir kör bıçak
ama ulaşmakta kararlı kemiğe kadar-
tutan el hannas eli -iblis eli
hilekar ve kaypak -alçak mı alçak
* * * * *
imanıma kırağı düştü Rabbim
iblisin sevinci çığlık çığlık
ihlas dağlarıma yağmada karlar
ve bu dağların en tepesinde
üşümede garip çoban
-ellerime sağlık
ben kurguladım bu ihaneti
suçsuz yakup oğulları
kurtlar da suçsuz-
işte bir kör kuyu dibindeyim –yusufsuz
ben kendim indim bu kuyuya
korkum kırk kulaçlık kuyu ipi -dedimse
her kulacında bin engel olsun
çıkaramasın beni hiç kimse
kuyudan sana yol ararım
bilirim seni murad edene
sen dilersen bin bir yol var
tut ki çıkardılar
gördüler ki bir çelimsiz ufak tefek bir ihtiyar
atmazlarsa geri –üç-beş kuruşa tamah edip
sonrası bir köle kervanındayım –yusufsuz
yeter ki “üste para versek de züleyha almaz seni
olursun kervanın başına dert “demesinler
- bitli mercimeğin kör alıcısı olur-
bir gömlek giyerim önünden yırtık
-sen settarsın- emret onlara -el aleme söylemesinler
sonra firavun zindanındayım –bildiğin gibi yusufsuz
ama ben bilmem ki düş yormayı -olsun
zindancının başına dert kalırım
ama yaratırsan bir başka fırsat
mısırın yusufu olurum-yusufsuz
* * * * *
istemem ne mısırı ne de mülkünü süleymanın
tek dileğim var benim
çobanın da tek arzusu
-sen settarsın Rabbim
uzak tut dağımızdan hızırı
ihlas dağımıza yağmasın karlar Rabbim
kaçmasın gönlümüzün huzuru
diyet olarak bu dağdan da gidelim
yeter ki sen dile
yemen çöllerinde
veyselle deve güdelim
* * * * *
desinler "adam mürted"
desinler "adam kafir" "adam cahil"
en insaflısı "şaşırmış garibim
susuzluktan boğulurken bulmuş ya ab-ı hayatı
doluvermiş küçücük gönül testisi
iki avuçta taşırmış"
sorup sual etmeden –almadan savunma-
bassınlar kararı
malumu ilama çıkarıp-
desinler ki “avamın imanı arifin inkarı”
* * * * *
hep boynu bükük gördünüz bizi
hep kenarda hep sessiz hep sakin
gerçekten de istersiniz
dokunmadan zülfü yare
hep böyle duralım
* * * * *
beri bakın
yürüyün de -boyunuzu görelim
yüreğinde üveyisin ayak tozu olana
dürr-i yetim hırkası verelim
* * * * *