belinde kılıç vardı yatağanda dövülmüş
herkes gördü -biz de gördük
dudaklarında dua vardı -ihlaslı
dedi -bu islamın son ordusu –duyduk
bir paşa -gazi mahlaslı
gazi paşa dedi -anadolu son vatan
cihad ilan edilmiş -baş göz üstüne- uyduk
kan akıttık kanımız aktı öldük öldürdük
osmanlı mülkünden bir parça
kurtarmış olmanın avuntusuyla
köyümüze döndük –yorgun ve huzurlu
işimize aşımıza soyunduk
hasta kör topal ve özürlü
onlar da soyundular
onlar da soyundular
koyunlarında haç
ceplerinde kippa
yüreklerinde ihtiras çıktı
ve kuşaklarında ihanet
sonra bizim kanlarımız ve canlarımız üstüne
onların irfanlarıyla
kuruldu bir yeni devlet
musanın harunu varsa
firavunun karunu vardı
ve fazladan hamanı vardı kuleler yapan
ve yılanlar oynatan sihirbazları
ilk kule bitirilip üstüne çıkıldığında
haykırdılar bir ağızdan "hürriyet müsavaat uhuvvet"
frenkçeden bire bir tercüme
ilan edildi cumhuriyet
bire bir tercüme üzerine
ilan edildiğinde cumhuriyet
yetmiş iki buçuk dil türkçe oldu
sonra tek ulus oldu yetmiş iki buçuk millet
herkes birbaşka hava tutturdu
kimi türküm doğruyum çalışkanım
kimi ben ağamın çiftliğinde çalışmaya alışkanım
ya da -gelen paşam giden padişah
ya da -bir dönüm bostan yan gel osman
sonra birden aykırı sesler susturuldu
-seni mi gerdi milletin derdi- denilerek
meydana çıkarıldı her musa
yaman çıktı bu kez büyücüler yaman
göbekleri daha besili -yılanları daha kocaman
yalanları ve iftiraları daha yılan -daha atik
yalancı ve mağlup ilan edildi her biri
harunlara vuruldu yüzer deynek
ve musalar çöle sürüldü
sonra yüz kule daha yaptı haman –medyatik
sonra kim varsa tahtın gölgesinde
yağmacılardan kim var kim yoksa üşüştü
bölüşüldü yağma hasanın böreği
her bir muti kula bir kule
her mahir uşağa bir saray düştü
derken bir haber düştü medyaya
"tih çölünde bir musa görüldü"
şimdi biz "ya doğruysa" diyoruz
musa karabasanlarında titreyerek
her bir "firavun uludur" sesinde
"amenna amenna"diyerek
musanın dönmesini bekliyoruz
bu haman kulesinde