|
|
|
-sus- biz geldik -3
yalnızlığına dağlar dayanmadı Rabbim
göçmek üstündeyim
günün ilk ışıkları altında
yıldız çiçekleri çiğinden
martılar mı çaldılar gözlerini
unutmuş gibi bakıyorsun bana
unutulmuşum gibi
küllenmiş sevgi denizinden
hep bulanık uykularda mı düşleyeceğim seni
semavi kitapların ayetlerinde
binlerce binlerce soru
beni hep başkalarından mi soracaksın sen
şah damarımdan daha yakına gel Rabbim
yüreğime doğru
ben bütün ilahları inkar ettim -senden gayrı
-sende gayrıduy beni
hep uzak kaldın bizden
ademin saflığı iblisin hilekarlığı
ve bizim kolaycılığımız
bunca uzaklığına neden
olduğunu bildiğimiz halde
yine de günahlar peşindeysek -nefsimize kul
-ki adım kadar eminim
affına güvendiğimizden
büyüklüğünce affet Rabbim
yüreğimizin bir köşesinde bu kapı
içerden mandallı şeytana
-ki o oraya hiç giremedi
işte orada bir hasretligin var
- ki bir sen bilirsin bir biz
el uzanmaz göz değmez - bir mavi kor gibi
biz seni hep sevdik Rabbim
ana gibi baba gibi yar gibi
arştan kürsüye -isyandan duaya kadar
bir yalnızlık sardığında altı köşeli
soruyoruz -sen bize Rabbim sen bize
niye bu kadar ıraksın
en ötemizden -en berimize
yavru kediler sokulganlığında
yüreğimizin en kutsal yerine yat
ve ilk türkümüzü mırılda
bu vurduğumuz ilk davuldur -evren dışında
gözlerin mutluluktan yumuk yumuk
dost ellerle pençe pençe
ses vermeyen eski dünyalarımızı tırmala
göz bebeklerimize çivilenmiş tek soru
sen nereye gidiyorsun Rabbim
tövbe kapılarını kilitleyip
zamanın yol vurmadığı bu mekansızlıkta
bu kımıldanış kime doğru
bizleri bırakıp anlamsızlıkta
senin de bildiğin
biz öldük de kurtulduk iblisin elinden
ve ölümü kabullenmeyen
arzuların köleliğinden
anladık ki ölürsek ancak kurtuluruz
ve biz bunu hep bildik
sen Rabbimizsin biz kulunuz
biz geldik
yavru farelerin meraklı ve korkulu gözleriyle
ilk meyvayı -veya ilk umudu
-veya-i şlerken ilk günahı
dişlerken bir adem bir havva
buz tutmuş düşünce göllerimizin
tersine yüzen aykırı balıkların pullarını
ilk eyvahı biz çektik
biz duyduk ilk acıyı
Rabbim biz nefsimize zulmettik
biz geldik işte bir kırık umutla sana
-pişman ve tövbekar
yönsüzlüklere çevirme ellerini
cehennem ateşinin ötelerinde -ısınır gibi
cehennem ateşinin ötelerinde -ısınır gibi
gözü kanlı bir şeytan hurra çekti
kimsesiz ölülerimiz başında
sarı saçlı bir melek güldü çaresizliğimize
adem babanın yasak ağacının
çiçek dökülen kollarında
oturmuş kayıtsız -gözleri çağla çağla
oysa ki iki damla gözyaşı umuyorduk biz
sevildiğimize delil
Rabbimizdin hani güvendiğimiz
bizimle kim ağlayacak aldandığımıza
sen değil miydin bizi bekleyen bizden ötelerde
indir rahmetini hadi
biz rahmetine güvendik
bir cılız umut bir garip korku
yüreklerimiz titrek titrek
biz geldik
cümle günahlarımızı iblisin ellerine iterek
bu sunduğumuz ilk damladır ebedilik denizinden
tur-u sinadan ilk uçuşumuzsa bu
getirdiğimiz ilk çiçek tozudur
kutsal zeytinden -arzımız gibi
sırlı incirden -evrenimizden
ve gönüller sultanı Muhammedin kırmızı gülünden
dün bakıp da göremediğimiz
hani hesaplayamadığımız -hani bilemediğimiz
bu bir sırlar denizinden zerrelerine
şah damarından bize
ilk yakınlığındır
-la mevcude-nin la'sında
biz zamanı ve mekanı
ne varsa senden gayrı
cümlesini inkar ettik
Rabbim in yüreğimize
biz geldik
* * * * *
-sus- biz geldik -3
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol
|