dünya hep mi firavunun yunus
tek parsel
hep mi nemrutun
hep mi gölgesinde yaşayacağız
her devirde bir putun
* * *
ben bugün üç put öptüm
-Rabbim affetsin-
yapıcıları bakıcıları satıcıları
sövdüler yine de arkamdan
dünüme bugünüme yarınıma
sesimi çıkaramadım korkumdan
benim adım musa değil
elimdeki bu kalem
deniz yaran asa değil
ne arar beni kabaran denizde nuh nebi
ne ateşe "serin ol" der cebrail
bunlar korkularıma neden
davutun kuşları sağır ilahilerime
süleymandan miras kalmadı cinlerim
eli kısa dili uzun
bir garip bir mahmut sait’im ben
kendim söyler kendim dinlerim
* * *
izafi hayat –göreli
"elestü bi rabbiküm" sorusuna
"bela" cevabını verdiğimizden beri
biz ademiz –bir şaşkın kul
ve yoklukla malul
kimse unutmasın aman
bugün varsak yarın yokuz
göreli zaman
* * *
dediler ki üç kere üç ondokuz
yaz ve başına bir ekle -gör
iki kere iki üç bir çıkarırsan
dokuz kere dokuz yüz ondokuz
iki ondokuz fazlasıyla –bilene sor
çiğnemesine herkes çiğner de
fatma kızın ağzında bir başka sakız
her anıran eşek kendini bülbül sanırsa
her böğüren öküz şakıyan kanarya
veya
kibrin azgın sularına kapılmışsa insan
ihanetin girdabında döner de döner
hırsın büyüttüğü şeytanın kucağında
arzuları fırtınalı deniz gibi kudurur
dediler ki "hele sabret -hele sus
unutma harisin hırsı
cehennem ateşinde söner"
acıma yunus
bir tekme de sen vur
* * *