beyaz kuğu
  Geçtiğin yollardaki aynaları ters çevirdim
 

Geçtiğin yollardaki aynaları ters çevirdim

 

         

 

 

                     

 

İDRİS ÖZYOL

 

    Kanayan kalbimi tutarak bağırıyorum. Açılmıyor bir kapı, bir pencere. Bir perde bile aralanmıyor tenhada. Yoklar. Hiç kimse yok. Ve hayat başka bir yerde değil. Zihninin labirentlerinde koşarak çıldır; ara, ara, ara ve çıldır. Yok kimse. Sana konuşmayı öğretenler öldüler oğlum; ilk kez bir silaha uzanan elin, rüzgara savurduğun saçların ve üzerine titreyen anne şefkati öldü. Her birimiz ayrı bir yetimiyiz hayatın ve bir çırpıda öldürebiliriz ötekini. Hiç konuşmadan, yüzüne bile bakmadan, adını dahi bilmeden öldürebiliriz kardeşimizi. Biz yetimiz çünkü. Yetimlerin 'ana'yasası cılızdır, yetimlerin 'ana'yasası ürkektir ve yorgundur yetimlerin aşkı.

 

    Kanayan kalbimi tutarak bağırıyorum. Bu kan benim değil, bu kan benim değil. Fakat yürüyenlerden bir teki bile bakmıyor geriye. Soru işaretlerinin ardısıra gidiyor herkes. Ben cevapların zulmüyle ölüyorum burda. Ölüyorum bir cümle serinlik girse hayatıma, bir satır şefkat girse. Birisi saçlarımı okşasa yığılıyorum olduğum yere. İyilikler kırıyor beni ve "bunları senin iyiliğin için söylüyorum" diyenler, ardından devasa bir faşizmi vuruyorlar kafama. Bizim iyiliğimiz için konuşanlardır asıl düşman belki de. Fakat cılız bir soru işareti bile eklenemiyor bu cümlenin ardına. Kimse durmak ve önde yürüyenin adımlarına bakmak ihtiyacı duymuyor. Şüphe yok ve benden şüphelenmediğiniz için ölüyorum asıl. Bu kadar iyi olmayın lütfen, bu kadar düşünmeyin beni ve bırakın sigara içip tüketeyim ciğerlerimi, vurulayım alnımdan ve sokaklara düşeyim, bırakın.

 

    Kanayan kalbimi tutarak bağırıyorum. Açılmıyor harfler, kitaplar, bilgiler. "C" harfinden mesela bir baş uzanıp, "gir içeri, öğren bu modern dünyanın sırrını" demiyor bize. Kovuyorlar sayıların arasından, coğrafya kitabından, tıp biliminden, hukuk salatasından; kovuyorlar bizi her sabah, her akşam. Oysa içerde birşey yok. O kitapların için boş, o rakamlar gereksiz şişman, o harfler soğuk ve üşüyoruz öğrendikçe ve üşüyoruz kovuldukça ve üşüyoruz yüzlerine baksak, kapılarına gitsek. "Kapılar bize gelsin artık" diyorum ve bağırıyorum kanayan kalbimi tutarak. Bir soru işaretinin ardısıra yürüyenler, cevabın menzilinde konaklamıyor azıcık. Duraksamıyor azıcık ateşler içinde koşan çocuk. Çağıramam geriye gidenleri, büyük adımlarla yürüyenleri. Fakat bilseler ki, o büyük adımlarla durup, hızla vursalar ayaklarını yere, taşların altında ne kadar solucan varsa dökülecek ortaya. Dökülecek ortaya beyaz böcekler. Ve büyük bir keyifle ezeceğiz onları. Çocukların sinekleri evire çevire öldürmesi gibi birşey olacak bizim kurtuluşumuz. Böyle bir cevap patlatıyor kafamı. Zihnimde taşıdığım bombanın ağırlığıyla ölüyorum. Duymayın sesimi. 

14 Mart 1999 Pazar

    

 

 
 
  Bugün 337 ziyaretçi (573 klik) buradaydı

beyaz kuğu Selam Dünya !.. Selam Türkiye !.. Sitemize Hoş Geldiniz !.. ( beyaz kuğu ) bir aile sitesidir !.. Lütfen bizi takip ve dostlarınıza tavsiye ediniz !. Bu çorbada tuzu olsun isteyenlerin, tenkit ve tavsiyeleri için ( mim.sait@hotmail.com )veya ( alt1946@windowslive.com ) adreslerine mail göndermelerini bekliyoruz !.. Sitemizde "bir hoş sada" menüsü altında yer alan "beyaz kuğu", "teferruat", "derviş hüseyine mektuplar" ve "hem nalına hem mıhına" bölümleri orjinal olup, bunların hiç bir hakkı mahfuz değildir, kaynak gösterilerek veya gösterilmeksizin kullanılabilir. Diğer dökümanlar ise; çeşitli sitelerden alınmış, bazılarında değişiklik yapılmıştır.İlgililerin talebi halinde derhal kaldırılacaktır!..Bilgilerinize sunulur !.. *** beyaz kuğu***Ailenizin Sitesi***











* * * * *


 
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol