Mehtaplı gecelerde hep seni andım
İDRİS ÖZYOL
Meydanların orta yerinde yaktığımız bir kamyon lastiği kadar olamadın be yüreğim. "Kopartıp at" diyorum acıyan yerlerini. Bu işler sana ağır, bu işler sana yabancı ve inadına gereksiz "bu aşk". Döndür kendini güneşe, yeryüzüne doğru uzat ayaklarını ve sakin ve mağrur ve kendin olarak bak dağlara, denizlere, insana. Ve insana bakmak bir tür dua olsun gözlerinde, bir tür yakarış olsun ettiğin her cümle, kullandığın her kelime. Uşakların ruhundaki çamur ve efendilerin eteğindeki adi renk bulaşmasın sesine. Kendi sesinle sev hayatı ve okşa yediğin her ekmeği, içtiğin her damla suyu. Besmele yerine geçer aşıkların "ah"ı. Ah, ihanetine sürgün edildiğim kavga. Ah, kavgasına sürgün edildiğim ihanet. Anadolu'yu sever gibi sev beni. Bir köyü anımsar gibi anımsa, bir ilçeyi tanır gibi tanı. Ve uzak yerlerinden yurdumun ve bana en yakın sokaklarından ayrı ayrı seslen ve sesindeki uzaklık ve sesindeki yakınlık imtihanım olsun. Ve kalbimin yağıyla tutuşsun gece.
Kalbimin yağıyla tutuşsun gece. Aklım yansın orada. İnsafım yansın. Bu hayata verdiğimiz bütün anlamlar yansın ve sadece kemiklerimden tanıyın üstüne doğduğum toprakları. Ve sadece kemiklerimden tanıyın "onursuz" kalmanın ne demek olduğunu. Ve ateş beklerken orda ruhlarımızı, dalıp gittiğimiz dünya zevklerini ve bir isyanı nasıl sattığımızı anlatsın size kaburga kemiğim. Kemiklerimiz bile öğrendi konuşmayı ve artık kalp taşımayanlar arasında aldık yerimizi. Kapkara bir kavga ve kapkara bir bilinç olarak duruyorum burada. Ve kemiklerimi üst üste yığarak yürüyorum ve kemiklerimi tek tek masaya vurarak seviyorum seni.
Kemiklerimi tek tek masaya vurarak seviyorum seni. Daha büyük konuşan varsa çıksın ortaya. Çıksın ve savunsun kendini daha celali olan, daha eşkıya olan ve daha sert cümlelerin ateşiyle kavrulan. Çıksın ve boşaltsın şarjörünü kafama. Çıksın ve bir tekme savursun yollara döke döke geldiğim kemiklere. Çizdim üstünü adımın ve hiçbir harfle başlamıyor soyadım. Varsa bundan daha öte bir hain ve varsa bundan daha öte bir delilik, konuşsun şimdi. Ayağa kalksın itiraz ve her şeylerini toprağın en derin yerine gömenler yürüsün önüm sıra. Peşindeyim bütün asilerin ve peşindeyim bütün devrimlerin. Var mısınız aşkları da yakmaya?
14 Ağustos 1999 Cumartesi
|