Konaklar yaptırdım döşetemedim
İDRİS ÖZYOL
Televizyonda "asri" zamanların ahlağı" ve biz çek-yatlarımızda borbardıman altındaki şehirlerin aç insanları gibi birbirimize sokuluyoruz. "Asri zamanların ahlakı", arasından kan damlayan pençeleriyle uzanıp üstümüzü, odalarımızı, sandıklarımızı, albümlerimizi, duvarlarımızdaki evlilik fotoğraflarını, çocuklarımızın zıbınları nı yokluyor ve dokunduğu her şeyden tiksindiğini söylüyor bize. Bu ahlak bizden tiksiniyor komşu; saçlarımızın renginden, elbiselerimize sinen kokulardan, çocuklarımızın isimlerinden, mutfağımızda pişen yemekten, kapılarımızın zilinden, avuçlarımızın nasırından, camilerimizin halısından, başörtümüzün çiçeğinden tiksiniyor. Otobüste yanına otursak burnunu tutuyor, caddede karşılaşsak kaşlarını çatıyor, adres sorsak bizi aşağılıyor bu ahlak. "Simitçisin sen, simitçi kal" diyor ve kalın tüylü halılarla döşenmiş ofislerin hayaline bizim bıyıklı yüzlerimizi yerleştirmiyor ısrarla.
Kim bunlar? işte bir örnek: Radikal gazetesinin sorularını cevaplandıran Çelik Gülersoy, bizim bir zamanların elit mekanlarını, Çamlıca'yı, Beyaz Köşk'ü doldurmamızdan rahatsız olduğunu söylemiş. Gelinlerimizi oralara götürüp gözleme yememizden, şerbet içmemizden ve o güzel ağaçların altında bir şehirli gibi dolaşmamızdan rahatsızmış Çelik Bey ve bu manzaraya yüreği dayanmadığı için şehre küsüp, Büyükada'ya yerleşmiş. Çelik Bey, bizi hiç ama hiç sevmiyor ve yerleştiği Büyükada'da isviçre havası kokluyor.
Bir başka örnek: Cem Ceminay... O da bizi tırnağı kadar sevmez ve varlığımız fena halde keyfini kaçırır onun. Bizim çoğalmamızın, yaşadığı Akdeniz akşamlarını bozacağını, manken kızların tadını kaçıracağını ve doğal ortamı olan diskoteklere limon sıkacağını düşünür o. Peki ne yapar Cem Bey? Canlı yayında, kendi köpeğini bir seyircisinin köpeğiyle evlendirir. İşte size bir "asr[ zamanlar" klasiği. Evlendir köpeğini, öz-gürleş!
Son örnek: Gönül Yazar... O da bizi kirpiğinin ucu kadar sevmez ve kazara dokunsa bir yerimize hemen lavaboya koşar beyaz ellerini yıkamak için. Günlerce avuçlarını yıkadıktan sonra Cem Bey'in köpek düğününde nikah şahitliği yapar ve yetinmeyip bu kadar modernlikle, bir de kalkıp striptiz çeker ekranlarda, işte burjuva ahlakı...
Ne yapıyor bizden tiksinenler? Striptiz yapıyor.'-Başka? Köpek evlendiriyor. Başka? Evlerindeki geniş koltuklara kurulup, kızlarını güzellik yarışmalarına sokmak için form dolduruyor. Başka? Eş değiştiriyor. Başka? Jigolo besliyor.
Başka? Başkasına dilimiz varmıyor. Bizim için ahlak, bazı şeyleri söylemeye dilimizin varmamasıdır. Fakat birileri ısrarla, "asri" zamanların anlağı"™, köpek düğünlerini, striptiz şovlarını kabullenmemizi, hayatımızın parçası haline getirmemizi, onlarla yaşamamızı istiyorlar.
Birileri, atalarımızın, dedelerimizin, babalarımızın bizde süren yasalarına rest çekmemizi ve hayatlarımızı televizyon ekranlarında kullanıma sürülen ne idüğü belirsiz yasalarla sürdürmemizi istiyorlar. Ve kabul etmediğimiz her "modern" için kafamıza vurup, evlerimizi yıkıyorlar. Bize sıtma muamelesi yapıyorlar komşu, evlerimize kurutulması gereken bir bataklık gibi giriyor ve kıyafetlerimizi geri, yemeklerimizi ilkel, müziğimizi yoz, oylarımızı geçersiz ilan ediyorlar.
Kızlarımızı güzellik yarışmalarına gönderip, beyazlara servis etmemizi istiyorlar bizim. Striptiz yapmamızı, köpek beslememizi ve finolarımızı evlendirmemizi istiyorlar. Uzanıp odalarımızı, sandıklarımızı, albümlerimizi, duvarlarımızdaki evlilik fotoğraflarını, çocuklarımızın zıbınlarını yokluyorlar ve dokundukları her-şey tiksinti veriyor onlara.
Kalkıp gömüyoruz onları. Biz gömmesek dünyanın en beter kokusuyla kokacaklar geniş yataklarının içine