Suç ve Ceza ve Hukuk ve Biz
İDRİS ÖZYOL
Ey hayatın yağız çocukları... asi ruhlar... rüzgar ve güneş aksanlı serseriler... yetişin... bir bıçak kavgasının ortasında kaldık bugünlerde. Façasını bozduğumuz züppeler, beyaz yumurta kafalı saray çocukları, sakin ve silahsız yakaladı sicilimizi. Adam yaralama, hesaba çekme, mekan basma ve namus cinayeti türünden her biri kendi içinde fiyakalı suçlar işledik.
Ve her biri kendine ait ağır, tumturaklı, gotik ve bilumum egzantrik hiyerarşilerle işlenen bu suçlar alnımıza kaydedildi. Asla vurmadık bir adamı arkadan ve düşürmedik pusuya bir yüreği. İnsanları sırtından vuranları ve pusuya düşürüp harcayanları sevmeyiz. Sevmeyiz ve bir biçimde kıstırıp bir yerlerde, sorarız hesabını kalleşliğin...
İşte böyle oğlum, işte böyle! ağır ve her santimi düşünülmüş bir suçun evlatlarıyız biz. Anlamakta zorluk çekeceğin ve belki asla sevmeyeceğin tuhaf bir ahlak anlayışı ve garip bir hikaye bırakacağız sana. Suçun içinde yeşeren bir ahlak bu. İnsanlara dokunmamayı değil, bir garibe, bir korumasıza uzanan eli kırmayı öneren bir ahlak.
Muhasebesi karmaşık ve ayrıntılarını sadece sahibinin bildiği ve bilançosu, ağır hergelelerin kişisel tarihinde gizli bir ahlak. Dışardan bakıldığında ürkütücü, haksız ve gaddar bir dünya bu ve evet hepimiz ağır suçların barbar yolcularıyız. Ve evet hepimiz tuhaf bir adalet hissinin ve tanımsız bir doğruluk şiarının ardı sıra ömrümüzü tüketiriz. Bir gün yaşlı, yorgun bir aslan gibi, tahammülsüz öksürükler içinde ve acaip üşüyerek ve duvarlarına lakabımızı kazıdığımız soğuk bir hücrede ve alnımızdaki yara izini hatırlayarak veda ederiz 'hukuk sistemi'ne.
Sözkonusu ve tırnak içindeki hukuk bizim değildir oğlum. O hukuk, kahyasının küçük kızını köşkün tenha bir köşesinde kıstırıp namusuna el uzatan beyaz züppelerin hukukudur. Ve o pislik abidesini yakalayıp, kirlettiği hayatların hesabını soran bizleri, o namus ve hayat ve halk düşmanının hukukuyla yargılarlar. Ve büyük bir kısmı insanlığın yani yüzde doksandokuzu belki, yani hemen hemen hepsi tırnak içindeki hukuka bakarak karar verdikleri için, anlamak zordur bizim suçsuzluğumuzu. Yani başka bir adalete sahip olmak ve hesabını bir insanın anında ve hemen orda, hiç ikiletmeden sormak suçtur beyaz züppelerin hukukunda. ve o züppe, altın yaldızlı hukuk, soytarıları asil, kahramanları köle diye tanımlar. ve yine o hukuktur ki güçlü olanı haklı, güçsüz olanı lanetli bulur. O hukuktur ki girmez asla mapusaneye ve fakat hücreleri yağız ve yiğit ve hesapsız delikanlılarla doldurur.
Bu başkalarının hukukudur oğlum. Her sabah rafadan yumurtası yatağına getirilenlerin ve sıcak terliklerini ayağına geçirerek puro içmeye inenlerin hukukudur bu. Aldırma. Bizi bu hukukun içinde tanıyamazsın oğlum. Bu hukukun içinde biz eli kanlı, barbar, acımasız, ruhsuz caniler olarak görünürüz sana. Sen bizim mahalleden sor adaleti, hukuku, bir adam öldürmeyi ve bir çocuk büyütmeyi. Sen bizim mahalleden bak hayata oğlum. Suçu ve cezayı anlayacaksın o zaman.